Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1078 E. 2018/1178 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1078
KARAR NO : 2018/1178
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 27/11/2013
KARAR TARİHİ: 01/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankaya devrinden önce … bank A.Ş … Şubesine 08/10/1999 tarihinde 17.400,00-TL mevduatını vadeli olarak yatırdığını, 21/12/1994 tarihinde… bank yönetimine el konularak bankanın …’ye devredildiğini, takiben Fon taralından…bank’a devri ve …bank A.Ş’ne …Bank A.Ş.) satışının yapıldığını, banka yönetimine el konulmasından sonra müvekkilinin mevduatının… Bank … Ltd banka hesabına aktarıldığı ve mevduatın sigorta kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle ödenmediğini, Yargıtay … H.D’nin öncelikle … Bankasına başvurulması gerektiği içtihatından bu banka hakkında çok sayıda aciz veskası alınmış olmasından dolayı kararın ekte sunulduğunu, bankanın yaptığı işlemin havale görünümlü mevduat toplamak olup, anapara ve faizin vadesinde kendisi tarafından ödeneceğini bildirdiği, bir güven kurumu olan bankanın müşterilerde yarattığı güvenin kötüye kullanılmış olduğunu, tüm işlemlerin… Bank …’da gerçekleştirilmesi nedeniyle davalı banka tarafından ödenmesi gerektiğini kanuna karsı hile yaparak mevduat kabul etmenin bu inançlı işlemin aslında karz/vedia akdi olduğunu, Mevduatın… Bank A.Ş tarafından KKTC’ye paravan olarak kurulan dava dışı …Şti. hesabına aktarılıp…bank A.Ş yönetimi tarafından … Grubuna ait şirketlerine usulsüz kredi vermek suretiyle tüketilmesi nedeniyle…bank’ın bu şirketlerden alacaklı duruma geldiğini, B.K’nun 61 Md hükmüne göre iadesinden sorumlu olduğunu,…bank A.Ş ile…bank … Ltd. arasında fiili ve organik bir bağ bulunduğunu, bu ilişkinin mevduat sahiplerinin aleyhine kullanıldığını, 4389 sayılı bankalar kanunu 10/1 Maddesi ve Yönetmeliğin 12 Maddesinin havale görünümlü mevduatı yasakladığını,…bank A.Ş’nin paravan banka adına topladığı mevduatı havale edilmiş gibi işlem yaptığını aslında paranın…bank … Şubede hesaba alındığını, toplanan bu paraların…bank tarafından grup şirketlerine ve paravan şirketlere kullandırıldığını, bu şekilde kanuna karşı bile yapıldığını banka tüzel kişiliğinin müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu, her iki banka arasında isim benzerliği yaratılarak bankalara olan güvenin kötüye kullanıldığını, banka ile mevduat sahibi arasında bir vekalet ilişkisi doğduğunu, bankanın mevduatı güvenli ve iyi yerlere yatırmak zorunda olduğunu,…bank’ın ise bunun tersini yaparak vekalet güvenini kötüye kullandığını, keza davranışın haksız fiil teşkil ettiğini,…bank yöneticilerinin kanunun yasakladığı sonucu elde elmek için giriştikleri haksız fiil ile müvekkiline zarar verdiklerini, sorumluluğun banka tüzel kişiliğine ait olduğunu, bunun mevduat sigortası ile ilgisi bulunmadığını beyanla daha yüksek faiz oranlarına ilişkin talep ve dava hakkı ile fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, Müvekkilinin … Şubesine yatırdığı toplanı 17.400,00.TL mevduat alacağının davalı bankadan paranın yatırıldığı 08.10.1999 tarifinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yönetim ve Denetimi …’ye devredilen…bank A.Ş’nin…bak A.Ş. ile devren birleştirildikten sonra … ile … arasında imzalanan 09/08/2001 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi ile …’a devrediğim bu devir sırsında 09/08/2001 tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanan Borçlar ve bunlara dair her türlü Mali ve Hukuki sorumluluğun … tarafından üstlenildiğini, gereğince…bank A.Ş’nin küllü halefîyet prensipleri çerçevesinde …bank A.Ş ile devren birleştirilmesine karar verildiğini, hisse devir sözleşmesi gereğince hisse devir tarihinden önceki dönemde açılmış ve açılacak takip ve benzeri hukuki uyuşmazlıklardaki tüm sorumluluğun …’ye ihbar edileceği ve banka adına takip edileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili bankaya husumet yönetilebileceğini, husumet itirazında bulunduklarını, dava konusu paranın … bankaya gönderilmesinin üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçtiğini davanın zamanaşımına uğradığını, gerek T.B.K 72 Mad. göre ve gerekse 818 s. B.K. hükümlerine göre dava zamanaşımının dolduğunu, husumet zamanaşımı ve esas yönlerinden davanın reddini talep etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, bilirkişiler Bankacı/hukukçu…, banka müdürü … ve mali müşavir …’e tevdii edilen dosyada tanzim olunan 11/06/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının talimatına istinaden 17.400,00-TL’nin 08/10/1999 tarihinde…bank … Ltd nin hesabına aktarıldığının görüldüğünü, … hesaplarının Türkiye’de açılan hesaplara göre daha yüksek faiz getirisi sağladığını, davacının bu saikle parasını … hesabına yatırma yoluna gittiği, davacının…bank … hesabına yatırdığı 17.400,00-TL’nin KKTC’de kurulu …Bank … hesabına gönderildiğine dair dosyada bir belge ya da kayda rastlanmadığı, bu konuda bir dekont ya da mahsup belgesi ibraz edilmediği, bu durumda söz konusu paranın …’ye devredildiği tarih itibariyle davalı bankanın bünyesinde bulunduğu görüşüne ulaşıldığı, başka bir ifadeyle davacının parasının …Bank… Ltd’e havale edilmiş gibi gösterildiğini, ancak bankanın merkez şubesindeki …Bank … mevduat hesabına aktarılarak bünyesinden çıkmamış olduğunu, bu durumda davacının 17.400,00-TL olarak dava tarihinde davalıdan alacaklı olduğu, hesap açılış tarihi olan 08/10/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanan 2 maddesine göre değişen oranlarda avans faizi ile tahsilini talep edebileceği, davalı tarafın zaman aşımı itirazınının da yerinde olmadığını, zira dava konusu mevduat alacağının 10 yıllık zaman aşımına tabi olup, işlemeye başlaması için yasanın yönetmeliğin öngördüğü usul ve esaslar doğrultusunda mevduat sahibi davacıya ilan ve uyarı yazısı yapıldığına ilişkin dosyaya sunulu herhangi bir belge sunulmadığını, yerleşik yargıtay içtihatları uyarınca faize hesap açılış tarihi itibariyle hükmedilmesi gerektiğini, davacı … yönünden adına herhangi bir hesap açılmamış olduğundan dava konusu hesabın müşterek hesapta olmadığı , bu davacı adına herhangi bir alacağın bulunduğunun saptanmadığı, alacağa 08/10/2009 tarihten itibaren değişen ve değişecek oranlarda avans faizi ile tahsili talep edebileceği belirtilmiştir.
(2)Mahkememizin … esas, … karar sayılı, 11/12/2014 tarihli kararı ile davacı … yönünden davanın kabulüne, diğer davacı …yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı Ing Bank ve fer’i müdahil vekillerinin Mahkeme kararını temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay … Hukuk Dairesi’ne gönderilmiş olup, Dairenin … esas, … karar sayılı, 23/11/2015 tarihli ilamında; “… Mahkemece dava konusu mevduat hesabının müşterek hesap olmayıp sadece davacılardan … adına açıldığı gerekçesiyle davacı … yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamında yer alan ve…bank … Tarafından düzenlendiği anlaşılan 2149 no’lu hesap açılış belgesinden hesabın her iki davacı adına açıldığı görülmekle, mahkemece hesabın ortak hesap olduğu gözetilerek davacı … yönünden onun payına yönelik olarak davnın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddi ile adı geçen davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış bu husus bozmayı gerektirmiştir.” denilmek suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava bankacılık işleminden kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
Mahkememizin … Esas, … Karar sayılı, 11/12/2014 tarihli hükmü Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas,… Karar sayılı ilamıyla davacı… yönünden tesis olunan esasa yönelik red kararı banka hesabının her iki davacı adına açılmış olduğundan bahisle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle bu durum usuli müktesep hak oluşturmaktadır. Bu minvalde her ne kadar banka hesabının sadece davacı … adına açıldığı gerekçesiyle sadece bu davacı yönünden kabul yönünde karar tesis edilmiş ise de 08/10/1999 tarihli dosyada mübrez…bank … tarafından düzenlenen hesap açılış belgesinde yer aldığı üzere her iki davacının da ortak hesap sahibi olarak göründüğü anlaşıldığından bozma kararı öncesinde yapılan yargılama nezdinde alınan bilirkişi heyet raporu dikkate alınarak davacıların mevduat hesabındaki 17.400,00 TL miktarındaki paranın hesabın açıldığı tarihle aynı gün içerisinde …’ta bulunan başka offshore hesabına havale edilmiş gibi gösterilerek mevduat sahibi davacılara geri ödenmediği sabit olduğundan iş bu miktarın havale işleminin gerçekleştirildiği 08/10/1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine hükmedilmiş ve aşağıdaki karar oluşturulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU :
(1)Davanın her iki davacı yönünden de KABULÜ ile;
17.400,00-TL alacağın bankaya yatırıldığı 08/10/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın ilgili maddesi gereğince Merkez Bankasının değişen oranlarda uyguladığı avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
(2)Harçlar Kanununa göre davalı banka fon bankası olması nedeniyle harçtan muaf olduğundan harç takdirine yer olmadığına, peşin alınan 297,15 TL harcın karar kesinleşmesine takiben talep halinde davacılara iadesine,
(3)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacılara verilmesine,
(4)Bozma öncesi davacı tarafından yapılan; 24,30 TL başvuru harcı, 3,75 TL vekalet harcı, 1.050,00 TL bilirkişi ücreti, 28,00 TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.106,05 TL yargılama masrafı ile (tahsilde tekerrür olmamak üzere) bozma sonrası yapılan; 56 TL tebligat giderinin davalıdan tahsil edilerek davacılara tarafa verilmesine,
(5)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin, ihbar olunan ve feri müdahil vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
Hakim
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “