Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1019 E. 2018/1382 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2017/1019 Esas
KARAR NO : 2018/1382
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 23/11/2017
KARAR TARİHİ: 26/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, borçlu şirketin kredi borçlarını ödememesi sebebiyle kredilerin davacı bankanın GKS’lerden kaynaklanan yetkisine istinaden … Noterliğinin 31/01/2017 tarih ve…yevmiye nolu ihtarnamesi ile kat edildiğini ve davacı bankanın alacağının tahsili maksadıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takibe konu markalar üzerindeki rehnin paraya evrilmesi yolu ile takibe başlandığını ancak yapılan takibe borçlunun borca itiraz etmiş olması sebebiyle işbu davanın açıldığını belirterek davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edimesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi ve ekleri davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafından “düzenleyici banka” ve sözleşme tarafı diğer bankalar dahi bilgilendirilmeden İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesine başvurularak 2018 yılında başlayacak kredi geri ödemeleri için ihtiyati haciz kararı alındığını, kararın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icraya konu edildiğini, ihtiyati haciz kararına karşı yaptıkları itiraz sonucu, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/02/2017 tarihli karar ile alacağın tamamının rehinle temin edildiği gerekçesi ile ihtiyati haciz kararı kaldırıldığını, davacı tarafından açılan İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası incelendiğinde, davalı… A.Ş.’ nin temerrüdünün olmadığı hususunda davacının açık bir beyanı ve ikrarının mevcut olduğunın görüleceğini, 17/07/2014 tarihli Finansal Yapılandırma Sözleşmesinin 14.1.2. maddesi uyarınca “temerrüt halinde kredi verenler, kredi tutarlarına göre, kredi verenlerin en az %75’ nin onayı ile krediyi geri çağırabilirler”. Bir başka ifade ile; (i) “temerrüt” oluşmadan ve (ii) sözleşme tarafı bankaların %75’ nin onayı olmadan kredilerin geri çağırılması sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu ne temerrüt hali, ne de kredilerin geri çağırılmasına ilişkin bir onayın mevcut olmadığını, sözleşme hükmünü takip eden “geri çağırma kararını muacceliyet tarihinden itibaren 30 takvim günü içinde alınamaması halinde alacaklı bankalardan her biri borçluya ihtarda bulunarak kendi kredisinin geri ödenmesini talep edebilir” cümlesine atıf yapıldığını, ancak böyle bir kararın alınabilmesi için öncelikle alacaklı bankalara çağrı yapılarak görüş alınması gerektiğini, sözleşmenin 15. Maddesinde bu işlemler için… Bank “düzenleyici banka” olarak tayin edildiğini, ancak ne düzenleyici bankanın ne de diğer bankaların davacının eyleminden haberi olmadığı gibi, dava …Bankası bu eylemiyle hem davalı şirkete karşı hem de diğer bankalara karşı sözleşme ihlalinde bulunduğunu, alacaklının … Noterliğinden keşide edilen 31/01/2017 tarih ve … yevmiye numaralı kat ihtarına … Noterliğinin 01/02/2017 tarih ve…yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, bu nedenle kesinleşmiş bir kat ihtarnamesi ve borç mevcut olmadığını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, %20’ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı banka ile davalı arasında akdedilen GKS uyarınca davalıya kullandırılan kredinin ödenmediği iddiası ile davalı hakkında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline yönelik itirazın iptali davası olduğunun tespitine, yine bu bağlamda davacı ile davalı arasında takipten sonra imzalandığı ileri sürülen protokolün yürürlükte olup olmadığı ve bu kapsamda davanın konusuz kalıp kalmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası getirtilmiş, anılan dosyanın incelenmesinde; davacısının … A.Ş, davalısının …A.Ş ile Hasip Gençer olduğu, davanın davacı banka ile davalı …. A.Ş A.Ş arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca davalı şirkete kullandırılan kredinin ödenmemesi sebebiyle davalı ve genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzalayan Hasip Gençer aleyhinde başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline yönelik olduğu, yargılamanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK.nun 166. maddesi uyarınca “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (2)Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. (3)Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.” denilmektedir.
Mahkememizdeki iş bu davanın tarafları ve konusu itibariyle birbirini etkileyecek nitelikte olduğu, anılan yasanın 4. fıkrası uyarınca “Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır” denilmektedir. Mahkememizin iş bu dava dosyası ile İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dava dosyası arasında şahsi, fiili ve hukuki bağlantısının mevcut olduğu, biri hakkında verilecek hükmün diğerini de etkileyeceği anlaşıldığından usul ve dava ekonomisi de gözönüne alınarak her iki dosyanın birleştirilmesine ve mahkememizin işbu esasının birleştirilme nedeniyle kapatılmasına, yargılamaya İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası üzerinden devam olunmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bu dosyamız ile İstanbul … ATM’nin … Esas sayılı dava dosyası arasında, şahsi, fiili ve hukuki irtibat bulunduğu, her iki dava dosyasında davalı şirkete kullandırılan kredilerin aynı genel kredi sözleşmelerinden kaynaklandığı, anlaşıldığından her iki dava dosyasının HMK 166. Maddesi uyarınca BİRLEŞTİRLİMESİNE,
2-Yargılamaya İstanbul … ATM’nin… Esas sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine,
3-Mahkememiz dosyası esasının bu şekilde kapatılmasına,
4-Harç, masraf ve vekalet ücretinin birleştirilen davada karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, esas hükümle birlikte, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan
Üye
Üye
Katip