Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/107 E. 2018/610 K. 09.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/107 Esas
KARAR NO : 2018/610
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2017
KARAR TARİHİ : 09/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının 27 adet faturaya bağlı olarak 407.075,64 TL borcu sebebi ile davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden 19/09/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borcunun 5.000,00 TL ‘sin takipten önce ödediğini, borçlunun borcu bulunmadığı gerekçesiyle yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, borçlunun kendisine gönderilen faturaların hiçbirine itiraz etmediğini, dava konusu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığının sabit olduğunu, yapılan takibe dayanak alacağın konusunun faturalara ilişkin olduğunu ve borçlu davalı hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek davalının İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dava dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi ve ekleri davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı şirketin problemli ve hatalı imalarlar yaparak davalı zor durumda bıraktığını ve davalının bu sebeple en büyük müşterisi ile ticari ilişkisinin bittiğini ve davalı olunduğunu, davalının bu durumu davacının yetkililerine defalarca bildirdiğini ve parayı ödemeyeceğini bildirdiğini, davacı şirket yetkililerinin ise sürekli olarak özür dilediğini ve davalı şirketin haklı olduğunu vurguladıklarını, davalı aleyhine faturalar kesildiğini ancak bu faturalara konu malların tesliminin yapılmadığını veya hizmetin tamamlanmamış ise faturaların delil olabilme niteliğinden yararlanabilmenin mümkün olmadığını, alıcının KDV hariç fatura bedeli kadar borçlandığının söylenmesinin de mümkün olmadığını, sadece faturaların tebliğ edilmesi ve tebliğden itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesinin sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtı olmadığı gibi malın teslimi veya hizmetin görüldüğününde kanıtı olamayacağını, bu nedenle sözleşmesel ilişkinin inkarı halinde faturayı düzenleyen kimsenin bu ilişkinin varlığını ve malın teslimi veya hizmetin tamamlandığını kanıtlaması gerektiğini, davacı ile davalı arasındaki ticari anlaşma nedeniyle davalının davacı şirketten bir kısım mal aldığını ve sorunsuz teslim almış olduğu tüm ürün8lerin karşılığını ödediğini, gönderilen ürünlerin hemen hemen tamamında ciddi ayıpların mevcut olduğundan ayıplı olan ürünlere ilişkin ödemenin yapılmadığını belirterek ayıplı ürünler nedeni ile yaşanan iş kaybı dolayısı ile uğranılan zararın tazmini ile başkaca fazlaya ilişkin dava, hak ve alacak haklarının saklı kalmak kaydı ile davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, anılan takip dosyasında alacaklının …. A.Ş olduğu, borçlunun… Şti olduğu, takibe konu alacağın toplam 27 faturaya ilişkin 407.075,64 TL alacağın %10,50 reeskont faizi ile birlikte borçludan tahsiline ilişkin olduğu, yapılan icra takibine borçlu vekilinin itiraz dilekçesi ile, davalının alacaklıya bir borcunun bulunmadığından icra takibine, işbu takip ile talep edilen asıl alacağa, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek olan faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz etmiş olduğu, itiraz üzerine takibin durdurulduğu görüldü.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasında bulunan ticari ilişki sebebiyle davalı hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline yönelik itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası, tüm dosya kapsamı ve tarafların sunmuş bulunduğu delil, belgeler ve ticari defterler ile birlikte dosya mahkememizce resen tayin edilen bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişilerin gerekçeli ve ayrıntılı raporları ile, davacı tarafın incelemeye sunduğu 2014-2015-2016 mali dönemlerine ilişkin ticari defterlerinin, ait olduğu yılda yürürlükte olan TTK ve VUK hükümlerine göre tutulduğu, 2016 yılı ticari defterlerinin e-defter oldğu, ticari defterlerinin yasal süreleri içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırılmış olduğu, davacı tarafın yukarıda dökümü yapılan 2014-2015-2016 yılları cari hesap ekstresi içerisinde icra takibine konu 27 adet faturanın kayıtlarında yer aldığı, davacının icra takibini 19/09/2016 tarihinde 407.075,64 TL üzerinden başlattığı, ancak takip konusu yapılan faturalara dayalı 19/09/2016 icra takip tarihi itibari ile davalı taraftan 402.075,64 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın incelemeye katılmadığı, ticari defter ve kayıtlarını incelemeye sanmadığı, davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzeride incelemenin yapılmadığı, davacı tarafından takip konusu yapılan 27 adet faturanın, davalı tarafından …Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne Form BA ile beyan edildiği” tespit edilmiştir.
Rapor taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiş, davacı vekili bilirkişi raporuna yönelik bir itirazlarının bulunmadığını beyan etmiş, davalı vekili ise bilirkişi raporunun hatalı ve hukuka aykırı olduğundan kabul etmediklerini, dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdini talep etmiş olduğu görüldü.
Mahkememizin 09/05/2018 tarihli oturumda 6100 sayılı HMK’nun 186. Maddesi uyarınca sözlü yargılamaya geçilmesine karar verilmiş, sözlü yargılamaya ilişkin diyecekleri ve son diyecekleri davacı vekilinden sorulmuş, davacı vekili, davaya ilişkin önceki beyanlarını aynen tekrar ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili ise önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama davacı tarafın beyanları, davalının beyanları, İstanbul … İcra müdürlüğünün … takip sayılı dosyası, … vergi dairesi tarafından celp edilen davalı şirkete ait BA formları, davacı tarafça ibraz edilen BS formları, faturalar, Mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor, taraflar arasında yapılan mail yazışmaları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, davacı ile davalı şirket arasında bulunan ticari ilişki sonucu davacının davalı şirkete çeşitli projelerde ve organizasyonlarda mekan dizaynı işini yaptığı, davacı tarafından davalıya… havalimanında yer alan Duty Free bölümünü kurup teslim ettiği, davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaların davalıya tebliğ ve teslim edildiği, her ne kadar davalı tarafından incelemeye ticari defterler sunulmamış ise de takibe konu olan bu faturaların davalı firma tarafından bağlı bulunduğu … vergi dairesine BA formalarının verilmiş olduğu, dolayısıyla davalı firma tarafından vergi dairesine verilen beyanname uyarınca söz konusu hizmetin davalıya verildiğinin kesin olduğu, davalı tarafından bu faturaların süresi içerisinde yapılmış herhangi bir itirazın bulunmadığı yine ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir beyan sunulmamış olduğu, beyan ve ödeme belgesinin sunulmadığı, her ne kadar davalı tarafından yargılama aşamasında ürünlerin ayıplı olduğu ileri sürülmüş ise de, bu ürünlerin ayıplı olduğuna yönelik davalı tarafça yaptırılmış herhangi bir tespit ya da tutanak bulunmadığı, yine davalı vekili tarafından sunulan beyan dilekçesine göre mahalinde yapılacak bir keşif de dahil bu aşamada ürünlerdeki ayıbı tespit etmenin mümkün olmadığının belirtildiği, davalı tarafça ileri sürülen ayıp iddiasının soyut nitelikte olduğu, bu itibarla bilirkişi raporu ile ve BA formları ile tespit edilen davacı alacağının, davalı tarafından ödendiğine ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmemiş olması ve davalı tarafın ayıp iddiasının soyut olması ve davalının ayıp iddiasını ispatlayamaması sebebiyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiş ve ayrıca alacağın faturaya bağlı ve likit olması sebebiyle davalı aleyhine İİK 67/2 maddesi uyarınca %20 oranında İcra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile, davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 402.699,56 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takibe takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca hükmedilen alacak bedeli olan 402.699,56 TL’nin %20’si oranında olmak üzere 80.539,91 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 27.508,40 TL nispi karar harcından peşin alınan 4.841,73 TL nin mahsubu ile bakiye 22.666,67 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 30.057,98 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 4.841,73 TL peşin harç, 1.400,00TL bilirkişi ücreti, 112,20 TL posta masrafı olmak üzere toplam 6.353,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …