Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1066 E. 2018/190 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2017/1066 Esas
KARAR NO : 2018/190
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2017
KARAR TARİHİ : 14/02/2018 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas numaralı jicra dosyası ile icra takibi yapıldığını ve gönderilen ödeme emrine itirazın süresinde yapılamaması nedeni ile kesinleştiğini, söz konusu dosyanın takipsizlikten dolayı işlemden kaldırıldığını, sonrasında davalı tarafaça 13/09/2017 tarihinde yenileme yapılarak yeni esas numarası ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas numarası ile yeniden ödeme emri gönderildiğini ve takibe devam edildiğini, takip konusu borcun sebebi olarak “…” plakalı aracın 25/10/2013 tarihinde alkollü kullanma dolayısı ile karışmış olduğu kazadan dogan zararın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile rücu bedeli gösterildiğini, rücu bedeli olarak müvekkiline yöneltilmiş olan takip konusu borcun İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … esas … karar numarası … tarihinde davalı aleyhine verdiği karar ile doğmuş bulunduğu, davalı aleyhinde verilen bu karara dayanarak müvekkili hakkında icra takibi yapmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde müvekkilinin şirketinin hiçbir kusurunun olmadığını, olay günü müvekkilinin şirketine ait aracın anahtarı müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında alındığını, kaza anında araçta bulunan … ve …’ in uyuşturucu (esrar) maddi kullandığını …’ ın ise aşırı derecede alkollü (212 promil) olduğu yapılan otopsi sonucunda tespit edildiğini, davalı sigorta şirketinin müvekkili şirketine karşı başlattığı icra takibinde belirtitği gibi rücu hakkını müvekkili şirkete karşı kullanamayacağını, müvekkilinin şirketinden davaya konu olan trafik kazasındaki kusursuzluğu ve kazanın meydana gelmesine sebep olanların ağır kusurlarının sabit olduğunu, davalı sigorta şirketinin müvekkili şirketine karşı rücu hakkının mevcut bulunmadığını, açıklanan nedenler ile davalı aleyhine açtıkları menfi tespit davalarının kabulünü, davacı müvekkilinin davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespitini, dava konusu tutarın tahsili halinde müvekkili şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu tutarın mahkememizce uygun görülecek bir temanat muabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesinde verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, dava konusu icra dosyasına yatıracakları tutarın ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacı ile ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ayrıca davalının kötüniyetli olmasından dolayı %20 tazminata mahkum edilmesini, mahkememizce verilecek tedbir kararında icra dosyasına yatırılacak paranın ödenmesi halinde hacizlerin kaldırılmasına yönelik yazı yazılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücterinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili bila tarihli dilekçesi ile dava dilekçelerindeki dava değerinin 176.280,77 TL olarak sehven maddi hata sebebi ile yanlış yazıldığını, dava değerinin 146.713,32 TL olarak hesaplandığını, dava değerinin 146.713,32 TL olarak değiştirilmesi ve ihtiyati tedbir taleplerinin bu rakam üzerinden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 25/12/2017 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili 08/01/2018 tarihli dilekçesi ile davaya cevap sürelerinin uzaltılmasını talep etmiştir.
Mahkememizin 12/01/2018 tarihli ara kararı ile davalı vekilinin cevap sürelerinin uzatılması taleplerinin kabulü ile tebliğden itibaren iki haftalık kesin süre ile uzatılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili 13/02/2018 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Yargılamaya konu uyuşmazlık menfi tespit davasına ilişkindir.
HMK.nun 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat ve şekli açıkça belirtilmiştir. HMK 307. Maddesi düzenlemesine göre feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır, hüküm ifade etmesi için karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir (HMK 309. madde). Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK 310. Madde).
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın vaki feragat nedeni ile REDDİNE,
2-Peşin alınan harçtan alınması gerekli 35,90 TL harcın mahsubu ile kalan 2.974,54 TL.nin kararın kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının yatırana iadesine,
4-Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davalı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 6. Maddesi gereği tespit olunan 1.090 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davadan feragat edilmekle davacı vekilinin 25/12/2017 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen karar yönünden yaptığı istinaf başvurusunun reddine,
Dair tarafların yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.
Katip …
Hakim …
¸