Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/741 E. 2018/492 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2016/741
KARAR NO : 2018/492
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2016
KARAR TARİHİ : 10/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin kısa süreli nakit ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla davalı bankanın… şubesinden ipotek karşılığı rotatif kredi kullandığını, davacının bu kredi karşılığında anapara ve faiz dışında, sözleşmeye uygun ya da uygun olmayan haksız şart niteliğinde, mevzuata ve hukuka aykırı pek çok masraf kalemine ilişkin kendisine tahakkuk ettirilen faiz ve masrafları da davalı bankaya ödediğini, davacının davaya konu kredi sözleşmesine sadık kaldığını, taraflar arasındaki kredi ilişkisinin devamı sürecinde davalı bankanın davacıya her geçen gün yeni masraflar şart koştuğunu, sözleşme ve mevzuat dışı taleplerin katlanılamaz boyuta ulaştığını, davalı bankanın kredi ilişkisi devam ederken 07/03/2016 tarihinde davacı ile iletişime geçerek dava konusu kredi nedeniyle banka lehine ipotek konan mülk üzerinde yeniden ve ücreti karşılığı ekspertiz raporu alınacağını, aksi durumda kredi ilişkisinin sürdürülemeyeceğini dikte ettiğini, davacının itirazları dikkate alınmayarak rapor alındığını ve ücreti tahakkuk ettirilerek davacının hesabından resen tahsil edildiğini, davacı şirketin bu olaydan sonra davalı banka ile kredi sözleşmesinin sürdürülemeyeceği ve bu ilişkinin kendi aleyhine, tek taraflı, mevzuata ve hukuka aykırı sonuçlar doğurduğu kanaatine ulaştığını, sözleşmenin feshine ve kredi ilişkisinin sonlandırılmasına karar verdiğini, davacının 16/05/2016 tarihinde davalı bankadan kullanmış oldğu 2.000.000 TL tutarında rotatif kredinin kapatılması için güncel ana para ve faiz tutarına ilişkin hesap ekstresini talep ettiğini, davalı bankanın 18/05/2016 tarihinde kapama bakiyesinin 3.650.741,65 TL olduğunu bildirdiğini, davalının davacıyı ikna ve oyalama çalışmalarından netice alamaması ve davacının…’den kredi alacağını anlaması üzerine 20/05/2016 tarihinde davacıya gönderdiği e.posta ile … iletilecek yazı başlıklı bilgide borç miktarını 3.611.542 TL olduğunu deklare ettiğini, taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde 1.500.000 TL tutarında teminat mektubunun bankaya iade edildiğini ve ayrıca yine bu bankaya ait kredi kartı işlemlerinden kaynaklanan bakiye, tapu işlemleri vs. davacı tarafında anlaşılmayan sair borçlar içinde yaklaşık 52.000 TL ödeme yapıldığını, kredi kartlarının kapatılıp nihayet rotatif krediden kaynaklanan borç miktarının belirlendiğini, davalı bankanın 23/05/2016 tarihinde davacıya gönderdiği e-posta ile …e iletilecek yazı başlıklı bilgide ise bakiye borç miktarını 2.062.585 TL olarak deklare ettiğini, bankadan kaynaklanan gecikme ve oyalamalar nedeniyle davacıya tahakkuk ettirilen masraf ve faizlerin tahayyül sınırlarının da ötesinde olduğunu, bu oyalamaların 02/06/2016 tarihine kadar devam ettiğini ve nihayet davacının kredi kullanmak için anlaştığı …e ait 2.060.000 TL bloke çekin davalı bankaya teslim edildiğini, davalı bankanın 06/06/2016 tarihinde kapatma işlemleri esnasında, kendi yaptığı hesap üzerine 02/02/2016 tarihinde diğer bankadan verilen 2.060.000 TL bloke çek tutarını eksik bularak davacıdan 18.300 TL daha tahsil ettiğini, davalı bankanın 02/06/2016 tarihinde 2.060.000 TL tutarında bloke çeki teslim almasına ve varlıklarına eklemesine rağmen, dava konusu kredinin kapatılma işlemini 06/06/2016 tarihinde gerçekleştirdiğini, böylece davacıya 4 günlük daha faiz yükü getirildiğini, öte yandan kapatılan kredi kapsamında 250.000 TL kredinin gecikmeli ödendiğinden bahisle toplam 3.822,79 TL ilave faiz tahakkuk ve tahsil edilmesinin abesle iştigal olduğunu, davalı bankanın, hakkaniyete ve hukuka aykırı bu işlemi neticesinde, davacıya ait yasal kayıtlarda ve raporlarda faiziyle birlikte 255.990 TL gecikmiş tutar gözüktüğünü, hiçbir yasal dayanağı olmayan bu işlem karşısında davacının finans kuruluşları ile çalışmasının aksadığını, çalışmakta olduğu diğer bankalarla ise ciddi sıkıntılar yaşadığını, davalı bankanın davacının ticari itibarını zedelemiş olup, bu durumun düzeltilmesi için bankanın genel müdürlüğüne noter ihtarnamesi keşide edildiğini, bütün bu ödemelerden sonra davalı bankanın ipoteğin fekki için davacıdan 10.500 TL ipotek fek bedeli ve vergi tahsil etmiş olup, bu tahsilatın fahiş, mevzuata ve hukuka aykırı olduğunu, 06/06/2016 tarihli bloke hesap ekstresi incelendiğinde, bakiye 966,76 TL kaldığının görüldüğünü, davalı bankanın, davacıdan bu bakiyenin avukatlık hizmet ücreti olarak 1.500 TL.ye tamamlanmasını talep etmiş ise de şiddetle itiraz edilmesi üzerine bu tahsilatın yapılmadığını, müteakiben kendileri tarafından hiç tanınmayan davacı şirket ile hukuki ve ticari hiçbir ilişkisi bulunmayan bir avukat tarafından davacı şirkete gönderilen bir e.posta ve fatura ile 1.500 TL avukatlık hizmet ücreti talep edildiğini, kredi verilmesi için gereken zorunlu masrafların neler olduğu konusunda ispat yükünün davalı bankaya ait olduğunu, aksi halde çeşitli ücret ve masraflar başlığı altında maktuen belirlenen bir miktarın davacıdan alınmasının haksız şart olacağını, bu nedenlerle davanın kabulü ile hukuka aykırı ve haksız şart oluşturacak şekilde davacıdan tahsil edilen 10.500 TL ipotek fek ve vergi bedelinin davacıya iadesine, … numaralı 250.000 TL kredinin gecikmeli ödendiğinden bahisle yine haksız surette tahsil edilen toplam 3.822,79 TL.nin davacıya iadesine, davalı bankanın 02/06/2016 tarihinde 2.060.000 TL tutarında bloke çeki teslim almasına ve varlıklarına eklemesine rağmen dava konusu kredinin kapatılma işlemini 06/06/2016 tarihinde gerçekleştirerek davacıya yüklediği 4 günlük ilave ve hukuka aykırı faiz yüküne ilişkin belirsiz alacağının şimdilik 100 TL olarak toplanacak delillere göre uzman bilirkişiye hesaplatılarak tespitine, davacının belirsiz olan alacaklarından şimdilik 100 TL ana para, faiz, yasal sigorta ücretleri dışında, davacıdan hangi esasa, hangi zorunlu masrafa ve hangi orana göre tahsil edildiği anlaşılamayan ekspertiz raporu ücreti, kredi komisyonu, noter ekstre tahsilatı, fahiş EFT ücretleri, tekrarlanan ekspetriz ücretleri vb.tahsilatlarında toplanacak delillere göre uzman bilirkişi tarafından hesaplatılarak tespitine, harcı tamamlandıktan sonra her bir alacağı için davalı bankanın hesabına girdiği tarihten itibaren işletilecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 12/02/2013 tarih ve 1.300.000,00 TL kredi lemitli ve yine 07/08/2015 tarih ve 6.500.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmeleri ve 12/02/2013 tarihli Bankacılık Hizmetleri Çerçeve Sözleşmesi ve kredi kullandırım talimatları çerçevesinde davacı şirket ile kredi ilişkisine girildiğini ve davaya konu rotatif kredilerin kullandırıldığını, keza davacı şirketin davalı bankadan ayrıca muhatabı … olan 10/08/2015 tarihli 1.500.000 TL tutarlı bir teminat mektubu da aldığını, nihayetinde davacı şirrketin davalı bankaya olan kredi borçlarını temin etmek üzere… parseldeki taşınmaz üzerine de davalı banka lehine 07/08/2015 tarihinde 8.000.000 TL tutarlı birinci derece ipotek tesis edildiğini, 16/05/2016 tarihinde davacı şirket yetkilisi tarafından davalı banka şube görevlisine atılan e posta ile davacı banka nezdindeki kredilerin kapatılması için toplam kapama tutarının istendiğini ve yapılan hesaplar
neticesi kendisine 18/05/2016 tarihinde cevap verilerek teminat mektubu ve diğer tüm kredi riskleri de içinde olmak üzere tutar bilgisinin geçildiğini, bu bildirimden sonra davacı şirket yetkilisi ile yapılan şifahi görüşmelerde kredi risklerinin … firmasından davacı şirketçe yapılacak leasing işlemleri neticesi elde edilecek tutar ile kapanacağı, teminat mektubu aslının davacı şirket tarafından fiziken davalı bankaya iade edileceği, bu sebeple teminat mektubu tutarının kredi riskinden düşülmesi gerektiği vs.teknik hususların karşılıklı olarak ifade edildiğini, teminat mektubu aslının 20/05/2016 tarihinde davalı bankaya fiziken iade edildiğini, kapatılmak istenilen kredilerden … numaralı 250.000 TL.lik kredinin vadesinin 21/05/2016 tarihi olduğu, en geç bu tarihte davacı şirketçe ödemesinin muhakkak yapılması gerektiği, yoksa kredinin gecikmeye düşeceği ve gecikme faizi işleyeceğinin defalarca banka yetkilileri tarafından davacı şirket yetkilisine telefon görüşmelerinde ifade edilmesine karşın bu tarihte ödeme yapılmadığını, araya tamamen davacı şirketin ihmali nedeniyle gecikme ve doğal olarak gecikme faizi girdiği için kapamaya konu kredi tutarlarının bu süreçte devamlı olarak değişikliğe uğradığını ve … firmasına gerek 20/05/2016 ve gerekse de 23/05/2016 tarihlerinde iki kez kapama tutarının davacı firma yetkilisi aracılığıyla bildirilmek zorunda kalındığını, nihayetinde belirlenen kapama tutarını içerir bloke çekin davalı bankaya 02/06/2016 Perşembe günü teslim edilebildiğini, 03/06/2016 Cuma günü çekin takasa sokulabildiğini, araya hafta sonu girdiğinden işlemlerin 06/06/2016 tarihinde tamamlanabildiğini, ipoteğe dair taşınmazın ara dönemde değerinin tespiti için incelemesi yaptırıldığını, taraflar arasındaki kredi sözleşmesi hükümleri gereği davalı bankanın teminatta bulunan taşınmazların değerinin düşüp düşmediğini ve bu sebeple teminat açığı oluşup oluşmadığını kontrol amacıyla ekspertiz incelemesi talep etme hakının olduğunu, yapılan inceleme sonucu ekspertiz ücretinin 07/03/2016 tarihinde davacı şirket hesabından tahsil edildiğini, ekspertiz incelemesi yaptırılırken davacı şirketin hiçbir itirazı bulunmadığını, kredi borçlarını teminen tesis edilen ipoteğin davalı bankaca fek işlemine tabi tutulduğunu ve ilgili tapuya hitaben 27/05/2016 tarihli fek yazısı hazırlandığını, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereği davalı bankanın ipotek fekki durumunda ücret isteme hakkı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki kredi sözleşmesi ve hesap ekstreleri dosya içerisine alınmıştır.
Dosya bankacı bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 05/06/2017 tarihli raporda; faiz dışı tahsil edilen ücret, komisyon, masraf yönünden; BDDK.nun web sitesinde sektörde faaliyet gösteren bankalarca faiz dışında tahsil edilen/edilecek kredi tahsis ücreti/komisyonu, hesap işletim ücreti, hesap özeti veya ekstra gönderim ücreti, hesap işletim ücreti (aylık/3aylık veya 6 aylık dönemlerde), ekspertiz ücreti, ipotek fek ücreti vb.adlar altında alınan ücretlerin sektör ortalaması esas alındığında, davalı banka tarafından davacı şirketten noter ekstre gönderim ücreti olarak yapılan tahsilatlarda 1.215 TL fazla ücret tahsil edildiği, noter ekstre masrafı olarak tahsil edilen toplam 1.515 TL.nin ilgili notere ödendiğinin davalı banka tarafından ispatlanması halinde iadesinin gerekmediği, aksi durumda sektör ortalaması üzerinde fazladan tahsil edilen 1.215 TL.nin davacıya iadesi gerektiği, hesap işletim ücreti aldı altında 183,75 TL fazla tahsilatında davacıya iadesi gerektiği, ekspertiz ücreti yönünden; espertiz ücreti olarak 02/09/2015 tarihinde tahsil edilen 945 TL (%5 BSMV dahil) tutar ile 07/03/2016 tarihinde tahsil edilen 1.260 TL (%5 BSMV dahil) müşteri hesabından tahsil edildiği, 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 34.maddesi ve bu kanuna dayanarak düzenlenen 01/11/2006 tarihli 26333 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Bankalara Değerleme Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik” ile bu tarihten sonra ekspertiz hizmetlerinin sadece BDDK ve SPK tarafından yetkilendirilmiş değerleme şirketleri tarafından yapılmaya başlandığı, davalı banka tarafından davacı lehine kullandırılan kredilerin teminatını teminen rehin alınan taşınmazlar için 3.kişi konumunda bulunan … A.Ş.tarafından düzenlenen ekspertiz hizmetine karşılık ilgili firma tarafından davalı banka adına düzenlenen 25/04/2016 tarihli e fatura ekindeki fatura muhteviyatı incelenmesinde, davacı şirkete ait gayrimenkul için 788 TL+ %18 KDV olmak üzere 929.84 TL ücret ödendiği, buna karşılık davacı hesabından 330.16 TL fazlasıyla 1.260 TL tahsilat yapıldığı, davacıdan 07/03/2016 tarihinde fazladan alınan 330.16 TL.nin haksız tahsilat olduğu ve bu tutarın 07/03/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davacıya iade edilmesi gerektiği, 02/09/2015 tarihinde tahsil edilen 945 TL.lik ekspertiz ücreti ile ilgili olarak, ekspertiz ücretinin banka dışında ve müşteri adına
3.kişiye ödendiğinin davalı banka tarafından ispatlanması gerektiği, aksi durumda davacıdan 02/09/2015 tarihinde tahsil edilen 945 TL. nin tahsil tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya iade edilmesi gerektiği, ipotek fek ücreti yönünden; tapu sicil müdürlüğüne hitaben düzenlenen fek yazısı dışında banka tarafından fekki ile ilgili olarak davacı şirkete fiili bir başka hizmet verilmediği, diğer bir ifadeyle, ipoteğin fekki için gerek banka personeli arasından, gerekse banka dışından görevlendirilen her hangi bir yetkilinin ilgili tapu müdürlüğü nezdinde hazır bulunmadığı, bankaların faiz dışında ticari müşterilerden tahsil edebilecekleri ücret, komisyon ve masrafların piyasa koşulları ve bankacılık uygulama usul ve teamülleri çerçevesinde makul ücretler olması gerektiği, bankalar arasında fahiş farklılıkların uygulanmamasının esas alınması gerektiği, her ne kadar davalı banka tarafından serbetçe belirlenip, çizelge halinde hazırlanarak şubelerinde ilan edilen Bankacılık ve Kredi işlemlerindeki diğer hizmetlerden kaynaklanan faiz dışı ücret, komisyon, masraf vb.ücretlerle ilgili olarak 29/02/2016 tarihli tabloda ticari müşterilerle ilgili alınacağı yayımlanan ipotek fek ücreti olarak maksimum 10.000 TL alınacağı ilan edilmiş olduğu ve bu ücretin %5 BSMV ile birlikte 10.500 TL olarak davacı hesabından resen tahsil edilmiş olmasına karşılık, sektörde faaliyet gösteren ve sektörün önde gelen büyük bankaları tarafından ipotek fek ücreti tahsiline ilişkin olarak muhtelif bankaların web sitelerinde kamuya ilan ettikleri ve BDDK-Bankacılık Ürün ve Hizmetleri başlığı altında BDDK.nun web sitesinden yapılan tespitlerde 2017 yılı için tespit edilen asgari ipotek fek ücretinin sektör ortalamasının yaklaşık olarak 500 TL dolayında olduğu ve bu ortalamanın 2017 yılı için geçerli olduğu değerlendirildiğinde, davalı bankanın 2016 yılında resen davacı hesabından tahsil ettiği 10.000 TL tutarındaki ipotek fek ücretinin sektör ortalamasının çok üzerinde belirlenip tahsil edildiği, fazladan tahsil edildiği mütalaa edilen 9.500 TL + %5 BSMV.nin 06/06/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davacıya iade edilmesi gerektiği, gecikme faizi yönünden; davacı şirketin davalı bankadan BCH şeklinde kullandığı ve 5 ayrı limitte toplam 2.000.000 TL nakdi kredilerin kapatılması için … A.Ş.nin …bank nezdindeki hesabı üzerine keşideli 02/06/2016 keşide tarihli 2.060.000 TL bedelli bloke çekin, davacı şirket tarafından davalı bankaya teslim edildiği, çek bedeli bloke edilmiş olduğundan karşılıksız kalması gibi bir durumun söz konusu olmadığı da dikkate alındığında, davacı şirket tarafından davalı banka nezdindeki kredi hesaplarının kapatılması için 02/06/2016 tarihinde teslim edilen 2.060.000 TL bedelli bloke çekin en geç 03/06/2016 tarihinde kredi borçlarına mahsup edilmesi gerektiği ve kredi akdi faiz hesabında ödeme tarihi olarak 03/06/2016 tarihinin dikkate alınması gerektiği, diğer yandan taraflar arasında imzalanan sözleşmelere göre ihtilaflarda bankanın ticari defter ve kayıtları, bilgisayar kayıtları, çıktıları vb.kayıtlarının delil olacağı kabul edildiğinden davalı banka nezdindeki davacı şirkete ait bloke hesap ekstresi incelemesinde davaya konu edilen 2.060.000 TL bedelli 02/06/2016 tarihli bloke çekin, bloke hesaba 06/06/2016 tarihinde borç kaydedildiği ve davacının bankaya olan kredi hesaplarının işbu bloke hesaptan karşılanarak kapatıldığı, bu tespit ile bloke çekin davalı banka varlıklarına 06/06/2016 tarihinde girdiğinin kabulü gerektiği, mahkemenin taktirinde olmak üzere davacının bloke çekin davalı banka varlıklarına 03/06/2016 tarihinde dahil edildiğinin kabulü halinde, davacı şirkete ait toplam 2.000.000 TL tutarındaki krediden 3 günlük fazla hesaplanan 2.800 TL.lik faizin 06/06/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte iade edilmesi gerektiği, taraflar arasında 250.000 TL bedelli kredi için 21/05/2016 tarihinden itibaren temerrüt faiz işletmesine ilişkin olarak yapılan inceleme ve tespitlerde, kredi talebinde belirlenmiş bir ödeme vadesi olmadığının yanı sıra, davalı banka tarafından BK.117 maddesi anlamında davacı şirkete yönelik borç ihtarında da bulunulmaması birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin temerrüde düşürülmediği, 250.000 TL limitli kredi için 23/05/2016 tarihinden itibaren temerrüt faiz değil %16 akdi faiz ve faizin %5 BSMV’i üzerinden faiz hesaplaması yapılması gerektiği, işbu krediyle ilgili davalı banka tarafından 31/03/2016 tarihinden 06/06/2016 tarihine kadar tahsile hak kazandığı akdi faiz ve %5 vergisi toplamının 8.013,54 TL olduğu, buna karşılık davalı bankanın aynı dönemde davacı bloke hesabından 9.812,38 TL.nin tahsil edildği, temerrüt faiz oranından kaynaklanan ve fazladan tahsil edilen 1.798,84 TL.nin 06/06/2016 tarihinden itibaren değişer oranlarda avans faizi ile birlikte davacıya iade edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, davalı vekili tarafından bir kısım makbuzlarla rapora ilişkin beyanların sunulduğu anlaşılmakla dosya yeniden rapor sunmuş olan bilirkişiye tevdi edilerek davalı vekilinin sunmuş olduğu belgeler kapsamında ek rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 07/12/2017 tarihli ek raporda; davalı banka tarafından dosyaya sunulan 3.kişilere davacı adına yapılan bir kısım ödemelere ait ekspertiz ücret faturası, noterlik makbuzları üzerinde yapılan inceleme ve tespitler sonucunda, faiz dışı tahsil edilen ücret, komisyon, masraf yönünden; noter ekstre gönderim ücreti olarak fazladan tahsil edilen 247.48 TL.nin dava tarihinden itibaren, hesap işletim ücreti adı altında fazladan tahsil edilen 183.75 TL.nin dava tarihinden itibaren, ekspertiz ücreti adı altında fazladan tahsil edilen 716 TL.nin 245 TL.sinin 02/09/2015 tarihinden, 471 TL.sinin 07/03/2016 tarihinden itibaren, ipotek fek ücreti adı altında fazladan tahsil edilen 9.500 TL.nin 06/06/2016 tarihinden itibaren, gecikme faizi yönünden; kök raporun sonuç kısmındaki tespit ve hesaplamalarda herhangi bir isabetsizlik olmadığı, 250.000 TL bedelli krediyle ilgili olarak hesaplanan ve fazladan tahsil edilen 1.798.84 TL.nin 06/06/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davacıya iade edilmesi gerektiği, ayırca kök raporda da tespit ve hesaplandığı üzere tamamen mahkemenin takdirlerinde olmak üzere davacının 02/06/2016 tarihli 2.060.000 TL bedelli bloke çekin davalı banka varlıklarına 03/06/2016 tarihinde dahil edildiğinin kabulü halinde, davacı şirkete ait toplam 2.000.000 TL tutarındaki kredi için 3 günlük fazla hesaplanan 2.800 TL.lik faizin 06/06/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte iade edilmesi gerektiği, kök rapordaki diğer değerlendirmelerde herhangi bir isabetsizlik olmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili 30/12/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile, ipotek fek ücretinin 9.500 TL + 475 TL BSMV.si ilave edilerek toplam 9.975 TL.nin 06/06/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte, 250.000 TL tutarındaki kredi gecikme faizinin 1.798,84 TL olarak 06/06/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte, bloke çek gecikme faizine ilişkin 100 TL.lik taleplerini 2.700 TL artırarak 2.800 TL olarak 06/06/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte, noter, ekspertiz, hesap işletim vb.ücretlere ilişkin 100 TL.lik taleplerini 1.047,23 TL artırarak 1.147,23 TL olarak ve bu meblağın 247,78 TL noter ücreti ile 183,75 TL.lik işletim ücreti kısmının dava tarihinden itibaren, 471 TL ekspetriz ücreti kısmının 245 TL.nin 02/09/2015 tarihinden itibaren, 471 TL.nin 07/03/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah harcını yatırmıştır.
İş bu dava bankacılık işlemlerinden kaynaklı haksız kesintilerin iadesi talebine ilişkindir.
Bir sözleşmenin 6098 sayılı TBK’nın m. 20 vd. uyarınca genel işlem koşulları denetimine tabi tutulması için kanunda belirtilen ölçütlerin uygulanması gerekir. 818 sayılı BK.’ da olduğu gibi 6098 sayılı TBK’da da sözleşme serbestisi ana kural olmakla birlikte, sözleşmelerin geçerliliği için 6098 sayılı TBK’na, sözleşmenin hukuka aykırı genel işlem koşulları içermemesi unsuru getirilmiştir. Hem tüketiciler hem de tacirler için geçerli olan genel işlem koşulları denetimi, sözleşmelerin imzalanması aşamasında daha olumsuz durumda bulunan sözleşmenin tarafını dürüstlük kuralları kapsamında korumaktadır.
Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulları nedeniyle yazılmamış sayılabilmesi için öncelikle, o hükmün genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu anlamda sözleşmenin tipi, türü ve niteliği önem taşımaz. Sözleşme eşya hukukuna, usul hukukuna veya ticari bir alım satıma, sigorta hukukuna, bankacılık hukukuna vs. ilişkin olabilir. Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olabilmesi için ise, anılan hükmün genel işlem koşulunu kullanan tarafça, sözleşmenin kurulmasından önce, tek taraflı olarak, sadece o sözleşme için değil, çok sayıdaki benzer sözleşmelerde kullanmak amacıyla hazırlanmış ve karşı tarafın getirilen bu hükmü müzakere etmesine imkan tanımadan sözleşmenin imzalanmış olması gereklidir. Bir sözleşmedeki genel işlem koşulunun niteliğinin, objektif unsurlara göre belirlenmesi gerekmekte olup, bu hususta tarafların icra ettikleri meslekleri ve sıfatları, tacir veya tüketici olup olmadıkları önem taşımaz.
Bir sözleşmenin önceden ve çok sayıda kullanım amacıyla oluşturulup oluşturulmadığını tespitte değişik ölçütler kullanılabilir. Söz gelimi ortada matbu bir metin var ve kullanılan ifadeler soyut ve genel ise, birden fazla sözleşmede kullanma niyetiyle önceden oluşturulduğu kabul edilebilecektir. Diğer sözleşme metinleriyle özdeş ifadeler içermemesi tek başına, o sözleşmenin genel işlem koşulu denetimine tabi tutulmasını engellemez. Bu noktada aranılacak en temel unsurlardan birisi de, genel işlem koşulunu kullanan tarafın, karşı tarafa bu hükmü, değiştirilmesini engelleyecek tarzda ve o niyetle sunmuş olmasıdır. Mamafih, tek seferlik bir anlaşma için hazırlanan sözleşme metni için genel işlem koşulundan söz etmek mümkün değildir.
Genel işlem koşulu niteliğindeki bir hüküm, sözleşmenin taraflar arasında müzakere ve pazarlık sonucu imzalanmış ise, artık ortada hukuka aykırı bir sözleşme hükmünden değil, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde, sözleşmede yer alan bireysel bir anlaşma hükmünden söz etmek gerekir. Ancak, bir sözleşmede, bütün hükümlerin tartışılarak sözleşmeye konulduğuna ilişkin kayıt konulması, TBK m. 20/3 uyarınca, onları tek başına genel işlem koşulu olmaktan çıkartmayacaktır.
Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığını hangi tarafın ispat etmesi gerektiğine ilişkin TBK da açık bir düzenleme olmamakla birlikte, 6502 sayılı TK 5/3 maddesinden yola çıkılarak, önceden ve çok sayıda kullanmak amacıyla hazırlanmış belirli bölümleri boş olan ve sonradan doldurulan sözleşme hükümlerinin kural olarak müzakere edilmemiş olduğu, aksinin sözleşmeyi hazırlayan tarafça ispat edilmesi gerektiği kabul edilmeli, gerektiğinde bu konuda ticari ve eposta yazışmaları, fakslar, sözleşme taslaklı vs. ispat vasıtalarından yararlanılmalıdır.
Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde, genel işlem koşullarının üç aşamalı denetime tabi tutulması gerekir. Söz konusu denetim aşamaları; yürürlük (kapsam) denetimi, yorum denetimi ve içerik denetimidir.
İçerik denetimi aşamasında, sözleşme hükmünün dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve karşı tarafın şartlarını ağırlaştırdığının tespiti halinde, genel işlem koşulu niteliğindeki bu hükmün, yürürlük denetiminden farklı olarak, Kanunun emredici hükmüne açık aykırılık sebebiyle kesin hükümsüz sayılması gerekir.
Yukarıda, TBK’nın 20-25. maddelerinde genel işlem koşulu denetimine ilişkin ilkelere yer verilmiş olup, bu ilkeler doğrultusunda taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin genel işlem koşulu denetimine tabi tutulması ve sözleşme hükmünün bu nitelikte olduğunun tespiti halinde, bu hükmün yazılmamış sayılması ve ortaya çıkan boşluğun da doldurularak, varsa davacıdan kesilen fazla masrafların iadesine karar verilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 20. maddesi uyarınca tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacirin münasip bir ücret isteyebileceği düzenlenmiş olup, davalı banka tacir ve dava konusu kredi ticari işletmesiyle ilgili işlemlerdendir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin önceden çok sayıda oluşturulmuş, bankacılık işlemlerinde kullanılan matbu sözleşme olduğu, taraflar arasında pazarlık ve müzakere suretiyle tek seferlik düzenlenmiş sözleşme olmadığı dikkate alınarak, genel işlem şartları içeren sözleşme hükümlerine dayalı olarak davalı tarafça yapılan kesintilerin yerinde olup olmadığının denetimi açısından alınan bilirkişi raporunda davalı banka ile diğer bankaların uygulamalarına göre bu tür işlemlere uygulanan hesap işletim ücreti, kredi kullandırım komisyonu, noter hesap ekstre gönderim ücreti, ekspertiz ücreti, ipotek fek ücreti adı altında kesilen masraf miktar ya da oranları irdelenerek davalı tarafından masraf ve komisyon adı altında kesinti yapılmasının bankacılık teamüllerine uygun olup olmadığı veya kesinti yapılması uygun ise, bu durumda ne miktarda veya oranda olması gerektiği, davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı hususları değerlendirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı şirket ile davalı banka arasında 12/02/2013 1.300.000 TL limitli ve 07/08/2015 tarih 6.500.000 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi ve 12/02/2013 tarihli Bankacılık Hizmetleri Çerçeve Sözleşmesi imzalandığı, imzalanan genel kredi sözleşmesi gereğince davacıya nakdi ve gayri nakdi krediler kullandırıldığı, davalı banka tarafından kullandırılan kredilerin teminatı olarak … parsel sayılı taşınmazın 8.000.000 TL üzerinden ipotek alındığı, davacı tarafından kullanılan kredi risklerinin kapatılması için dava dışı … A.Ş tarafından keşide edilen 02/06/2016 tarihli 2.060.000 TL tutarında ve …bank nezdindeki hesap üzerine düzenlenen bloke çekin davalı bankaya teslim edildiği, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler kapsamında yapılan inceleme sonucunda; faiz, faiz dışı tahsil edilen ücret, komisyon, masraf yönünden; noter ekstre gönderim ücreti olarak fazladan tahsil edilen 247.48 TL.nin dava tarihinden itibaren, hesap işletim ücreti adı altında fazladan tahsil edilen 183.75 TL.nin dava tarihinden itibaren, ekspertiz ücreti adı altında fazladan tahsil edilen 716 TL.nin 245 TL.sinin 02/09/2015 tarihinden, 471 TL.sinin 07/03/2016 tarihinden itibaren, ipotek fek ücreti adı altında fazladan tahsil edilen 9.500 TL.nin 06/06/2016 tarihinden itibaren, 250.000 TL bedelli krediyle ilgili olarak hesaplanan ve fazladan tahsil edilen 1.798.84 TL’lik faiz kesintisinin 06/06/2016 tarihinden itibaren değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte davacıya iadesinin gerektiği, yine davacı tarafından davalının bildirimi üzerine hesapların kapatılması amacıyla verilen … A.Ş.nin …bank nezdindeki hesabı üzerine blokeli 02/06/2016 keşide tarihli 2.060.000 TL bedelli karşılıksız çıkma ihtimali bulunmayan bloke çekin davalı banka varlıklarına 03/06/2016 tarihinde dahil edildiğinin kabulünün gerektiği, davalının çeki geç tahsil etmiş olmasının davacı sorumluluğunda olmadığı, dolayısıyla 2.000.000 TL tutarındaki kredi için 3 günlük fazla hesaplanan 2.800 TL.lik faiz kesintisinin 06/06/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte iadesinin gerektiği, fazlaya ilişkin taleplerin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın bu miktarlar üzerinden kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-9.500,00 TL ipotek ücretinin 06/06/2016 tarihinden itibaren,
-1.798,84 TL faiz kesintisinin 06/06/2016 tarihinden itibaren,
-2.800,00 TL gecikme faizi kesintisinin 06/06/2016 tarihinden itibaren,
-247,48 TL noter masraf kesintisinin dava tarihinden itibaren,
-183,75 TL hesap işletim ücreti kesintisinin dava tarihinden itibaren,
-716,00 TL ekspertiz ücreti kesintisinin 245,00 TL sinin 02/09/2015 tarihinden, 471,00 TL sinin 07/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile 729.40 TL daha harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 1.080,52 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 901,65 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalının yapmış olduğu yargılama giderinden 50 TL.nin red oranına göre hesaplanan 8,27 TL.sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT.ne göre tespit olunan 2.180,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT sine göre tespit olunan 2.180,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸