Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/627 E. 2019/97 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/627 Esas
KARAR NO : 2019/97
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/06/2016
KARAR TARİHİ: 06/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … Beldesi, … Mevkii’nde kani ve tapunun 4.pafta, bila ada, 443 parselde kayıtlı 2.740 m2 yüzölçümlü akaryakıt istasyonu nitelikli taşınmazın maliki olduğunu, davalı şirketin davacı şirketin maliki olduğu akaryakıt istasyonunda bayilik faaliyeti yapmak amacıyla davacı şirket ile 31/12/2012 tarihli protokol imzaladığını, protokol gereğince mülkiyeti davacı şirkete ait istasyonun protokolde yazılı hükümler ve imzalanacak bayilik sözleşmesi uyarınca onarım ve tadilatının davalı tarafça yapılacağı ve ardında da 15 yıl süre ile davalı tarafça işletileceğinin belirlendiğini, yine protokol gereği 320.000 ABD Doları+KDV tutarında inkişaf bedelinin, fatura mukabilinde davalıya ödeneceğinin kararlaştırıldığını, söz konusu hüküm gereğince davacı tarafından davalının keşide ettiği 24/12/2012 tarihli fatura karşılığında 10/01/2013’te 339.443,52 TL, 25/01/2013’te 331.861,52 TL’yi banka kanalıyla nakden davalıya gönderdiğini, bakiye 7.582,00 TL’yi 5.168 TL ve 2.414 TL şeklinde 28/01/2013 tarihinde cari hesaptan mahsup yolu ile ödenerek toplamda 678.887,04 TL ödeme yapıldığını, davacı şirketin davalı ile imzaladığı protokol hükümleri çerçevesinde davalının 15 yıl süre ile davacı şirketin bayiliğini yapacağı taahhüdüne güvenerek inkişaf ödemesinin yapıldığını, fakat davalı şirketin bahse konu istasyonda bayilik yapabilmesi için 5015 sayılı yasa ile ilgili yönetmelik gereği zorunlu olan bayilik lisansını almadığını, sözleşme ve protokol gereği üstlendiği edimlerini yerine getirmediğini, bu nedenle davacı tarafından 31/05/2016 tarihli telgraf ile taraflar arasındaki tüm ilişkiyi feshettiğini davalıya bildirdiğini, davalının sözleşmeye aykırı davrandığını, bu nedenle davacının protokolün 13.1 maddesi gereği haklı fesih yaptığını, sözleşmenin 14/a.maddesi gereğince davalının 100.000 ABD Doları tutarında ceza şartı ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, yine sözleşmenin feshi nedeniyle davalının ödenen inkişaf ödemesini iade etmesi gerektiğini, anılan nedenlerle davanın kabulü ile 100.000 ABD Doları tutarındaki ceza şartının davalıdan tahsiline, yine 678.887,04 TL tutarındaki inkişaf bedelinin davalıdan tahsiline, 197.437,37 TL tutarındaki inkişaf bedeli alacağının şimdilik 1.000,00 TL’sinin HMK 109/1.maddesi uyarınca kısmi olarak davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile; bilirkişi raporu ile inkişaf bedeli ve ek inkişaf bedeli alacağının sabit olduğunu, bu nedenle 1.000,00 TL ek inkişaf bedeli taleplerini 111.787,37 TL arttırmak suretiyle 112.787,37 TL’ye yükselttiklerini beyanla ıslaha ilişkin harç ikmali mahkememiz veznesine depo edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin taraflar arasında imzalanan 13/12/2012 tarihli porotokol ile davacıdan kiralamış olduğu …istasyonu satış yerinde yatırım, onarım ve tadilat yaptığını, halen davalı şirketin zilyetliğinde bulunan dava konusu istasyonda her ne kadar akaryakıt satışı yapılmıyor olsa da davalı şirket çalışanı tarafından korunduğunu ve istasyonun açılışı için ilgili kamu kurumlarından ve mahkemelerden olumlu sonuç beklendiğini, davacı tarafından yapılan her ödemenin fatura karşılığı yapıldığını, davalı şirketin şahsi hesabına olacak şekilde herhangi bir ödeme olmadığını, davacının kendi sahibi olduğu istasyona yatırım yaptığını, daıvacının dava dilekçesindeki anlatımlarının yanlış ve yanıltıcı oldğuunu, davalı tarafın elinde olmayan sebeplerle dava konusu benzin satış istasyonunun satışa hazır hale getirilemediğini, davalı tarafından istasyonunun çalışır hale gelmesi için gerekli tüm iş ve işlemlerin yapıldığını ve gerekli kurumlara başvurularda bulunulduğunu, davalının sözleşmenin hiçbir maddesini ihlal etmediğini, davacı şirket tarafından inkişaf bedeli olarak yapılan ödemelerle alınan malzemeler ve diğer tüm yatırım malzemelerinin davacı tarafından sökülüp alındığını ve Bolu İlindeki başka bir akaryakıt istasyonuna taşındığını, davalı şirketin akaryakıt satışı yapabilmek ve sözleşmenin devam edebilmesi için gerekli tüm girişimlerde bulunduğunu, bu sürecin halen devam ettiğini, anılan nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilen 13/12/2012 tarihli Akaryakıt İstasyonu Bayilik Sözleşmesi ve Protokolleri uyarınca davalıya ödenen inkişaf bedeli ile sözleşmede öngörülen cezai şart bedelinin davalıdan tahsiline yönelik tazminat davasıdır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri ile tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Mali Müşavir …, Prof.Dr…. ve Akaryakıt Uzmanı …tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; davacı şirketin 2012-2013-2014-2015-2016 yıllarına ait ibraz edilen ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yapıldığı, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun olduğu, ticari defterlerin HMK 222.maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı şirketin ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, davacı şirketin davalı şirkete 678.887,04 TL inkişaf bedeli ödediği, davalı ile davacı arasında imzalanan 13/12/2012 tarihli porotokolün 14/d.maddesi gereği “davacı tarafından ödenen 678.887,04 TL tutarındaki inkişaf bedelinin tamamını ve 14/d.maddesinde yer alan kural gereği iktisap tarihinden itibaren işlemiş ve fiili ödeme tarihine kadar işleyecek edinim tarihindeki %13,75 oranından aşağı olmamak üzere değişken oranlı avans faizi ile faizin KDV’si”olmak üzere 264.337,74 TL + 47.587,99 TL (KDV)= 311.965,73 TL’nin davacının davalıdan talep edebileceği, davacının davalı şirketten sektörel değerlendirme açıkça belirtilen nedenler ile cezai şart talebinin yerinde olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aldırılan bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından rapora beyan ve itirazlar ibraz edilmiş, sunulan beyanlar kapsamında heyete İnşaat Mühendisi bir bilirkişi eklenmek suretiyle ve inşaat bilirkişisine yerinde inceleme yetkisi verilmek sureti ile davaya konu …istasyonunda inceleme yapılarak davacı tarafından davalıya ödenen inkişaf bedeli ile davaya konu istasyonun tadilatının yapılıp yapılmadığı, ödenen inkişaf bedeli ile istasyona yapılan tadilat bedelinin yapıldığı tarih itibari ile uyuşup uyuşmadığı, yine davalı iddiası gözönüne alınarak istasyondan malzeme sökülüp sökülmediği, malzeme sökülmüş ise bu sökülen malzemelerin neler olduğu, söküldüğü belirtilen bu malzemelerin bedellerinin de eklenmesi sureti ile ve eklenmemiş hali ile alternatifli olarak ödenen inkişaf bedeli ile yapılan tadilat ve inşaat bedellerinin tespiti ile bu hususta ve yine davacı ile davalı tarafın bilirkişi raporlarına yönelik yapmış olduğu itirazlarda tek tek değerlendirilmek sureti ile bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyetine İnşaat Mühendisi … eklenmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan ek raporda; davacı şirketin davalı şirkete 678.887,04 TL inkişaf bedeli alacağının olduğu, kök raporda bu hususta hesaplama yapıldığı ve davacının 678.887,04 TL inkişaf alacağına 264.337,74 TL faiz ve 47.587,99 TL KDV olmak üzere dvacının 311.965,73 TL alacaklı olduğu, TCMB verilerinden 07/06/2016 dava tarihi itibari ile avans faizi oranı %1,50 olduğu görüldüğünden davacının belirlenen 678.887,04 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, dava konusu edilen istasyondaki davalı tarafından yapılan tadilatların ödenen inkişaf bedeli ile davaya konu istasyonun tadilat bedelinin yapıldığı tarih itibari ile uyuştuğu ve 85.650,00 TL olarak hesaplandığı, davacının davalıdan 198.437,37 TL ek inkişaf alacağı olduğu, ancak bu tutardan – 85.650,00 TL tadilat bedellerinin mahsup edilmesi ile davacının 112.787,37 TL ek inkişaf bakiye bedeli alacağının kaldığı, bakiye 112.787,37 TL ek inkişaf bakiyesine davacının yaptığı ödeme miktarı ile tarihleri ile 07/06/2016 dava tarihi arasında 24.778,19 TL faiz alacağı tahakkuk ettiği ve 24.778,19 TL faiz alacağı üzerinden 4.460,07 TL KDV olmak üzere davacının 29.238,26 TL (faiz+KDV) alacağı olabileceği, TCMB verilerinden 07/06/2016 dava tarihi itibari ile avans faizi oranı %10,50 olduğu görüldüğünden davacının belirlenen 112.787,37 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, faiz alacağına göre hesaplanan KDV’den kaynaklı alacağından bahsedebilmesi için öncelikle hüküm altına alınacak alacak tutarına bağlı olarak davalı şirkete hak ediş faturasını düzenlemesi ve davalıya tebliğ etmesi gerektiği, ardından da bu faturada KDV tutarının asıl alacağın %18’i olarak hesaplanması gerektiği ve bu şekilde asıl alacak tutarına eklenecek KDV’yi de davalı şirketten talep edebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanması gerektiği, davacının davalı şirketten belirtilen nedenler ile cezai şart talebinin yerinde olmadığı hususlarının mütalaa edildiği, davacının 100.000 USD cezai şart alacak talebinin mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalının beyanları, ibraz edilen deliller, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ibraz edilen bilirkişi heyeti kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin davacı tarafından 31/05/2016 tarihli telgraf ile feshi sebebi ile davalının sözleşmeye konu edimleri yerine getirmemesi sebebiyle davalıdan olan inkişaf bedeli alacakları ile cezai şart bedelinin tahsiline yönelik tazminat davasıdır. Önemle belirtmek gerekir ki, taraflar arasındaki sözleşme bizzat davacı tarafça feshedilmiştir. Dolayısıyla davacının sözleşme uyarınca tazminat isteminde bulunabilmesi için sözleşmeyi haklı nedenle feshetmesi yada sözleşme feshinde davalının sözleşmeye aykırı davranışının bulunması ve bunun da davacı taraf için çekilmez bir hal alması gerekmektedir. Yine sözleşmeye aykırılığın davacı tarafça çekilecek ihtarname ile giderilemeyecek boyutta olması gerekmektedir. Davacı tarafça davalıya gönderilen ve ek4 olarak dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan telgrafta “müvekkil …AŞ ile imzaladığınız bayilik sözleşmeleri, protokoller ve bunlarla sınırlı olmamak üzere bayilik ilişkisi kapsamındaki her türlü sözleşme hükümlerine aykırı davranışlarınız ve edimlerinizi ifa etmemeniz nedeniyle sözleşme, protokol ve bayilik ilişkisi kapsamındaki tüm sözleşmeler 31/05/2016 saat 13:00 itibari ile sonuç doğurmak üzere feshedilmiştir.” ibaresi mevcuttur. Gerek fesih ihbarnamesinde, gerek dava dilekçesinde davacı tarafça fesih sebebi olarak herhangi bir somut neden öngörmemiş, sadece davalının sözleşmeye aykırı davranışları sebebiyle sözleşmeyi feshettiğini ileri sürmüştür. Yargılama aşamasında sunulan dilekçelerde davacı tarafça taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4.3.maddesinde “bayi işbu sözleşmenin yürürlük tarihinden itibaren 90 gün içerisinde akaryakıt satın alacak ve ticari faaliyetine başlayacaktır.”hükmünün bulunduğu, davalının bu yükümlülüğe aykırı davrandığını ileri sürmüştür. Bu kapsamda öncelikle davacı tarafından yapılan feshin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı ise savunmalarında idari makamlardan gerekli izni alamadığı için işletmeyi açamadığını, resmi mercilerden kaynaklanan mücbir sebep sebebiyle işletmeyi çalıştıramadığını ileri sürmüştür. Davalı tarafından dosyaya sunulan belgelere göre EPDK tarafından istasyon açılışına izin verilmemesi ve ruhsat alınamaması sebebiyle davalının davaya konu istasyonu çalıştıramadığı anlaşılmaktadır. Gerek protokolün 13.b.maddesi, gerekse sözleşmenin 23.5.maddesi uyarınca resmi mercilerin kararları sebebiyle sözleşmenin yerine getirilememesi halinde davacı … Ofisinin sözleşmeyi fesih hakkı düzenlenmiş ise de bu gibi hallerde davacının sözleşmeye dayanarak davalıdan kar kaybı, cezai şart, eksik alım taahhüdü sebebi ile cezai şart vs.gibi taleplerde bulunamayacağı görülmektedir. Sözleşme haklı sebeple değil, mücbir sebeple feshedilmiş bulunmaktadır. Bu kapsamda davacının cezai şart istemi yerinde değildir. Çünkü protokolün 14.maddesine göre ancak 13.maddenin a.bendine göre davacı tarafından sözleşmenin haklı feshi yada bayi tarafından haksız feshi halinde cezai şartın ödeneceği, oysa feshin protokolün 13.b.maddesine göre yapıldığı, dolasıyla protokolün 13.a.maddesine uygun bir fesih bulunmaması sebebiyle davacının davalıdan cezai şart isteminde bulunamayacağı anlaşıldığından cezai şart istemi yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
İnkişaf bedeli alacağı yönünden ise, protokolün 3/2.maddesine göre bedeli …AŞ tarafından karşılanacak başlığı altında belirtilen işlerin …Ofisi tarafından ve …Ofisinin takdirine göre …Ofisinin tayin edeceği taşeron eliyle veya bedeli bayiye ödenmek suretiyle bayi tarafından yapılacağı düzenlenmiştir. Yine sözleşmenin inkişaf ve yatırım bedeli başlıklı 4.maddesine göre …Ofisi tarafından tesisi inşa ve tadilatı kapsamında …Ofisi tarafından yapılacak işler için satış yerinin inşasında kullanılmak üzere 320.000 USD + KDV tutarındaki inkişaf yatırım bedelinin bayiye ödenmesi ve bayi tarafından söz konusu ödenen bedelin TCMB Döviz satış kuru üzerinden TL’ye çevrilerek düzenlenecek faturayla bayiye ödeneceği kabul edilmiştir. Bu kapsamda davacı tarafından yapılan ödemeler karşılığı davalıdan, davacıya 678.887,00 TL’lik inkişaf ve yatırım bedeli ile ilgili fatura kesilmiştir. Söz konusu 4.maddenin 2.fıkrasında davalı tarafın kendisine ödenen inkişaf ve yatırım bedelinin tamamını tesisin yapımı için kullanacağı düzenlenmiştir. Nitekim davalı tarafından söz konusu inkişaf ve yatırım bedeli uyarınca davaya konu taşınmaz üzerindeki istasyon tadilatı yapılmıştır. Bu husus tarafların kabulünde olup, buna yönelik taraflarca herhangi bir iddia ve itiraz bulunmamaktadır. Görüldüğü üzere davacı tarafından davalıya verilen inkişaf ve yatırım bedeli esasen sözleşmenin 3 ve 4.maddeleri uyarınca davacı tarafından yapılması gereken ve davacının üstlendiği edimler için ödenmiş olan inkişaf ve yatırım bedelidir. Söz konusu bedellerle yine mülkiyeti davacıya ait olan taşınmaz üzerindeki istasyon yenilenmiş ve değer kazanmıştır. Sözleşme feshi sonrası davalının davaya konu istasyonu işletme hakkı son bulmuştur. Ve davaya konu taşınmazın zilyetliği de davacı mülk sahibi olan …Ofisine geçmiş bulunmaktadır. Protokol uyarınca davacının yapmakla yükümlü olduğu inkişaf ve yatırım bedeli sonrası davaya konu taşınmazın kazandığı değer davacı malik uhdesine geçmiş olup, yeniden söz konusu inkişaf bedelinin davacıya ödenmesine karar verilmesi halinde davacı sebepsiz zenginleşecektir. Bu sebepten dolayı davacının inkişaf ve yatırım bedelinin ödenmesine yönelik davasının da reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 16.646,93 TL’den mahsubu ile bakiye 16.602,53 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 52.941,48 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”