Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1076 E. 2021/697 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1076 Esas
KARAR NO:2021/697

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cis. Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:13/12/2017
KARAR TARİHİ:23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/10/2013 günü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halinde iken … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonete çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini ve müvekkili …’ın ağır derecede yaralandığını, kaza nedeniyle bedeni zararın tazmini için … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı numarasıyla dava ikame edildiğini ve dava dosyasında 05/01/2015 tarihli kusur raporuna göre … plakalı araç sürücüsünün %75 oranında … plakalı aracın ise %25 oranında kusurlu bulunduğunu, olay nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığınca … hazırlık numarasıyla soruşturma açıldığını ancak tarafların şikayetçi olmaması nedeniyle Kovuşturmaya Yer Olmadığı yönünde karar verildiğini, … adına tescilli olan … plakalı aracın … A.Ş. – … adına tescilli … plakalı aracın ise … A.Ş.’nin sigortalısı olduğunu, müvekkilinin iyileşmesi için yapılan masraf ve ödemelerin tahsili için davalı …’dan talepte bulunulduğu ancak herhangi bir ödeme yapılmadığnı, … SGK. İl Müdürlüğüne yapılan başvuruya ise anlaşmasız hekim olan profesöre muayene olunması nedeniyle ve ayrıca otelcilik hizmeti için fark ücreti ödendiğinden SUT gereği faturaların ödenmesine imkan bulunmadığı yönünde cevap verildiğini, bedelsel zararın tespit edilmesi ve delillerin toplanmasından sonra alınacak hesap ve tıp bilirkişisi raporuna göre alacak tutarının harcı yatırıldığında sigorta limiti aşılmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı sigorta şirketlerinden tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun ilgili biriminden henüz istenilen bilgi ve belgeler intikal etmediğinden davacının dava konusu alacağı ile ilgili olarak kuruma bir başvurusu olup olmadığının henüz bilinemediğini bu nedenle eğer davacı davasını açmadan önce alacağı için yazılı olarak başvurmamış ise davanın kurum yönünden dava şartı noksanlığı nedeniyle reddini, 5510 sayılı Kanunun 101. Maddesi uyarınca davanın görev ve çözüm yeri İş Mahkemeleri olduğundan bu nedenle görev yönünden davanın reddinin gerektiğini, 6100 sayılı kanunun 6. maddesinin 1 no’lu bendi gereği davada yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olması nedeniyle yetki yönünden de reddini, kurumun sorumluluğunun 2918 sayılı kanunun 98/1 maddesi kapsamındaki sağlık uygulama talimatı ile sınırlı olduğunu, izah edilen nedenlerle davanın reddi ile masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; bahsi geçen 02/10/2013 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirkete 24/12/2012 – 2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, trafik sigortacısı şirketin sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlere ve işletenin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, … 1. ATM.’nin …/…. Esas sayılı dosyasıyla açılan davada müvekkili şirket aleyhine 179.821,56-TL üzerinden dosyanın karara çıktığını ve müvekkili şirket aleyhine açılan … İcra Müd.’nün …/… Esas sayılı icra dosyasına feriler ile birlikte 260.453,00-TL tazminat ödemesi yapıldığını, 179.821,56-TL asıl alacak ödemesi göz önünde bulundurularak bakiye teminat limitinin dikkate alınması gerektiğini, tedavi giderlerinin tamamının yapılan kanun değişikliği ile Zorunlu Trafik Poliçesi kapsamından çıkarıldığını bu nedenle davanın reddini, aleyhe hüküm kurulmaması halinde yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve kaza gününden başlayarak yıl içinde zamanaşımına uğradığını bu nedenle 02/10/2013 tarihli kazaya ilişkin olarak zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında bir sözleşme olmadığı ve olayın haksız fiile dayandığı dikkate alındığında davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, …’ın yolcu olarak seyrettiği … plakalı aracın müvekkili kooperatifte sigortalı olduğunu, araç başına teminat limitinin 250.000-TL kaza başına da 1.250.000-TL olduğu ve trafik sigortacısı şirketin sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlere ve işletenin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, … 1. ATM.’nin …/… Esas sayılı dosyasıyla dava açılmasından sonra müvekkili şirket tarafından hak sahiplerine 83.160,00-TL tazminat ödemesi yapıldığını ve davacı tarafça dosyadan müvekkili hakkındaki talepten feragat ettiğini, davacı tarafın bu süreçte tedavi giderleriyle ilgili olarak müvekkili sigortadan herhangi bir talep yada ihbarda bulunmadığını, izah edilen ve re’sen gözetilecek nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmili hususunda karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; … Üniversitesi Hastane Başhekimliğinin 25/01/2018 tarihli müzekkere cevabı ekinde tedavi evrakları ve cd’ler, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası (uyap üzerinden), … A.Ş.’nin delil dilekçesi ekinde kaza tespit tutanağı – sigorta poliçesi – ödeme dekontu – … no’lu hasar dosyası, …’nın sunmuş olduğu beyan dilekçesi ekinde … no’lu poliçe sureti, … Üniversitesi’nin 29/01/2018 tarihli müzekkere cevabı ekinde davacıya ait hasta dosyası, davacı vekilinin 03/10/2018 tarihli dilekçesi ekinde … Hastanesine ait 6.074,06-TL bedelli fatura, … …. Vakfı’nın 23/10/2019 tarihli cevap dilekçesi ekinde faturalar ve dosya teslim tutanağı, bilirkişi raporuna karşı yapılan beyan ve itiraz dilekçeleri, davacı vekili tarafından sunulan 26/02/2020 tarihli değer arttırım dilekçesi, … CBS. …/… no’lu soruşturma dosyası Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, aktüer bilirkişi … …, SUT-Tedavi giderleri değerlendirme uzmanı … ve sigorta uzmanı bilirkişi … … tevdii edilen dosyada tanzim olunan 09/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … 1. ATM.’de görülen davada davacı vekili tarafından … plakalı araçta yolcu olarak bulunan 10 yaşındaki …’ın ağır şekilde yaralanarak %49 oranında sürekli maluliyete uğradığı kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı talebinde bulunulduğunu, Mahkemece yaptırılan incelemeler sonucu … plakalı aracın %75 … plakalı aracın ise %25 oranında kusuru neticesi beden gücünü %49 oranında sürekli ve geçici iş göremezlik süresinin 45 gün olduğu tespit edilerek aktüeryal hesaplama sonucu 179.821,56-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ödenmesine karar verildiğini, Mahkememizde görülen işbu davada ise kaza sonrası davacı küçüğün durumunun ağır olması nedeniyle özel muayenehanelerde tedavi görmesi ve sinir transferi için ameliyat yapılması nedeniyle 16.000,00-TL ücret ödediğini, bu ve buna benzer başkaca ek ödemeler olması nedeniyle faturaları ibraz edip tedavi giderlerini belirterek işbu hastane masraflarının ödenmesinin davalılardan talep edildiğini, dosyada kazazedenin süren tedavileri neticesinde meslekte kazanma gücünün yani sürekli maluliyetinin arttığına yönelik dosyada bir iddia bulunmadığı gibi buna ilişkin bir belge sunulmadığını, huzurdaki davanın tamamen kaza ile birlikte ve 45 günlük tedavi süresi sonrasında yapılan tedavilerle ilgili hastane ücretlerine yönelik olduğunu dolayısıyla sürekli maluliyete ilişkin aktüeryal hesaplama yapılmayıp tedavi ve hastane giderlerine ilişkin dosyanın incelendiğini, … … Hastanesi tarafından yapılan tedavi için 12.000,00-TL fatura kesildiğini ayrıca … Hastanesinden 6.074,06-TL bedelli – Op. Dr. … tarafından 250,00-TL – Prof. Dr. … tarafından 16.000,00-TL ve 300,00-TL bedelli faturaların dosyaya sunulduğunu, işbu tedavi giderleri değerlendirildiğinde SGK trafik kazalarında yaralanmalardan dolayı SGK. Tedavi giderlerinden SGK ile anlaşmalı olan – olmayan sağlık kurumlarındaki tedavi giderlerinden SUT fiyatları esasıyla sorumlu olduğunu, bu kapsamda dava konusu talep edilen 34.624,06-TL tedavi giderleri değerlendirildiğinde … Hastanesine ait 12.000,00-TL tedavi giderinden tamamından SGK’nın sorumlu kabul edilebileceğini, SGK. SUT fiyatları esasıyla sorumlu kabul edilirse 1.782,00-TL kısmından sorumlu – geriye kalan 10.218,00-TL’lik kısmından sigorta şirketlerinin sorumlu tutulabileceğini, SGK’nın sorumlu kabul edilmemesi durumunda sigorta şirketlerinin sorumlu olup olmadıkları ve miktarları hususunda takdirin sayın Mahkemede olduğunu, … Hastanesine ait 6.074,06-TL bedelli fatura için dosya kapsamında hastanede yapılan tedaviler ve epikriz bulunmadığından değerlendirme yapılamadığını, Op. Dr. … tarafından kesilen 250,00-TL bedelli ve Prof. Dr. … tarafından kesilen 300,00-TL ve 16.000,00-TL olmak üzere toplam 16.550,00-TL bedelli tedavi giderlerinden SGK. Sorumlu kabul edilirse sigorta şirketlerinin sorumluluğu olmadığını, SUT’a göre SGK.’nın sorumlu olmadığını ve SGK’nın sorumlu kabul edilmemesi halinde sigorta şirketlerinin sorumluluğu hususunda takdirin sayın Mahkemede olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacıya kusur tanımlanmadığından takdir edilen talep edebileceği tedavi giderinin tamamını talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Mahkememizin 14/01/2021 tarihli duruşmasında; dosyada bilirkişilerden daha önce alınan raporda Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) gereği değerlendirme yapıldığı, Danıştay 15. Dairesinin 14/11/2013 tarihinde “SUT’da yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin yürütülmesinin durdurulduğu, 16/03/2016 tarihinde ise bu ibarenin iptaline karar verildiğinden eldeki davada SUT konusunda değerlendirme yapılamayacağı dikkate alınarak, meri hükümler çerçevesinde değerlendirme yapılarak davalıların ilgili giderlerden sorumlu olup olmadıkları, sorumlu olmaları halinde her bir davalının ne miktarda sorumlu olduğu gibi hususlarda belirtilerek dosya kapsamında taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu yönünden bilirkişi raporu alınması için dosyanın Mahkememizce resen seçilecek bir aktüerya / sigorta bilirkişisine tevdiine yönelik ara kararı gereği, dosya bilirkişisi …’e tevdii edierek tanzim olunan 10/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının trafik kazası sonucunda SGK medulla sistemine kayıtlı tedavi giderlerinin SGK tarafından ödendiğini, … provizyon tipi “trafik kazası” olarak girilmemiş tedavilerin trafik kazası nedeniyle gerçekleştirildiği belgelenmiş sayılmayacağından SGK’nın ilgili giderlere ilişkin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, bu nedenle davacının tedavi giderlerinden SGK sorumlu tutulamayacağını, ancak ilgili giderlerin ilişkin olduğu tedavilerin ve protez bedellerinin trafik kazasıyla illiyet bağının bulunduğunun ayrıca tespiti durumunda sigorta şirketleri anılan “belgesiz” yahut “yasa kapsamı dışında kalan” giderlerden sorumlu olacağını, SGK’nın trafik kazalarından sorumluluğunu yalnızca SUT hükümleri ile sınırlayan Yönetmeliğin 4/1 maddesinin ilgili kısmının iptali talebiyle Danıştay 15. Dairesi’nde dava açıldığını, bahsi geçen davanın sonucunda Kanunda yer almayan bir sınırlamanın Yönetmelik ile öngörülmesinin normlar hiyerarşisine ve dolayısıyla hukuka aykırı olduğundan bahisle ilgili Yönetmelik hükmündeki “… Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verildiğini, 04/04/2015 tarih ve 6645 sayılı kanunun 60. Maddesi hükmünün 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesinin birinci fıkrasına “kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın” ibaresinden sonra gelmek üzere “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” ibaresi ve “Ancak, …, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.” denilmesi de birlikte değerlendirildiğinde SGK. sorumluluğunun olmadığının tespit edildiğini, yasa kapsamı dışında kalan ama kaza ile illiyet bağı bulunan sair tedavilere ilişkin giderler bakımından ise sigorta şirketi işleten ve araç sürücüsünün sorumluluğunun devam edeceğinin sayın mahkemece kabulü halinde;
davalı … A.Ş’nin yasa kapsamı dışında kalan ama kaza ile illiyet bağı bulunan sair tedavilere ilişkin giderler bakımından sigorta şirketi, işleten ve araç sürücüsünün sorumluluğunun devam edeceğine yönelik karar verilmesi halinde davacının 34.624,06-TL x %75 kusur oranına göre 25.968,04-TL sorumlu olacağını, … A.Ş.’nin yasa kapsamı dışında kalan ama kaza ile illiyet bağı bulunan sair tedavilere ilişkin giderler bakımından sigorta şirketi işleten ve araç sürücüsünün sorumluluğunun devam edeceğine yönelik karar verilmesi halinde davacının 34.624,06-TL x % 25 kusur oranına göre 8.656,01-TL’den sorumlu olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle uğranılan cismani zarar nedeniyle açılan tedavi giderlerine ilişkin tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1.maddesi uyarınca; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Hakim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Davacının uğradığı haksız fiil neticesinde maruz kalabileceği bedensel zarar aynı yasanın 54.maddesinde sayılmıştır. Bunlar; 1. Tedavi giderleri, 2. Kazanç kaybı, 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, 4.Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır.
Meydana gelen kazanın 02/10/2013 tarihinde gerçekleştiği, kazayla ilgili … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… Esas 2016/… K. Sayılı kararı ile gerçekleşen kazayla ilgili olarak davacılar …, … ve …’ın davalılar … A.Ş ve … Kooparatifi’ne yönelik açılan tazminat davasında hükme esas alınan kusura ilişkin rapora göre; kazaya karışan … A.Ş’ye sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’ın %75 kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ın ise %25 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı davasının sonucunda … A.Ş bakımından davanın kabulü ile 179.821,56 TL’nin tahsiline, davalı … bakımından feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkememizde açılan 13/12/2017 tarihli davada ise küçük … gerçekleşen kazadan kaynaklı tedavileri devam ettiğinden tedavi giderlerinin davalılardan tahsiline ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçmiştir. …, 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil ancak söz konusu madde kapsamında kalan belgeli tedavi giderlerinden sorumludur. Kanunun 98. maddesi kapsamında olmayan tedavi giderleri yönünden ise işleten ve işleten hukuki sorumluluğunu yüklenen sigortacının sorumluluğu devam etmektedir.
TBK 50 maddesi gereğince zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Sağlık kuruluşunda yapılan sağlık hizmeti harcamaları rahatlıkla fatura ve benzeri belgeler ile ispatlanabilir. Ancak bazı giderler var ki her zaman belge temin edilmesi mümkün değildir. Bu gibi durumlardaTBK 50/2 maddesi gereği uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyecektir. Bu nedenle kişinin haksız eylemden zarar gördüğünün ve bedensel zarara uğradığının ispatlanması yeterli olup ayrıca iyileşme harcamaları için fatura ve makbuz gibi belgeler bulunup getirilmesi şart değildir. Hiç bir belge sunulmasa bile hakim ,görevlendireceği uzman bilirkişilere tedavi ve tüm iyileşme giderlerini hesaplatmakla ve hüküm altına almakla yükümlüdür. (HGK .26/04/1995 ,1995/11-122 E 1995/430 K)
Davaya konu olayda …’ın … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasında %49 oranında maluliyetinin bulunduğu, kazadan kaynaklı davacının tedavisinin devam etmesi nedeniyle trafik kazasıyla illiyet bağını kesmeyen sağlık giderleri bedellerini TBK 54. Maddesi uyarınca yapılan tedavi giderlerini talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Mahkememizce, Danıştay 15. Dairesinin 14/11/2013 tarihinde “SUT’da yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin yürütülmesinin durdurulduğu, 16/03/2016 tarihinde ise bu ibarenin iptaline karar verildiğinden eldeki davada SUT konusunda değerlendirme yapılamayacağı dikkate alınarak uzman bilirkişilerden yeniden rapor alınmıştır. Tedavi giderlerinin belgeli, belgesiz olması ayrımına göre belgeli tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğu, davaya konu olayda Medula provizyon tipine göre trafik kazası olarak girilmemiş tedavi giderleri belgelenmiş sayılmayacağından bu giderlerden ise SGK sorumlu olmayacaktır. Ancak belgesiz olan tedavi giderlerinden işleten ve işleten hukuki sorumluluğunu yüklenen sigortacının sorumluluğu devam etmektedir. Davaya konu olayda tedavi giderleri belgesiz olduğundan davacının davalı SGK’ya açmış olduğu davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak belgelendirilmese de sigorta şirketlerinin sorumluluğu sigorta ettirenin kusuru oranında devam etmektedir.
Öte yandan davalılardan … A.Ş. davaya konu olayla ilgili soruşturma aşamasında uzlaşma bulunup bulunmadığı ve uzlaşma olması halinde davacının tazminat talep edemeyeceği savunmasında bulunmuştur. Mahkememizce … CBS … Sor. Sayılı dosyada savcılık aşamasında yahut kolluk aşamasında uzlaşma olup olmadığı sorulmasına yönelik müzekkere yazılmış, gelen yazı cevabıyla uzlaşma müessesinin yalnızca kolluk aşamasında yapıldığı, … İlçe Jandarma Komutanlığı Uzlaşma teklif formu düzenlendiği, davacıya velayeten anne ve babanın uzlaşmayı kabul ettiği anlaşılmaktadır. CMK 253/17. Maddesi uyarınca uzlaşma sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz ancak bunun için uzlaşma teklif formunun imzalanması yeterli olmayıp uzlaşma raporunun ve belgesinin düzenlenmesi gerekmektedir. Aynı doğrultuda Yargıtay 4. HD. yeni tarihli 2020/3713 Esas, 2021/1048 Karar sayılı kararında aynen: “… 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 253/17. maddesinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder.” ve CMK’nın 253/19. maddesinde de “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükümleri yer almaktadır. Bu düzenlemelere göre; taraflar arasında uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Uzlaşma raporu da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekmektedir.
Dosya kapsamından; davaya konu kazayla ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı dosyasında yürütülen soruşturmada, davacının zararının giderimi ile uzlaşma sağlandığına ilişkin uzlaşma raporu veya uzlaşma tutanağı bulunmayıp, sadece davacıya uzlaşma teklif edildiğine dair 13/04/2015 tarihli uzlaşma teklif formu bulunduğu, ceza soruşturmasının ise şikayet yokluğu nedeniyle takipsizlikle sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, uzlaşmanın tamamlanması için uzlaşma teklif formunun dışında, ilam niteliğinde sayılan uzlaşma raporu veya belgesinin düzenlenmesi gerekmektedir. Somut olay bakımından, dosya içeriğinde tarafların uzlaştığına ilişkin onaylı uzlaşma raporu veya belgesi bulunmadığından uzlaşma ile ilgili prosedürün tamamlanmadığı ve CMK’nın 253/19. maddesinin uygulanma imkânının bulunmadığı anlaşılmıştır. Şu durumda, mahkemece işin esasına girilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, 13/04/2015 tarihli uzlaşma teklif formuna göre davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olmamış, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. ” şeklinde karar verilmiştir. İlgili karar dikkate alındığında somut olayda yalnızca teklif formu düzenlenmiş olduğu, uzlaşma raporunun bulunmadığı, uzlaşma sürecinin tamamlanmadığı, 30/10/2013 tarihli … CBS … Sor. Nolu dosyada tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden şikayetçi olmamaları nedeniyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği anlaşıldığından CMK 253/17. Maddesinin somut olaya uygulanma imkanının bulunmadığı yani usulüne uygun bir uzlaşma olmadığı bu nedenle davacının tazminat davası açabileceği değerlendirilmekle davalı … A.Ş’nin buna yönelik savunmalarına itibar edilememiştir.
Davaya konu olayda davacı TBK’nın haksız fiil hükümlerine göre kazaya karışan araçların sigorta şirketlerinden de tedavi gideri talep etmektedir. KTK 85/son maddesinde, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” düzenlemesine yer verilmiştir. Davalı sigorta şirketlerinin zarardan sorumlu tutulabilmesi için kazaya karışan sigortaladığı aracın sürücüsünün kazada kusuru olmalıdır. O halde sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. Bu bilgiler doğrultusunda; kazanın kazaya karışan araçların ZMSS poliçe dönemi içerisinde gerçekleştiği, davaya konu kazadaki davacının yaralanması nedeniyle devam eden ve illiyet bağı kesilmeyen tedavi giderlerinin belgelendirilmeyen giderlerden olduğu ve sigorta ettirenlerinin kusurları oranında sigorta şirketlerinin sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple davalı … A.Ş’nin kaza ile illiyet bağı bulunan sair tedavilere ilişkin giderler bakımından sigorta şirketi, işleten ve araç sürücüsünün sorumluluğunun devam edeceğinden bilirkişi raporuyla da tespit edilen 34.624,06 TL tedavi giderinin davacının talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Davacı vekilinin 23/09/2021 tarihli duruşmadaki açılan davanın 70,00 TL’sini davalı SGK’ya yönelttiği dikkate de alınarak, yukarıda belirtilen sebeplerle davalı SGK.’ya açılan davanın reddine, davacının … A.Ş. ve … A.Ş.’ye açılan davanın kabulüne, ( 34.624,06 – 70,00= 34.554,06 TL) 34.554,06-TL tedavi gideri alacağının davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 14/02/2014 tarihinden itibaren (poliçe teminat limitiyle sınırlı kalmak kaydıyla), davalı … Kooperatif yönünden (poliçe limitiyle sınırlı kalmak kaydıyla) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Ayrıca davacının … A.Ş’ye dava açılmadan önce başvurusu bulunduğundan 8 iş gününden itibaren 9. İş günü olan 14/02/2014 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği, davacı vekilinin beyanı ile de dava açılmadan önce … A.Ş’ye başvurulmadığından … A.Ş bakımından dava tarihinde temerrüt gerçekleşmiş olduğundan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine yönelik karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davalı SGK.’ya açılan davanın reddine,
(2)Davalı … A.Ş. Ve … A.Ş.’ye açılan davanın KABULÜ ile; 34.554,06-TL tedavi gideri alacağının davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 14/02/2014 tarihinden itibaren (poliçe teminat limitiyle sınırlı kalmak kaydıyla), davalı … Kooperatif yönünden (poliçe limitiyle sınırlı kalmak kaydıyla) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 2.360,38-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40-TL harç ve tamamlama harcı olarak alınan 591,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.737,68-TL harcın davalılar … A.Ş. ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(4)Davacı tarafından yapılan; 31,40-TL başvuru harcı, 31,40-TL peşin harç, 591,30-TL tamamlama harcı, 2.700,00-TL bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 3.354,10-TL yargılama masrafının davalılar … A.Ş. ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(5)Davalı … A.Ş. ve … A.Ş. tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(6)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 5.183,11-TL ücreti vekaletin davalılar … A.Ş. ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile kendini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
(7)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 70,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile kendini vekil ile temsil ettiren davalı …’na verilmesine,
(8)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/09/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.