Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/485 E. 2020/48 K. 20.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/485
KARAR NO : 2020/48

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/05/2016
KARAR TARİHİ : 20/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 27/08/2014 tarihinde … plakalı motosikleti ile seyir halindeyken davalı… idaresindeki, davalı sigorta şirketi nezdinde Zorunlu Trafik Sigortası ile sigortalı … plaka sayılı aracın sola dönüş kurallarına uymadan aracını davacı idaresindeki motosikletin önüne kırarak kazaya neden olduğunu, meydana gelen kazada davacının malul kaldığını, İstanbul Anadolu …Asliye Ceza Mahkemesinin… esas sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda sanığın suçlu bulunarak cezaya mahkum edildiğini, mahkeme tarafından yaptırılan kusur raporuna göre sürücü…’un tamamen kusurlu bulunduğunu, davalı sigorta şirketine 17/11/2015 tarihinde gönderdikleri dilekçe ile yaptıkları başvuruya rağmen bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının çalışamadığı süreler ve bundan sonra engellilik halinden dolayı çalışamayacağı işler gözönünde bulundurularak kazaya sebebiyet veren aracın sürücüsünün hukuka aykırı fiilinden dolayı ortaya çıkan maddi zarar ve manevi elem ve ruhsal kayıplardan dolayı kazada yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacının toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenerek fazlaya ilişin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 2.000 TL maddi tazminatın işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek faizi ile birlikte ortaklaşa ve zincirleme olarak davalılardan tahsiline, 60.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizi ile birlikte işleten ve sürücüden tahsiline karar verilmesini, ayrıca işleten ve sürücünün taşınır ve taşınmaz malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları ile bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz 05/05/2016 tarihli tensip ara kararı ile davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin talep yargılamayı gerektirdiğinden ve henüz yaklaşık ispata yönelik somut deliller bulunmadığından reddine karar verilmiştir.

CEVAP: Davalı …A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın açıldığı tarihte iddia edilen zarar miktarının belirli miktarda olduğu sabit olmakla kısmi dava ve belirsiz alacak davası açılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davanın öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, davacının davalı şirketin işleten sıfatına haiz olduğu iddiasıyla davalıya da husumet yönelttiğini ancak davalı şirketin söz konusu aracı uzun süreli kira sözleşmesi ile 36 aylığına dava dışı …’a kiraladığını, işbu davaya konu olan araç açısından kiralama işleminin iki tacir sıfatına haiz şirket arasında ticari bir amaçla yapıldığı gözönüne alındığında kiracının araç üzerindeki fiili hakimiyeti ve araçtan ekonomik olarak yararlanması unsurlarının birlikte gerçekleşmiş olduğunu, bu nedenle davanın davalı şirket açısından pasif husumet ehliyeti eksikliği nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davanın …’a yöneltilmesine, bunun mümkün olmaması halinde ise …’a ihbarına, esas yönünden de davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; ceza mahkemesi tarafından verilen kararın Yargıtay incelemesinden geçmediğini, bu nedenle de mahkeme kararının kesinleşmiş hüküm niteliğinde olmadığını ve kesin delil olarak kabul edilemeyeceğini, öncelikle kaza mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak kusur durumunun yeniden tespiti gerektiğini, davalının gerek hazırlık soruşturmasında gerekse ceza davasında kendisinin sola dönüş yapmaya başladığında motosiklet sürücüsünün kontrolsüz bir şekilde gelip kendisine vurduğunu beyan ettiğini, kazanın meydana gelmesinde asıl kusurlunun davacı olup yolu kontrol etmeden ve hızlı bir şekilde kavşaktan geçmeye çalıştığı için davalının aracına kendisinin çarptığını, davacıda kaza nedeniyle maluliyet oluştuğu hususunun ise ancak tam teşekküllü bir hastaneden alınacak sağlık kurulu raporu ile belirlenebileceğini, davacı tarafın davacının gelir durumu hakkında da açıklama yapması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın davalı şirket tarafından 02/05/2014-2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davalı şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, bunun için öncelikle kazada araçların kusur durumunun tespiti gerektiğini, sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmediklerini, her halükarda davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini, hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını, davacının motosiklet kullanıcılarının giymesi zorunlu olan kask, eldiven ve dizlik gibi koruyucu ekipman olmaksızın motosiklet kullanarak zararın oluşumu ve artmasında ağır kusurlu olduğunu, diğer yandan davacının ehliyetinin olup olmadığı hususunun da mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini, davacı yanın maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için ATK….ihtisas dairesine sevk edilerek yalnız fiziki ve sürekli nitelik taşıyan arazların dikkate alınması, buna göre kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyet oranının belirlenmesini, davacının sosyal ve ekonomik durumu araştırılarak sosyal güvenlik kuruluşlarından herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitini, kusur durumu ve maluliyet belirlendikten sonra dosyanın hesaplama amacıyla aktüer siciline kayıtlı uzman bilirkişiye verilmesini talep ettiklerini, poliçe genel şartları B.2 maddesi gereği sigort şirketinin temerrüt tarihinin ödemeye esas tüm belgelerin gönderilmesi üzerinden 8 iş günü geçmekle gerçekleştiğini, temerrüt tarihinin tespitinde bu hususun dikkate alınmasını, üstelik davacının maluliyeti henüz kesinleşmiş olmadığından bu yönüyle hesaplanması mümkün olmayan bir tazminat için temerrütün gerçekleşmeyeceğini, dava konusu olay KTK ve TBK kapsamında haksız fiil iddiasına dayalı tazminat talebi olmakla ticari faiz taleplerinin ve haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava trafik kazasından kayaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
İstanbul Anadolu…Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası UYAP üzerinden getirtilmiş, incelendiğinde; katılanın …, sanığın…, suçun taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma, suç tarihinin 27/08/2014 olduğu, 16/02/2016 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 17/03/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından davacı tarafından dava öncesi başvuru yapıldığı, bu başvuru neticesinde hasar dosyası oluşturulduğu ancak ödeme yapılmadığı belirtilerek kazaya karışan araca ait poliçe ve hasar dosyası gönderilmiştir.
Davacının tedavi gördüğü hastanelerden tedavisine ilişkin bilgi ve belgeler getirtilmiştir.
İlgili emniyet müdürlüklerinden tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmıştır.
Dosya meydana gelen kaza nedeniyle kusur oranlarının tespiti için İstanbul ATK.Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiş, düzenlenen 13/03/2018 tarih ve … sayılı rapor ile, sürücü…’un sevk ve idaresinde bulunan otomobil ile meskun mahalde gece vakti seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola verip, kaza mahalli kavşak noktasına geldiği anda hızını yeterince azaltıp sola dönmeden önce, ışıklı ikazını verip kaplama üzerinde seyreden araçların yakınlık ve hız durumlarını dikkate alarak yeterince yolun soluna yaklaştıktan sonra manevrasını uygun bir anda kontrollü bir şekilde tamamlaması gerekirken bu hususlara riayet etmeyip kontrolsüzce seyri sırasında karşı yön istikametine geçerek idaresindeki aracın sol ön kısımları ile karşı yönden istikamet şeridini takiben gelen araçla çarpışması sonucu gerçekleşen kazada %75 oranında asli kusurlu olduğu, sürücü …’in sevk ve idaresinde bulunan motosiklet ile meskun mahalde gece vakti seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola verip bahse konu kaza mahalli kavşak noktasına geldiği anda hızını yeterince azaltıp seyir yoluna giren araç nedeniyle etkili tedbir alması gerekirken tedbirsizce girmiş olduğu kavşak bölümünde dönüş yaparak seyir yoluna giren araçla çarpıştığı olayda %25 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Dosya davacının maluliyet oranının tespiti için İstanbul ATK….İhtisas Kuruluna gönderilmiş, düzenlenen 12/10/2018 tarih ve … sayılı rapor ile, davacının %16 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Dosya aktüer bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 09/01/2019 tarihli raporda; davacının 27/08/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonrası 9 ay iyileşme süresi-geçici iş göremezlik dönem %25 kusur yansıtıldığında 6.271,23 TL olduğu, %16 oranında maluliyet-sürekli iş göremezlik dönemi ve %25 kusurlu olması durumunda ise 88.778,96 TL olmak üzere toplam zararının 95.050,19 TL olduğu, sigorta poliçesinde davalı sigorta şirketi tarafından verilen üst limitin kişi başı ölüm ve sürekli sakatlık teminatı olarak 268.000,00 TL olduğu ve davacı için hesaplanan maddi tazminatı kapsadığı, davalı sigorta şirketine davacının 17/11/2015 tarihinde başvurduğu, buna göre temerrüt tarihinin 27/11/2015 olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, taraf vekilleri tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
Davacı vekili rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesinde, davacının kaza tarihinde 1.400 TL net maaşla kurye olarak çalıştığını, bilirkişi tarafından ise asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığını, dosyaya ibraz ettikleri … 4A hizmet dökümü incelendiğinde davacının kaza tarihinden önceki ve sonraki maaşlarının asgari ücretin üzerinde olduğunun görüleceğini, motosikletli kurye için 2014 yılı TÜİK aylık ortalama brüt ücret tutarının 1.651 TL olduğunu, davacının ilk evliliğinden 18/03/2004 doğumlu bir kız çocuğu olduğunu, müşterek çocuğun velayeti annesinde olup davacının müşterek çocuk için her ay 150 TL iştirak nafakası ödediğini, davacının 31/07/2018 tarihinde yeni bir evlilik yaptığını, bilirkişi tarafından bekar ve çocuksuz olarak değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, bu nedenle yeniden rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili bila tarihli beyan dilekçesinde, … tarafından İstanbul Anadolu …iş Mahkemesi nezdinde … esas sayısı ile ödenen PSD, Geçici iş göremezlik ve sağlık yardımı miktarlarının talebi için aleyhlerine dava açtığını, olayın iş kazası teşkil etmesi karşısında … tarafından bağlanacak peşin sermaye değerli gelirin TBK.md.55 çerçevesinde tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, üstelik henüz peşin sermaye değerli gelir bağlanmamışsa ileride bağlanacak gelirin de taraflarına rücu edileceğinden mükerrer tazminat ödemesine yer verilmemesi için Yargıtay yerleşik kararları gereği davacıya …’ya başvuru yaparak iş göremezlik geliri bağlatmak üzere süre verilmesini, … geliri bağlanmasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir.
Dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilerek tarafların beyan ve itirazları nazara alınmak suretiyle ek rapor düzenlenmesi istenmiş, düzenlenen 22/03/2019 tarihli raporda; dosya kapsamında davacının gelirine ilişkin ve medeni durumuna ilişkin belge ve bilgiye rastlanmadığından davacının gelirinin asgari ücret olduğu ve kaza tespit tutanağında bekar beyanı esas alınarak değerlendirme yapıldığı, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan davacıya ait … kayıtlarında kaza öncesinde prime esas kazancının kimi dönemlerde asgari ücret, kimi dönemlerde ise asgari ücretin üzerinde bildirildiği, kaza sonrasında ise G.İ.G döneminden sonra asgari ücret üstünde prime esas kazançları bildirildiği, davacı vekilinin iddiasının mahkemece kabulü durumunda davacının aylık gelirinin TÜİK tarafından belirlenen brüt 1.651 TL ve davacının kaza tarihinde 31/07/2018 tarihine kadar bekar 1 çocuklu AGİ söz konusu tarihten sonra ise evli bir çocuklu AGİ esas alınarak değerlendirme ve hesaplama yapılacağı, kaza tarihinin 01/06/2015 önce olması ve davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edilen poliçe düzenleme tarihinin yine 01/06/2015 tarihinden önce olması nedeniyle kök raporun yıllarca Yargıtay tarafından ön görülen ve değiştirilmeyen (01/06/2015 tarihinden sonraki kazalar için) PMF 1931 yaşam tablosu esas alınarak ve işleyecek aktif/pasif devrede, destek süresi sonuna kadar meydana gelecek asgari artış oranı ve peşin ödeme nedeniyle yapılacak iskontosu ayrı ayrı %10 olarak belirlendiği, hesaplamanın yapıldığı tarihte bilinen son gelir miktarının esas alınacağı ve her yılın toplam gelirinin %10 oranında artırılmak ve yine %10 oranında indirilmek suretiyle hesaplama yapılacağı, dosya kapsamında … tarafından rücuya tabi geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli maluliyetine ilişkin peşin sermaye bağlandığına dair bilgi ve belgeye rastlanmamış olup, davacının hesaplanan maddi tazminatından indirim yapılmayacağı, buna göre davacının 9 ay iyileşme süresi-geçici iş göremezlik dönem %25 kusur yansıtıldığında 8.981,18 TL olduğu, %16 oranında maluliyet-sürekli iş göremezlik dönemi ve %25 kusurlu olması durumunda ise 114.943,95 TL olmak üzere toplam zararının 123.925,13 TL olduğu, sigorta poliçesinin davacı ile hesaplanan maddi tazminatı kapsadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili 11/04/2019 tarihli talep artırım dilekçesiyle, maddi tazminat alacaklarını 2.000 TL’den 121.925,13 TL artırdıklarını, bu talepleri yönünden müddeabih artışı talep ettiklerini, 123.925,13 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sürücü…’tan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte işleten …A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sigortacı …şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsiline, 60.000TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz oranı ile birlikte işleten …A.Ş.ve sürücü…’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, alınan ATK ve bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; 27/08/2014 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile bahse konu kaza mahalli kavşak noktasına geldiği sırada solunda bulunan kavşak yoluna döndüğü esnada idaresindeki aracın sol ön kısımları ile karşı yönden istikamet şeridini takiben gelen davacı sürücü sevk ve idaresindeki …plaka sayılı motosikletin ön kısımları ile çarpışması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığı anlaşılmıştır.
ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin dosya içeriğiyle uyumlu ve hükme esas alınabilir raporu dahilinde oransal şekilde yapılan kusur ayrımının dosya içeriğiyle de uyumlu olduğu değerlendirilmiştir.
ATK….ihtisas kurulu tarafından davacının %16 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Davacı tarafça … plaka sayılı aracın maliki …A.Ş. olduğundan bahisle dava açılmış olup, davalı … vekili davalı şirketin söz konusu aracı uzun süreli kira sözleşmesi ile 36 aylığına dava dışı …’a kiraladığını, işbu davaya konu olan araç açısından kiralama işleminin iki tacir sıfatına haiz şirket arasında ticari bir amaçla yapıldığı gözönüne alındığında kiracının araç üzerindeki fiili hakimiyeti ve araçtan ekonomik olarak yararlanması unsurlarının birlikte gerçekleşmiş olduğunu, bu nedenle davanın davalı şirket açısından pasif husumet ehliyeti eksikliği nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilindiği üzere, 2918 sayılı KTK’nın hükümlerine göre, trafik kaydı işletenin kesin olarak gösteren bir karine değilse de onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Somut olayda, davalının söz konusu aracın işleteni olmadığı, davalı tarafça ibraz edilen uzun dönem (03.05.2013 başlangıç tarihli ve 36 ay süreli) kiralama sözleşmesi ile davalının aracın işletmesini … .A.Ş.’ye devrettiği, araç kira satışına ilişkin fatura kaydının bulunduğu, bu itibarla davalının araç üzerindeki fiili ve ekonomik yararlanma imkanının bulunmadığı dolayısıyla işleten sıfatı bulunmadığından, bu davalı hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir. Keza, trafik kaydına güvenilerek davalı … hakkında işleten olduğu inancıyla dava açıldığından 3.kişilerin … ile dava dışı … Marketçilik arasında imzalanan sözleşmeden haberdar olmaları bu durumda beklenemeyeceğinden hakkında dava açılmasına sebebiyet veren … lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. (Emsal için bkz Yargıtay 17.HD’nin 2013/10570 E., 2014/10824 K. Sayılı kararı).
Öte yandan, … plaka sayılı araç davalı sigorta şirketi nezdinde kaza tarihini de kapsayacak şekilde ZMMS poliçesi ile sigortalanmış olup sigorta şirketinin ve davalı sürücünün meydana gelen zarardan kusur nispetinde 6098 Sayılı TBK 49, 54, 6102 Sayılı TTK 1401 ve 1409. 2918 Sayılı KTK 91., ve devamı maddeleri uyarınca sorumlulukları esastır. Yargıtay 17. H.D. 2015/15598 E. 2018/7298 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere sigorta şirketinin tazmin sorumluluğu geçici dönem iş göremezlik zararını da kapsamaktadır.
Mahkememizce P.M.F. 1931 yaşam tablosu uygulanmak sureti ile kusur ve maluliyet oranları dikkate alınarak yeterli izahatı içerir, denetlenebilir ve hükme esas alınabilir nitelikteki aktüer bilirkişi tarafından hazırlanan rapora göre davacının geçici iş göremezlik zarar tutarı 8.981,18 TL, sürekli iş göremezlik zarar tutarı 123.925,13 TL olarak hesaplanmıştır. Buna göre hesaplanan maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi 27/11/2015 tarihinden itibaren, davalı sürücü yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden; manevi tazminatın hukuki niteliği, bu kapsamda zenginleşmeye meydan vermemesi ve fakat aynı zamanda davacıdaki manevi zararı giderecek nitelikte olması gözönüne alınarak, duyduğu elem’i gidermek bakımından davacı lehine kazanın tarihi, oluş şekli, tarafların kusur durumları, davacının yaşı, yaralanmasının niteliği, maluliyet oranı, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak 7.000 TL manevi tazminatın davalı…’dan kaza tarihi olan 27/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
1-Maddi tazminat yönünden ,
8.981,18-TL geçici iş göremezlik ve 114.943,95 TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 123.925,13 TL maddi tazminatın davalı sigorta yönünden temerrüt tarihi 27/11/2015 tarihinden itibaren, davalı sürücü… yönünden olay tarihi 27/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
2-Manevi tazminat yönünden, 7.000,00 TL manevi tazminatın davalı sürücü…’dan kaza tarihi olan 27/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3-Davalı … A.Ş aleyhine açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
4-Maddi tazminat yönünden;
-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 8.465,32 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 6,84 TL peşin +416,51 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 423,35 TL’nin mahsubu ile bakiye 8.041,97 TL harcın davalılar …A.Ş. şirketinden ve…’tan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 15.722,89 TL vekalet ücretinin davalılar …A.Ş. şirketinden ve…’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Manevi tazminat yönünden;
-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 478,17 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 204,93 TL’nin mahsubu ile bakiye 273,24 TL harcın davalı…’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı…’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Davalı… duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı…’a ödenmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan; 661,78 TL harç, 800 TL bilirkişi ücreti, 566,50 TL ATK ücreti ve 305 TL posta ve diğer masraflar olmak üzere toplam 2.333,28 TL yargılama masrafının kısmen kabul ve red oranında hesaplanan 1.660,92 TL’sinin davalılar …şirketi ile…’dan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davalı… tarafından yapılan 100 TL yargılama masrafının kısmen kabul ve red oranına hesaplanan 28,81 TL’sinin davacıdan alınarak davalı…’a ödenmesine,
9-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır