Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/917 E. 2018/433 K. 02.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/917 Esas
KARAR NO : 2018/433
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2016
KARŞI DAVA TARİHİ: 15/11/2016
KARAR TARİHİ : 02/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında 01/01/2014 tarihinde madeni yağ harmanlama ve paketleme sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşme çerçevesinde taraflar arasında başlayan ticari ilişkinin, davalının 16 Mayıs 2016 tarihli üretim talebini yerine getirmemesi nedeniyle, sözleşmesinin feshedildiği 19 Temmuz 2016 tarihine kadar devam ettiğini, 30/04/2016 tarihi itibari ile davacı şirket avans hesabında davalıdan 502.716,43TL alacaklı, işçi hizmetlerinden ise 231.716,92TL borçlu durumda olduğunu, davacı şirket lehine oluşan farkın 270.999,51TL olduğunu, oluşan bu fark alacağına istinaden 4400 adet 70.400kg ve 18.000adet 54.900 kg antifriz üretiminin talep edildiğini, davalının bu üretimi gerçekleştirmediğini ve alacak ihtilafı yarattığını, davalının sözleşme yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve borçluluğunu kabul etmemesi üzerine davalıya ihtarname gönderildiğini, davalının cevabi ihtarı ile ödeme talebini reddettiğini, ticari kayıtlar incelendiğinde davalının davacı şirkete 270.999,51TL borçlu olduğunun görüleceğini beyanla, bu alacağın davalının temerrüde düştüğü 01/08/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile KDVsi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı-karşı davacı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, sözleşme incelendiğinde, çok açık bir şekilde sadece harmanlama ve paketleme işçiliği içermesi gerekirken, kendi tedarik ettiği katık ve ambalaj malzemeleri ile ilgili davalı şirketi zarara sokacak maddeler gizlendiğini, uygulamada ise tamamen …tarafından fiili olarak icra edildiğini, sözleşmenin özgürlüğü hakkının, MK.2 çerçevesinde hakkın kötüye kullanımı boyutunda ihlal edildiğini, davacı tarafından iddia edilenin aksine, davalının alacaklı durumda olduğunu, davacının 16 Mayıs 2016 tarihli üretim talebinin yerine getirilmemesi sonucu zarar gördüğü gerekçesi ile noter ihtarnamesiyle sözleşmeyi 19 Temmuz 2016’da fesh ettiğini, feshin haklı sebebe dayanmadığından davacının haksız feshin sonuçlarından sözleşme kapsamında davalı şirkete karşı sorumlu olduğunu, davacının iddia ettiği gibi bir avans uygulamasının mevcut olmadığını, sözleşmenin herşeye rağmen ayakta olduğunu, ticari ilişkinin başlangıcından itibaren bütün siparişlerini telefonla yada e-mail ile şirket ilgililerine bildiren …’nın, feshe konu edilen sözde alacak karşılığı geçirilen antifriz siparişlerine ait e-postanın …Şirketinin işbu davada yetkilendirdiği avukatını da adreslediğini, bu durumun, karşı tarafın kendilerince davalıyı temerrüde düşürme saikiyle hareket ettiğini göstermesi bir yana, bu siparişin gerçek ve samimi bir sipariş olmadığını, amacına ulaşmak için bu durumu çok daha önceden planladığının bir göstergesi olduğunu beyanla, gerçek duruma ve dürüstlük kurallarına aykırı haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVA: Davalı-karşı vekili vermiş olduğu karşı dava dilekçesi ile, tarafların ticari kayıtları özellikle üretimle ilgili kantar miktarı üzerinden incelenip banka hesapları ile karşılaştırıldığında, tam aksine davalı şirketin alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını, huzurdaki karşı davanın kısmi dava olarak açıldığını, alacaklarının hesaplanmasına müteakip davalarını ıslah edeceklerini, kabul anlamına gelmemek üzere, bir an için ihbar süreleri dikkate alınmak kaydı ile davacının feshi haklı sayılsa bile, davalı-karşı davacının faturalarının maliyet altı kestirilmesi sebebiyle fark alacakları ile tüm faturalardan idareye ödedikleri ÖTVler ve diğer alacaklarının geçerli sayılan fesih tarihine kadar olan miktarının hüküm altına alınması gerektiğini, davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ve borçlarını ödememesi sebebiyle davalı-karşı davacıyı katık, ambalaj vs.tedarikçilerin düzenlediği faturalar sebebiyle borçlandırdığını, davalı-karşı davacıyı bu firmalara karşı da icra baskısı altında bıraktığını, davalı-karşı davacının bu takipler sebebiyle göreceği zararlarla menfi zarara dair haklarının saklı olduğunu beyanla, haksız fesih sebebiyle uğradıkları şimdilik 20.000TL alacağın ticari ilişkinin haksız olarak sonlandırıldığı 18 Nisan 2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, madeni yağ harmanlama ve paketleme sözleşmesi, cari hesap ekstresi, e-postalar, ihtarnameler, fatura suretleri, irsaliyeli faturalar, ödeme dekontları, e-faturalar, hak ediş/işçilik ödemeleri, Yargıtay kararları, ticari defter ve kayıtlar celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler Gümrükçü …, Sektör Uzmanı Prof Dr.A…. ve SMMM … tarafından tanzim olunan 13/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacı-karşı davalı … Tic AŞ’nin defter kayıtlarının incelenmesi sonucu davalı-karşı davacıdan 270.947,36TL alacaklı olduğunu, dava tarihinden sonra davalı tarafından elinde kalan fazla ambalaj malzemelerinin fatura edilerek iade edildiğini ve 11/10/2016 tarihli faturanın 2.419,15TL, 12/10/2016 tarihli faturanın 19.555,33TL olmak üzere toplam 21.294,48TL fatura edildiğini ve davacı alacağının 249.025,03TL olduğunu, davalı-karşı davacı … AŞ’nin defter kayıtlarına göre davacı-karşı davalı ile olan hesaplarının mahsupları sonucu davacı karşı davalıya 275.947,36TL borçlu olduğunu, davalı-karşı davacı … AŞ’nin şimdilik 20.000,00TLlik alacak davasına ait bir hesap ve kayıt bulunamadığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar doğrultusunda tanzim olunan bilirkişi ek raporunda; taraf vekillerinin beyanlarının tek tek değerlendirildiğini, kök rapordaki görüş ve sonuçları değiştirecek bir beyan olmadığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi ek raporuna karşı itirazlar sunulmuş ise de, mahkememizin 02/04/2018 tarihli ara kararı ile; bilirkişiler tarafından teknik incelemenin yapılmış oluşu, sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığına yönelik nihai takdirin mahkememize ait oluşu dikkate alınarak yeniden rapor aldırılması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
02/04/2018 tarihli oturumda 6100 sayılı HMK’nun 186. Maddesi uyarınca sözlü yargılamaya geçilmiş, sözlü yargılamaya ilişkin diyecekleri ve son diyecekleri hazır bulunan taraf vekillerinden sorulmuş; davacı-karşı davalı vekili, önceki beyanlarını aynen tekrarla asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine, davalı-karşı davacı vekili ise asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama, asıl ve karşı dava yönünden; davacı tarafın iddiaları, davalı tarafın beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında 01/01/2014 tarihinde madeni yağ harmanlama ve paketleme sözleşmesinin imzalandığı ve sözleşmenin konusunun tüm işçilik ve tüm ticari ve kanuni giderler dahil olmak üzere üretim maliyeti ve masrafları tedarikçiye (davalıya) ait olacak şekilde madeni yağ ve gres satış ve dağıtım faaliyeti yürüten …’nın ihtiyacı olan madeni yağ ve greslerin, …’nın taleplerine uygun olarak tedarikçi tarafından …adına üretilmesi, ambalajlanması ve …’ya teslimine ilişkin olarak tarafların karşılıklı yükümlülüklerini ve bu yükümlülüklerine ilişkin hükümlerin tespiti olduğu, sözleşmenin imzalanması ile başlayan ticari ilişkinin sözleşmenin davacı-karşı davalı tarafından sözleşmenin fesh edildiği 19/07/2016 tarihine kadar devam ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasında bulunan ticari ilişki sebebiyle oluşan cari hesaptan dolayı her iki tarafında alacaklı olduğu iddiası ile karşılıklı olarak açmış oldukları alacak davası olduğu, mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporlarına göre davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 270.947,36TL alacaklı olduğu bizzat davalı defterlerine göre ise davacının davalıdan 275.947,36TL alacaklı olduğu (davalının bu miktarda borçlu olduğu) her iki tarafın ticari defterleri göz önüne alındığında davalının davacıya borçlu olduğu hususunun kesin olduğu davacı defterlerindeki alacak borç miktarının daha az olması ve talep miktarı dikkate alındığında davacı ticari defterlerindeki alacak miktarı olan 270.947,36TL lik alacağın kabulü gerektiği ancak yargılamadan sonra davalı tarafça davacıya kesilen 21.294,48TL lik iade faturalarının davacı tarafça davalının hesabından mahsus edildiği böylelikle davacı alacağının 249.025,03 TL olduğu görülmüştür. Bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş bakiye 21.974,48TL yönünden yargılama aşamasında bu miktara yönelik davalı tarafından kesilen iade faturası davacı tarafından kabul edilip ticari defterlere işlenmesi sebebiyle bu kısım için davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığından kararı vermek gerekmiş her ne kadar davacı tarafça söz konusu bedelin katma değer vergisi ile birlikte tahsili istenmiş ise de söz konusu ödemelerin avans niteliğinde yapılan ödemeler oluşu bu bağlamda henüz ortada verilmiş bir hizmet bulunmaması ve K.D.V doğurucu bir işlem oluşmaması sebebiyle bu miktar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş, her ne kadar davacı tarafça karşı taraf ile davalı tarafın ödediği ÖTV lerin tahsili ve kesilen faturaların maliyet altı kestirilmesi sebebiyle bakiye kısmı tahsili için dava açılmışsa da davalının tacir olduğu ÖTV ödeme yükümlülüğünün davalıya ait olduğu bu nedenle yaptığı ticaret sebebiyle ödediği ÖTV lerin davacıdan isteyemeyeceği ayrıca basiretli bir tacir olması gereken davalının ürettiği malın maliyeti altında fatura kestiği iddiasının dinlenemeyeceği gibi davalı bu şekilde ürettiği malın maliyetinin de daha altında fatura kesmiş ise bunun sorumluluğunun da davalıya ait olduğu bu itibarla da karşı davanın reddi gerektiği görülmüş ve karşı davanın reddine karar verilmiştir. Yine her ne kadar davalı tarafça davacının davalı tarafından davacının talep ettiği antifrizin üretilmemesi sebebiyle sözleşmenin haksız olarak fesh edildiği sözleşmenin madeni yağ ve harmanlama sözleşmesi olduğu bu sözleşme uyarınca davalının sadece fason madeni yağ üretme yükümlülüğünde olduğu ileri sürülmüş ise de taraflar arasında akd edilen sözleşmenin başlığının madeni yağ harmanlama ve paketleme sözleşmesi olduğu ancak gerek sözleşme içeriği ve gerekse sözleşmeye ek olarak hazırlanan ürün ve ambalaj listesi satın alma tahminlerinin bulunduğu diğer sözleşmeye ek belgelerin incelenmesinde antifriz üretimi ve paketlenmesinin de sözleşme kapsamında bulunduğu bu itibarla davalı tarafça sözleşme kapsamında yükümlendiği antifriz üretimini gerçekleştirmemiş olduğu bu bağlamda davacının sözleşmeyi haklı sebeple fesh ettiği kaldı ki fesih haklı olsun ya da olmasın fesih ile birlikte taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sona erdiği sona erme sonrası tarafların fesih sebebiyle tazminat hakları dışında davacı tarafından davalıya ödenen avans bedellerinin verilmeyen hizmet ya da satılmayan mal sebebiyle davacıya iadesi gerektiği dikkate alındığında davalının bu itirazlarına da değer verilmemiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Asıl dava yönünden davacının davasının KISMEN KABUL – KISMEN RED ve bir kısım yönünden ise KONUSUZ KALDIĞINDAN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
A) 249.025,03 TL’nin 04/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
B) KDV uygulanması isteminin REDDİNE,
C) Bakiye 21.974,48 TL yönünden dava konusuz kaldığından Karar verilmesine yer olmadığına,
2) Karşı davanın subut bulmadığından REDDİNE,
3-Asıl dava yönünden;
a-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 17.010,89TL nispi karar harcından peşin alınan 4.628,00TLnin mahsubu ile bakiye 12.382,89TLnin davalı-karşı davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
b)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 20.891,50TL nispi ücreti vekaletin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
c)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.636,00TL ücreti vekaletin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
D)-Davacı-karşı davalı tarafından yapılan 2.100,00TL bilirkişi ücreti ve 135,50TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.235,50TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına (0,91) göre hesaplanan 2.034,30TLsının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, bakiye kısmın davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
Ayrıca davacı-karşı davalı tarafından bu dava nedeniyle peşin harç olarak yatırılan 4.628,00TLnin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
e)-Davalı tarafından yapılan 27,50TL posta masrafı yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına (0,09) göre hesaplanan 2,47TLsının davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, bakiye kısmın davalı-karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karşı dava yönünden;
a-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90TL karar harcının peşin alınan 342,00TL den mahsubu ile fazla alınan 306,10TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı-karşı davacıya iadesine,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.400,00TL nispi ücreti vekaletin davalı-karşı davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davacı-karşı davalıya verilmesine,
c-Davalı-karşı davacıdan tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5)-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …