Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/746 E. 2018/133 K. 05.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Esas-Karar No: 2016/743 Esas – 2018/137
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2016/743
KARAR NO : 2018/137
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2015
KARAR TARİHİ : 06/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben verdiği dava dilekçesinde özetle; davacının davalı nezdinde elektrik hizmeti kullanıcısı olduğunu, davalının, davacıdan tahsil etmeye hakkı bulunmadığı kayıp kaçak bedeli, iletim sistemi bedeli, dağıtım sistemi kullanım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, … payı, Enerji Fon bedeli, Belediye Tüketim Vergisi ve KDV.yi faturaya yansıtıp haksız suretle tahsil ettiğinin tespit edildiğini, söz konusu bedellerin elektrik sağlayıcısının hizmetinden mahrum kalmamak sebebiyle ödendiğini, kendi yükümlülüklerini faturaları ödemek suretiyle yerine getiren davacı ve dava gibi kullanıcılara kusurlu davranış sergileyen başka kişilerin hırsızlamak suretiyle kullandıkları elektrik bedellerinin yansıtılmasının ve dahi bu bedellerin tahsil edilmesnin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığını, ayrı bir kalem olarak gösterilmeyerek aktif kullanım içine gizlenen bedeller için dahi KDV alındığını, taleplerinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun … esas, … karar sayılı … tarihli emsal kararına dayandığını, Yargıtayın söz konusu kararı ile elektrik kullanımından doğan faturalarını düzenli bir biçimde ödeyen dürüst davranış içerisindeki vatandaştan haksız tahsilat yapılamayacağını ve dahi yapılmış bulunan tahsilat var ie geri iadesinin gerektiğini kabul ettiğini, bu nedenlerle sunmuş oldukları sözleşmeler ve yargılama sırasında tespit edilecek diğer sözleşmelerden dolayı kullanılan dava tarihinden geriye dönük 10 yıllık elektrik enerjisi kullanımından kaynaklanan ve davacıdan davalı şirket nezdindeki aboneliğine ait faturalarda gizlenen ve haksız olarak tahsil edilmiş bulunan bedellerin uzman bilirkişi marifeti ile hesaplanmasına, şimdilik 1.000 TL.nin davalıdan tahsili ile ödeme tarihleri hesap edilerek avans faiziyle birlikte davacıya geri ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan yetki sözleşmesine göre İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu edilen bedellerin EPDK tarafından bir kurul kararı olarak alındığı ve davalı şirketinde bu kurul kararına göre işlem tesis ettiğini, söz konusu kurul kararının iptali söz konusu olmadıkça davalı şirketin belirtilen bedelleri tahsil etmeme gibi bir yetki ve iradesinin olmadığını, hatta söz konusu kurul kararının aksine bir davranışın davalı şirketi Enerji Piyasası Kanunu kapsamında sorumluluk altına sokacağını, kurul kararlarının iptali için Danıştay’da dava açılabileceğini, bu nedenle görev itirazında bulunduklarını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dava konusu bedellerin davalı şirket uhdesinde kalmadığını, dolayısı ile husumetin … A.Ş.ye, … A.Ş.ye, ….ye ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na yöneltilmesi gerektiğini, öncelikle davanın ilgili şirket ve kurumlara ihbarını talep ettiklerini, davalı şirketin ilgili mevzuat uyarınca sözleşme yaptığı firmalardan tahsil etmek ve daha sonrasında da ilgili dağıtım şirketine, ….ye ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na aktarmak zorunda olduğu bu bedeller nedeniyle kendisine dava yöneltilmesinin hukuka uyarlı olmadığını, davacı tarafça iddia olunan dava değerinin dava açıldığı tarihte belirlenmesi mümkün olduğundan davacının belirsiz alacak davası ikame etmesinin usule aykırı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede açıkça hangi tarifenin uygulanacağı ve kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli olarak alınarak dağıtım şirketine, … fonu olarak alınarak ….ye ve enerji fonu olarak alınarak da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na ödeneceğinin taraflarca belirtildiğini, davacının fatura içeriklerine TTK.21.madde kapsamında itiraz etmediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy ….ATM.nin … tarihli yetkisizlik kararı ile gönderilen dosya Mahkememizin yukarıda yazılı esasına kayıt edilmiştir.
İhbar olunan BEDAŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkil şirketin abonesi ve müşterisi olmadığını, ilgili bedeller yönünden müvekkili şirketin ilgisinin bulunmadığını, talep konusu bedelleri faturalandıran ve tahsil eden şirketin müvekkil şirket olmadığını, davalı tarafından davacıya yansıtılan faturanın sözleşmeye ve yürürlükteki mevzuata uygun olarak yansıtılmasından dolayı davacının itiraz hakkı bulunmadığını, davacı şirketin süresi içinde faturalara ve içeriklerine itiraz etmediğini, bu nedenle ticaret kanunu uyarınca fatura içeriklerini kabul etmiş sayıldığını, dava bedeli belirlenebilir olduğundan davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, talebin zamanaşımına uğradığını, düzenleyici işlemlerin iptali için İdari Yargıda dava açılması gerektiğini, EPDK.nun elektrik faturalarında bulunacak ve ücretlendirilecek tarife unsurlarını belirleme yetkisine sahip olduğunu, kayıp kaçak bedelinin kurumun kanunun kendisine verdiği yetki çerçevesinde ve kanunun temel amaçlarına uygun şekilde belirlediği bir bedel olduğunu, söz konusu bedeli belirlemek üzere alınan kurul kararının kurumun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayıcı niteliğe haiz olduğunu, tarifelerin uygulanmasının lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluk olduğunu, lisans sahibi şirketlerin tarifeyi değiştiremeyeceği gibi tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemeyeceklerini veya düzenlenen tarifeler kapsamında belirlenmiş bir bedeli de tahsil etmeme gibi bir davranışta bulunamayacaklarını, 6719 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un özellikle 15,21 ve 26.maddelerinde, dava konusu kayıp kaçak bedelleri ile ilgili düzenlemelere yer verildiğini, özellikle 6719 sayılı kanunun 21.maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17.maddesinde tanımlanan kurulca belirlenecek tarife türlerine ilişkin 6.bendin a,ç,d ve f bentlerinde bağlantı tarifeleri, dağıtım tarifeleri, perakende satış tarifeleri ve son kaynak tedarik tarifelerinin mevcut tanımlama şeklindeki hükümlerinin ayrıntılı olarak tanımlandığını, dağıtım tarifelerine konu tüm maliyet unsurlarının tüketicilere yansıtılmasının hüküm altına alındığını ve bu husustaki yetkinin EPDK.ya verildiğini, 6719 Sayılı Kanunun 21.maddesi ile Elektrik Piyasası Kanunu 17.maddesine eklenen 10.bendinde mahkemelerin yerindelik denetimi yapmalarının engellendiğini, ayrıca 6719 sayılı kanunun 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen geçici 20.maddesi uyarınca mevcut tüm dosyalara da 6446 sayılı kanunun 17.maddesi hükümlerinin uygulanmasının öngörüldüğünü, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; … tarih ve … sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 6719 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun hükümleri ile tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartlarının, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı, dava konusu kayıp kaçak bedeli, iletim, dağıtım,Sayaç okuma, Perakende satış hizmet bedelleri, … payı, Enerji Fonu payı ve Belediye Tüketim Vergisinin faturalarda nihai tüketiciye yansıtılması ve nihai tüketiciden tahsil edilmesinin kanun hükmü ile düzenlendiği gibi bu bedellerle ilgili yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacağı, açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümlerinin uygulanacağının kanun hükmü ile düzenlendiğini, bu nedenlerle dava konusu bedellerin iadesine karar verilmesinin ilgili kanun maddelerine aykırı olacağından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunanlar Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile … Genel Müdürlüğü davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılan olmamıştır.
…’tan davacıya ait aboneliklere ait sözleşme suretleri, tüketim ve tahsilat ekstreleri gönderilmiştir.
Dosya bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 25/10/2017 tarihli raporda; Elektrik Piyasası Kanununun bazı maddelerinde değişiklik yapılmadan önce faturalara yansıtılarak davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedeli ve bu bedel üzerinden de %1 enerji fonu, %2 … payı, %5 Belediye Vergisi ve %18 KDV.ye etkisiyle fazladan alınan 242.195,24 TL ve %18 KDV (32.060,39 TL) dahil edildiğinde toplam 274.255,63 TL.yi istemekte haklı olduğu, ancak 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununun muhtelif maddelerinde değişiklik ve bu kanuna eklemeler getiren 6719 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 17/06/2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olup 6719 Sayılı Kanunun 21.maddesiyle 6446 sayılı Kanunun 17.maddesine 10.fıkra olarak; “”kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” 26.maddesiyle de 6446 sayılı kanuna geçici madde olarak ; geçici madde 20-(1)”kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır.” hükümlerinin eklendiği, kanunun 21.maddesinin 17/06/2016 tarihinden sonrasını ve geçici 20.maddeyi öngören 26.maddesinin de 17/06/2016 tarihine kadar açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsadığından davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedeli ve bu bedel üzerinden de %1 enerji fonu, %2 … payı, %5 belediye vergisi ve %18 KDV bedelinin geçerli olduğu, davacının talebinin kabulünün ancak mevzuat hükümlerini iptali veya mevzuat değişikliği ile olabileceği belirtilmiştir.
Davada, elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak vs. bedellerin davalıdan tahsili talep edilmektedir.
Kayıp-kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve … E.- … K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Yine davacının Anayasa mahkemesinin kararının beklenmesine yönelik talebi bekleme süresinin geçtiği dikkate alınarak reddolunmuştur.
Dosya kapsamı ve HGK kararı uyarınca dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 Sayılı yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Dava tarihi itibarı ile HGK kararı uyarınca davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama harç ve giderleri kural olarak davada haksız çıkan aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir. Aynı şekilde vekalet ücreti yönünden haksız çıkan taraf aleyhine hüküm kurulur. Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden, dolayısı ile vekalet ücretinden sorumlu tutulması olanaklı değildir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … esas, … karar, 07/12/2016 tarihli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesinin … esas, … karar, 06/12/2016 tarihli kararları da bu doğrultudadır. Bu nedenlerle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek davacı lehine yargılama gideri ve maktu vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Peşin alınan harcın mahsubu ile 8,20 TL daha harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, tebligat posta masrafı olmak üzere toplam 1.226,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara İADESİNE,
4-Davacı kendini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T 13/2 maddesine göre tespit olunan 1.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip Hakim
¸ ¸