Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/512 E. 2018/638 K. 14.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/512 Esas
KARAR NO : 2018/638
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2016
KARAR TARİHİ : 14/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin yıllardır plastök ambalaj sektöründe faaliyet gösteren köklü ve saygın bir şirket olduğunu, … ve… nolu iki adet elektrik aboneliği ile davalıların elektrik abonesi olduğunu, müvekkili şirket için son dönemde ve halen hem … hem de…A.Ş’nin fatura düzenlediğini, davalıların müvekkili şirketin aboneliğinin başlangıcından itibaren sürekli olarak, “Dağıtım Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli, İletim Sistem Kullanım Bedeli, Dağıtım Sistem kullanım Bedeli, OSB Dağıtım Bedeli, Güç Bedeli, Güç Aşım Bedeli, Sayaç Okuma Bedeli, Kayıp-Kaçak Bedeli ve bunun dışında başkaca haksız kalemler yansıttığını, Tüketim miktarı dışında kalan tüm kalemlerin faturalara haksız ve hukuka aykırı olarak yansıtıldığını, ayrıca bu haksız yansıtılan bedeller için KDV hesaplanarak davalılarca tahsil edildiğini, Davalılar tarafından, müvekkili şirketten tahsil edilen bu bedellerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, çünkü davalı kurumlarca kesilen faturalarda bir hizmet karşılığı olmadığı açıkça belli olan bu bedellerin, müvekkili şirketin elektrik kullanımı karşılığı olmadığını, üstelik, kötüniyetli diğer kullanıcıların kaçak kullanımı ile davalı … kurumunun ağır ihmal ve kusuru, altyapısının eksikliklerinden kaynaklanan kayıp kaçak vs. bedellerinin müvekkil şirket ve diğer tüketicilerden tahsil edilmesinin bir hukuk devletinde kabul edilemeyecek hukuka aykırı bir durum olduğunu, bilindiği gibi elektrik enerjisinin kaçak olarak kullanılması Türk Ceza Kanunu’nun 163/1 maddesi gereğince suç teşkil ettiğini, ayrıca tutanağa bağlanan bu bedellerin tahsili yoluna gidildiğini, davalıların bu yolu etkin olarak kullanmayıp, kayıp-kaçak bedellerini diğer abonelere yansıttığını, ayrıca kaçak kullanımı tespit ettiklerinde ayrıca tahsilat yapıp, tahsilde mükerrerliğe yol açtıklarını belirterek fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalı kurumlar tarafından, müvekkil şirketin iki adet elektrik aboneliğine ait elektrik faturaları üzerinden Dağıtım Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli, İletim Sistem Kullanım Bedeli, Dağıtım Sistem kullanım Bedeli, OSB Dağıtım Bedeli, Güç Bedeli, Güç Aşım Bedeli, Sayaç Okuma Bedeli, Kayıp- Kaçak Bedeli adı altında ve bunun dışında başkaca haksız kalemlerle yapılan haksız ve hukuka aykırı kesintilerin geriye dönük 10 yıllık kısmının, (01.03.2006 tarihinden dava tarihine kadar olan), şimdilik 5.000,00.-TL’lik kısmı olmak üzere ödeme tarihlerinden itibaren ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi ve ekleri davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalılardan İkitelli Organize Sanayi Bölgesi vekili cevap dilekçesi ile,
… 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’na göre kurulmuş ve aynı kanunun 20. maddesi gereği elektrik dağıtım yetkisine sahip özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, bu sebeple … sistemine bağlı olarak tedarik ettiği elektrik enerjisinin katılımcılarına (üyelerine) dağıtımını yaptığını, davacının söz konusu istemlerini rahatlıkla hesap edebilecek durum olduğunu, objektif olarak talep konusu miktarın herkesçe anlaşılabilecek şekilde “BELİRLİ” olması sebebiyle kısmi dava açılması mümkün olmadığından, huzurunuzdaki davanın 6100 Sayılı HMK ve üstte yazılı içtihatlar çerçevesinde hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, müvekkilinin İOSB Başkanlığı 01.09.2009 tarihinden itibaren onaylı sınırları içerisinde bulunan katılımcılara enerji hizmeti verdiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla 01.09.2009 tarihinden önceye ait müvekkilinin hiçbir sorumluluğu bulunmadığından zamanaşımı itirazında bulunduğunu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanlığınca yayımlanan “Organize Sanayi Bölgeleri Elektrik Piyasası Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik’in “OSB Dağıtım Lisansı Kapsamındaki Hak ve Yükümlülükler” bölümünün11. maddesinde ve “Dağıtım Lisansı Kapsamındaki Faaliyetler, Görev ve Sorumluluklar” bölümündeki 12. maddesinde ifade edilen ve OSB’lerin katılımcılarına Uygulayacağı Bedeller ve bu bedellerin belirlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar ile ilgili 6. bölümdeki 15. maddede belirtildiği üzere abonelerden tahsil edilmesi gereken bedeller ile ilgili İkitelli Organize Sanayi Bölge Başkanlığımızın onaylı sınırları içindeki abonelere bu usul ve esaslar çerçevesinde şeffaflık ve eşit taraflar arasında ayırım gözetilmeme ilkeleri uyarınca uygulama yapıldığını, müvekkilinin EPDK Başkanlığınca yayımlanan ULUSAL tarife tablosunda gösterilen bir no’lu tarife gurubundan elektrik aldığını, bu tarife gurubunda kaçak-kayıp tüketim bedelleri ve fonlar ile ilgili herhangi bir bedel olmaması nedeniyle onaylı sınırlar içindeki tüm abonelere kaçak- kayıp tüketim bedeli adı altında herhangi bir tüketim bedeli ilavesi yansıtılmadığını, bu hususun davacı şirketin faturaları incelendiğinde anlaşılacağını, faturalara sayaç okuma bedeli yansıtıldığının iddia edidiği ancak İOSB Başkanlığınca bu firma adına çıkartılan elektrik faturalarına sayaç okuma bedeli adı altında herhangi bir bedel yansıtılmadığını, dolayısıyla bu konuda haksız bir bedel alındığı iddiası yerinde olmadığını belirterek haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesi ile, Toptan Satış Lisansı sahibi müvekkili Şirket tarafından EPDK kurul kararları ile belirlenen tarifelere ve elektrik piyasası mevzuatına uygun olarak tahsil edilen zorunlu kamusal bedellerin elektrik dağıtım şirketine iade edildiği, bu nedenle tahsil edilen uyuşmazlık konusu alacak kaleminin müvekkil Şirket uhdesinde kalmadığını, müvekkili şirket tarafından kesilen faturaların tamamen EDPK kararlarına ve mevzuata uygun bir şekilde düzenlendiğini, müvekkil Şirketin tarifelere uymakla yükümlü olduğunu, tarife bileşenlerinde değişiklik yapma serbestisi olmayan müvekkili Şirkete herhangi bir sorumluluk izafe edilemeyeceğini, aksi davranışın Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca yaptırıma tabi tutulacağını, kurul kararları yürürlükte olduğu, bir diğer ifadeyle idari yargıda verilmiş bir iptal kararı olmaması sebebiyle hukuk âleminde hüküm ve sonuç doğurmaya devam ettiği müddetçe müvekkili Şirket tarafından Kurul Kararına uygun hareket edilmesinin hukuka aykırı olduğunun adli yargı mercileri huzurunda dile getirilemeyeceğini, ilgili kararların hukuka aykırı nitelikte olduğu iddiası ile 4628 sayılı Kanun’un 12. Maddesine göre ancak ve ancak idari yargıda EPDK aleyhine dava açılması gerektiğini, bu hükme göre kurul kararlarına karşı açılan davanın öncelikli işlerden sayılacağı, kurul kararlarının iptali için yargı yoluna başvurmanın her zaman mümkün olduğu, ancak tarifeye ilişkin kurul kararının iptal edilmediği sürece geçerliliğini koruduğunu, ayrıca taraflar arasında akdedilen enerji satış sözleşmesinde mevzuat uyarınca alınan bedele ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olduğu, tarafların arasındaki Sözleşme’nin 27. ve 62. maddeleri uyarınca, davacının tüm zorunlu kamusal bedelleri ve EPDK tarafından belirlenen diğer tüm tarife kalemlerini ödemeyi kabul etmiş olduğunu, davacının sözleşme imzalanırken pazarlık ettiği ve belirli bir oranda indirim aldığını, bu nedenle sözleşme özgürlüğünde bulunması gereken güç dengesinin davacı aleyhine bozulmadığını, sözleşmenin niteliği gereği basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulanan davacının, imzalamış olduğu sözleşme ile ödemeyi kabul ettiğinin zorunlu kamusal bedellere itirazının haksız olduğunu belirterek haksız açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş vekili cevap dilekçesi ile, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının ödemelerinin iadesini talep ettiğni, 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 82.maddesi “Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” hükmünü havi olduğunu be sebeple zamanaşımı itirazında bulunduklarını, ayrıca huzurdaki davanın muhatabının Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu olduğunu, zira, müvekkili şirketin EPDK mevzuatı ve kurul kararları gereği tespit edilen tarifelere göre faturaları tahakkuk ettirdiğini, müvekkilinin kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli vb adlardaki bedelleri tahsil etme hak ve yükümlülüğü abonelik sözleşmesine değil kanuna dayandığını, Kanun, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etme görevini verdiğini, müvekkilinin de EPDK’nın bu doğrultuda çıkardığı düzenleyici işlemlerine uyduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirketin dava konusu uyuşmazlık nedeniyle sorumluluğu bulunmadığını, davanın EPDK’ya karşı idari yargıda açılması gerektiğini, tahsil edilen bu bedellere ilişkin mevcut uygulamanın hukuki kaynağının Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği ve EPDK’nın yürürlükte bulunan kararları olduğunu, söz konusu düzenlemelerin emredici olduğunu, hukuki nitelik itibariyle bir idari işlem olduğundan, söz konusu düzenlemeler derhal icrailik, hukuka uygunluk karinesinden yararlanmak gibi nitelikleri bünyesinde barındırdığını, idari işlemin bu tesirini ortadan kaldırmanın yolu, ya yürütmenin durdurulması ve iptal kararı ya da idarenin işleminin geri alınması olduğunu, kurul tarafından alınan bütün kararlara karşı menfaati ihlal edilen kişilerin, söz konusu düzenlemelere kanuni süresi içinde idari yargıda dava açmaları gerektiğini, bu nedenle yargı yolu yönünden davanın reddi gerektiğini, ayrıca davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olmasını kabul etmediklerini, davacının ödediği bedellerin faturalardan açık ve belli olduğunu, bu itibarla belirsiz ya da kısmi alacak davası açmasının usul hukukuna aykırılık teşkil ettiğini, dava değerinin belli olduğunu, bu itibarla dava dilekçesinin usul hukuku açısından kabul edilemez nitelikte olduğunu, müvekkili şirketin abonelerle yapmış olduğu sözleşmelerde kararlaştırılan edimlerin kapsamı dışında talepleri olmadığını, 21 elektrik dağıtım şirketi tarafından ülke genelinde uygulanacak tarifeler (perakende satış, kayıp-kaçak, dağıtım, perakende satış hizmeti, sayaç okuma ve iletim bedeli) içinde bulunulan uygulama döneminin yıllar bazındaki ilgili tarife dönemleri için dağıtım şirketlerinin dağıtım ve perakende satış lisansı kapsamındaki parametreleri dikkate alınarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından belirlenmekte olup, elektrik dağıtım şirketlerinin ilgili mevzuat kapsamındaki maliyetlerinin karşılanması bakımından EPDK Kurul Kararları ile onaylanarak Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren söz konusu tarifelere dağıtım şirketlerince uygulanması yasal bir zorunluluk olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi Elektrik Elektronik Mühendisi … tarafından tanzim olunan 01/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda; dosya kapsamında sunulan İOSB Başkanlığı Yüksek Gerilim Elektrik Tedarik Sözleşmesinden, davacı … A.Ş ile davalı İOSB Başkanlığı arasında … ve … numaralı aboneliklerde imzalanmış elektrik satışına ilişkin abonelik sözleşmeleri bulunduğu, Organize Sanayi Bölgelerinin Elektrik Piyasası Faaliyetlerine ilişkin Yönetmelik kapsamında, OSB’nin katılımcılarına uygulayacağı bedellerin a) elektrik enerjisi bedeli, b) dağıtım bedeli (trafo kayıp bedeli dahil) c) …’a ve/veya dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiye ödenen, sistem kullanım ve sistem işletimi ile ilgili bedeller d) OSB bağlantı bedeli, e) OSB güvence bedeli f) OSB kesme-bağlama bedelinden oluştuğunun açıkça hükme bağlandığını, davalı tarafça davacı şirketin faturalarına yansıtılan OSB Dağıtım Bedeli birim fiyatlarının onayı için EPDK’ya sunularak EPDK onayının alınmakta olduğunun açık hüküm altında olduğunu, yönetmelik Madde 17’de …’a veya dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiye ödenen sistem kullanım ve sistem işletim ile ilgili bedellerin (iletim) eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin katılımcılara sözleşme gücü ve/veya enerji miktarına göre doğrudan yansıtılacağının açık hüküm altında olduğunu, davalının dava tarihi itibariyle temerrüte düştüğünün kabulü halinde davacının fatura asıl alacaklarına 09/05/2016 dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun ile değişik 2.maddesi gereğince T.C. Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranı üzerinden temerrüt faizi uygulanması gerektiği, 6719 sayılı Kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişikli ile dava konusu edilen bedellere açıkça yasal dayanak sağlandığını, Elektrik Piyasası Kanununa eklenen geçici 20. Madde nedeniyle kanunda yapılan değişikliğin derdest davalara da uygulanacağı, 6719 sayılı Kanun ile 17. Maddeye 10. Bent eklenmiş, açılan davalarda, mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlandırıldığını, kurumun düzenleyici işlemlerine uygun denetimi için yapılan incelemelerde, davalı İOSB tarafından davacıya yüklenen OSB dağıtım, iletim, PSH, güç, güç aşımı bedellerinin dosya kapsamında mevcut EPDK onaylı İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Fiyat Tarifesinde belirlenen sınırları geçmediği, dava konusu yapılan hizmet bedellerinin EPRDK’nun düzenleyici işlemlerine uygun olduğu, … nolu abonelikte 28/02/2015 tarihli faturaya kadar 21 Sanayi Belgeli sonraki faturalarda 22. Sanayi belgeli tarifesi birim fiyatları ile … nolu abonelikte 31/01/2015 tarihli faturaya kadar 22 sanayi belgeli, sonraki faturalarda 21. Sanayi belgeli tarifesi birim fiyatları ile bire bir uyuştuğunun tespit edildiği, davalı İOSB tarafından faturalandırılmış fazladan tahakkuk bulunmadığı” tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya sunulmuştur.
14/05/2018 tarihli oturumda davacı vekilinden esasa ilişkin beyanları sorulmuş, bilirkiş raporuna yönelik itirazlarını tekrarla… ve … tarafından kesilen faturaların celbi ile bunlar yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep etmiş, davalı … vekili davanın reddine karar verilmesin ve davalı …de davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının davalılara abone olduğu dönem içerisinde davacı faturasına yansıtılan kayıp kaçak bedeli, OSB dağıtım bedeli, güç bedeli, güç aşım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim sistemi, kullanım ve dağıtım bedeli ve TRT payı içerisinde tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin vs davalılardan tahsiline yönelik tazminat davası olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, taraflar arasında imzalanan elektrik enerjisi satış sözleşmesi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça taraflar arasında akdedilen elektrik enerjisi satış sözleşmesi uyarınca davalı şirketten sağlanan elektrik bedellerine ve faturalarına davalı tarafından yansıtılan kayıp kaçak bedelinin yersiz olarak yansıtıldığı belirtilerek söz konusu fazla tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin iadesini talep etmiş ise de, 6719 sayılı yasanın 21 ve 26. Maddeleri ile değişik 6446 sayılı yasanın 17 ve geçici 20. Maddelerinde yapılan düzenlemeye göre, 17. Maddeye 10. Fıkra olarak eklenen fıkra uyarınca, “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacağının” belirtildiği, ve geçici 20. Maddede ise “kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümlerinin uygulanacağının” belirtildiği görülmüştür. Bir kısım yerel mahkemeler tarafından 6719 sayılı yasa ile düzenlenen 6446 sayılı yasanın 17 ve geçici 20. Maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa’mızın 152. Maddesi uyarınca söz konusu yasaların iptali için başvuru yaptığı, Anayasa Mahkemesinin 28/12/2017 tarih … Esas sayılı dosyası ile Anaya Mahkemesine yapılan iptal başvurularının reddedildiği, sadece 6446 sayılı Kanun’un 17. Maddesine eklenen 10 nolu fıkranın iptal edildiği, iptal edilen fatura ve reddedilen kısımlar dikkate alındığında mahkemelerin denetim yetkisinin sadece kurumun düzenleyici işlemlerine yönelik olma kısmının iptal edildiği, ancak aldırılan bilirkişi raporuna göre de söz konusu faturaların 6719 sayılı kanun, 6446 sayılı kanun, EPDK kurul ve kararlarına aykırı olmadığı, her ne kadar başlangıçta davacı tarafça açılan davada davacı haklı iken, daha sonra yapılan düzenlemeler ile düzenlenen bu faturaların geçmişe yönelik olarakta yasal hale geldiği anlaşılmakla, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, yine davacı taraf dava açıldığı aşamada haklı olduğundan davacı lehine vekalet ücreti takdirine ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yasal düzenleme sebebiyle dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL karar harcının peşin alınan 85,39 TL den mahsubu ile fazla alınan 49,49 TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.180,00TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL harç, 700,00 TL bilirkişi ücreti, 197,50 TL yargılama masrafı olmak üzere toplam 933,40 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, hazır bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …