Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/849 E. 2021/259 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/152 Esas
KARAR NO:2021/189

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/02/2017
KARAR TARİHİ:11/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının tekstil işi ile uğraştığını, ekte fotokopileri sunulan … Cumhuriyet Başsavcılığının 22/11/2016 tarih ve … CBS – Soruşturma dosyası, … İlçe Emniyet Müdürlüğü olay yeri inceleme raporu, müşteki şirket yetkilisinin ifadesi ve diğer belgelerden anlaşılacağı gibi 21/11/2016 tarihinde …’nin … Mahallesi, … Sokak, No:… …/… adresinde bulunan işyerinde muhasebe odasında bulunan kasadan 31.265,-TL’si, … Bankası … … şubesinin 124 boş çek yaprağı, … Bankası … … şubesinin 50 adet boş çek yaprağı, … Bankası … … şubesine ait 208 adet boş, 43 adet yazılı, yine aynı bankanın 101933 Amerikan doları hesabına ait 48 adet boş çek ve 244440 Euro hesabına ait 46 adet boş çek yapraklarının çalındığını, … Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış oldukları şikayet üzerine ilgili bankalara çeklerin çalıntılı çekler olduğunu ve ibrazları halinde ibraz edenlerin bildirilmesi şerhleri verildiğini, bu konudaki soruşturmaların halen devam ettiğini, davacı şirket yetkilisinin Pazartesi günü çeklerin müşterilerine verilmek üzere düzenleyerek imzaladığını ve kasaya alındığını, ancak bu çeklerin kasadan çalındığını, bu çeklerden … …. Ltd. Şti. Adına düzenlenen … Bankası … … şubesinin … nolu hesabına ait 04/01/2017 günlü, … çek nolu, 8.462,69-TL’lik çek sahte kaşe ve imzalarla ciro edilerek bankaya ibraz edildiğini, “İşbu çek 04.01.2017 tarihinde ibraz edilmiştir. T.C. … Cumhuriyet Savcılığının 22.11.2016 tarih … esas sayılı kararına istinaden işlem yapılamamış ve çeke el konulmuştur. Muhatap banka adına vekaleten…” şerhi düşüldüğünü, bu çeki sahte kaşe ve imzalarla ciro yoluyla eline geçerek bankaya ibraz edenin davalı … … A.Ş. Olduğunu, bu şirketin…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı kararı ile … …. Ltd. Şti.’ne haksız olarak ihtiyati haciz kararı aldığını ve ihtiyati haciz kararını …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icraya koyarak hacze gittiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin çalıntı çek nedeniyle davacı şirket hakkındaki ihtiyati haciz talebini reddettiğini, davacı aleyhine de …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından Kambiyo senetlere özgü haciz yolu ile yapılacak takiplerde ödeme emri gönderildiğini, davaya konu çekin davacı … tarafından … …. Ltd. Şti. adına düzenlendiğini, çeki çalanların … … Ltd. Şti. kaşesini yaparak sahte imzaları ile çeki piyasaya sürdüklerini, her iki şirketin hiçbir borcu olmadığını, … …. Ltd. Şti. tarafından …. İcra Hukuk Mahkemesinde imzaya ve borca itiraz davası açıldığını, alacaklı şirketin de çeki alırken bankaya sorduğunda çekin çalıntı olduğunu anlamasına rağmen kötü niyetli olarak çeki alarak icra takibine geçtiğini, çek arkasındaki kaşe ve imzaların sahte düzenlendiğinden ciro silsilesi kopuk olduğunu, kambiyo senedine haiz olmadığını, süresi içinde borca itirazlarının kabulü ile borçlu olmadıklarının tespitini, çek ve icra takibinin iptaline karar verilmesini, faiz oranına ve ihtiyati haciz masraflarına, ihtiyati haciz vekalet ücretine, çek tazminatı ve komisyonuna karşı itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ettiğini, ayrıca çalıntı çek olduğu bankaca yazıldığı halde kötü niyetli olarak çeki icraya koyarak davacı şirket hakkında icra takibi yapan alacaklı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminata karar verilmesini talep ettiğini, davacı şirketin mağduriyetinin bir an önce önlenmesi için davanın neticesine kadar icranın durdurulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, her türlü masraf ve vekillik ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … arasında kurulmuş olan … ilişkisinin her yönüyle hukuka uygun olduğunu, … tarafından dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. adına düzenlenen 04/11/2016 tarihli fatura ile tevsik edilen dava konusu çekin 23/11/2016 tarihinde alacak bildirim formu ile birlikte davalı şirketçe … mevzuatına uygun olarak alındığını, … işlemi öncesi sektördeki genel uygulama ve örf ve adet doğrultusunda telefon ile fatura teyidi alındığını ve davacı ile diğer çek borçluları hakkında gerekli istihbarat çalışmaları yapıldığını, ekte sunulan ve … işleminden önce temin edilen “Limit-Çek ve Finansal Risk Raporları”ndan da görüleceği üzere … işlemi sırasında davaya konu çek hakkında Kredi Kayıt Bürosu raporlarına yansımış herhangi bir ihtiyati tedbir ya da iptal kararı bulunmadığını, Limit Tahsis formunda … işlemi öncesi fatura borçlusunun aranarak teyidin alındığının görüldüğünü, iyi niyetli yasal hamil konumunda olan ve hukuka uygun olarak … ilişkisi neticesinde ciro yoluyla çeki elinde bulunduran davalının, çekin iktisabında ağır kusurlu yahut kötüniyetli olduğunun davacı tarafça ispat olunmadıkça, davacının senet metninden anlaşılanlar dışında kalan defileri davalıya yöneltmesinin hukuken mümkün olmadığını, … sözleşmesiyle dava konusu olan çekin müvekkiline ciro yoluyla devredildiğini, davalının çeki, düzgün ciro zinciri yoluyla elde ettiğini, meşru hamili olduğunu, çek tedavül kabiliyeti olan bir kıymetli evrak olduğunu, keşidecinin çeki ilk olarak keşide ettiği kişiye tevdi etmesini müteakip, çekin piyasada tedavül etmesinden sonra, meşru hamil sıfatıyla çeki elinde bulunduran üçüncü kişiye karşı menfi tespit/istirdat davası açılmasının da hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, çekin üzerinde ciro edilemeyeceğine dair herhangi bir ibare de bulunmadığını, davalının tüm piyasa kurallarına uygun olarak çeki ciro sureti ile elde ettiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, imzanın kendisine ait olmasına rağmen davalının haklı alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla işbu itirazda bulunduğunu, davacı tarafından ileri sürülen defiilerin müvekkili şirketine karşı ileri sürülebilmesinin mümkün olmadığını, davacı taraf dava konusu çeki, çek lehdarı … …. Ltd. Şti. Adına düzenlediğini kabul ve beyan ettiğini, bu durumun, davacının ticari yaşamda gereken dikkat ve özeni göstermediğini ve basiretsiz bir tacir gibi davrandığını davacı eğer bir zarara uğramış ise, sorumlusunun kendisi olduğunu, bu nedenle haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davacının kötü niyet tazminatının reddi ile davalıyı zarara uğratma kastı ile hareket eden davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; dava dilekçesi ekindeki … Emniyet Müdürlüğü olay yeri inceleme rapor fotokopileri, … Bankası … … Şubesinin … nolu hesap kayıtları, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyasının Uyap sisteminde kayıtlı evrakları, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, mali müşavir …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 02/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin 2016-2017 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal sürelerde yaptırıldığı, bu sebeplerle davacı ticari defterlerinin HMK. m. 222 çerçevesinde davacı lehine delil teşkil edeceğini, davacı şirkete ait yevmiye defterlerinde yapılan incelemeler sonucunda, davacının, dava dışı … Ürün. San. Tic. Ltd. Şti.’nden almış olduğu mal veya hizmete ait faturaları 320.01.03.026 satıcılar hesabında izlediğinin tespit edildiği, tek düzen muhasebe sistemi içerisinde 320.01.03.026 satıcılar hesabı işletmenin faaliyet konusu ile ilgili her türlü mal ve hizmet satışlarından kaynaklanan senetsiz borçların izlendiği hesap olduğunu, davalı şirketin 2016-2017 yıllarına ait ticari defterleri açılış ve kapanış onaylarının yasal sürelerde yaptırıldığı, bu sebeplerle davalı ticari defterlerinin HMK. m. 222 çerçevesinde davalı lehine delil teşkil edeceği kanaatine varıldığı, davalı şirkete ait yevmiye defterlerinde yapılan incelemeler sonucunda, dava dışı …’a (… ve İnşaat) vermiş olduğu hizmete ait faturaları … hesabında izlediğinin tespit edildiği, davalı tarafın ticari defter, kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucu 05.06.2017 tarihi itibariyle dava dışı … (… ve İnşaat)’ndan 7.462,69-TL alacak kaydettiğinin görüldüğü, davalı tarafın 23.11.2016 tarihinde, dava dışı …’dan (… ve İnşaat) 14.057,75-TL “ön ödeme …” açıklaması ile, 674,79-TL, “… Ücreti” açıklaması ile, 81,63-TL, “Masraf” açıklaması ile 157,21-TL, “Komisyon Bedeli” açıklaması ile toplam 14.971,38-TL tahsilat kaydı işlediğinin görüldüğünü, dosyaya ibraz edilmiş bulunan alacak bildirim formunda …’ın … … …San. Tic. Ltd. Şti.’ne 04.11.2016 tarihinde kesmiş olduğu 22.193,63-TL faturaya istinaden doğan alacağının, 14.791,38-TL’Lik kısmını 23.11.2016 tarihinde davalı tarafa devrettiğinin görüldüğünü, dosyaya ibraz edilmiş bulunan tevdi bordrosundan, …’ın davalı tarafa devretmiş olduğu 14.791,38-TL alacağın 8.462,69-TL’sinin davaya konu, … … Kurum Şubesi, … belge nolu 04.01.2017 vade tarihli çek olduğunun görüldüğü, dava konusu çekin, … tarafından, … … …San. Tic. Ltd. Şti.’nden olan alacağına istinaden 23.11.2016 tarihinde, davalı tarafa devredildiği kanaatine varıldığı, davalı tarafın, davacı tarafa ait 22.11.2016 tarihli Limit Risk Raporu ve 23.11.2016 tarihli Çek raporlarını dosyaya ibraz etmiş olduğu, raporda çek hesabı olan kurum listesinde … Bankası A.Ş.’nin yer aldığı ve dava konusu çeke ilişkin bir risk bildirimine rastlanmadığı görüldüğü, davalı taraf, dava dışı lehtar … Ürün. San. Tic. Ltd. Şti.’ne ait 23.11.2016 tarihli Limit Risk Raporu ve Çek raporlarını dosyaya ibraz etmiş olduğu, raporda çek hesabı olan kurum listesinde … Bankası A.Ş.’nin yer aldığı ve dava konusu çeke ilişkin bir risk bildirimine rastlanmadığının görüldüğü, davacı tarafın, davaya konu çeki keşide etmiş olması, davacı taraf ticari defter ve kayıtlarına göre çeki 17.11.2016 Perşembe günü dava dışı lehtar … Ürün. San. Tic. Ltd. Şti.’ne teslim etmiş ve çek bedelini borcundan düşmüş olması, hırsızlık olayının 21.11.2016 tarihinde gerçekleştirildiği halde çekin bir gün sonra 22.11.2016 tarihinde … Ürün. San. Tic. Ltd. Şti.’nden teslim alındığı yönünde kayıt girilmiş olması ve davacı tarafın risk araştırması yapmış olması nedenleriyle, davacı tarafın, davalı tarafa çekten dolayı borçlu olduğu kanaatine ulaşıldığı, davalı tarafın incelenen ticari defterlerine göre, davalı taraf davaya konu çekten doğan alacağı için 22.03.2017 tarihinde …’dan 1.000,00-TL tahsilat yaptığını, incelenen ticari defter kayıt ve belgelere göre, davacı tarafın davaya konu … nolu 04.01.2017 vade tarihli 8.462,69-TL bedelli çek nedeniyle davalı tarafa borçlu bulunduğu, davalı tarafın söz konusu çek için dava dışı …’dan 22.03.2017 tarihinde 1.000,00-TL tahsilat yapmış olduğu bu tahsilatın …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılacak hesaplamada dikkate alınması gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davaya konu olan icra takibine dayanak olan çekte davacı keşideci, davalı … … A.Ş hamil konumundadır. Davacı keşideci, lehtarı dava dışı …. Tic. Ltd. Şti olan davaya konu çeki, keşideci şirket yetkilisi tarafından imzalandıktan sonra çalındığını, lehtara ait imzanın sahte olarak atılarak çekin tedavül edildiği, lehtar ciro imzasının sahte olduğunu ve ciro silsilesinin koptuğunu, davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ileri sürerek menfi tespit isteminde bulunmuştur.
Dava konusu çek davacı keşideci tarafından keşide edilip, dava dışı lehtar …. Tic. Ltd. Şti tarafından sahte olarak imzalandığı ileri sürülmüş, çekin … … Tic. Ltd. Şti’ye ciro edildiği, akabinde …- …’a ciroyla ve … ile davalı … … arasındaki … sözleşmesi gereği hamil … şirketine verildiğini, anlaşılmaktadır.
10.10.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Finansal Kiralama, … ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkındaki Yönetmelik m. 22/2 hükmü uyarınca, … şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak, fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler. … şirketleri belirtilen yönetmelik hükmü uyarınca alacağı temlik alabilirler. … işlemi alacağın temliki hükümlerine tabi olduğundan davacı kambiyo borçlusu, temlik eden durumundaki önceki alacaklısına karşı yani satıcı şirkete karşı ileri sürebileceği def’i ve itirazları factoring şirketine karşı da ileri sürebilir (BK. m. 167/1, TBK.188/1).
Kambiyo senetlerinden doğan alacağa karşı borçlunun ancak senedin hükümsüzlüğüne taalluk eden veya senetten anlaşılan defilerle alacaklıya karşı şahsen haiz olduğu defileri ileri sürebileceği bu defilerden bazılarının mutlak, bazılarının ise nispi olduğu, senette sahtecilik definin mutlak defilerden olduğundan ve iyiniyetli hamil de dahil herkese karşı ileri sürülebileceğinde tereddüt bulunmamaktadır. Çekteki imzanın sahte olması, senetteki taahhüdün bulunmadığı yönündeki defilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceğinden imzaları davacı şirket temsilcilerine ait olmayan davaya konu çeke ilişkin sahtelik iddiasının iyiniyetli de olsa hamil … şirketine karşıda ileri sürülebileceği aşikardır.
Davaya konu olayda; davacı çekin kasadan çalındığını ve çekin arkasındaki lehtar cirosunun sahte olduğunu beyan etmiştir. Yani davacı keşideci kendi imzasını inkar etmemekte, lehtarın imzasının sahteliğini ileri sürerek iş bu davayı açmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 589. maddesinde; ”Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısiyle ilzam etmiyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez.” düzenlemesi mevcuttur. Bu doğrultuda imzaların bağımsızlığı ilkesi gereği, lehtar imzasının sahteliği keşidecinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Senedi şeklen düzgün silsile ile ele geçiren hamilin son cirodan önceki cirolardaki imzaların sahte olduğunu bilmesi mümkün olmadığı gibi böyle bir durumu araştırma sorumluluğu da yoktur. Senet borçlusu ile senet alacaklısı arasındaki kişisel itiraz ve savunmalar senedi şeklen düzgün ciro silsilesi ile ele geçiren iyi niyetli hamile ve cirantalara karşı ileri sürelemeyecektir. Davaya konu çekin keşidecisinin davacı olduğu, keşideci olan davacının kendi imzasını inkar etmemesi dikkate alınarak mevcut dosyada yargılamanın uzamaması prensibi gereği lehtarın imzasının sahte olup olmadığına yönelik inceleme yapılması keşidecinin sorumluluğunu etkilemeyeceğinden imza incelemesi yapılmamıştır. İmzaların istiklali prensibi sebebiyle kambiyo senetlerindeki her imza sahibi kendi imzasından sorumlu olup, başkasının imzalarının sahte olması imzasını inkar etmeyenlerin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Kaldı ki cirodaki imzasının sahte olduğu ileri sürülen lehtar eldeki davanın tarafı dahi değildir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmiş olmakla, davacının lehine delil teşkil eden defterlerinde dava dışı şirket olan çekin lehtarı …. Tic. Ltd. Şti arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davaya konu 04/01/2017 vade tarihli çekin davacı tarafından 17/11/2016 tarihinde …. Tic. Ltd. Şti’ye verildiği, çek bedelinin de borçtan düşüldüğü, ancak hırsızlık olayının yaşandığı tarihten bir gün sonra 22/11/2016 tarihinde iade almış olduğunun tespit edildiği, davalı … şirketinin kayıtlarından ise 23/11/2016 tarihinde dava dışı …’ın …. Tic. Ltd. Şti’nden olan alacağınına istinaden davalı şirkete devredildiği, ayrıca çek hesabı olan kurum listesinden çeke ilişkin risk bildirimi araştırması neticesinde riskin olmadığı anlaşılmıştır. 6102 Sayılı TTK’nın 818/1.e maddesi atfıyla 687. Maddesinde: “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun ” düzenlemesi ile davacının ileri sürmüş olduğu lehtarın imzasının sahteliğine ilişkin hususlar bu yönüyle hamilin bile bile borçlunun zararına hareket etmesi halinde ileri sürülebilecektir. Hamilin kötü niyetini ispat yükü davacıya aittir. Somut olayda çek davacının defterlerine kayıtlı olup lehtarın imzasının sahteliğini ileri süren keşideci, incelenen kayıtlardan çekin bedelini borcundan düşmüş ve hırsızlık olayının yaşandığı günden bir gün sonra çeki iade almış olmasına rağmen bu davayı açmıştır. Kaldı ki, davaya konu çek incelendiğinde bütün yasal unsurları mevcut olup, ciro silsilesinin kopuk olmadığı anlaşılmakla, imzaların istiklali ilkesi gereği hamilin sahte imzayı bilme imkanı da yoktur. Ayrıca 6361 sayılı Yasa’nın 9/2 maddesi hükmü … şirketlerine, kambiyo senetlerine dayalı olsa bile temlike konu alacağın bir mal veya hizmet satışından doğduğunu fatura ile tevsik etme ve kambiyo senedi ile faturanın uyumlu olduğunu araştırma yükümlülüğünü yüklemiş, 6102 sayılı T.T.K.’nun 790. maddesi ise ciro silsilinde dış görünüş itibari ile kopukluk olup olmadığını inceleme yükümlülüğünü yüklemiştir. Davalı … şirketi mevzuat gereği üzerine düşen yükümlülüğü de yerine getirmiş olup … sözleşmesi yapılan ve dosyaya sunulan risk bildirim belgelerinde de riske rastlanılmadığı görülmüş olup, borçlu çekin davacının zararına olarak devraldığını yani kötüniyetli olduğu ispatlayamamıştır. Belirtilen bu sebeplerle, davaya konu çekin kıymetli evrak niteliğinde olduğu, imzaların istiklali prensibi sebebiyle kambiyo senetlerindeki her imza sahibi kendi imzasından sorumlu olduğu, davacı keşidecinin lehtarın imzasının sahteliğine dayanarak borçlu olmadığının tespiti ve takibin iptali davası açarak borçtan kurtulamayacaği, davacı davalının kötüniyetli olduğunu ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir. Ayrıca davalının tazminat talebi olduğu anlaşılmakla İİK 72/4. Fıkrası menfi tespit davalarında ” Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez. ” hükmü mevcuttur. Mahkememizce dosyada verilen tedbir kararının …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında uygulandığı, borçlunun ödediği paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulduğu anlaşılmakla alacağına geç ulaşan davalı bakımından İİK 72/4. Fıkrası gereği %20 oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın REDDİNE,
(2)İİK. 72/4. Maddesi gereği %20 oranında (1.700,00-TL) tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL karar harcının peşin olarak alınan 145,16-TL’den mahsubu ile fazla alınan 85,84-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(4)Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
(5)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince; 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/03/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.