Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/799 E. 2018/69 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2016/799 Esas
KARAR NO : 2018/69
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 02/08/2016
KARAR TARİHİ : 23/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından İstanbul … Tüketici Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın …. Noterliği’nin … tarih … yevmiye numarası ile müvekkili … ve dava dışı…’ye ihtarname gönderdiğini, ihtarnamede bankanın … Şubesi ile tanzim ve imza olunan Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden… adına kredi hesabı açıldığı ve kredi kullandırıldığı, müvekkilinin de bu sözleşmede müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olduğunun belirtildiğini, ödenmemiş kredi borcunun tamamının ödenmesinden sorumlu tutulduğunu, gönderilen ihtarnameye … Noterliği’nin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap verildiğini, bu ihtarnameyle müvekkilinin müteselsil kefilliğin ihtarın tebliği itibariyle sona erdirilmesinin istendiğini,… adına müvekkili bağlayan herhangi bir borçlandırıcı işlemden sorumlu olmayacaklarının ihtar edildiğini, müvekkilinin yine…’den kaynaklanan kredi türü kredili mevduat hesabı olan 2.531,82 TL’lik kısımndan ise davalı bankanın ihtarnamesi ile haberdar olduğunu, bu miktar ile ilgili de banka ile temasa geçileceği ancak belirtilen miktarla ilgili hiçbir sorumluluk kabul edilmeyeceğinin belirtildiğini, müvekkilinin dava dışı… adına açmış olduğu hesaba müvekkilinin müştereken borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, davalı bankanın asıl borçluya bir hesap açtığını ve bu hesap üzerinden krediler kullandırdığını, müvekkilinin söz konusu kredi sözleşmelerinin tamamından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, üstelik davalı bankanın kefilin imzası olsun veya olmasın tüm GKS’leri birleştirip tek bir alacak olarak kefalet limiti ile talepte bulunmasının mağduriyete sebep olacağını, yargıtay kararları ile de sabit olduğu üzere kefilin sadece imzaladığı GKS’ye istinaden geri ödemesi yapılmamış kredilerden sorumlu olduğunu, kefilin, kefil olduğu GKS dışında başkaca herhangi bir borçtan sorumlu tutulamayacağını belirterek müvekkilinin davalı bankaya karşı müşterek borçlu-müteselsil kefillik kapsamında ihtarnamenin tebliği tarihi itibariyle başka bir genel kredi sözleşmesinden borçlanmasına sebep olacak şekilde herhangi bir işlemden sorumlu olmayacağının tespitine, ihtarnamede belirtilen miktarlar açısından davalı bankaya herhangi bir borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili banka ile… arasında imzalanan … nolu Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında…’nün kullandığı ve kullanacağı nakdi veya gayrinakdi kredilerden kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlara kefalet tutarı (99.500,00 TL) ile sınırlı olmak üzere kefil olduğunu, davacının imzasını ve el yazısını taşıyan 15/08/2012 tarihli “Kefaletname” içeriğinde açıkça “Kefil, aşağıda belirtilen kefalet tutarı ile sınırlı olmak üzere, işbu Kefaletname’de belirtilen taahhütlerinin, yukarıda yer alan sözleşme/Sözleşmeler kapsamında banka tarafından kredi alana bir defadan fazla kullandırılan ve/veya kullandırılacak nakdi ve/veya gayri nakdi kredilerden doğmuş ve doğacak tüm borçları da kapsadığını kabul, beyan ve taahhüt eder” düzenlemesinin yer aldığını, müvekkili banka tarafından tanzim edilen …. Noterliği’nin 19/06/2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine konu taleplerin, davacı tarafından imzalanan kefaletname kapsamında kalan ve davacının kefil sıfatıyla sorumlu olduğu hususlar olduğunu, bunun yanı sıra söz konusu taleplerin davacının kefalet sınırı içinde olduğunu, öte yandan dava konusu uyuşmazlığın niteliği itibariyle Tüketici Mahkemelerinin görev sınırında olmadığını, dava konusu kefaletnamenin dayanağının Borçlar Kanunu olduğunu, bundan başka…’nün müvekkili bankadan ticari vasıflı krediler de kullandığını,…’nün Tacir Gerçek Kişi olarak çek karnesi talebinde bulunduğunu, genel kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan bu kredilerin Tüketici Kanunu kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, mahkememizin görevli olmadığını, dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul … Tüketici Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyasının görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememizin … esasına tevzi edildi.
Davalı vekili 29/03/2017 tarihli delil dilekçesi ile…’ nün Tacir Gerçek Kişi olarak çek karnesi talep beyannamelerini ve yine…’ nün banka hesabı hareketlerini dosyaya sunmuştur.
Taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesi dosyaya sunulmuştur. İcra dosyası dosya içerisine alınmıştır.
Dosya bilirkişi heyetine tevdii olunmuş, 03/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının GKS kapsamında kullandırılmış kredilere kefil olduğunu, GKS 1.01 maddesinde yer alan “Ek Sözleşme” başlığında tanımlanan sözleşmelenden dava dışı kredi borçlusu İsmail ile yapılan sadece “Cari Hesap Kredi Sözleşmesi” sunulduğunu, bu maddede tanımlanan diğer sözleşmelerin dava dışı kredi borçlusu İsmail ile imzalandığına dair imzalı bir ek sözleşme sunulmadığını, davacı …’in “ihtarnamenin tebliği tarihi itibari ile başka bir Genel Kredi sözleşmesinden borçlanmasına sebep olacak şekilde herhangi bir işlemden sorumlu olmayacağının tespitini talebinde bulunmasının HMK 114.h maddesine göre hukuki yararı olup olmadığının değerlendirilmesinin mahkememiz takdirinde olduğunu, davacı …’ in davalı bankanın 2.531,82 TL kredi mevdiat hesabına dayalı talebine yönelik menfi tespit talebinin yerinde olmadığını, davalı bankanın Gayrı Nakdi Kredi Riski ve Tazmin olunmuş gayri nakdi kredi taleplerine dayalı olan GKS çerçeveresinde kredi borçlusu dava dışı İsmail ile yapması gereken ek sözleşmeyi yaptığına dair bir ek sözleşme sunmadığından, Davacı …’ in davalı bankanın 20.400,00 TL ( 10.800,00 TL + 9.600,00 TL) gayrı nakdi kredi riski ve 3.660,64 TL tazmin olunmuş gayri nakdi kredi taleplerine yönelik menfi tespit talebinin yerinde olduğunu, davalı banka uyuşmazlık konusu taleplerini İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyasına konu edildiğini bildirdiğinden, menfi tespit talebine konu borcun davacı tarafından ödenen kısmı olup olmadığı, bu kısım için talebin istirdada dönüşüp dönüşmeyeceği konusunda icra dosyasının celp edilip edilmeyeceğinin takidirinin mahkememizde olduğu sonuç ve kanatine varıldığını rapor etmişlerdir.
Dosyaya sunulan raporun dosya kapsamı ile uyumlu olmadığı, birden fazla GKS olup olmadığının davacının ihtarnamede belirtilen alacak kalemlerinin yeterince irdelenmediği anlaşılmakla bu yönlerden gerekli incelemenin yapılması amacıya dosya tekrardan bilirkişiye tevdii olunmuş, hazırlanan 20/11/2017 tarihli raporda özetle; davacı banka ile dava dışı… arasında 15/08/2012 tarihinde… nolu Genel Kredi Sözleşmesi ve bu sözleşmenin eki olarak yine aynı tarihte Cari Hesap Kredi Sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasında imzalanan ikinci bir GKS bulunmadığı, davacı kefilin bu sözleşmelerde imzasının olmadığı, ancak yine 15/08/2015 tarihini taşıyan ve sadece davacının imzaladığı kefaletname başlığını taşıyan 15/08/2015 tarihli ve 99.500,00 TL limitli kefalet sözleşmesinde … nolu GKS’ deki koşulların kefil tarafından aynen kabul edildiğinin belirtildiğini, davalı banka tarafından dava dışı…’ ye Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak Kredili Mevduat hesabı kredisi kullandığırıldığını, kredi hesapplarının kat edildiği 18/06/2015 tarihi itibari ile davalı bankanın 2.500,00 TL alacağının olduğunu, GKS ve kefalet sözleşmesi gereğince davacı kefilin bu borcu ödeme yükümlülüğünün bulunduğunu, davalı bankanın 10/07/2015 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasıyla yaptığı takibin kesinleştiği ve davacı kefilin dosya borcunu 02/09/2016 tarihinde 4.309,98 TL olarak ödediğini, kredi hesaplarının kat edildiği 18/06/2015 tarihi itibari ile henüz davalı bankaya ibraz edilmeyen çekler için 5941 sayılı Çek Yasası gereğince davalı bankanın çek hamillerine ödemekle yükümlü olduğu çek garanti bedellerini, sözleşmede açık hüküm bulunmaması nedeni ile davacı kefilin depo etme yükümlülüğünün bulunmadığını, ancak çek hamillerine ödeme yapıldığı takdirde davacı kefilin davalı bankaya ödeme yükümlülüğünün olduğunu, asıl borçlu…’ nün düzenlediği çeklerin Kredili Mevduat Hesabı üzerine düzenlendiğinden takdiri mahkememizde olmak üzere bu çeklerden karşılıksız olanlar için davalı bankanın çek yasasından kaynaklanan yükümlülüğü dolayısı ile yaptığı çek garanti bedeli ödemelerinin 15/08/2012 tarihli GKS hükümlerine göre kullandırılan krediler olarak değerlendirilmesi gerektiği ve davalı banka kayıtları üzeride yaptığı 14/11/2017 tarihli inceleme itibari ile 2015 ve 2016 yılında çek hamillerine çek garanti bedeli olarak ödenen 15.600,00 TL için davacı kefilin sözleşme hükümlerine göre temerrüt faizi ve ferileri ile birlikte ödeme yükümlülüğünün bulunduğunu, 12/08/2015 dava tarihi itibari ile davalı bankanın çek garanti bedeli ödemelerinden kaynaklanan ve sözleşme hükümlerine göre davacı kefilden talep edebileceği alacağının ise birikmiş faiz ve ferileri hariç 8.400,00 TL olduğunu, hesap kat ihtarından sonra ibraz edilen, ancak karşılıksız olduğu halde çek garanti bedeli talep edilmeyen 3 adet çek için ibraz tarihinden itibaren üç yılın hiç ibraz edilmeyen diğer 3 adet çek için çeklerin basım tarihinden itibaren beş yılın geçmesi ile davalı bankanın çek garanti bedellerini ödeme yükümlülüğünün sona ereceği, ancak bu sürelerin bitiminden önce davalı banka tarafından çek hamillerine ödeme yapıldığı takdirde, kefalet limiti içerisinde kalan/kalacak olan bu ödemelerden dolayı da davacı kefilin belirtildiği şekilde davalı bankaya ödeme yükümlülüğü bulunduğunu rapor etmiştir.
İş bu dava menfi tespite ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı düzenlenen bilirkişi raporu ile bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı davalı banka ile imzalanan kredi sözleşmelerinden kaynaklı olarak açılan hesaplar sebebiyle kendisine gönderilen kat ihtarında belirtilen borçlardan sorumlu olmadığının tespiti amacıyla iş bu davayı açmış ise de davacının davalı banka ile… arasında imzalanan … nolu Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında…’nün kullandığı ve kullanacağı nakdi veya gayrinakdi kredilerden kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlara kefalet tutarı (99.500,00 TL) ile sınırlı olmak üzere kefil olduğu, davacının imzasını ve el yazısını taşıyan 15/08/2012 tarihli “Kefaletname” içeriğinde açıkça “Kefil, aşağıda belirtilen kefalet tutarı ile sınırlı olmak üzere, işbu Kefaletname’de belirtilen taahhütlerinin, yukarıda yer alan sözleşme/Sözleşmeler kapsamında banka tarafından kredi alana bir defadan fazla kullandırılan ve/veya kullandırılacak nakdi ve/veya gayri nakdi kredilerden doğmuş ve doğacak tüm borçları da kapsadığını kabul, beyan ve taahhüt eder” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlenen bilirkişi raporuna göre dava dışı kredi borçlusu ile imzalanan tek bir GKS bulunduğu, bu GKS’nin de davacının kefaleti bulunan sözleşme olduğu, davalı banka tarafından tanzim edilen …. Noterliği’nin 19/06/2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin GKS kapsamında kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredilere ilişkin olduğu, davacının nakdi kredilere ilişkin olarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün 2015/21221 sayılı dosyasında takip yaptığı borcun dava dışı asıl borçlu … tarafından icra dosyasına ödendiği, her ne kadar davacı tarafından kefaletin sona erdiğine ilişkin davalı bankaya ihtarname gönderdikleri bildirilmiş ise de tek taraflı olarak kefalet ilişkisinin sonlandırılamayacağı, davacının dava
dilekçesindeki ikrarı ile de sabit olduğu üzere kefilin sadece imzaladığı GKS’ye istinaden geri ödemesi yapılmamış kredilerden sorumlu olduğu, kefilin, kefil olduğu GKS dışında başkaca herhangi bir borçtan sorumluluğuna ilişkin yapılan incelemede herhangi bir tespitin yapılamadığı, gayrinakdi krediler yönünden 12/08/2015 dava tarihi itibari ile davalı bankanın çek garanti bedeli ödemelerinden kaynaklanan ve sözleşme hükümlerine göre davacı kefilden talep edebileceği alacağının ise birikmiş faiz ve ferileri hariç 8.400,00 TL olduğu, hesap kat ihtarından sonra ibraz edilen ancak karşılıksız olduğu halde çek garanti bedeli talep edilmeyen 3 adet çek yönünden davalı bankanın sorumluluğunun devam ettiği anlaşılmakla davacının kendisine gönderilen ihtarnamede belirtilen alacak kalemlerinden sorumluluğunun olmadığı iddiasına dayalı sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 21,15 TL başvurma harcı ile 35,90 TL peşin harç olmak üzere toplam 57,05 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT ‘sine göre tespit olunan 3.191,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸