Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/942 E. 2018/702 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/942
KARAR NO : 2018/702

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 26/09/2016
KARAR TARİHİ : 19/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin aleyhinde … 9 İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını,bahsi geçen 18 adet senedin sadece 2 tanesinin vadesinin geçtiğini, geriye kalan 16 adet senedin muacceliyet kesbederek icraya konulduğunu beyanla icra takibinde yer alan 18 adet bonoda yer alan muacceliyet maddesinin geçersiz olduğunun tespitine ve davalı şirkete muacceliyet maddesinden kaynaklı borcunun olmadığının tespiti ile %40 dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların bu davayı davacılardan …’nun mal kaçırması üzerine … 5 Asliye Hukuk Mahkemesi nin … Esas sayılı tasarrufun iptali davasını sürüncemede bırakmak için açtıklarını, söz konusu ödemeler yapılmadığı için ihtarname gönderildiğini, ihtarda kira bedelinin 60 gün içinde ödenmemesi halinde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, sözleşmenin 70. Maddesi gereğince borcun muaccel hale geldiğini beyanla davanın reddini, takibin devamını ve davacının tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
(II) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit davasıdır.
İddia ve savunmanın kıymetlendirilmesi açısından dava dosyası Bilirkişi Yeminli Mali Müşavir … ve Hukukçu …’e tevdii edilmiştir. Bilirkişiler mahkememize sunduğu 27/06/2013 tarihli raporunda davalının 2007-2013 yılları arası ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin tam olduğu, ticari defterlerinin düzenli ve usulüne uygun tutulduğundan sahibi lehine delil teşkil ettiği, taraflar arasındaki devir sözleşmesi gereği davalının ticari defterlerinin esas alınabileceği , davalının ticari defterlerine göre finansal kiralama kanunu çerçevesinde ihtarnamenin davacı tarafa tebliğinden sonra davacının 60 günlük süre içinde davalı şirkete ödeme yapmadığı , kira taksitlerinden bir kısmı ödenerek fesih tarihi itibariyle temerrüt faizi ve masraflar hariç olmak üzere 66.978,00.AVRO alacağının olduğunu, … 9 İcra Müdürlüğü’nün uyuşmazlığı konu takip dosyasının henüz vadesi gelmemiş senetler için icra takibinde bulunamayacağı, muacceliyet koşulunun ayrı bir sözleşmede belirlenmedikçe taraflar yönünden sonuç doğurmayacağı görüş ve tespitlerine yer verilmiştir.
Davalı tarafın itirazları üzerine bilirkişiler kurulundan ek rapor alınmış, bilirkişi kurulu mahkememize sunduğu 04/04/2014 tarihli ek raporlarında; taraflar arasında yapılan finansal kiralama sözleşmesinde senetlerin muacceliyetine yönelim bir kaydın bulunmaması nedeniyle sonraki vadelere tekabül eden 16 adet senedin icra takibine konu olamayacağı görüşünün muhafaza edildiği, yapılan hesaplamalar neticesinde davacı tarafın 131.753,09.TL üzerinden harç yatırması gerektiği, sözleşme fesih tarihi olan 02/09/2008 tarihi itibariyle davacıların gecikme faizi dahil 10.578,06 AVRO borcu bulunduğu, bu tutarın icra takibine konu bulunan 3 senedi karşıladığı değerlendirmesinde bulunmuşlardır.
Mahkememizin 2014/364 esas, 2014/289 karar sayılı, 20/11/2014 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı … vekilinin 07/01/2015 tarihli dilekçesi ile Mahkeme kararını temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiş olup, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/3506 esas, 2016/6760 karar sayılı, 18/04/2016 tarihli ilamında; “…Sözleşmenin 70. maddesinde uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun 25. maddesi uyarınca sözleşmenin feshi halinde kiracı malı iade ile birlikte vadesi gelmemiş finansal kiralama bedellerini ödeme yükümlülüğü altında bulunduğundan ayrıca bonolardaki muacceliyet kaydının da geçerli olması dikkate alınmaksızın mahkemece finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan ödenmeyen kira alacağının tespiti ile alacak borç durumuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile eksik inceleme sonucu karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” denilmek suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup, dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilerek, Yargıtay bozma ilamı nazarı alınarak icra takip tarihi itibariyle finansal kiralama sözleşmesinin sözleşme şartları ve mevzuat kapsamında fesih şartlarının bulunup bulunmadığı, finansal kiralama sözleşmesinin teminatı niteliğinde olan senetlerin icra takip tarihi itibariyle muaccel hale gelip gelmediği hususunda ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler …, … tarafından tanzim edilen 01/02/2018 tarihli ek raporda; davalı alacaklı tarafın davacı borçlular hakkında giriştiği … 9. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı 07/10/2008 başlangıç tarihli kambiyo senetlerine müstenit icra takibinde takip tarihinden sonraki vadelere tekabül eden on altı adet senedin henüz muaccel olmadığı, ayrıca davalı … şirketi ile davacı kiracı şirket ve müteselsil kefiller arasında tanzim edilen finansal kiralama sözleşmesinden senetlerin muacceliyetine yönelik bir kaydın bulunmaması nedeniyle icra takibine konu olamayacağı görüşünü muhafaza edildiğini, yapılan hesaplamalar doğrultusunda davacıların 131.753,09 TL bedel üzerinden harç yatırması gerektiği, ek rapor tanzimine yönelik mahkeme kararında hesaplanması talep edilen sözleşme fesih tarihi olan 02/09/2008 tarihi itibariyle davacıların gecikme faizi dahil 10.578,06 Euro borcu bulunduğu bu tutarın icra takibine konu bulunan üç senedi karşıladığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bozma ilamında özetle dava konusu bonoların taraflar arasında imza edilen finansal kiralama sözleşmesinin teminatı olarak verildiği kabul edilmiş bunun yanında yine sözleşmenin 70. maddesine atıfta bulunularak sözleşmenin feshi haline kiracının malı iade ile birlikte vadesi gelmeyen finansal kiralama bedellerini ödeme yükümlülüğü olduğu ifade edilerek bonolardaki muacceliyet kaydı kapsamında sözleşmeden kaynaklı kira alacağının tespiti ile alacak ve borç durumuna göre karar verilmesi gerektiği üzerinde durularak kararın bozulması yoluna gidilmiştir.
İş bu bozma ilamına uyulmakla ilam kapsamında yapılan tespitler nazarında aşağıdaki neticeye varılmıştır.
Davacıların müşterek müteselsil kefil sıfatını haiz oldukları finansal kiralama sözleşmesinin 70. maddesince davalı kiralayan firmanın sözleşmenin 6/c, 23, 27, 34, 44, 53, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67 ve 68. Maddelerinde belirtilen fesih haklarından bir ya da bir kaçına dayanarak sözleşmeyi feshetmesi halinde kiracının vadesi gelmemiş tüm kiralama bedellerinin muaccel hale geleceği ve kiracının muaccel hale gelen iş bu kiralama bedellerini üç gün içerisinde ödemekle yükümlü olacağı açıkça kararlaştırılmıştır. Yargıtay ilamında da ifade ediliği üzere muacceliyet şartı geçerli nitelikte bir kayıttır. Burada önemli olan sözleşmenin fesih sebebinin tespiti ve 70. maddenin atıf yaptığı madde metinleri dahilinde geçerli muaccel hale gelmiş bir borç kaydı bulunup bulunmadığının ortaya konulmasıdır.
Davalı tarafından … 11. Noterliği’nce keşide edilen 26/06/2008 tarihli ihtarnamede; ödeme planı dahilinde 22/04/2008, 22/05/2008 ve 19/06/2008 tarihlerine tekabül eden döneme ilişkin ödenmeyen 10.102,02 Euro kira alacağının ödenmesi aksi halde sözleşmenin feshedileceği hususu yer almaktadır.
Yukarıda yer verildiği üzere muacceliyet kaydını taşıyan hüküm 70. madde olmakla işbu madde dahilinde atıf yapılan diğer sözleşme maddelerinden 23. madde uyarınca “mükerrer temerrüt hali nedeniyle sözleşmenin fesih edilmesi” başlığıyla davalının sözleşmeyi fesih nedeninin bu minvalde ele alınması gerekecektir. Söz konusu 23. maddede yer alan husus; “kiracının kiralama dönemi boyunca kiralama bedelini ödemekte herhangi bir altı aylık dönemde ikinci kez temerrüde düşmesi halinde kiralayan şirketin başkaca bir süre vermeye gerek kalmaksızın derhal sözleşmeyi feshedebileceği” yönündedir. Bunun yanında ifade edilmesi gerekli görülmekle; sözleşmenin 25. maddesinde temerrüt halinde davalının kiralama şirketinin yaptığı masrafların tümden tazmin yükümlülüğünün kiracı tarafa ait olduğuna işaret edilmektedir ki; bu maddenin fesih sebebine dair hüküm içermediği, madde metni içeriğinin feshin sonucuna bağlı masraf talebine ilişkin olduğu açıktır.
Bu minvalde 23 ve 70. maddeler nazarında mükerrer temerrüt hali bulunup bulunmadığına bakılacak olursa bozma öncesi yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davalı kiralayan şirketin defter ve kayıtları nazarında Beşiktaş 11. Noterliği tarafından keşide edilen 26/06/2008 tarihli ihtarnamede her ne kadar ödenmeyen üç dönem kira borcu olduğu dile getirilmiş ise de ihtarname tarihi itibariyle ödenmeyen 19/06/2008 dönemine ait 3.367,34 Euro’luk bir kira borcunun bulunduğu tespit edilmiştir. Yani davalı firmanın ihtarnamede ifade edildiği şekilde keşide tarihi itibariyle alacağı 10.102,02 Euro değil, 3.367,34 Euro’dur. Dolayısıyla davalı … şirketinin sözleşmeyi fesih gerekçesi temelinde dayanak nitelikteki 23. maddede yer alan mükerrer temerrüt kaydının somut olay yönünden gerçekleşmediği dolayısıyla da davalının mükerrer temerrüt haline dayanmasının mümkün olamayacağı ve bu madde nazarındaki fesih gerekçesi haklı görülemeyeceğinden iş bu maddeye atıf yapmak suretiyle sözleşmenin 70. maddesi kapsamındaki muacceliyet şartının da gerçekleşmemiş olduğunun kabulü gereklidir. Burada önemli olan; somut olaydaki uyuşmazlık konumuz yönünden “vadesi gelmeyen kira borçlarına yönelik olarak geçerli bir muacceliyet” halinin olup olmadığını tespit etmektir. Bunun yanında sözleşmenin 22. maddesi dahilinde genel temerrüt halinden bahsedilmekte ise de bu hüküm sözleşmeyi fesih şartı yönünden geçerlidir. Keza vadesi gelmeyen kira alacaklarının muaccel olacağı şartı 70. madde hükmünce fesih gerekçesine uygun ilişkili madde dahilinde sözleşmenin 23. maddesine atıfta bulunulduğundan iş bu maddenin somut olayda geçerlilik arz edip etmediği ise ayrı bir husustur. Yukarıda izahına çalışıldığı üzere, 23. maddeye göre mükerrer temerrüt hali söz konusu olmadığından vadesi gelmeyen kira alacaklarına dayalı olarak düzenlenen bonoların da tahsili talebinin yerinde görülemeyeceği takdir edilmiştir. Bozma ilamında değinilen konu da bu şekilde açıklığa kavuşturulmuştur.
Öte yandan sözleşmenin feshine ilişkin olarak keşide edilen … 11. Noterliği’nin … tarihli ihtarnamesinin asıl borçlu şirkete tebliğ tarihi 03/07/2008 tarihi olmakla bu tarihten itibaren verilen 60 günlük mehil itibariyle temerrüt tarihi 02/09/2008 olarak kabul edilmekte olup, davalının sözleşmeyi fesih tarihi itibariyle takip konusu senetler nazarında 3.367,34 Euro tutarındaki vadesi geçmiş senet yönünden karşı taraftan alacaklı olduğu, bununla birlikte takip başlangıç tarihine kadar da 20/09/2008 tarihli 3.368 Euro bedelli senedin de muaccel hale geldiğinden ve iş bu senetlerin ödendiğine dair herhangi bir kayda da rastlanmadığından davalının davacılardan takip tarihi itibariyle toplamda 6.736 Euro alacaklı olduğu muaccel hale geldiği iddia olunan vadesi gelmemiş diğer bonolara ilişkin olarak ise itirazın iptali isteminin haklı ve yerinde olduğu kanaatine erişilemediğinden icra takip talebi talep çıkış bedeli üzerinden bakiye kısma ilişkin olarak davanın reddine karar verilmiş, her ne kadar davalı tarafça talep edilmiş ise de takibin kötüniyetle başlatıldığına dair dosyada somut ve açık bir delil bulunmadığından ve bu yöndeki talebin haklı ve kabul edilebilir nitelikte olduğu kanaatine erişilemediğinden kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmek suretiyle neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(III) HÜKÜM SONUCU :
(1)Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davacıların … 9. İcra Müd. … Esas sayılı icra dosyası kapsamında talep edilen bedelden ödenmemiş 2 adet senet toplamı olan 6.736-Euro düşülmek suretiyle 54.131,60-Euro’luk borçtan sorumlu olmadıklarının tespitine,
(2)Davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin yasal şartlarının oluşmadığı takdir edilmekle reddine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 8.859,67 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.513,95 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.345,72 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(4)Davacılar tarafından tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla bozma öncesi yapılan 18,40 TL başvuru harcı, 27,90 TL peşin harç, 2.484,25 TL tamamlama harcı, 1.300,00 TL bilirkişi ücreti, müzekkere, tebligat ücreti 117,00 TL olmak üzere toplam 3.947,55 TL ile bozma sonrası yapılan 192,00 TL müzekkere posta giderinden oluşan toplam 4.139,55 TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 3.624,43 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
(5) Davalı tarafından bozma sonra yapılan 600,00 TL bilirkişi, 168,00 TL temyiz posta masraflarından oluşan toplam 768,00 TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 95,56 TL yargılama masrafının davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
(6)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen miktar üzerinden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 13.125,84 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
(7)Davalı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen değer itibariyle avukatlık asgari ücret tarifesi uyarın ca hesaplanan 2.211,97 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı tarafa verilmesine,
(8)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/04/2018

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”