Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/733 E. 2018/336 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/733
KARAR NO : 2018/336
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 11/05/2016
KARAR TARİHİ : 15/03/2018
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkisizlik kararı üzerine mahkememizde gönderilen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında Enerji satın almakta olduğunu, davalı tarafından haksız olarak tahsil edilen ve edilmeye devam edilen Kaçak Kayıp bedelleri ve TRT payının, bu bedellerin toplamı üzerinden fazladan ödenen TRT paylarının yine bu bedeller üzerinden hesaplanan KDV’nin HMK MD.107 uyarınca belirsizlik alacak davası olarak fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 3.500,00-TL’nin fatura ödeme tarihinden itibaren hesap edilecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte, davalıdan tahsil edilerek müvekkile ödenmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında elektrik satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme içeriğinde tahsil edilecek kalemlere ilişkin açıklamalar yapıldığını, müvekkili tarafından düzenlenen faturaların hiçbirine itiraz edilmeyerek ödendiğini, yapılan kesintilerinde EPDK kapsamında düzenlenen yasal mevzuat doğrultusunda zorunlu olarak yapıldığını, bu bedellerin davacı tarafından talep edilmemesi
gerektiğini, dava konusu uyuşmazlığın İdari Yargının görev alınına girdiğini, talebin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini istemiştir.
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”
Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup, …’den taraflar arasında yapılan abonelik sözleşmesi ile tahakkuk ve tahsil edilen fatura örnekleri celp olunmuştur.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının davalı şirkete abone olduğu dönemde elektrik faturalarına yansıtılan kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli, dağıtım sistemi kullanım bedeli ve sair bedeller adı altında haksız alındığı iddiası ve bunların tahsiline yönelik Alacak davası olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, taraflar arasında imzalanan elektrik enerjisi satış sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça taraflar arasında akdedilen elektrik enerjisi satış sözleşmesi uyarınca davalı şirketten sağlanan elektrik bedellerine ve faturalarına davalı tarafından yansıtılan kayıp kaçak bedelinin yersiz olarak yansıtıldığı belirtilerek söz konusu fazla tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin iadesi amacı ile dava açılmış ise de 6719 sayılı yasanın 21 ve 26. Maddeleri ile değişik 6446 sayılı yasanın 17 ve geçici 20. Maddelerinde yapılan düzenlemeye göre, 17. Maddeye 10. Fıkra olarak eklenen fıkra uyarınca, “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacağının” belirtildiği ve geçici 20. maddede ise “kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümlerinin uygulanacağının” ifade edildiği görülmüştür. Bir kısım yerel mahkemeler tarafından 6719 sayılı yasa ile düzenlenen 6446 sayılı yasanın 17 ve geçici 20. Maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa’mızın 152. Maddesi uyarınca söz konusu yasaların iptali için başvuru yaptığı bilinmektedir. Yine Anayasa Mahkemesi sayfalarında yapılan incelemede bu başvuruların yapıldığı tarihten itibaren Anayasa’mızın 152. Maddesinde belirtilen 5 aylık bekleme süresinin dolduğu görülmüştür. Her ne kadar mahkememizce Anayasa Mahkemesi’ne yapılan doğrudan doğruya bir başvuru bulunmamakta ise mahkememizce bilinen şekli ile bir kısım yerel mahkemeler tarafından Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru sonucunda henüz bir karar verilmemiş olması, Anayasa’mızın 152/2. Maddesi uyarınca yerel mahkemelerin Anayasa Mahkemesi tarafından 5 aylık süre içerisinde karar vermemesi halinde mevcut dosyayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre karara bağlayacağının düzenlendiği, Anayasa Mahkemesi kararlarının geçmişe yürürlüklü olmadığı, davacı tarafça faturalarda belirtilen kayıp kaçak bedellerinin EPDK kurul ve kararlarına aykırı düzenlendiği yönünde bir iddianın da bulunmayışı gözönüne alındığında mevcut kanun kapsamında yapılan yasal değişiklik sebebiyle davacı tarafça açılan davada mahkeme yetkisinin ancak faturaların EPDK kararlarına aykırı olup olmadığının incelenmesi noktasında olabileceği, bu itibarla yapılan yasal düzenleme sebebiyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş yine yasal düzenlemeden önceki uygulamada Yargıtay içtihatları da dikkate alındığında aboneler tarafından kaçak elektrik bedellerinin rücuen tahsili için açılan davalarda kabul kararları verildiği, bu bağlamda davacının başlangıçta dava açmakta haklı olduğu ancak yasal düzenleme sebebiyle bu hakkını alamadığı dikkate alınarak davacı leyhine vekalet ücreti takdirine ayrıca yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine yönelik neticeden aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU :
1-Yasal mevzuatta meydana gelen değişiklik nedeniyle dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,88 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden davanın niteliği itibariyle AAÜT uyarınca takdiren 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 29,20 TL peşin harç, 59,78 TL başvuru harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 49,10 TL posta, müzekkere masrafından oluşan toplam 142,38 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”