Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/854 E. 2019/305 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/854
KARAR NO : 2019/305
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/08/2016
KARAR TARİHİ: 16/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin dava dışı … Şti.ye ait …Bankası … seri numaralı çeki alacağına karşılık olarak aldığını, daha sonra borçlu … şirketinin borcunu ödemesinden sonra davacı şirket yetkilisinin çeki … Şti.ye iade ettiğini, çek ile ilgili ödeme yapıldıktan sonra davacı şirketin kaşesi ve şirketin yetkilisi …’in imzası taklit edilmek suretiyle çekin ciro edildiğini, çekin sahtecilik yoluyla ciro edildiğini ve sırasıyla davalılardan … A.Ş.ye bu şirketten …Şti.ye ve buradan da davalı ….ye ciro edildiğini, … adına şirket yetkilisi …’nun 02/03/2016 tarihinde çeki … Bankası A.Ş.ye ibraz ederek çek yaprağı bedeli olan 1.290 TL.yi aldığını, çek bankaya ibraz edildikten sonra davacı şirketin haberinin olduğunu ve gerçekten borçlu olduğunu sanarak çek bedelinin tamamı olan 85.000 TL.yi 28/03/2016 tarihinde davalı … şirketine havale ederek ödediğini, çek bedeli ödendikten sonra sahteciliğin fark edilmesi üzerine davalı şirket yetkilileri ile görüşüldüğünü, davalı şirket yetkililerinin mağduriyetin giderileği ve paranın iade edileceği yönünde beyanlarla davacı şirketi oyaladıklarını, bu nedenlerle davacı şirketin ödemek zorunda kaldığı 85.000 TL.nin davalılardan müştereken ve müteselsilen ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ….vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen çekin davalı şirket ile davalı …Şti.arasında yapıban 23/11/2015 tarihli faktoring işlemine istinaden davalı şirkete devredildiğini, ibraz tarihinde karşılığı olmadığı anlaşıdığı çekin bedelinin henüz takibe konu edilmeksizin davalı şirkete ödendiğini, somut olayda davalı şirketin, çeki son cirantadan ve geçerli bir faktoring ilişkisine istinaden devralmış olup, çekin meşru hamili olduğunu, çekin dayanağını teşkil eden alacağı fatura ile tevsik etmek suretiyle çeki devralan davalının, yasadan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi karşısında kötüniyetinden söz etmenin mümkün olmadığını, faktoring şirketlerinin kıymetli evrak üzerinde yer alan tüm imzaların sıhhatini tetkik edebilme hak, yetki e yükümlülüğü bulunmadığını, kaldı ki kabul manasına gelmemekle birlikte kıymetli evrak üzerindeki imzalardan birinin geçersiz olmasının, diğerlerinin de geçersiz olduğunu göstermeyeceği gibi, ciro silsilesinde kopuklukta yaratmayacağını, ciro silsilesinin düzgün olabilmesi için şekli olarak imzaların varlığının yeterli olacağını, 6361 Sayılı Kanunun 9/III hükmü uyarınca, cirantaların birbirleri arasındaki ilişkilerden doğan defileri, foktoring şirketine karşı ileri sürmesinin mümkün olmadığını, faktoring şirketinin sorumluluğuna gidilebilmesi için kötü niyetin varlığının öncelikli koşul olduğunun düzenlendiğini, alacaklı son hamil olan davalı şirketin iyiniyetli 3.kişi konumunda olup, çek üzerinde yer alan tüm imza ve kaşelerin sıhhatini tetkik etmesinin fiilen de mümkün olamayacağından, somut olayda, yasadan doğan yükümlülüklerini harfiyen yerine getirmiş olan davalı şirketin iyiniyetinin korunması gerektiğini, BK.78.maddesi uyarınca ispat yükü üzerine düşen davacının davasını ispata elverişli delil sunamadığını, davalı şirket dava konusu çeki geçerli bir hukuki ilişkiye istinaden üstündeki cirantadan iktisap etmiş olmakla sebepsiz zenginleşme hükümlerinin davalı yönünden uygulama alanı bulamayacağını, borcu ifa eden davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerinden faydalanabilmesi için borcu, kendisini borçlu sanarak ifa ettiğini ispat etmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …Şti ve …A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; çekin davalıya bizzat davacı şirket yetkilileri tarafından teslim edildiğini, davacı şirket ortaklarının akrabalarının kurduğu ve aile şirketi görümünü verilen iki şirket daha olduğunu, bu şirketlerin adresleri aynı olup aynı binada faaliyet gösterdiklerini, bu şirketlerden …Şti.nin davalılardan yüklü miktarda araç aldığını ve toplam 200.000 Euro tutarında borçlandığını, bu borcun karşılığında çeşitli vade tarihlerinde senetler imzalandığını, araçlarında işbu şirkete teslim edildiğini, araçların üzerinde rehin işlemleri tesis edilmeden …Şti.nin bu araçları davacıya devrettiğini, …Şti.nin senet bedellerini ödememeye başlaması üzerine davalılar ile davacı arasında çeşitli yazışmalar olduğunu, davaya konu çekinde bizzat davacı şirket yetkilisi tarafından vadesi geçen bir dizi senete mukabil olarak davalıya gönderildiğini, hatta davalının çeki istememesine rağmen zorla gönderildiğini, keşidecinin ödememesi durumunda ödeneceğinin garanti edildiğini, buna benzer başka … Lojistik çekleri ile ödeme yapıldığını, bu ödemelerin karşılığında da senetlerin teslim edildiğini, iki şirket arasındaki organic bağın her zaman çok açık olarak devam ettiğini, ancak davacının bunu alacaklılara zarar vermek için kullanmaya başladığını ve bu nedenle de kendileri hakkında Hatay C.Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası ile dolandırıcılıktan şikayette bulunulduğunu, söz konusu davanın yapılan savcılık şikayetine cevap olarak davalıyı sindirme amaçlı olarak açıldığını, davalılardan sebepsiz zengenlişme hükümlerine göre bu bedelin talep edilemeyeceğini, davalının sebepsiz zenginleşmediğini, bu çek bedeline karşılık davacılara 27.565 Euro bedeli toplam 8 adet senedi iade edip cari hesaptan borcu sildiğini, çek bedelinin ödendiği 28/03/2016 tarinli banka makbuzu incelendiğinde ödemenin … İhracat yetkilisi … hesabından yapıldığının görüldüğünü, açıklama bölümünde de … firması Trf… çek numarasına istinaden açıklaması düşülerek çek bedelinin ödendiğini, çek vade tarihinden neredeyse 1 ay sonra ödenmiş olup çekin sehven ödenmesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat davasıdır.
Mahkememizce davacı şirket yetkilisi …’in bildirilen kurumlardan ıslak imzalı belge asılları getirtilmiş, talimat vasıtası ile ayakta, oturarak sağ ve sol elle atılmış imza ve yazı örneklerinin alınması sağlanmıştır.
Dosya İstanbul ATK.Fizik İncelemeleri İhtisas Dairesi’ne gönderilerek davacı şirket yetkilisi …’in dava konusu çek aslındaki imzanın celp edilen ıslak imzalı belgeler ile mukayese edilerek eli ürünü olup olmadığı hususunda rapor düzenlenmesi istenmiş, düzenlenen 19/03/2018 tarih ve 2017/106815 sayılı rapor ile; inceleme konusu çekin 1.ciro imzasının teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit taklidi kolay imza olması nedeniyle söz konusu imzanın aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …’in eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir.
Dosya üç kişilik el yazısı imza ve sahtecilik uzmanı bilirkişi heyetine tevdii edilerek, davaya konu çek üzerindeki imzanın … eli ürünü olup olmadığı hususunun dosya kapsamına göre değerlendirilerek rapor düzenlenmesi istenmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen 14/08/2018 tarihli raporda; incelemeye konu … Bankası A.Ş….Şubesine ait “ANTAKYA-29/02/2016” keşide düzeltme yer ve tarihli, keşidecisi “… Şti.” olan, “…ŞTİ.” emrine yazılı, “85.000-SEKSENBEŞBİN” TL meblağlı, “…” nolu çekin arka yüzündeki 1.ciranta “… LOJİSTİK….” içerikli kaşe basım izi üzerinde atılı bulunan imzanın -mevcut mukayeseye esas imzalarına kıyasla-, … isimli şahsın eli mahsulü olmadığı belirtilmiştir.
Her ne kadar davaya konu çekteki davacı şirketin kaşesi üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde kaşe üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı tespit edilmiş ise de, davaya konu çekin davacı tarafça, davalı …A.Ş’ye 18 Kasım 2015 tarihinde kargo yoluyla gönderilmiş olması, söz konusu çekin ciro silsilesinde kopukluk olmadan tedavülle diğer cirantalara geçmiş bulunması, çekin karşılıksız çıkmasından sonra hamil tarafından herhangi bir icra takibi yapılmamasına rağmen davacı tarafın çek bedelini ihtirazi kayıt öne sürmeksizin ve çek numarasını da açıkça yazmak suretiyle 28/03/2016 tarihinde banka havalesiyle ödemiştir. Ayrıca işbu dava da ödeme tarihinden yaklaşık 5,5 ay sonra 19/08/2016 tarihinde ikame edilmiştir. İzah edilen tüm bu hususla bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının 6102 sayılı TTK’nın 18/2 maddesi uyarınca bütün iş ve işlemlerinde basiretli bir tacir gibi hareket etmesinin gerektiği, davacının davaya konu edilen çeki, çek numarasının banka havalesine açıkça yazılmasından dolayı bildiği ve herhangi bir icra takibine maruz kalmadan ve ihtirazi kayıt öne sürmeksizin kabullenerek ödemede bulunmuş olduğu nazara alındığında, davacı tarafın uzun bir süre sonra eldeki işbu davayı açmasının dürüstlük kuralına aykırılık içermekle hakkın açıkça kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, 4721 sayılı TMK’nın 2 maddesinde açıkça kötüye kullanılan hakkın hukuk düzenince korunamayacağının belirtilmiş olması karşısında, eldeki işbu davadaki talebin dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle davacının davasının reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 1.451,59 TL harçtan alınması gerekli 44,40 TL.nin mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 1.407,19 TL.nin kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde sahibi davacıya iadesine,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 9.550,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı …Şti.tarafından yapılan ve dosyaya yansıyan 21 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak işbu davalıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …