Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/756 E. 2018/222 K. 21.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/756 Esas
KARAR NO : 2018/222
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2016
KARAR TARİHİ : 21/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında istasyonlu bayilik sözleşmesi, LPF bayilik sözleşmesi ve her ikisini kapsayan bayilik sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşme ile davacının tapuda … numarada kayıtlı toplam 2.198,27 metrekare yüzölçümlü ve tapuda benzin istasyonu olarak tespit edilen ve mülkiyeti … ŞTi tarafından satın alınacak olan taşınmazda, istasyonun … plan ve projelerine göre tadil edilmesi ve akdedilecek akaryakıt istasyonlu bayilik sözleşmesi ve/veya otogaz bayilik sözleşmesi ve ekleri çerçevseinde bayi tarafından işletilmesi üzerinde anlaştıklarını, davacı şirketin grup şirketler … ŞTi ve … AŞ olduğunu, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 28/03/2011 tarihinde imza edildiğini, sözleşmenin süresinin 5 yıl olup, sürenin 28/03/2016 tarihinde sona erdiğini, buna binaen davacı şirketin 18/02/2016 tarihinde ihtarname göndererek yeni bir sözleşme imzalamayacaklarını, bağlantılı olan intifa, ipotek, vs.şerhler dahil tüm kira sözleşmeleri ve şerhlerin tapu sicilinden terkin edilmesini, yine ekipmanların teslim alınmasını ve ayrıca otomasyon ekipmanlarının da dağıtıcı sıfatının EPDK kayıtlarından kaldırıldığı tarihte sökülmesini, aksi takdirde masrafları …’e ait olmak üzere söküleceğini ve uğrayacakları satış kaybının da …’den talep edeceklerini bildirdiklerini, bunun üzerine davalı tarafından 25 adet taşıt kimlik ünitesi faturasının davacı tarafından teyit edilmeden kesilip, DBS üzerinden tahsil edildiğini, davacı tarafından 25 adet taşıtmatikin toplatılarak …’e iade edilecekken, bu taşıtmatikleri kendilerine iade etmeden sanki hiç iade edilmeyecekmiş gibi gösterip fatura kestiklerini, faturaların iade edilmesine rağmen DBS üzerinden vadelerinden önce tahsil edidiğini, davacının rotatif kredi kullanmak zorunda kaldığını, …’in davranışlarının kötü niyetli olduğunu, intifanın kaldırılması için davacı tarafından harç yatırılıp yarısının …e fatura edildiğini, bunların dışında ödeme günü bir ay önce olmasına rağmen ödenmemiş faturaları bulunduğunu, ayrıca davalı tarafından dava konusu cezai şart için davacıya ihtar çektiğini ve toplam 160.820USD borcunun ödenmesinin belirtildiğini, cezai şart ödenmemesi için gerekli olan tonajların davacı tarafından tamamlandığnı, …in bu cezai şartın tahsili içni 15 Nisan 2016’da biten teminat mektubunun süresi uzatılmaz ise nakde çevrieceği konusunda beyanda bulunduğunu, davacının daha fazla mağdur olmaması açısından, taraflar arasındaki sözleşmenin süre bitimi sebebi ile sona erdiğinin ve sözleşmenin sona ermesi ile birlikte davacı tarafından hiçbir mesnedi olmadan ihtarname ile istenen 160.820USD cezai şartın sözleşme ve taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetli davalı uhdesinde bulunan 400.000TL bedelli kesin ve 31.12.2016 vadeli teminat mektubunun paraya çevrilmesinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı ile davacı arasında bayilik ilişkisi kurulduğunu, davalının bahsi geçen sözleşmeler uyarınca üzerine düşen edimleri eksiksiz ve sürekli olarak yerine getirdiğini, bununla birlikte sözleşmenin diğer tarafı olan davacının ise yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediğini, …’ün, davalı ile imzalamış olduğu sözleşmenin 7-1 mad uyarınca bayilik sözleşme süresini aşmamak kaydıyla, her yıl belirli miktarlarda akaryakıtı, toptan alımlardan ayrık olmak üzere, daalı tarafından belirlenen ticari koşullar ile almayı taahhüt ettiğini ve taahhüt etmiş olduğu miktarlardan eksik kalan her bir akaryakıt metreküpü için ise KDV hariç 30 USD cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, davacının taahhüdüne aykırı davranmak suretiyle toplamda 5.361 m3 eksik alım gerçekleştirdiğini ve davacının davalıya 160.820USD cezai şart borcu doğduğunu, cezai şart borcunun ödenmesinin ihtarname ile …’den talep olunduğunu, bu tutarın davacı tarafından halen ödenmediğini, mevcut bayilik ilişkisi dolayısıyla doğmuş ve doğacak alacaklarına teminat olmak üzere davacıya 400.000TL tutarlı süreli teminat mektubunun teslim alındığını, davacı tarafından İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinden söz konus mektubun paraya çevrilmesinin engellenmesini talep ettiği, talebin reddedildiğini, davaya konu teminat mektubu bakımından davacının ihtiyati tedbir talebini kabul etmediklerini, davacının diğer iddialarının herhangi bir haklı nedene dayanmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin yürürlük süreleri ve bahse konu faturaların düzenlemetarihleri dikkate alındığında, davalı firmanın sona eren ve yenilenmeyeceği daha evvel karşı tarafça bildirilen bu sözleşmelerden doğan alacaklarını DBS üzerinden tahsil etmesinin ticari teamüllere ve hayatın olağan akışına uygun olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, istasyonlu bayilik sözleşmesi, LPF bayilik sözleşmesi ve her ikisini kapsayan bayilik sözleşmesi, ihtarnameler, faturalar, teminat mektubu sureti, akaryakıt fatura suretleri, cari hesap ekstreleri, mail metni, banka yazıları, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasından verilen karar, tapu senedi, davacı şirket ekstreleri, celp olunmuştur.
Mahkememizin 21/12/2016 tarihli oturumunda, davacı tarafça 400.000TL bedelli süresz teminat mektubunun dosyamıza sunulduğu takdirde, davaya konu olan 31/12/2016 tarihine kadar verilmiş … Bankası AŞ’nin … nolu muhaberat nolu teminat mektubunun ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, bilirkişiler Mali Müşavir … ve Kimya Mühendisi … tarafından tanzim olunan 03/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda; taraflarca ibraz edilen 2011, 2012, 2013, 2014 yıllarına ait yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını, 2015 ve 2016 yılı defterlerinin ise e-deftere tabi olduğunu, e/deftere tabi olan 2015 ve 2016 yılları envander defterinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını, tarafların yasal defter kayıtlarının örtüşmediğini, davacı yasal defter kayıtlarında yer alan … …, … Kurum açıklamalı toplam 3.703,05TL tutarındaki kayıtlardan davalının sorumlu olduğu kanaatine varılırsa, davacının davalıdan dava tarihi itibariyle alacaklı olduğu tutarın 211.004,88TL, aksi kanaatteyse 207.301,83TL olarak hesaplandığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 7.1 maddesi gereğince davacının davalıdan sözleşme dönemleri kapsamında alması gereken akaryakıt M3 miktarları incelendiğinde davacının sadece 01/04/2011-31/03/2012 dneminde 2.471 m3 miktarında eksik akaryakıt alımı yaptığını, diğer dönemlerde sözleşme kapsamı alması gerekenden daha fazla akaryakıt alımı gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, davalının davacıdan talep edebileceği cezai şart bedelinin (2.471 m3 * 30USD=) 74.130USD olarak hesaplandığını, söz konusu tutarın dava tarihi itibariyle TL karşılığının 219.298,78TL olarak hesaplandığını, tarafların birbirinden olan alacaklarının takas mahsup yapılıp yapılmayacağı hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu, taraf alacaklarının takas mahsup yapılması halinde, davacının cari hesap nedeniyle 211.004,88TL alacaklı olduğunun kabul edildiği durumda, davalının davacıdan dava tarihi itibariyle cezai şart bedeli bakımından alacaklı olduğu tutarın 8.293,90TL, davacının cari hesap nedeniyle 207.301,83TL alacaklı olduğunun kabul edildiği durumda, davalının davacıdan dava tarihi itibariyle cezai şart bakımından alacaklı olduğu tutarın 11.996,95TL olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar doğrultusunda mali müşavir bilirkişi tarafından tanzim olunan 16/10/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; bilirkişi raporunun 14.sayfasının son paragrafındaki 2016 yılı ve 15.sayfasındaki ilk paragrafındaki ifadelerde maddi hata yapıldığını, davacının davalıdan alacaklı olduğu tutarın 211.004,88TL olduğunu belirtmiştir. Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 21/02/2018 tarihli ara kararı ile, bilirkişiler tarafından teknik incelemenin yapılmış oluşu, itirazlarının kısmen dava dışı işlemlere yönelik oluşu, kısmen de bu itirazların mahkememizce değerlendirilebilecek oluşu dikkate alınarak yeni bir heyetten rapor yada ek rapor alınması taleplerinin reddine karar verilmiştirl.
21/02/2018 tarihli oturumda 6100 sayılı HMK’nun 186. Maddesi uyarınca sözlü yargılamaya geçilmiş, sözlü yargılamaya ilişkin diyecekleri ve son diyecekleri hazır bulunan taraf vekillerinden sorulmuş; davacı vekili, önceki beyanlarını aynen tekrarla davanın kabulüne, davalı vekili ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasında akdedilen Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi uyarınca davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespiti ve davacı tarafından davalıya verilen süreli teminat mektubunun ödenmesinin durdurulmasına yönelik menfi tespit davası olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ve davalı arasında akaryakıt bayilik sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmenin 28/03/2011 tarihinde imzalandığı, 5 yıl süreli olduğu ve 28/03/2016 tarihinde sona erdiği, davacı tarafça sona ermeden önce davalı şirkete ihtarname tebliğ edilerek, sözleşmenin uzatılmayacağının belirtildiği, bunun üzerine davalı tarafça davacıya ihtarname çekildiği ve sözleşmenin 7/1 mad uyarınca 160.820USD cezai şart borcu olduğunun ileri sürüldüğü, davaya konu uyuşmazlıklardan bir tanesinin bu olduğu görülmüş, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, sözleşmenin 7/1 maddesindeki cezai şart düzenlemesinin eksik ürün alımına yönelik olduğu, buna göre bayinin bayilik sözleşmesinin 1.yılında 3.650 m3 akaryakıt , 365 m3 otogaz almayı taahhüt ettiği, bayilik sözleşmesinin 2.yılından başlamak üzere ilk yıla göre %1,2 oranında ve bayilik sözleşmesinin 3.yılından başlamak üzere takip eden her yıl %2,4 oranında arttırılması ile ortaya çıkan miktarda akaryakıt ve otogazı ile her yıl 2 ton madeni yağı şirketten satın almayı kabul ve taahhüt ettiği, taahhüdün altında alım yapması durumunda eksik kalan her bir akaryakıt ve otogaz metreküpü başına KDV hariç 30USD, eksik kalan her bir madeni yağ metreküpü başına KDV hariç 200 USD cezai şart ödemeyi kabul ettiği görülmüştür. Bilirkişiler tarafından yapılan incelemede davacının sadece ilk yıl olan 01/04/2011 -31/03/2012 tarihlerinde alması gereken 3.650 m3 alım yerine 1.178,91m3 mal alımı yaptığı, sadece ilk yıl 2.471 m3 eksik mal aldığı, kalan yıllar için sözleşmede belirtilen alım taahhüdünden çok daha fazlasını aldığı, 5 yıllık sözleşme süresi boyunca davacının 18.965,67m3 alım yapması gerekirken, toplam 21.417,46m3 alım yaptığı, dolayısıyla alım yapması gereken miktardan yaklaşık 2.500 m3 daha fazla alım yaptığı, bu nedenle davacının sözleşmenin 7.maddesine aykırı davranışının tespit edilemediği, her ne kadar davalı tarafça söz konusu alım miktarına toptan alımların dahil olmadığı savunulmuş ise de, taraflar arasında akdedilen sözleşmede alım taahhüdünün sadece perakende alışları kapsayacağı yönde bir düzenlemenin mevcut olmadığı, yine davacı tarafça sadece ilk yıl alım taahhüdüne aykırı davranılmış ise de, ilk yıldan sonra davalı tarafından alım taahhüdüne aykırı davranıldığı yönünde davacıya çekilmiş herhangi bir ihtar yada alım taahhüdünü tamamlaması konusunda bir uyarının gönderilmediği, buna yönelik hakların da saklı da tutulmadığı, dolayısıyla sözleşmenin devamında davacı lehine haklı bir güven oluştuğu, kaldı ki davacının ilk yıldaki eksik olan alım taahhüdünü sonraki yıllarda fazlasıyla tamamladığı, bu sebepten dolayı davacının sözleşmenin 7.maddesi uyarınca doğmuş bir cezai şart borcunun bulunmadığı anlaşıldığından, davanın kabulü ile, davacının taraflar arasındaki sözleşmenin 7.maddesi uyarınca cezai şart borcu bulunmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Taraflar arasındaki ikinci uyuşmazlık, davacı tarafça davalıya verilmiş olan teminat mektubunun paraya çevrilmesinin durdurulmasına yöneliktir. Taraflar arasında akdedilen sözleşme ilişkisi kapsamında davacı tarafından davalıya verilen 14/04/2016 tarihinde … nolu 400.000TL bedelli 01/07/2016 vade tarihli ve 31/12/2016 tarihine kadar uzatılmış bulunan … Bankası AŞ …Ticari Şubesi tarafından verilmiş olan teminat mektubunun bu ilişki kapsamında paraya çevrilmesinin durdurulması talep edilmiş olup, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre, cari hesaba göre davacının davalıdan alacaklı olduğu, ancak bu hususun davamızın konusunu oluşturmadığı, yine cezai şart alacağı yönünden de davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, bu itibarla davacı tarafından davalıya verilen teminat mektubunun nakde çevrilmesinin durdurulmasına karar vermek gerektiği anlaşıldığından, bu davanın da kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1)-Davacının davasının KABULÜ ile, taraflar arasında akdedilen istasyon bayilik sözleşmesi uyarınca davalı tarafından davacıdan istenen Beyoğlu 40. Noterliğinin 29/03/2016 tarih ve 09662 yevmiye numaralı ihtarına konu olan ve sözleşmeye dayalı eksik alıma yönelik cezai şart olarak istenilen 160.820,00 USD yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2)-Davalı uhdesinde bulunan … Bankası A.Ş … Şubesinin 14/04/2016 tarihli … nolu 400.000,00 TL bedelli 31/12/2016 vade tarihli teminat mektubunun paraya çevrilmesinin durdurulmasına,
3)-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 31.780,28TL nispi karar harcından peşin alınan 7.945,08TLnin mahsubu ile bakiye 23.835,20TLnin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 32.559,45TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Teminat mektubunun paraya çevrilmesinin durdurulmasına karar verildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.180,00TL maktu ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine (gayri nakit alacak olduğundan maktu vekalet ücreti takdir edilmiştir),
6)-Davacı tarafından yapılan 7.945,08TL peşin harç, 1.450,00TL bilirkişi ücreti ve 106,00TL posta masrafı olmak üzere toplam 9.501,08TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7)-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …