Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1036 E. 2018/1233 K. 21.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1036 Esas
KARAR NO : 2018/1233
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ: 29/11/2017
KARAR TARİHİ: 21/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalılar… ve …’nın …Şirketi’nin halihazırda imza yetkisi bulunmamakla birlikte %12.5 ve %12.5 oranında ortağı bulunduğunu, …Şirketi yetkilisi… ise 27.03.2017 tarihinde şirketin %75 hissesini devralarak şirket yetkili müdürü olduğunu, her ne kadar davalılar ve davacının …Şirketi’ nin ticari faaliyeti bakımından müşterek çıkarları mevcut ise de davalıların, azınlık paya sahip olsa da ortağı bulunduğu şirketin çıkarına hareket etmekten öte adeta şirket aleyhine ve şirketi zarara sokacak mahiyette hareket ettiğini, davalılar … ve …’nın davacı şirket çoğunluk hisselerinin devralmasını sağlamak amacıyla gerçeğe aykırı beyan da bulunduğunu ve gerçeği yansıtmayan evrak sunarak davacının iradesini yönlendirdiğini, davacının sözleşme görüşmeleri sırasında şirketin borçlarını gösterir evrak sunduğunu fakat evrakla beyan edilmemiş borçların davacının şirket çoğunluk hisselerini şirketin alacak ve borçlarıyla birlikte devralmasının ardından ortaya çıkmaya başladığını, davacının çok geçmeden gelen icra takipleri ve hacizlerle ticari anlamda etkilendiğini ve ticari bilinirliğinin de zarar gördüğünü, bununla da yetinmeyen davalılardan …’nın şirket aleyhine hareket etmeye devam ettiğini, şirketin dolayısıyla da davacının zarara uğraması maksadıyla şirkete ait fabrikadaki şartelleri indirerek firmanın binlerce TL zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, çalışanlara hakaretler ettiğini ve davacının özel alan ve evrakına sızmaya çalıştığını, davalılardan …’nın ise şirkete gelerek şirketi yakmak ve davacı ile yakın akrabalarına zarar vermekle tehdit ettiğini, davacıdan da haraç istediğini, davalılar aleyhine Cumhuriyet Savcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulduğunu, davalıların muvazaalı olduğunu düşündükleri kambiyo senetleri düzenlemesi neticesinde davacıya ait firmaya İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı icra dosyası üzerinden davacıya ait fabrikaya haciz geldiğini ve İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas numaralı dosyası üzerinden menfi tespit davası açıldığını, davalıların kötü niyetli ve zarar verme saikiyle yaklaşımı nedeniyle şirketin daha da büyük meblağda zarar etmiş olduğunu, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 551. Maddesi uyarınca esas sermayenin yarısından fazla hisseye sahip ortakların mutlak ekseriyeti tarafından muvafakat edilmek şartıyla şirket ortakları … ve …’nın şirket ortaklığından çıkarılmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi ve ekleri davalılara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, davalılar aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, söz konusu davanın açılmasında bizzat ortaklığın yetkili olduğunu, hisse payı ne olursa olsun ortakları bu hususta dava açamayacağını, öncelikle söz konusu davanın ikame edilebilmesi için genel kuruldan usule uygun alınmış bir kararın bulunması gerektiğini, TTK 616/1-h ve TTK 621/1 h hükümlerinden davayı açmaya yetkili ortaklığın bu hususta bir karar almış olması gerektiği açıkça anlaşılacağını, yine aynı düzenlemelerden bu kararın genel kurul tarafından alınması gerektiği anlaşılabildiğini, fakat huzurda ikame edilmiş bulunan davanın haklı sebeple ortaklıktan çıkarılma davası açılmadan önce böyle bir kararın alınmadığını ayrıca ortaklıktan birden fazla ortak çıkartılma davası açılacaksa her bir ortak için ayrı ayrı ve bağımsız karar alınması gerektiğini, fakat söz konusu davada böyle bir karar görülmediği gibi kendilerine de buna ilişkin bir belge sunulmadığını, genel kuruldan çıkarma davası açması TTK 621/1 de önemli kararlardan sayıldığından yine aynı maddedeki yeter sayılarıyla alınabilecek bir karar olduğunu, böyle bir kararın alınması ve daha sonra mahkemede dava açılması gerektiğini, haklı sebeple ortaklıktan çıkarılması davasının açılabilmesinin de öncelikle bazı prosedürlere bağlandığını, davalılar aleyhinde açılmış bulunan davanın da kanunun emredici hükümlerine uyulmadan açıldığından usulden reddi gerektiğini, davalıların herhangi bir kötü eylemleri bulunmadığı gibi tam tersine davalıların kendi şirketinden içeri sokulmayıp şirket ortaklığından kaynaklanan haklarından bir tanesinin yine şirket ortağı olan davayı açan şirket yetkilisi… tarafından kasten ve hukuka aykırı olarak engellenmek suretiyle kendisine tanınmadığını, davacı şirket yetkilisi tarafından düzmece, hukuka aykırı beyanlarla davalıların kendi şirketine zarar vermiş gibi lanse edilmeye çalışıldığını, asıl amacın şirketi korumaya yönelik bir eylemde bulunmakta olmayıp davalıların şirket ortaklığından çıkartılmaya çalışılması olduğunu belirterek davanın öncelikle husumetten reddine, hukuka uygun alınması gerekli bir genel kurul kararı bulunmadığından dava şartı yokluğundan ayrıca açılmış bulunan haklı nedenle çıkarma davasının haklı neden bulunmadığından esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, anılan takip dosyasında alacaklının dava dışı … olduğu, borçlunun … Şti olduğu, takip konusu alacağın 200.000,00 TL senet alacağı ve 3.472,60 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 203.472,60 TL alacağa istinaden olduğu anlaşılmıştır.
Dava dışı … Şti’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden sicil kayıtları celp edilmiş, incelenen sicil kayıtlarında şirket ortaklarının …, … ve … olduğu, yetkilisinin ise … olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalıların haklı nedenle şirket ortaklığından çıkartılmasına yönelik çıkartma davası olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 20/06/2018 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekiline 08/03/2018 tarihli dilekçesi ekinde sunulan genel kurul hazirun listesi ve toplantı tutanağı olarak belirtilen tutanakların asıllarını mahkememize sunması için 2 haftalık kesin süre verilmiş olduğu ancak davacı vekilinin de 21/11/2018 tarihli duruşmadaki beyanı ile sunulan evrakların asıl olmadıklarını ve renkli fotokopi olduklarını beyan etmiş olduğu anlaşılmıştır.
TTK 616/1-H ve 621/1-H.hükümleri birlikte dikkate alındığında; haklı nedenle ortaklıktan çıkarılma davasının ancak şirket genel kurulunda TTK 616/1-H ve 621/1-H.hükümlerine uygun olarak alınacak bir genel kurul kararı ile şirket tarafından açılması gerektiği, davanın şirket tarafından açılmayıp sadece şirket ortaklarından biri tarafından açıldığı, ayrıca davacı taraf her ne kadar mahkemece verilen ara karar ve verilen süre sonrasında davalıların şirket ortaklığından çıkartılmasına yönelik TTK 416.maddesi uyarınca çağrısız genel kurul yapıldığını ileri sürmüş ise de, söz konusu çağrısız genel kurulun yapıldığına ilişkin evrak asıllarını mahkemeye sunmadığı gibi çağrısız genel kurulda karar alınabilmesi için tüm ortakların genel kurula katılması gerektiği, davalı beyanlarına göre böyle bir genel kurulun yapılmadığı, davacı tarafından da bu genel kurulun yapıldığına ilişkin belge asıllarının dosyaya sunulmadığı, kaldı ki çağrısız genel kurullarda toplantı ve karar nisabı yönünden tüm ortakların toplantı başlangıcında toplantının bitimine kadar genel kurulda bulunması gerektiği, bu yönü itibariyle de TTK 616/1-H ve 621/1-H maddelerine göre şirket tarafından haklı nedenle ortağın şirketten çıkartılmasına yönelik genel kurulda alınmış bir karar olmaksızın açılan ve şirket tarafından açılmayıp sadece şirket ortağı tarafından açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yapılan yargılama giderlerinin takdiren üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider/delil avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …