Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1056 E. 2018/324 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2017/1056
KARAR NO : 2018/324
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2016
KARAR TARİHİ : 13/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine hitaben verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılar ile yapmış olduğu sözleşmeler uyarınca kullandığı elektrik enerjisine ilişkin olarak “kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli” veya başka bir ad altında kanuna aykırı olarak faturalara yansıtılan bedeller ve ayrıca bu bedeller üzerinden matraha eklenerek fazla tahsil edilen “TRT payı, enerji fonu, KDV” gibi bedellerin bilirkişi raporu ile arttırılmak üzere şimdilik 15.000,00 TL sinin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faiz uygulanmak suretiyle hesaplanacak işlemiş faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafla müvekkil arasında imzalanan 01/10/2010 tarihli sözleşmenin 31.maddesine göre bu sözleşmenin ve yürürlükteki ilgili mevzuatın uygulanmasından doğacak anlaşmazlıkların giderilmesinde yetkili organın İstanbul mahkemeleri ve icra daireleri olduğunu, iş bu nedenle huzurdaki davanın İstanbul Mahkemeleri olduğundan yetki itirazının bulunduğunu, davanın yetki yönünden reddini talep ettiklerini, Türkiye Elektrik Piyasasını düzenleyen Devlet Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu olup söz konusu kurumun yetki ve görevlerinin 4628 sayılı Kanun ile düzenlendiğini, söz konusu Kanun uyarınca EPDK nın yetki ve görevleri madde 4 te belirtildiğini, davalı şirket tarafından düzenlenen faturaların ve bu faturaların dayanağı olan tarifelerin hazırlayıcısının kanunun kendisine verdiği yetkiyi kullanan EPDK olduğunu, dava konusu edilen bedellerin EPDK tarafından bir kurul kararı olarak alındığı ve davalı şirketinde bu kurul kararına göre işlem tesis ettiğini, görev yönünden itirazlarının kabulünü talep ettiklerini, bu nedenlerle yetki, görev, husumet, zamanaşımı, belirsiz alacak davası itirazları yönünden davanın reddine, her halükarda davanın esasa ilişkin itirazları doğrultusundan reddine, davanın ilgili dağıtım şirketi olan … A.Ş ye TRT Genel Müdürlüğüne ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına ihbarına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı kurumdan davacı ile yapılmış olan sözleşmeler ile fatura örnekleri ve fatura detay listesi gönderilmiştir.
İzmir …ATM.2 nolu Kalem’in 18/07/2017 tarihli yetkisizlik kararı üzerine Mahkememize tevzi edilen dosya Mahkememizin yukarıda yazılı esasına kayıt edilmiştir.
Davacı vekili 13/03/2018 tarihli duruşmada; son değişikliklerle ve anayasa mahkemesi kararı ile davanın açılışı sırasındaki haklılıklarının ortadan kaldırıldığını, dolayısı ile mahkemece talepleri yerinde görülmez ise yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ettiklerini, bilirkişi incelemesi yönünden taktirin mahkemeye ait olduğunu beyan etmiştir.
Davada, elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak vs. bedelin davalıdan tahsili talep edilmekledir.
Kayıp-kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve …E.- … K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 Sayılı yeni yasa hükümleri dikkate alındığında değişiklik öncesi EPDK düzenlemelerine dayalı olarak yapılan kesintilerin dahi haksız kesinti niteliğinde değerlendirildiği ve iadesinin gerektiği yargı
uygulamaları ile kabul olunmuş, değişiklik sonrası ise EPDK düzenlemelerine uygun kesintiler yönünden yargısal merciler tarafından yerindelik denetimi yapılamayacağı, bu durumun yargılaması devam eden uyuşmazlıklar da da geriye yürür şekilde uygulanacağı kabul edilmekle bu yöndeki taleplerle açılan mevcut dava konusuz kalmıştır. Bu noktada EPDK’nın sıkı denetimi altındaki dağıtım şirketlerinin EPDK düzenlemelerine aykırı uygulama yaptığının kabulünü gerektirir bir durum yoktur zira aynı nitelikteki birçok dosyada farklı dağıtım şirketleri yönünden yapılan tüm incelemelerde kesintilerin EPDK mevzuatına uygun olduğu yönünde raporlar sunulmuştur. Kaldı ki davacının EPDK düzenlemelerine aykırılık iddiası da bulunamamaktadır. Şu hale göre esasa etkili olmayacağı izahtan vareste hale gelen bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmemiştir.
Dava tarihi itibarı ile HGK kararı uyarınca davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama harç ve giderleri kural olarak davada haksız çıkan aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. Aynı şekilde vekalet ücreti yönünden haksız çıkan taraf aleyhine hüküm kurulur. Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden, dolayısı ile vekalet ücretinden sorumlu tutulması olanaklı değildir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … esas, … karar, 07/12/2016 tarihli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesinin … esas, … karar, 06/12/2016 tarihli kararları da bu doğrultudadır. Bu nedenlerle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davacı lehine yargılama gideri ve maktu vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 35.90 TL harcın mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 220,27 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde sahibi davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan tebligat posta masrafı olmak üzere toplam 675,27 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı kendini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T göre tespit olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸