Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/740 E. 2018/649 K. 14.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2016/730
KARAR NO : 2018/743
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2014
KARAR TARİHİ : 31/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize sunmuş olduğu 24/07/2014 hakim havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari alışverişler ve hizmetler yapılmış olduğu cari hesaptan kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile takip başlattıklarını, müvekkilinin üzerine düşen edimi ifa etmesine rağmen cari hesaptan kaynaklanan fatura bedellerinin ödenmediğini ve haksız yere icra takibine itiraz edildiğini, Gaziosmanpaşa icra dairelerinin takip yönünden yetkili olduğunu, takibe konu faturaların 27/09/2013 tarihinde kargo ile davalı şirkete teslim edildiğini, fatura içeriğine herhangi bir itirazın sunulmadığını belirtmiş davanın kabulü ile takibin aynen devamını, alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ikametgahının Adana olması nedeni ile takibin Adana icra müdürlüğünde açılması gerektiğini, yetki itirazlarının bulunduğunu, Borçlar kanununun 89. Maddesine dayanarak para borcu olduğundan bahisle davacı takibi kendi ikametgahı olan Gaziosmanpaşa icra müdürlüğünde başlatmış ise de alacaklının ikametgah mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olabilmesi için taraflar arasında akti bir ilişkinin bulunması ve bu ilişkinin ihtilafsız olması ortada çekişmesiz bir alacağın bulunması gerektiğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, takibe konu faturalarda yazılı malların teslim olunmadığını, müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, bu faturalara ilişkin olarak davacı herhangi bir borçlarının bulunmadığını, takibe konu borcun cari hesap bakiyesinden kaynaklandığı iddia olunmuş ise de ödeme yönünde herhangi bir ihtarname gönderilmediğini, yasal açıdan müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, takip öncesi faiz talep olunamayacağını, avans faizi talep edilemeyeceğini, inkar tazminatının şartlarının oluşmadığını belirtmiş davanın reddine karar verilerek takip konusu alacağın %20 si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davaya konu alacağın para borcu niteliğinde olduğunu, borçlar kanunu 89. Mad. Gereği ihya yerinin alacaklının ikametgah yeri olması sebebi ile alacaklının ikametgahı icra dairelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle davalının yetki itirazını kabul etmediklerini, her ne kadar davalı malları teslim almadığını iddia etmiş ise de müvekkili tarafından fatura
dökümleri davalının … Hastanesinde ki şantiyesine teslim edildiğini ve hizmetlerin verildiğini, davalı taraf ile 21/08/2013 tarihinde cihazların bakım ve onarımı için mutabakat sağlandığını, karşı tarafın bu mektubu kaşeli ve imzalı şekilde onayladığını, bunun üzerine servis bakımının yapıldığını, karşı tarafın satış yapılan ürünlerin hak edişlerini idareden aldığını, davalı her ne kadar faturaların defter kayıtlarında olmadığını iddia etse de faturaların teslim edildiğinin kargo teslim tutanağı ile sabit olduğunu, davalının vergisel işlemi yerine getirmemesinin sorumluluğunun müvekkiline ait olmadığını, cari hesap eksteri ile davalı ile olan ticari ilişkinin ispatlandığını, davalı muhtelif tarihlerdeki kısmi ödemelerinden sonra takibe konu cari hesaba ilişkin borcu ödemediğini, belirtmiş davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu düplik dilekçesinde özetle; Adana icra müdürlüğünün yetkili olduğunu, davacının alacağını kanıtlamak için faturaya dayandığını ve faturaların kesinleştiğini ileri sürdüğünü ancak söz konusu faturaların kesinleşmediğini, davalı tarafından … hastanesinde alınan iş için kullanılmak üzere davacıdan … MARKA … MODEL … cihazları aldığını, bu cihazlarda arıza meydana geldiğini, durumun davacıya bildirildiğini, arızanın hangi tarafta giderileceğinin taraflar arasında anlaşmazlık konusu olduğunu, davacının 18/08/2013 tarihinde bir onarım teklifi sunduğunu, davacının onarım için müvekkil firmadan 6.500,00 EURO + KDV talep ettiğini, bu bedel üzerinden fatura kesileceğini, 21/08/2013 tarihinde firma yetkilisi İbrahim Mahmutoğlu tarafından davalı firma yetkilisine hitaben bir mail ile … cihazının kompresörlerinin değişimine ilişkin yazı ile mail olarak gönderdiğini, cihazların takıldığı yerin hastane olması nedeni ile işin önemli olduğu belirtilerek 23/08/2013 tarihinde cevaben teknik toplantı talep edildiğini, taraflar arasındaki görüşmeler sürerken davacının aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak faturalandırma yaptığını ve müvekkilinin kendisine gönderilen bu faturayı 03/10/2013 tarihinde iade ettiğini, faturanın teknik toplantı sonrasında mutabık kalındıktan sonra düzenlenmesinin talep edildiğini, 05/11/2013 tarihi itibari ile teknik toplantının yapıldığını, toplantıdan çıkan sonucun tutanağı dökülerek 07/11/2013 tarihli mail ile şirket yetkililerine gönderildiğini, maillerden de anlaşılacağı üzere anlaşma sağlanamadığını, davacının düzenlemiş olduğu fatura iade edilmiş olmasına rağmen tekrardan fatura gönderildiğini, faturanın kabul edilmediğinin hem yazılı hem sözlü olarak defalarca davacıya iletildiğini, taraflar arasında borç miktarı konusunda mutabakatın olmadığını, bahse konu borca ilişkin olarak herhangi bir ihbar ya da ihtarın gönderilmediğini, işlemiş faiz talebinin mümkün olmadığını, avans faizi talep edemeyeceğini belirtmiş davanın reddini savunmuştur.
İcra takip dosyası dosya içerisine alınmış, taraf delilleri toplanmıştır.
Mahkememizce yapılan incelemeyi değerlendirme sonucunda 24/11/2014 tarihinde davalı borçlunun HMK nun 6. Maddesi gereğince genel yetkili mahkeme davalının gerçek ve tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi hükmünden Adana Seyhan icra dairesinin yetkili olduğu yetkili icra dairesine takip yapılmadığını, HMK 17. Ve 6. Maddeleri gereğince yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından geçerli bir icra takibinin varlığından bahsedilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş iş bu kararın temyiz olunması üzerine, Yargıtay… Hukuk Dairesinin 11/04/2016 tarih … esas …karar sayılı kararı ile davanın faturadan kaynaklı bakiye alacağının tahsili amacı ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, Davalı… hastanesinde alınan iş için kullanılmak üzere davacıdan cihazlar satın aldığını, ancak cihazlarda arıza meydana geldiğini, taraflar arasındaki borç miktarı konusunda mutabakat bulunmadığını beyan ederek akdi ilişkiyi kabul ettiğini, davanın temelini oluşturan icra takibinin dayanağı mal bedeline ilişkin faturalar olup davanın bu niteliği itibari ile bir miktar para alacağına ilişkin olduğuna, TBK nun 89/1 hükmüne göre para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde infa edileceğini anılan yasa hükmü uyarınca davacının davacı alacaklarının kendi yerleşim yerinde icra takibi ikame edebileceği gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle kararın bozulmasına karar verilmiş bozma sonrası dava dosyası Mahkememizin iş bu dava dosyasına kayıt olunmuştur.
08/06/2017 tarihli celse de Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Taraf ticari defterlerinin incelenmesi yönünden ara karar oluşturulmuş davalının talebi üzerine Adana…Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne talimat yazılarak davalının ticari defterlerinin incelenmesi talep edilmiş mali müşavir bilirkişi Adana… ATM vasıtası ile dosyaya sunduğu bilirkişi raporunda özetle; davalının 2012 yılı resmi ticari defter kayıt ve belgelerine göre davacıya 2.896,91 TL borçlu gözüktüğü, davacı tarafından cari hesabında alacak konusu yaptığı, 19/09/2013 tarih 222801 nolu 27.478,33 TL bedelli faturanın davalının 2013 yılı ticari defterlerini ibraz etmemesi sebebi ile ilgili defter kayıtlarında olup olmadığının tespit edilemediği, davalı şirket tarafından vergi dairesine verilen 2013/09 ayına ait BA formunda da ilgili faturanın beyanının olmadığı yönünde kanaat bildirmiştir.
Davalı defterlerinin incelenmesi sonucunda davacıya ait ticari defterlerin sunulan bilirkişi raporunda mukayeseli olarak incelenmesi yönünden dosya hukukçu ve mali müşavir bilirkişiye tevdii olunmuş dosyaya sunulan 08/02/2018 tarihli heyet raporunda özetle; davacı tarafından davalı adına 3 adet toplam da 192.640,24 TL fatura düzenlendiğini, buna karşılık davalı tarafça 162.265,00 TL tutarlı 3 adet çek ile ödeme yapıldığını, bakiye olarak 30.375,24 TL cari hesabın bulunduğunu, faturalara konu havalandırma ve soğutma hizmetinin davalı yana verildiğine ilişkin sevk irsaliyelerinin sunulduğunu, sevk irsaliyelerinde ve teknik servis formunda teslim alan kısımlarının imzalı olduğunu, tarafların incelenen ticari defterlerindeki uyuşmazlığın 19/09/2013 tarihli 222801 nolu 27.478,33 TL bedelli faturadan kaynaklandığını, faturaya konu hizmetin davalıya verildiği kanaatine ulaşıldığını, takip tarihi itibari ile 30.375,21 TL davacının alacağının bulunduğu yönünde rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından dosyaya sunulan deliller incelendiğinde; 25/08/2013 tarihli düzenlenen Syn. … başlıklı mutabakat mektubunda…Hastanesi projeniz için tarafımızdan tedarik etmiş olduğunuz … MARKA…MODEL … cihazı ile ilgili almış olduğumuz arıza ihbarına istinaden 06/07/2013 tarihinde teknik servis personelimizce şantiye de keşif çalışmasının yapıldığını, inceleme sonucunda tarafınızca yapılmış olan bakır borulama üzerindeki 1/4 çapında yağ ayrıca borunun havşa bölgesinden kırıldığını ve sistemde ki yağın boşaldığının tespit edildiğini, bu nedenle cihaz içerisinde bulunan iki adet … tip kompresörün yağsız çalışmak zorunda kaldığını ve mekanik aksamının zarar gördüğünü, arızanın giderilmesi için 16/8/2013 tarihinde bir onarım teklifinin gönderildiğini, firma yetkilisi … ile … yaptığı görüşmeye istinaden montaj hatasından kaynaklı olan arızanın giderilmesi hususunda mutabakatın sağlandığını, onarım için iş bitiminde toplan 6.500,00 EURO + KDV tutarında fatura kesileceğinin bildirildiği mektubun kaşeli ve imzalı olarak onaylanarak geri gönderilmesinin talep edildiği, bahse konu mektubun davalı tarafça kaşe basılmak sureti ile imzalandığı, yine davacı tarafça sunulan 24/09/2013 tarihli teknik servis formu incelendiğinde yapılan işler olarak 2 adet kompresörün söküldüğü yerine yenilerinin monte edildiği, azot testinin yapıldığı, gaz kaçağının bulunduğu, kaçağın kaynatılarak test yapıldığı, sistemin vakumlandığı, gaz şarjının yapıldığı, normal çalışır durumda teslim edildiği, kompresörün cuma akşamı saat 17:00 de teslim alındığı, 21/09 – 24/09 tarihleri arasında çalışma yapıldığı, sunulan 27.478,33 TL lik faturanın bu çalışmalara ilişkin olarak düzenlendiği davalı tarafça da bahse konu 21/08/2013 tarihli metnin delil olarak sunulduğu ek olarak mail yazışmalarının eklendiği, incelendiğinde davalı tarafça bahse konu yazılan kaşeli ve imzalı olarak gönderildiğinin belirtildiği ancak teknik bir toplantı talep edildiği 03/10/2013 tarihli dış yazışma da davalı tarafça sorunun çözümü ile ilgili katkıları sebebi ile davacı tarafa teşekkürlerin iletildiği davacı tarafından düzenlenen faturanın teknik toplantı talep etmiş olmaları sebebi ile iade edildiğinin bildirildiği, yine taraflarca yapılan 05/11/2013 tarihli toplantı tutanağında tarafların meydana gelen arızanın kimden kaynaklandığı noktasında anlaşma sağlayamadığı davalı tarafça cihazın şartnamede belirtilen özelliklerin cihazda bulunmaması sebebi ile eksik teslim iddiasında bulunulduğu işçilik hatası olarak belirtilen yerin davacının teslimi kapsamında olmasına rağmen işçiliği mecburen davalının yaptığının belirtilmesi üzerine davacı bölge müdürünün toplantıya katılmasının daha doğru olacağından bahisle toplantının sonlandırıldığı her iki tarafında meydana gelen arıza sebebi ile karşılıklı olarak birbirlerini sorumlu gördükleri anlaşılmıştır.
İş bu dava davacı tarafından davalıya sunulan teknik servis faturasına dayalı yapılan ilamsız takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Anılan maddede “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. “hükümlerine amirdir.
Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasının taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu icra takibi olduğu, borçlunun itirazını 7 günlük yasal süre içinde yaptığı, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde…Hastanesi’ nde davalının almış olduğu iş kapsamında tedariki gereken cihazın davacıdan satın alındığı, sonrasında cihazda meydana gelen arızaya ilişkin olarak tarafların görüştüğü, davacının talep etmiş olduğu tamir masrafına ilişkin olarak gönderilen metnin davalı tarafça onaylanması üzerine davacının davalı tarafça kayıtlı olmayan 27.478,33 TL lik tamir faturasını düzenleyerek kayıtlarına işlediği cari hesap ilişkisinden kaynaklı bakiye borç ile birlikte davalının davacıya 30.375,21 TL bakiye borcunun bulunduğu, yargılama safahatında davalı tarafça ısrarlı bir şekilde faturaya konu hizmetin alınmadığı yönünde savunma yapılmış ise de gerek taraflar arasındaki yazışmalar gerekse teknik servis formu ve buna dayalı olarak düzenlenen fatura dikkate alındığında davacı tarafça faturaya konu hizmetin davalıya sunulduğu esasen taraflar arasındaki uyuşmazlığın meydana gelen arızadan kimin sorumlu olduğu noktasında iken davalı tarafça makine satışına ilişkin olarak taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının sorumlu olduğu yönünde bir iddia da bulunmaksızın hizmetin ifa edilmediğinin savunulduğu, ayıba ilişkin herhangi bir savunmada bulunulmadığı şu hale göre iddia ve savunma kapsamında dosya değerlendirildiğinde davalı savunmaları dışında kalan taraflar arasındaki satım sözleşmesi ve bu sözleşme kapsamında meydana gelen arızadan kimin sorumlu olduğu hususu tartışılmaksızın, davacının faturaya konu edimi yerine getirdiği, esasen davalının teknik servis hizmetine ve düzenlenecek olan faturaya onay verdiği, ödeme noktasında itirazda bulunduğu dikkate alındığında servis işlemine ve belirlenen ücrete onay veren davalının hizmeti aldıktan sonra yapılan işten davacının sorumlu olduğunu iddia etmesinin TMK 2. Maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği anlaşılmakla davacının sübut bulan davasının kabulü ile takibin aynen devamına karar vermek gerekmiş, İİK 67 maddesi kapsamında alacağın likit olduğu davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile, Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin aynen DEVAMINA,
2-İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (30.375,21 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.707,98 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 3.104,95 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’sine göre tespit olunan 3.645,03 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …