Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1034 E. 2020/838 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1034 Esas
KARAR NO:2020/838

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:29/11/2017
KARAR TARİHİ:23/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı tarafından kurulan … ile …. San ve Dış Tic Ltd Şti’nin duşa kabin ve banyo malzemeleri üretimi konusunda ulusal ve uluslar arası faaliyet gösteren firmalar olup, davacının, …’nin ortaklık yapısının değişmesinden evvel 20.000adet ve toplam değeri 10.000.000TL nominal değerdeki hissenin tamamına sahip bulunduğunu, davacının ayrıca …Şti’nin hisselerinin tamamına da sahip olduğunu, dava dışı … AŞ tarafından davacının sahip olduğu şirketin ürettiği duşa kabin ve banyo ürünlerinin satıldığını, dava dışı … AŞ ile aralarında ticari ilişki çerçevesinde davalı …’nin halihazırda kullandığı ve değeri yaklaşık 50.000.000TL bedeli olan fabrika binasının devrine ilişkin finansal kiralama sözleşmesinin değişikliğine dair sözleşmenin imzalanmasından önce, taraflar arasında öncelikle varlığı iddia edilen borçtan bahisle 18/09/2015 tarihli borç tasfiye sözleşmesinin imzalandığını ve bu sözleşme gereğince davacının borca kefil olmasının sağlandığını, dayanağı olmayan bir borç yaratılarak davacının kefaleti ve sonrasında …’deki hisselerinin üzerine rehin konulmasının sağlandığını, dava dışı şirketin haksız ve hukuka aykırı eylemleri bulunduğunu, davalı şirket nezdinde gerçekleştirilen 14/09/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında davacının şirketteki varlığının sonlandırmak ve davacının haklarını gasp etmek amacıyla yasaya, şirket ana sözleşmesine , gerek şirketin gerekse şirket ortağı olan davacının çıkarlarına açıkça aykırı ve usulsüz kararlar alındığını, gündemde bulunmamasına karşılık sermaye arttırımı girişiminde bulunulduğu gibi, aynı şekilde gündemde bulunmamasına karşılık bilanço, envanter ve gelir-gider farklarına ilişkin hesapların oylanmasına geçildiğini, 14/09/2017 tarihinde davalı …’nin 2017 yılı olağan genel kurul toplantısın yapılmasının kararlaştırıldığını, davaya konu 2017 yılı olağan genel kurul toplantısının henüz başında dava dışı …’in talimatları ile hareket eden ve davacının hisselerinin ele geçirilmesinden sonra hissedar durumuna gelen … Şirketi temsilcisi tarafından öneri sunularak genel kurul toplantı gündem maddelerinin örüşülme sırasının değiştirilmesi hususunda önerge verildiğini ve işbu önergenin davacının muhalif oyuna karşılık kabul edildiğini, davacıya tebliğ edilen toplantı gündemine ilişkin evraklarda sermaye artışı ile ilgili herhangi bir gündem maddesi bulunmadığını, bu husustaki itirazlarının da açıkça toplantı tutanağına şerh olarak belirtildiğini, daha toplantının başında usule aykırı şekilde sermaye artış kararı ile davacının hisselerinin ketmedilmesinin önü açılmak ve davacının şirket içindeki haklarının tamamen sonlandırılmak istendiğini, diğer yönetim kurulu üyeleri tarafından hazırlatılan … YMMM AŞ Bağımsız Denetim Raporu belli bir grup hissedarın menfaatlerine yönelik hazırlandığından, değiştirilen gündemin 3 nolu kararının da iptali gerektiğini, yeni hissedarlar ve dava dışı … AŞ tarafından 04/04/2016 tarihli … ANlaşması ile … raporlarında bahsi geçen borç tutarlarının açıkça kabul edildiği üzere hazırlanan uzman görüşleri ile de bir kez daha vurgulandığını, … Denetim Şirketi ile bağımsız denetim sözleşmesi imzalanmasına dair yönetim kuruluna yetki verilmesi ile ilgili gündemde herhangi bir madde bulunmamakta olup, işbu kararın da iptali gerektiğini, davalı şirket nezdinde gerçekte yönetim kurulu üyeleri tarafından sayısız zararlandırıcı işlem ve eylemlerde bulunulmakta olup, 14/09/2017 tarihli genel kurul toplantısının ibraya ilişkin 4.maddesinin de iptaline karar verilmesi gerektiğini, dava konusu kararların TTK ve HMK kapsamında icrasının geri bırakılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini beyanla, davalı şirket nezdinde 14/09/2017 tarihinde olağan genel kurul toplantı sırasında davacı tarafından muhalif kalınan ve sıralaması değiştirilerek alınan Gündemin 2,3,4,8.maddeleri gereği alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacının iddialarının usul ve yasal düzenlemelere aykırı olduğunu, genel kurul toplantısına çağrının usul ve kurallara uygun olarak yapıldığını ve toplantı gündem maddelerinin de usulune uygun olarak gerçekleştirildiğini ve ilan edildiğini, bu hususta davacının aksin ileri sürdüğü nedenlerin hiçbirisinin gerçeği yansıtmadığının resmi kayıtlarla sabit ve açık olduğunu, davacının haksız, hukuk dışı ve bir takım hileli iş ve eylemlerinin olası hukuki ve cezai sorumluluklarından kaçmak için işbu davayı ikame ettiğini, şirket denetçi raporlarında belirtilen stokların gerçekte olmadığının bizzat davacı tarafından hazırlatılan … … AŞ raporunda ortaya çıktığını, şirketin ticari kayıtlarındaki gerçeğe aykırı beyanlar ve şirket mal varlıklarının davacı tarafından talan edildiğinin ortaya çıkması üzerine davacının ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, şirketin mal varlıklarının korunması, şirket ortaklarının ve ortaklığın haklarının teminat altına alınmasını, şirketin ticari faaliyetinin devam edebilmesi için bu kararın alınmasının zorunlu olduğunu, davacının …’de yönetim kurulu başkanı ve temsilcisi olduğu dönemde şirkete vermiş olduğu muazzam rakamlarda onlarca milyon TL zararın ortaya çıkması üzerine davacının bu sorumluluktan kaçabilmesi için böyle hukuka aykırı talepte bulunmasının doğal olduğunu, ancak bu taleplerin hukuka uygun olmadığını, davacı tarafından yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesi ve kendisinin ve sorumlulukları ortaya çıkan kişilerin ibra edilmemesi hususunun iptalini istemesinin TTK açısından mümkün olduğunu, genel kurul toplantı tutanağında açıkça ifade edildiği üzere … 06/09/2017 tarihli yazısı ve Bağımsız Denetim Hakkında şirkete bildirmiş olduğu yazı gereğince TTKnun 397.mad 4.fıkrası uyarınca alınan kanunun 398mad kapsamında bağımsız denetime tabi şirketlerden olduğu bu nedenle bağımsız denetçinin seçilerek 15 gün süre içerisinde kuruma bildirilmesi talep edildiğinden genel kurulda bu yönde yasaların emrini yerine getirdiğini ve bağımsız denetçi tayinini gerçekleştirdiğini ve karar altına aldığını, bu maddenin iptalinin istemenin yasaların emrettiği hükümlere aykırı hareket etmek olacağını, davacının tüp taleplerinin haksız olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ticaret sicil kayıtları, borç tasfiyesi sözleşmesi, … ortaklar anlaşması, 23/12/016 tarihli uzman görüşü, 14/09/2017 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı, 20/10/2017 Tarihli uzman görüşü, e-mailler, ihtarnameler, … 06/09/2017 tarihli yazısı, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasına ait tensip tutanağı, … Cumhuriyet Başsavcılığı Hazırlık Bürosunun …CBS sor nolu dosyası, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası sureti, davacı tarafından açılan davalara ilişkin dava dilekçesi ve tensip tutanakları, davalı şirkete ait genel kurul toplantı tutanağı, hazirun cetveli, gündemin ve vekaletlerin onaylı suretleri, ticaret sicil kayıtları, noter onaylı genel kurul karar defteri, yönetim kurulu karar defteri, pay defteri sureti celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya bilirkişiye gönderilmiş olup, bilirkişiler SMMM …, SMMM … ve Dr … tarafından tanzim olunan 25/05/2019 tarihli raporunda; 14/09/2017 tarihli genel kurul toplantısına ait genel kurula katılanlar listesinde …nün 4.8000.000,00TL sermaye payı ile şirket ortağı görülürken, 25/08/2018 tarihli genel kurul toplantısına ait genel kurula katılanlar listesinde …’nün ortak görünmediğini, … yerine … AŞ’nin aynı hisse ile ortak göründüğünü, 08/05/2018 tarihinde hisse devrinin gerçekleştirildiğini, genel kurul çağrısına ait 17/08/2017 tarih ve 2017/9 yönetim kurulu kararında gündemin 3.maddesinin genel kurulda değişen 2.maddesinde “bilanço, envanter, gelir ve gider farkı hesaplarının okunması, tartışılması…” denildiğini, “Tasdik” denilmediğini, bu durumda bahse konu maddenin gündeme bağlılık ilkesine aykırılık teşkil ettiği ve iptal yaptırımına tabi tutulması gereken sakat bir genel kurul kararı olduğunu, ilgili genel kurulda alınan gündemin 2.maddesi açısından toplantı ve karar yeter sayılarının sağlanmış olduğunu, oydan yoksunluk halinin bulunmadığını, ilgili genel kurulda alınan gündemin 3.maddesi açısından, bahse konu maddede yer alan “…yönetim kurulu üye yada üyeleri hakkında gerekli idari ve hukuki işlemlerin yapılması konusunda karar verilmesi”nin genel kurulun devredilmez yetkileri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, buna karşın bilanço, envanter, gelir ve gider farkı hesaplarının okunması ve oylanması kararına ait oylama yapılmadığından ve TTK 413/3 mad gereğince, finansal tabloların müzakeresi ve onaylanması kararı alınmadan karar verilmesinin hukuka uygun olmadığını, ilgili genel kurulda alınan gündemin 3.maddesi açısından toplantı ve karar yeter sayılarının sağlanmış olduğunu, oydan yoksunluk halinin bulunduğu, buna karşın gündemin 3.maddesinin, finansal tabloların müzakeresi ve onaylanması kararı olmaksızın alındığı için bu hususta inceleme yapılmasına gerek olmadığını, ilgili genel kurul toplantısında, finansal tabloların müzakeresi ve onaylanması kararı alınmadığı ve taraflar arasında konuya ilişkin uyuşmazlık devam ettiği için sadece bazı yönetim kurul üyeleri hakkında ibra kararı alınmaması gerektiğini, alınan kararın iptal yaptırımına tabi tutulması gereken sakat bir genel kurul kararı olduğunu, bağımsız denetçi seçilmesinde bir mahsur bulunmadığını belirtmişlerdir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyanlar dosyaya ibraz olunmuştur.
Yargılama aşamasında davalı vekili Av…. tarafından Reddi Hakim talebinde bulunulduğu, mahkememizin … D.İş esas … D.İş karar sayılı Reddi Hakim talebinin incelenmesi sonucunda 13/01/2020 tarihli karar ile davalı vekilinin reddi hakim isteminin reddine karar verildiği ve davalı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuş olmakla, Bölge Adliye Mahkemesi 37.Hukuk Dairesinin 2020/454 Esas 2020/1290 Karar sayılı 10/06/2020 tarihli kesin kararı ile, “Red dilekçesinde ihsas-ı rey olarak ileri sürülen hususlar ihsas-ı rey olarak değerlendirilemeyeceği gibi, dilekçede belirtilen sair hususlar işin esası yönünden istinaf ve temyiz sebebi olup, HMKnun 36.maddesinde tanımı yapılan sebeplerden değildir. Merci kararı usul ve yasaya uygun olup delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verildiği görülmüştür.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, davalı şirketin 14/09/2017 tarihinde yapılan 2016 faaliyet yılına ait olağan genel kurul toplantısında alınan 2,3,4,8 nolu maddelere ait kararların iptal edilmesi ve icrasının geri bırakılması talebine ilişkindir.
Davalı şirketin ….Noterliği tarafından 28/01/2014 tarihinde … yevmiye numarası ile onayladığı genel kurul toplantı ve müzakere defterinde, dava konusu 14/09/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul belgelerinden sonra 37 ve 38.sayfalarda, 25/05/2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı ve genel kurula katılanlar listesinin bulunduğu, her iki genel kurul toplantısında da şirket sermayesinin 10.000.000,00TL olduğu, 14/09/2017 tarihli genel kurul toplantısına ait genel kurula katılanlar listesinde davacı …’ün 4.800.000,00TL sermaye payı ile şirket ortağı görülürken, 25/05/2018 tarihli genel kurul toplantısına ait genel kurula katılanlar listesinde davacının ortak görünmediği, davacı … yerine … AŞ’nin aynı hisse ile ortak göründüğü, davalı şirketin ….Noterliği tarafından 28/01/2014 tarihinde … yevmiye nosu ile onayladığı karar defterinin yönetim kurul karar defteri olarak kullanıldığı, söz konusu yönetim kurulu karar defterinin 61.sayfasında bulunan 14/05/2018 tarih ve …. sayılı kararının incelenmesinde, davacı …’nün davalı şirkette bulunan ve 18/09/2015 tarihli hisse senedi rehin sözleşmesi ve 04/04/2016 tarihli “18/09/2015 tarihli hisse senedi rehin sözleşmesine Ek 1 nolu Protokol” gereğince rehin edilen 9.600 adet 4.800.000TL değerindeki hisselerinin, hisse senedi rehin sözleşmesinin 7.maddesi hükümlerine göre paraya çevrilmesi işleminin 08/05/2018 tarihinde gerçekleştirildiği ve alıcı … AŞ’nin bedelini … … Tic AŞ’ne ödeyerek satın aldığı, 08/05/2018 tarihinde gerçekleşen hisse devrinin ortaklar pay defterinin 6.sayfasında kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
6102 sayılı TTKnun 445.maddesinde “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” denilmekte olup, TTKnun 446.maddesinde ise iptal davası açabilecek kişilerin ” a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,  b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri ” olarak belirtildiği görülmüştür.
Davacının dava tarihi itibariyle davalı şirketin ortağı olduğunun ticaret sicil kayıtları kapsamında anlaşılmakta olup, bu durumun tarafların da kabulünde olduğu, ancak daha sonra ve yargılama aşamasında, davacının %48 oranındaki hisselerinin rehinli olduğu ve dava dışı rehin alacaklısı … AŞ tarafından alacağın tahsili amacıyla davacının rehinli hisselerinin satılarak davacının davalı şirket nezdindeki pay sahipliğinin sona erdiği, davalı şirket nezdinde alınan yönetim kurulu kararı ile davacı hisselerinin devrinin sonlandığı, pay defterine rehinli hisselerin satışı sonucu hisseleri satın alan şahsın kaydedildiği ve devralan pay sahibinin katılımıyla sonraki genel kurul toplantısının yapıldığının dosya içinde bulunan ve davalı şirketin 25/05/2018 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ve ekindeki hazirun cetvelinin incelenmesi ile anlaşıldığı, 6102 sayılı TTKnun ilgili maddelerine göre genel kurul karar iptali davalarında yargılama boyunca da paydaşlığın devam etmesi gerektiği, davacı tarafın rehinli hisselerin devrine ilişkin işleme karşı dava açıp açmadığı hususu sorulmuş, davacı tarafın hisseleri kaybetmesine yol açan rehnin paraya çevrilmesi yönündeki işleme karşı dava açmadığı, ancak bunun dışında …. Asliye Ticaret Mahkemesi, …. Asliye Ticaret Mahkemesi ve …. Asliye Ticaret Mahkemesindeki dosyaların bekletici mesele yapılmasını talep ettiği ancak bu davanın dava dosyamızdaki genel kurul karar iptali ile doğrudan bir ilgisinin bulunmadığı, davacının iptali talep edilen genel kurul tarihinden davalı şirkette %48 oranında hissedar olduğu, daha önceki hissedarlık durumunun genel kurul tarihindeki hissedarlık durumuna etki etmediği, genel kurul tarihi itibari ile %48 oranında hisse sahibi olduğu ve bu hisselerinin rehinli olduğu ancak hisselerinin rehinli olmasının genel kurula katılma ve oy kullanma yetkisine bir etkisinin bulunmadığı, fakat sonradan rehinli olan bu hisselerin, rehnin paraya çevrilmesi sureti ile satıldığı ve davacının paydaşlığının sonlandığı, davacı tarafça da iş bu rehnin paraya çevrilmesi işlemine karşı iptali ya da geçersizliği istemiyle herhangi bir davada açılmadığı, bu nedenle davacının yargılama aşamasında şirket hissedarlığının sona erdiği, yargılama aşamasında davalı şirket ortaklığı sona eren davacının görülmekte olan dava açısından aktif husumet ehliyetini yitirdiği anlaşılmakla, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının %48’lük hissesini yargılama aşaması sırasında rehnin paraya çevrilmesi ile satıldığı ve yargılama aşamasında hissedarlığının kalmadığı, genel kurul karar iptal davalarında yargılama boyunca da paydaşlığın devam etmesi gerektiğinden davacının aktif dava ehliyetini yitirdiğinden davanın bu nedenle REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40TL karar harcından peşin olarak alınan 31,40TLnin mahsubu ile bakiye 23,00TLnin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince; 4.080,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 288,00TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 23/12/2020

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı