Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/541 E. 2018/454 K. 04.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/541 Esas
KARAR NO : 2018/454
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/11/2016
KARAR TARİHİ : 04/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
ASIL DAVADA:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında, davacının sahip olduğu tapunun … beldesi … sayılı parsellerinde kayıtlı olan … adresinde mukim …isimli otelin içinde bulunan bir kısım bölümlerde davalı tarafından 7/24 olmak üzere yiyecek ve içecek hizmeti sunulmasının şekil ve şartlarının belirlendiği 08/04/2015 tarihli hizmet alım sözleşmesinin akdedildiğini, ayrıca idari makamlar nezdinde davalının ruhsat alımını sağlamak, formalite gereği ve aynı zamanda sözleşmenin koşullarının gerçekleşmesine bağlanmış 01/05/2015 tarihli kira sözleşmesinin akdedildiğini, davalının sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle davacı şirket aleyhine … Belediye Başkanlığının kararına dayanılarak 1.500TL idari ceza tanzim edilerek tebliğ edildiğini, bu cezanın davacı tarafından ödenerek hukuki itirazda bulunulduğunu ve itirazın Antalya Nöbetçi İdare Mahkemesinde açılan dava dosyası ile değerlendirilmekte olduğunu, defalarca gerek şifahi gerekse mail olarak yapılan yazışmalardan, alınan sözleşlere dayanılarak ve tüm yaz sezonu boyunca davacının iyi niyeti ile sezon sonuna gelindiğini, ancak sözleşmenin devamının davacı için imkansız bir hal aldığını ve noter kanalı ile ihtarname keşide edilerek sözleşmeyi feshettiklerini, davalının cevabi ihtarnamesi ile, taraflar arasındaki ilişkinin kira sözleşmesi ilişkisine dayanıyormuş gibi erken fesih edildiğini, kendi bordrosunda olan personelin maaş ve SGK prim borcunu ödemediğini, bundan dolayı davacı şirketin sorumlu olduğunu, hatta bu bedellerin yarısının davacı tarafından ödenmesini talep ettiğini, oysa sözleşmelerde, hizmet sözleşmesinin sona ermesi halinde kira sözleşmesinin de sona ereceğinin çok açık dille ifade ve hüküm altına alındığını beyanla, davalı şirket personelinin davacıya ait tesis içerisinde tespit edilen 19,680,00TLlik zararının tazminine, davalının davacıya cari hesaptan doğan borcu olan 25.139,60TLnin ödenmesine, davacıya ait olan ve davalı personeli tarafından hasar görmesine sebebiyet verilen 24.941,15TLlik zücaciye ürünlerinden doğan zararın giderilmesine, tespit edilecek olan davalının kaybettiği adisyonlardan doğan davacının alacağının tespitine ve tahsiline, davacıya ait muhatap tarafından alınarak tesisten götürülen 6 adet … masa ayaklarının teslimine, tesliminin imkansız olması halinde de bedelinin tazminine, sözleşme gereği 200.000TLlik cezai şartın tahsiline, alacak kalemlerinin tamamına ihtarnamede belirtilen süreler çerçevesinde tebliğ tarihinden itibaren uygulanmak üzere banka mevduatına uygulanacak en yüksek faiz oranından faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, işbu dosyanın davacısı … AŞ aleyhine…ATMnin…esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davada taraflar arasında akdedilen kira ve hizmet sözleşmelerinin yasa ve sözleşmede belirtilen usule uygun feshedilmediğinden, feshin haksız olduğunun ileri sürüldüğünü, işbu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, bu davada feshin haksız olduğuna karar verilecek olursa eldeki davanın davacının zarar ziyan talep etme hakkı olmayacağını, kira sözleşmesinden kaynaklanan tüm edimlerin yerine getirildiğini, ciro üzerinden kira bedellerinin otomatikman kesilerek davacı hesaplarına girdiği üzerinde durulmadığını, sözleşmelerin feshini müteakip, davalı ve çalışanlarının otele alınmadığını, iş gördürülemediğini, bu hususun… Cumhuriyet Savcılığının … sor nolu dosyası ile sabit olduğunu, davalının ve personelin otele alınmaması sebebiyle yapılan tüm masrafların otelde kaldığını, davalının elinde kalan personelin özlük haklarını ödemek zorunda kaldığını, fesih sebeplerinin haksız olduğunu, ayrıca taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin hiçbir maddesinde davalı tarafında ciroya ilişkin bir taahhütte bulunulmadığını, davacının değil davalının fesih hakkı doğduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini, ayrıca kira sözleşmesinin asıl, hizmet alım sözleşmesinin ise asıl sözleşmenin eki niteliğinde olduğunu, kira sözleşmesi asıl sözleşme olduğuna göre, bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların görüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğundan, görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA:
DAVA: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında, 01.05.2015 tarihli 5 yıl süreli iş yeri kira sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 10.maddesine göre 08.04.2015 tarihli hizmet alım sözleşmesi ve bu sözleşmeye bağlı operasyonel detayları içeren protokolün, kira sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olduğu kabul edildiğini, kira sözleşmesinden kaynaklanan tüm edimler yerine getirilmesine rağmen ihbarname ile 31.10.2015 tarihi itibari ile davalı tarafından sözleşmelerin feshedildiğini, davacı tarafından da ihtarname ile feshe karşı çıktığını ve dava konusu taleplerini karşı ihtarla davalıya bildirdiğini, uzlaşma görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını, davalının, fesih tarihine kadar kira bedelinden kaynaklanan bir alacağı bulunmadığını, feshin usule, yasa ve sözleşmeye aykırı olduğunu, kaldı ki; taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin hiçbir maddesinde, davacı tarafından ciroya ilişkin bir taahhütte bulunulmadığını, ayrıca fesih usulününde yasa ve sözleşmeye aykırı olduğunu, sözleşmenin 11.1 maddesine göre ve TTK’nun 18/3 maddesine göre belirlenen şekil ve geçerlilik şartlarına uyulmadığını, somut olay dolayısıyla davalının değil; davacının haklı fesih hakkı doğduğunu beyanla; sözleşme sonuna kadar elde edilecek kar mahrumiyeti için şimdilik 100.000,00 TL.’in ve 200.000,00 TL cezai şart bedelinin 31.10.2015 fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte; davacının ödediği personel özlük hakları ve SGK prim borçlarının yarısı olan 77.088,00 TL’nin ve sözleşmenin yerine getirileceği düşüncesi ile yapılan 162.000,00 TL tutarındaki yiyecek–içecek, malzeme, demirbaş harcamalarının 31.10.2015 fesih tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davalı şirketin davacı aleyhine huzurdaki davadan önce İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın derdest olduğunu, iş bu davanın davacının kendisine karşı açılan davayı bertaraf etmek amacıyla haksız ve kötüniyetli olarak açıldığını, nihayet İstanbul … ATM’de davalı tarafınan açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşmenin davacının akde aykırı davranışları nedeni ile sona erdiğini, ayrıca ve özellikle taraflar arasındaki temel sözleşmenin 08.04.2015 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesi olup bu sözleşmeye aykırı davranışlar neticesinde davacı ile aralarındaki sözleşmenin feshedildiğini, davacı yanın dava dilekçesinde ayrı ayrı bildirdiği alacak kalemlerinden dolayı alacağı olmadığını davanın esastan reddi gerektiğini beyan etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, 12/10/2017 tarihli … karar sayılı birleştirme kararı üzerine mahkememize gönderilmiştir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, hizmet alım sözleşmesi, ödemeler ve operasyonel detaylar hakkında protokol, işyeri kira sözleşmesi, e-postalar, yazışmalar, idari para cezası ve ödeme makbuzu, ödeme belgeleri, … Cumhuriyet Savcılığının … sor nolu dosyasında verilen karar, fesih ihbarnamesi, ihtarnameler, …Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, fotoğraflar, tutanak, personel maaş ödeme talep yazısı ve banka kayıtları, ekstreler celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişilere tevdi edilmiş olup, bilirkişi Mali Müşavir Bağımsız Denetçi …, … ve … tarafından tanzim olunan 28/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda; teknik rapor ile belirlenen demirbaş ve diğer malzeme ekipman arıza ve eksiklerine ait davacı tarafından talep edilen 19.680TL tutarın ve davacı tarafın bu kapsamda kiralayan davalı tarafa teslim ettiği tabak, bardak, cihaz gibi diğer zücaciye ürünlerin zararına karşılık talep edilen 24.941,15TL tutarın 01/05/2015 tarihli işyeri kira sözleşmesinin 7.mad hükümlerince uygun olduğunu, davacının cari hesaptan kaynaklanan alacak talebinin yasal defter ve belgelerin incelenmesi ile 25.139,60TL olduğunun tespit edildiğini, kaybolan adisyonlar ile ilgili talebin ise dosyada mevcut herhangi bir belge olmadığından tespit edilemediğini belirtmişlerdir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya sunulmuştur.
Yapılan yargılama, asıl dava ve birleşen davada davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nun 4. Maddesinde belirtilen, “(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları görürler.” denilmekte olup, asıl davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi ve kira sözleşmesi nedeniyle, davalının edimlerini yerine getirmediği iddiasıyla sözleşmenin davacı tarafça feshedilmesi üzerine davacının uğradığını iddia ettiği zararının, cari hesap alacağının, züccaciye ürünlerindeki hasar bedellerini, tesisden götürüldüğü iddia edilen eşya bedelinin, davalının kaybettiği iddia edilen adisyonlardan doğan alacağın ve 200.000 TL cezai şart bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu, birleşen davada ise, 08.04.2015 tarihli hizmet alım sözleşmesi ve eki protokol gereğince feshin usulsüz yapıldığı ve haksız olduğu sebebine dayalı kâr mahrumiyeti, cezai şart, SGK prim borçları, yiyecek-içecek, demirbaş harcamalarının tahsili talebine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki asıl ticari ilişkinin kira ilişkisi olduğu, bu gibi ihtilafların hallinin taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi ve ek protokollerinin uygulanmak sureti ile çözümleneceği ve görevin Sulh Hukuk Mahkemelerine ait olduğu, dolayısıyla mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, asıl davanın ve birleşen davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemelerin İstanbul Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Asıl dosyada davacının davası ve karşı dava yönünden dilekçelerin görev yönünden REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İstanbul SHM olduğunun tespitine,
3-Birleşen İstanbul … ATM… Esas sayılı dava dosyası yönünden, dava dilekçesinin görev nedeniyle REDDİNE,
4-Görevli mahkemenin İstanbul SHM olduğunun tespitine,
5-HMK 20. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine müteakip 2 haftalık süre içerisinde taraflarca dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın asıl dosya ve birleşen dosya yönünden İstanbul Nöb. SHM’ye gönderilmesine, kesinleşmeden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın NÖB. SHM’ye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına (ihtarat yapıldı)
6-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …