Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/634 E. 2018/569 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/634
KARAR NO : 2018/569
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2016
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davalı ile akdetmiş olduğu elektrik satış anlaşması uyarınca gereksinim duyduğu elektrik enerjisini ilgili mevzuat çerçevesinde Aralık 2012 tarihinden Kasım 2013 tarihine kadar davalı şirketten tedarik ettiğini, müvekkilinin … ve … numaraları ile dağıtım sisteminin bir abonesi olduğu ve davalı şirket tarafından tanzim edilen faturalarda müvekkil şirketin kullanmış olduğu enerji bedelinin haricinde (dağıtım bedeli, sayaç okuma, kayıp bedeli, iletim bedeli, TRT fonu, enerji fonu, belediye tüketim vergisi) bedellerin elektrik faturasına ilave edildiğini, kötü niyetli kullanıcılar ile dağıtım firmasının alt yapı eksikliklerinden kaynaklanan kayıp kaçak miktarını hiçbir kusuru olmayan müvekkiline yansıtılmasının haksız olduğunu beyanla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla Aralık 2012 – .. Kasım 2013 tarihleri arasındaki toplam 12 fatura dönemine ilişkin faturalarda müvekkilden tahsil edilen tutarlara ilişkin şimdilik 60.931,15-TL kayıp kaçak bedellerinin her bir fatura için ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsilini, sayaç okuma bedeli olarak tahsil edilen toplam 58.71-TL’nin de her bir fatura için fatura ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6446 Sayılı Kanunun bazı maddelerinde değişiklik yapan 6719 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Kanunun 17/06/2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini, söz konusu değişiklik ile kayıp kaçak ve diğer hizmet bedellerinin tahsilinin zorunlu olduğu ve tüketicilerden tahsil edileceği tüm enerji piyasası aktörlerinin ve yargının mevzuat ile bağlı olduğunun hüküm altına alındığını, ayrıca kanunla getirilen geçici 19. Ve 20. Maddeler ile kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılan davalara da değişik madde hükmünün uygulanacağı ve kanunun yürürlük tarihinden öncesi içinde kanuna aykırı olmayan ikinci mevzuatın uygulanmasına devam edileceğinin hükme bağlandığını, dava konusu bedellerin davacıya iadesi için herhangi bir yasal dayanak bulunmadığı beyan etmiş olmakla davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; davayla ilgili örnek Yargıtay kararları celp olunmuştur.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Davanın; davacının davalı şirketlere abone olduğu dönemde elektrik faturalarına yansıtılan kayıp kaçak bedelinin haksız alındığı iddiasıyla bunların tahsiline yönelik alacak davası olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, taraflar arasında imzalanan elektrik enerjisi satış sözleşmesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;davacı tarafça taraflar arasında akdedilen elektrik enerjisi satış sözleşmesi uyarınca davalı şirketten sağlanan elektrik bedellerine ve faturalarına davalı tarafından yansıtılan kayıp kaçak bedelinin yersiz olarak yansıtıldığı belirtilerek söz konusu fazla tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin iadesi amacı ile dava açılmış ise de 6719 sayılı yasanın 21 ve 26. Maddeleri ile değişik 6446 sayılı yasanın 17 ve geçici 20. Maddelerinde yapılan düzenlemeye göre, 17. Maddeye 10. Fıkra olarak eklenen fıkra uyarınca, “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacağının” belirtildiği ve geçici 20. maddede ise “kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümlerinin uygulanacağının” ifade edildiği görülmüştür. Bir kısım yerel mahkemeler tarafından 6719 sayılı
yasa ile düzenlenen 6446 sayılı yasanın 17 ve geçici 20. Maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa’mızın 152. Maddesi uyarınca söz konusu yasaların iptali için başvuru yaptığı bilinmektedir. Yine Anayasa Mahkemesi sayfalarında yapılan incelemede bu başvuruların yapıldığı tarihten itibaren Anayasa’mızın 152. Maddesinde belirtilen 5 aylık bekleme süresinin dolduğu görülmüştür. Her ne kadar mahkememizce Anayasa Mahkemesi’ne yapılan doğrudan doğruya bir başvuru bulunmamakta ise mahkememizce bilinen şekli ile bir kısım yerel mahkemeler tarafından Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru sonucunda henüz bir karar verilmemiş olması, Anayasa’mızın 152/2. Maddesi uyarınca yerel mahkemelerin Anayasa Mahkemesi tarafından 5 aylık süre içerisinde karar vermemesi halinde mevcut dosyayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre karara bağlayacağının düzenlendiği, Anayasa Mahkemesi kararlarının geçmişe yürürlüklü olmadığı, davacı tarafça faturalarda belirtilen kayıp kaçak bedellerinin EPDK kurul ve kararlarına aykırı düzenlendiği yönünde bir iddianın da bulunmayışı gözönüne alındığında mevcut kanun kapsamında yapılan yasal değişiklik sebebiyle davacı tarafça açılan davada mahkeme yetkisinin ancak faturaların EPDK kararlarına aykırı olup olmadığının incelenmesi noktasında olabileceği, bu itibarla yapılan yasal düzenleme sebebiyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş neticeden aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU :
1-Yasal mevzuattaki değişiklik nedeniyle dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.041,55 TL harçtan mahsubu ile fazlaya yatırılan 1.005,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Davacı tarafça vekalet ücreti talebi olmadığı beyan edilmekle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(4)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin beyan kapsamında kendi üzerinde bırakılmasına,
(5)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “