Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/899 E. 2018/630 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/899
KARAR NO : 2018/630
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 07/09/2016
KARAR TARİHİ : 10/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1)Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hiçbir talebi olmamasına rağmen cep telefonuna “sim kart değişikliği talebiniz alınmıştır” şeklinde bir mesaj geldiğini, böyle bir talebi olmayan müvekkilinin derhal davalı …A.Ş Müşteri Hizmetlerini aradığını, ancak telefonunun kilitlendiğini, arkadaşının ve eşinin telefonundan …’i arayarak böyle bir talebinin olmadığını bildirdiğini, ancak bahse konu görüşmeler ve yeni bir sim kartı istenmediğine yönelik beyanlarının …tarafından dikkate alınmaması nedeniyle İzmir’de mukim bir …bayisi tarafından yapılan sim kart iptal işleminin uyarıya rağmen geri alınmaması nedeniyle müvekkilinin banka hesaplarının siber saldırıya maruz kalarak kendi rızası dışında boşaltıldığını, davalıların birlikte işledikleri zincirleme hatalı tutum ve davranışları nedeniyle 21 ve 23 Haziran 2016 tarihlerinde müvekkilinin davalı İş bankasındaki hesaplarından 51.500 TL’nin hiç tanımadığı kişilerin hesaplarına internet üzerinden virman edilmek suretiyle çalındığını belirterek, müvekkilinin seyahate gitmesi nedeniyle müdahale edemediği kendi rızası ve bilgisi olmaksızın davalı bankadaki tüm hesaplarındaki 51.500 TL’nin elinden çıkmasına neden olan davalı kurumların maddi ve manevi tazminata mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilmeye çalışmasının yerinde olmadığını, husumet yokluğu nedeniyle müvekkili şirket açısından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, meydana geldiği iddia edilen olayların asıl olarak davacının kimlik ve bankacılık işlemlerine ilişkin banka tarafından kendisine verilen veya müşterinin kendisi tarafından oluşturulan şifrelerin gereği gibi korunmamasından ve gerekli özen ve dikkati göstermemesinden kaynaklandığını, müvekkili şirketin bankacılık işlemlerinin güvenle yapılması konusunda ne davacıya karşı ne de diğer davalı bankaya karşı herhangi bir yükümlülüğünün olmadığını, talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş miktarda olduğunu belirterek, müvekkili şirket aleyhine olan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
(3) Davalı İş Bankası vekili cevap dilekçesinde özetle; internet güvenliği banka ve müşteri tarafından beraberce yaratılan zincirleme bir yapı niteliğinde olup, sadece müvekkili bankanın önlem almasının yeterli olmadığını, kullanıcılar tarafından da bir takım önlemlerin alınması gerektiğini, somut olayda davacılara ait veri ve bilgilerin müvekkili banka sistemine girilerek elde edilmesinin mümkün olmadığını, davacının mobil onay kodunun gönderildiği GSM numarasına ilişkin GSM kartının davacının haberi olmaksızın usulsüz şekilde değiştirilmesi olayında kusurlu bulunan diğer davalı firma ve davalı firmanın bayisi olduğunu, müvekkili bankanın herhangi bir kusurunun bulunmadığını, bu nedenle müvekkiline husumet yönetiltilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
(II) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; maddi manevi tazminat davasıdır.
Davacı, GSM firmasına yaptığı başvuru neticesinde kimlik bilgilerinin 3. Kişiler tarafından kullanılmak suretiyle kişisel banka hesabında bulunan paranın başka bir hesaba aktarıldığını bu surette dolandırıldığını beyanla her iki davalının sorumluluğuna hükmedilmesini talep etmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesine göre bu Kanunun kapsamını “her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar” oluşturmakta olup anılan Kanun’un 3-(1)/l maddesinde de gerçek ve tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan bankacılık sözleşmeleri tüketici işlemi olarak düzenlenmiştir.
Davacının, davalı banka nezdindeki hesabı bireysel mevduat hesabı olup bankaya karşı tüketici sıfatını haiz olduğunun kabulü gereklidir.Keza davacı diğer GSM şirketine karşı da tüketici konumundadır. Dava mutlak ticari dava türlerinden de değildir. Uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığı aşikardır. (emsal için bknz. Yargıtay 11. H.D. 2016/4877 E. 2016/5553 K. Sayılı ilamı)
“Bir uyuşmazlığın tüketici uyuşmazlığı niteliğinde olması için taraflardan birinin tüketici, taraflardan birinin profesyonel satıcı(sağlayıcı) ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir tüketici işleminden kaynaklanıyor olması gerekmektedir. Somut olayda davacı ile davalı arasında bireysel müşteri sözleşmesi bulunduğu ;davacının bireysel müşteri olarak hizmet alan gerçek kişi tüketici, davalı bankanın da hizmet veren profesyonel sağlayıcı olduğu bireysel mevduat sözleşmesinin de bir tüketici işlemi olduğu tartışmadan uzaktır. Davalı hizmet vermekte iken davacının mevduat hesabına ait şifrenin üçüncü kişilerce ele geçirilmesi nedeniyle davacının uğradığını iddia ettiği zarar için açılan davada davaya bakmaya tüketici mahkemeleri görevlidir.” (bknz. İstanbul BAM 12. H.D 2018/234 E. 2018/231 K.)
Bu minvalde mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3-(1)/k,1 maddesi delaletiyle tüketici ile banka arasındaki işlemlerden doğan ihtilafların aynı Kanun’un 73-(1) maddesine göre tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşıldığından dosyanın Tüketici Mahkemesine gönderilmesine ilişkin neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(III) H Ü K Ü M SONUCU :
(1)Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
(2)6100 sayılı HMK’nun 20-(1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre dahilinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın davanın esasını çözmekle görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
(3)HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
(4)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin ve davacı asilin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”