Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/431 E. 2019/998 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/431
KARAR NO : 2019/998

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/04/2016
KARAR TARİHİ : 12/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketlerden … ‘nin otomotiv sektöründe yedek parça üretimi yapan bir şirket olduğunu, diğer müvekkili… A.Ş.’nin ise aynı gruba bağlı, otomotiv yedek parçalarını pazarlama ve satışı ile iştigal ettiğini, davalılardan …’nin işyeri otomasyonunda kullanılan bilgisayar programları ve yazılımlarını üreten bir şirket olduğunu, …’nun, ürünlerinin satışı, kurulumu, eğitimi, analizi vs. faaliyetlerini kendi tayin etmiş olduğu ve yine kendisi tarafından “kurumsal iş ortağı” olarak tanıtılıp önerilen firmalar aracılığıyla yaptığını, davalılardan …ŞTl.’nin diğer davalı …’nun kurumsal iş ortağı olduğunu, Müvekkili davacı şirketlerin 2014 yılında, bünyelerindeki üretim ve satış faaliyetlerinde kullanmak üzere … ürünü olan bilgisayar yazılımlarım satın almaya karar verdiklerini, bunun üzerine müvekkili davacıların, … tarafından duyurulan kurumsal iş ortaklarından biri olan …’dan ön analiz çalışma hizmeti aldıklarını, taraflar arasındaki münasebetin bu şekilde başladığını, …’un, müvekkili şirketlerin ihtiyacı olan yazılımları belirlemek amacıyla yaptığı ön analizler sonucunda oluşturduğu ürün listesini 20 Mayıs 2014 tarihinde müvekkili şirket yetkilisine ilettiğini, ön analiz çalışma hizmetine ilişkin 29/04/2014 tarih ve…seri numaralı faturanın düzenlendiğini, müvekkili davacılar ile davalı … arasında, … tarafından fazladan ve haksız olarak talep edilen ek hizmet bedeline ilişkin bir uyuşmazlık doğdunu belirterek, her türlü müspet, menfî, munzam ve sair zararların tazminini talep hakları saklı kalmak üzere; kullanılamayan yazılımlara karşılık 7.900 Amerikan Dolan ve 43.581 TL, alınamayan hizmetlere karşılık 20.700 TL olmak üzere toplam 7.900 Amerikan Doları ve 64.281 TL’nin ödeme tarihlerinden bu yana işlemiş faizi ile birlikte davalılardan alınarak müvekkil şirketlere verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacılar ile yaptığı projede de aynı özveriyi gösterdiğini ve tüm yükümlülüklerini fazlasıyla yerine getirmiş olmasına rağmen davacılann hukuka aykırı talepleriyle karşılaştığını, davanın, bilgisayar programlarının davacıların sistemine entegrasyonu ile ilgili olduğunu ve bilgisayar programlarının FSEK kapsamında korunduğunu, dava konusu ihtilafa bakmakla görevli mahkemenin İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davacıların, şirketlerine göndermiş olduğu herhangi bir fesih ihtarının bulunmadığını, davacıların kurulan yazılım sistemini halen kullandığını, yazılım sisteminin kendilerine, imzalanan 01/07/2014 tarihli Protokoldeki “Proje Protokolü” şartlara uygun şekilde ve çalışmaya hazır halde teslim edildiğini, protokolü feshetmeyen davacıların feshe bağlı taleplerde bulunmasının kanuna ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, davacının yazılımları ve kurulan sistemi kullanmaya devam ettiğinden yazılım lisans bedellerini veya verilen hizmetle ilgili bedellerin iadesini talep edemeyeceğini, bu nedenle davanın öncelikle usul yönünden reddini talep ettiklerini, davacının davasına konu ettiği “donanım”, “kullanılmayan yazılım ve “alınamayan hizmet” bedellerine nasıl ulaşıldığını ve hangi belgeye dayandığını dava dilekçesinin hiçbir yerinde açıklanmadığını, davacının talebini dava dilekçesinde açık ve anlaşılır şekilde dile getirmediğini belirterek, öncelikle görevsizlik kararı verilmesine, dava konusu alacak talebi net olarak açıklanmadığından ve sözleşme feshedilmeden feshe bağlı alacak iddiasında bulunulduğundan davanın bu sebeplerden usulden reddine, müvekkili şirkete yöneltilen iddia ve taleplerin hukuki dayanağı bulunmadığından davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
(3) Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketlerin, diğer davalı … ile imzalamış oldukları yazılım proje sözleşmesinde sorunlar yaşandığını ve hizmetlerin ilgili sözleşmeye uygun verilmediğini belirtip; müvekkili şirketin çözüm ortağının yapmış olduğu projeden sorumlu olduğunu iddia ederek müvekkili şirketten 87.000-TL talep ettiklerini, davanın, Bilgisayar Programı Kullanma Lisans Satışı ve kullanma lisansı satışı yapılan bilgisayar programlarının davacı müşterilerin sistemine entegrasyonu ile ilgili olduğunu, dava konusu bilgisayar programlarının Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında “eser” olarak korunduğundan ve ihtilafın uzman mahkeme tarafından incelenmesi gerektiğinden; dava konusu ihtilafa bakmakla görevli mahkemenin İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğunu, tarafların iş planında, kendilerine düşen yükümlükleri zamanında yerine getirdiklerini, proje kapsamına uygun hareket ettiklerini, davacıların proje protokolünde mutabık kaldıkları konuları, ihtiyaçlarını ve proje kapsam ve ücretlendirme modelini değiştirmeye çalıştıklarını, davacıların üretim modülü dahil, kullanma lisansını satın aldığı yazılımı sorunsuz kullanan yüzlerce firma varken, ortaya çıkan sorunların kendisinden kaynaklandığını görmezden geldiğini, dosyaya sunulan delillerden, davacıların protokol kapsamına olmayan hizmetleri de protokol kapsamına ek bedel ödemeden talep ettiklerinin anlaşıldığını belirterek, müvekkili şirkete karşı açılan davanın öncelikle aktif husumet yönünden reddine, davaya bakmakla görevli mahkeme İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğundan görevsizlik kararı verilmesine, sözleşme feshedilmeden açılan davada ancak “feshe bağlı olarak talep edilebilecek taleplerde bulunulduğundan ve talep edilen alacak kalemleri açıklanmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup, İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası uyap üzerinden celp olunmuş, tarafların bildirdiği diğer deliller Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Davacının iddiaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi
için bilirkişiler Prof. Dr. …, Mali Müşavir…, Dr. Öğretim Üyesi …a tevdi edilmiş olup, tanzim olunan 07/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Teknik değerlendirmeler neticesinde davacılar tarafından davalılardan satın alınan ve davacı tarafça kullanılmayan ürünlerle ilgili olarak davacı tarafından talep edilebilecek alacak tutarının; davalı … şirketinden, ödenen 20.700,00 TL ve kullanılamayan donanımlar için ödenen 7.900 Amerikan Dolan tutarında, davalı …şirketinden 43.581,00 TL tutarında olduğunun kabul edilmesinin gerektiği, davalıların dava tarihine kadar temerrüde düşürüldüğüne yönelik olarak dosyada herhangi bir belge olmadığından davalıların dava tarihine kadar temerrüde düşürüldüğü yönünde bir tespit yapılamadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
(3)Taraf itirazlarının ayrıntılı ve çelişkiye mahal vermeyecek şekilde açıklamak üzere ek rapor alınmasına karar verilmiş, aynı bilirkişilerden alınan 12/06/2019 tarihli ek raporda özetle; teknik olarak kök raporlarındaki görüş ve kanaatlerinde bir değişiklik olmadığını, yanlış hesaplama hususunda davacıların dilekçesindeki tutar farklılığından dolayı yanlışlık olduğu, talep edilen tutarın 68.740,26 TL olduğu, ama bunun içinden davacılar tarafından ödenmeyen yani eksik olan sistemin çalışması için gerekli olan 20.720,00 TL de olduğu, yani davacıların asıl ödediği ve talep edebileceği tutarın 68.740,26 TL – 20.720,00 TL = 48.020,00 TL olduğu, Mahkemece sistemin çalıştırılması için gereken tutarın da ödenmesi gerektiği yönünde karar verilirse o zaman davacılara 20.720,00 TL ücretin ödenmesi gerektiğini, Hukukçu bilirkişinin bir mahkemenin görevli veya yetkili olduğu veya olmadığı konusunda mütaala vermesinin hukuken mümkün olmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.

(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; bilgisayar yazılımının satın alınmasından kaynaklı ayıp iddiasına dayandırılarak açılan tazminat davasıdır.
Uyuşmazlık; sözleşme kapsamında söz konusu yazılım programının sağlayacağı hizmetin vaad edildiği şekilde ifa edilmemesi iddiasına dayandırılarak davacıların sözleşme konusu ürün ile sunulan hizmetten faydalanıp faydalanamadığı ve buna karşılık olarak talep olunan bedelin iadesi isteminin yerinde olup olmadığının tespitine yöneliktir.
Görev itirazı; somut olay dahilinde fikri sinai anlamda bir hak dava mevzusu olmayıp, satım akdinden kaynaklı olarak zarar tazmini istendiğinden yerinde görülmemiştir.
Davacı firmalar ile davalı … firması arasında imza edilen 01/07/2014 tarihli proje protokolü ve satım konusu yazılım programının analiz, uygulama ve eğitim hizmetlerinin davalı …firması tarafından verilecek olması dikkate alınarak davacıların taleplerini müştereken ileri sürmelerinde hukuki menfaatleri bulunduğu kabul edilerek davalıların mali sorumlulukları ayrı ayrı değerlendirilmiştir. İş bu sözleşme dahilinde satım ilişkisinin gerçekleşmesinden sonra davalı …tarafından verilecek kurulum, uygulama ve eğitim hizmetinin sözleşmenin mahiyetini değiştirmediği anlaşılmaktadır. Sözleşme dahilinde yazılım hizmetinin iddia olunduğu üzere gerektiği şekilde davacılara sunulup sunulmadığı, ürünün kullanılıp kullanılamadığı, özetle ayıplı ifanın söz konusu olup olmadığının tespiti noktasında konu HMK 266-(1) maddesince teknik incelemeyi gerektirmektedir. Bu noktada sunulan asıl ve mevcut itirazları karşılar mahiyetteki ek bilirkişi heyet raporları dosya içeriğiyle uyumlu, denetlenebilir ve hükme esas alınabilir nitelikte görülmüştür.
Varılan nihai kanaate göre; davalılar tarafından davacılara satılan ürünlerin hazır paket program oldukları ve bunların sistemsel olarak çalıştırılabilmesi için sektörüne göre entegrasyonunun ve yazılım geliştirmelerinin yapılması gerektiği, bunlar olmadan sistemin çalışamayacağı, davalıların ifa yükümlülüklerine aykırı olarak yazılım geliştirmelerini yapmadıkları, davalı …firmasının husumet itirazının sözleşme konusu ürünün satımına yönelik fatura düzenlemesi ve kurulumun işler hale getirilmesinden firmanın sorumlu olacağı noktasında tereddüt bulunmaması sebebiyle haklı ve kabul edilebilir bulunmaması, teknik olarak mahallinde icra edilen keşif sonrası yapılan analiz neticesinde belirtildiği üzere davalı …’un bilgilendirme ve yönlendirmesi sonucunda davacının belirtilen yazılım ürünlerini davalı …firmasında satın aldığı, sözleşmenin bu minvalde hazırlanmış olmasına rağmen ihtiyaç olarak belirlenen ürün ve hizmetler davacı tarafça satın alınmış olmasına ve işe başlanmış olmasına rağmen davalı tarafça mevcut durum itibariyle belirlenen hazır paket programlarla istenilen işin yapılmayacağı ve sistemin gerektiği şekilde çalıştırılabilmesi için öngörülen yeni ihtiyaç listesi ve bedelinin talep edilmiş olmasının sözleşme hükümlerine aykırılık oluşturacağı, netice itibariyle mevcut paket programların beklenilen hizmeti sağlamadığı ve davalının satıma bağlı entegrasyon işlemlerini gerçekleştirilmediği bunun yeni ürün ve hizmet alımına bağlı olacağını bildirmiş olmasının ifa yükümlülüğüne aykırı olduğunun ayrıca satım konusu ürünün sağlayacağı hizmetin bu surette ayıplı olduğunun ve ayıp ihbarının protokolün imza edilmesinin hemen akabinde taraflar arasında yapılan yazışma ve cevabi mailler kapsamında süresi dahilinde olduğunun kabulü gerektiği, buna bağlı olarak satım konusu yazılım programı kapsamında yapılması gereken sözleşme kaynaklı hizmetlerin verilmemesi ve programın gerektiği şekilde kullanılamaması nedeniyle ayıp unsuru kabul edildiğinden davacının söz konusu ürünün iadesi karşılığında teknik açıdan yapılan tespit nazarında dava konusu yazılımların birbirini tamamlıyor olması ve sistem üzerinde bir modülün dahi çalışmaması halinde satın alınan sitemin tümden çalışmasının mümkün olamayacağı belirtildiğinden hükmedilecek tazmin miktarında davacı tarafın kullanımına bağlı olarak herhangi bir indirim yapılmasına yer olmadığı kanaatiyle mali kayıtlar bazında ayrı ayrı hükme bağlanmak suretiyle davalı … firmasına ödenen 20.700 TL ve kullanılamayan donanım karşılığı olduğu ifade edilen 7.900 USD ile davalı …firmasından satın alınan 43.581,00 TL’nin davalılardan tahsiliyle davacılara verilmesine yönelik davanın kısmen kabulüne dair neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

(IV) HÜKÜM SONUCU :
(1) Davalı … Yönünden; davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile;
20.700,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans ve 7.900-USD’nin 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca merkez Bankasının USD cinsi 1 yıllık vadeli mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle adı geçen davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine, bu davalı yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
(2)Davalı … Yönünden; davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile;
43.581,00-TL’nin dava tarihinden itibaren uygulanacak avans faiziyle birlikte adı geçen davalıdan tahsiliyle davacılara verilmesine, bu davalı yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
(3)Dava konusu yazılım programının davacıdan aynen alınarak davalı … A.Ş.’ye iadesine,
(4)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 5.934,43 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.485,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.448,68 TL harcın 2.224,34 TL’sinin davalı … , 2.224,34 TL’sinin davalı …’den tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
(5)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen miktarı itibariyle AAÜT uyarınca 9.700,00 TL vekalet ücretinin 4.850,00 TL’sinin davalı … , 4.850,00 TL’sinin davalı …’den tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(6)Davacı tarafından yapılan; 1.485,75 TL peşin harç, 8,60 TL vekalet harcı, 29,20 TL başvuru harcı, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 266,00 TL tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 4.189,55 TL yargılama masrafından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 4.183,53 TL netice yargılama masrafının 2.091,77 TL’sinin davalı … , 2.091,77 TL’sinin davalı …’den tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
(7)Davalı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden bu davalı yönünden reddedilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 6.466 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak adı geçen davalı tarafa verilmesine,
(8)Davalı …duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden bu davalı yönünden reddedilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 6.428 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak adı geçen davalı tarafa verilmesine,
(9)Davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(10)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”