Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/458 E. 2019/54 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/458
KARAR NO : 2019/54
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/04/2016
KARAR TARİHİ: 24/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin çalışmak amacıyla 1974 yılında Libya’ya gittiğini ve uzun yıllar orada çalıştığını, kazandığı parayı davalı bankanın …şubesinde açtığı … no’lu hesabına kısım kısım şu ana kadar takribi olarak 40.000-USD yatırdığını ve bu paranın günümüz karşılığının 113.000,00-TL olduğunu, bankaya yatırılan paraya ve hesap hareketlerine ilişkin dekont ve evrakların bulunduğunu ancak bankaya yapılan müracaatta müvekkiline “hesabınızda para yok” yanıtının verilmesi nedeniyle mağdur olduğunu beyanla huzurdaki davayı ikame etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı…’in müvekkili banka Beyoğlu şubesindeki hesabına ilişkin mevduat cüzdanındaki son hareket tarihinin 28/08/1979 tarihi olup 37 sene sonra bu hesaba dayanarak hak iddia etmesinin hiçbir temele dayanmadığını, müvekkili bankanın belge saklama yükümlülüğünün ve davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, 10 yıl içerisinde işlem yapılmayan mevduat emanet ve alacakların …’ye devredildiğini, müvekkili bankanın yasal düzenlemeler uyarınca belge saklama yükümlülüğünün sona erdiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; banka eksreleri ve dekont örnekleri, …Bankası A.Ş. Müzekkere cevapları, … Emeklilik Hizmetleri Genel Müd. Yurtdışı Sözleşmeler ve Emeklilik Daire Başkanlığının 02/01/2017 tarihli müzekkere cevabı, TCMB’nin 29/12/2016 tarihli müzekkere cevabı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Dış İlişkiler ve Yurt Dışı İşçi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 22/12/2016 tarihli müzekkere cevabı, Halkbank … şubesinin 19/10/2016 tarihli müzekkere cevabı, İstanbul CBS’nın…Sor. Sayılı dosyası Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, bankacı bilirkişi…’ye tevdii edilen dosyada tanzim olunan 24/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; bankanın zaman ile ilgili prosedürü eksik uyguladığını ve mevduat sahibine bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının TCMB’na devri ile ilgili diğer işlemleri gerçekleştiren davalı bankaca hesap sahibine gönderilmesi gereken ihbar mektubunun gönderilmemesinin eksik uygulama olduğu kanaatiyle 10.402,50-TL olarak hesaplandığını, alacağın varlığının Mahkemece kabulü halinde asıl alacağa dava tarihiyle tahsil tarihi arasında geçen süre için bankaların mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranıyla faiz hesaplanması gerektiğini, bankanın zamanaşımı ile ilgili talebinin sayın Mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; bankacılık işlemi temelinde açılan alacak davasıdır.
Davacı, davalı bankanın Beyoğlu Şubesi’ne kısım kısım yatırmış olduğu toplamda 40.000 USD’nin hesapta karşılığı olmadığını beyanla dava tarihi itibariyle karşılık değeri olduğu ifade edilen 113.000,00 TL’nin tahsilini talep etmektedir.
Davalı bankanın 10 yıl süreyle hareketsiz bırakılan hesabın …’ye devredildiği, bundan kaynaklı olarak bankanın sorumluluğunun bulunmadığına yönelik savunması bilirkişi raporunda konuyla ilgili izlenmesi gereken prosedür ayrıntısıyla değerlendirilmekle; davacının Beyoğlu Şubesi’nde bulunan hesabının son hareket tarihinin 10/06/1980 ve bu hesabın bankanın…Şubesi’ne aktarıldığı toplanan deliller kapsamında sabit görülmekle bu şubedeki ilk hesap hareket tarihinin 29/05/2000 tarihi olarak tespit edildiği, öte yandan banka hesaplarında bulunan paranın 10 yıl boyunca hareketsiz kaldığından bahisle …’ye devrine ilişkin prosedür aşaması özetlenmekle mudiye konuyla ilgili bildirim yapılmamış olmasının ve güncelleştirilmemiş olsa dahi bankada yer alan adres kaydı bilgisi ve bankanın genel sorumluluğu dikkate alındığında aksi yöndeki banka savunmasına itibar edilemeyecek olduğu nazara alınarak mudinin taahhütlü mektupla uyarılması söz konusu olmadığı, en azından banka buna ilişkin bir tebliğ evrakını dosyaya ibraz edemediğinden hukuken geçerli bir devrin bulunmadığının kabulüyle zamanaşımı savunmasına itibar edilemeyeceği takdir edilmiştir.
Davacı banka şubesine 40.000 USD toplamda para yatırıldığını ifade etmiş ise de bu tutarda bir mevduatın bulunduğuna dair yazılı delil ibraz edilmemiştir. Davacı banka hesabına yatan toplam para miktarına yönelik ibraz olunan belgeler ve bilirkişi raporundaki hesap hareketleri karşılaştırıldığında … Şubesi… numaralı hesap dökümüne göre 19/12/1975 ila 28/08/1979 tarihleri arasındaki işlemler itibariyle ayrıca 10/06/1980 tarihli 330 USD tutarlı çek bedeli karşılığı yatan 23.400,00 TL dahil edilmekle TL bazında toplam paranın 50.356,00 TL olduğu görülmektedir. Raporda ayrıca 12/06/1980 tarihi itibariyle hesaptaki para miktarının 50.356,00 TL olduğunu doğrulayan banka yazısı bulunduğu da ifade edilmektedir. Her ne kadar sunulan evraklar nazarında 505 USD tutarlı 1080221 numaralı çek bilgilerine yer verilmekte ise de çekin lehdarının … olarak gözüktüğü ve doğrudan davacının banka hesabına yatırıldığına ilişkin evrak ve kayıt bulunmadığı anlaşılmaktadır…. Şubesinde bulunan davacı hesabı bu yönde bir talimat olmaksızın bankanın Elmadağ Şubesine aktarıldıktan sonra ise yine hesap hareket bilgileri ayrıntısıyla bildirilmekte olup vadeli hesabın 28/06/2004 tarihi itibariyle 2.182.157.362,00 TL miktarında görüldüğü, iş bu bedelin TL’den altı sıfır atılmasından önceki döneme ilişkin olup 31/01/2004 tarihi itibariyle altı sıfır atılma işlemi tatbik edilmekle netice miktarın 2.182,16 TL üzerinden hesaplandığı açıktır. 2.182,16 TL’ye (03/01/2005 karşılığı) vade farkı uygulanmak suretiyle de 10/05/2010 tarihi itibariyle 4.228,02 TL’ye ulaşmıştır. Bilirkişi raporu teknik açıdan dosya kapsamında yer alan delillerle uyumlu ve hükme esas alınabilir niteliktedir. Nihai olarak 4.228,02 TL’ye 10/05/2010 tarihinden itibaren dava tarihine kadar mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı işletilmek suretiyle netice alacak miktarının 10.402,45 TL olduğu sabit görüldüğünden iş bu miktara yönelik olarak davanın kısmen kabulüne hükmedilmesi gerekmiş ve aşağıdaki karar tesis edilmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU :
(1)Davanın KISMEN KABULÜ ile;
10.402,45 TL’nin 26/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek bankaların mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranı uygunlanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 710,59 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.929,76 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.219,17 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Davacı tarafından yapılan; 710,59 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 119,10 TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.463,19 TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 134,69 TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
(4)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(5)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT 13-(2) maddesi uyarınca 10.402,45 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
(6)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
Hakim
¸

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “