Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/375 E. 2018/150 K. 07.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 05/01/2016
KARAR TARİHİ : 13/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacı aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, takip dosyasındaki takip dayanağının … vadeli 150.000 TL bedelli ve … vadeli 150.000 TL bedelli iki adet çek olduğunu, takibe karşı iptali için İstanbul …İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında dava açıldığını, yargılama sonucunda davanın kabulü ile takibin iptaline ve konulan tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, verilen kararın Yargıtay …Hukuk Dairesi tarafından onandığını, ayrıca davalı tarafından yapılan başvuru ile takip konusu çeklere ilişkin İstanbul ….Ticaret Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasından 02/12/2013 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiğini, bu kararın yine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında işleme konulduğunu, karara karşı İstanbul …Ticaret Mahkemesinin 2013/531 D.iş sayılı dosyasında itiraz ettiklerini, itiraz değerlendirilerek 18/12/2013 tarihinde itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiğini, davalı tarafından karar temyiz edilmiş ise de Yargıtay … Hukuk Dairesi tarafından ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına yönelik kararın onandığını, Yargıtay ….Hukuk Dairesinin … esas, 2014/165 karar sayılı ve 13/01/2014 tarihli kararında açık olduğu üzere haciz tarihinde bir alacak bulunmaması ve haksız ihtiyati haciz nedeniyle başlatılan takipten ve yapılan hacizlerden davalının sorumlu olduğunu, Yargıtay ….Hukuk Dairesinin … tarihli … esas ve … karar sayılı kararında ise “haksız ihtiyati hacizden doğan maddi zarara dayalı sorumluluk, kusursuz sorumluluktur. ….ihtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa alacaklı kusurlu olmasa dahi zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. ….manevi tazminat yönünden 818 sayılı BK.nun 49.maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. ….haksız yere bir kimsenin mallarının haczettirilmesi, o kimsenin ticari itibarına saldırı teşkil eden ve BK.nın 49.maddesi gereğince manevi tazminatla sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır. Davalının haciz tarihi itibarıyle gerçekte alacaklı olup olmadığının incelenmesi ve neticede de davalının gerçekten alacaklı olmadığı halde, ihtiyati haciz uygulattığı sonucuna varılması halinde, manevi tazminat isteminin ilke olarak kabulü gerekir.” denildiğini, icra takibine ve ihtiyati haciz kararına ilişkin olarak hukuki yollara başvurulan süreçte, davalı tarafından davacı firma mallarının haczedildiğini ve yedi emin deposuna alındığını, davacı hakkında haksız takip başlatan davalı tarafından davacı firmanın faal olarak çalıştığı şantiye de haciz yapıldığı ve malların kaldırıldığını, malların davalı tarafından haciz ve muhafaza edilmesinin davacı firmanın faal olan şantiyesinde inşaat işinin icrasını engelleyerek durdurma noktasına kadar getirdiğini ve bu şekilde davacının maddi zararına sebebiyet verdiğini, bunun dışında ihtiyati haciz kararının kaldırılması ve takibin iptal edilmesi ile davacının faal olarak çalıştığı şantiyeden haciz ve muhafaza edilen inşaat malzemelerinin ve ofis eşyalarının kaldırılan yedi emin deposundan geri alınması ve şantiye alanına getirilmesi için davacı firma tarafından birçok masraf yapıldığını, faal bir şantiyede, yanlızca işi yüklenen firmaların değil bu firmaların taşeronları ve alt yüklenici olarak birçok firmanın iş yaptığını, yapılan hacizler neticesinde davacı firmanın itibarının şantiyedeki bütün firmaların gözünde zedelendiğini, ayrıca davacının Ankara ofisinde de hacze gelinerek ofis eşyalarının haczedilerek muhafaza edildiğini, davalı tarafın haciz tarihinde mevcut bulunmayan bir alacağa dayanarak haksız bir ihtiyati haciz kararı ile art niyetli olarak davacının mallarını haczettiğini, yine Ankara ofisinde yapılan haciz sonucu muhafaza edilen malların ihtiyati haciz kararı ve takibin iptali sonucu geri alınması içinde davacı tarafından birçok masraf yapıldığını, tüm bu haciz işlemlerinin davacı şirketin çok güç koşullarda çalışmasına neden olduğunu, gerek Ankara ofisinde gerekse faal şantiyede yapılan haczin şirket içindeki düzen ve elemanların çalışma koşullarını ve işyeri huzurunu bozduğunu, ihtiyati haciz kararının ve icra takibinin iptal ettirilmesi sürecinde davacının itibarının zedelendiğini ve manevi olarak zarar gördüğünü, ayrıca hacizler neticesinde İstanbul Sarıyer şantiyesinde işçilerin çalışamamasına karşın kendilerine ücret ödendiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun … esas, … karar ve 20/12/2013 tarihli kararında belirtildiği üzere ihtiyati haciz talep eden tarafın haczin haksız çıkması halinde karşı tarafın ve 3.şahısların zararlarını karşılamak ve bunun güvencesi olarak teminat vermek zorunda olduğunu, haksiz ihtiyati haciz kararı ve haksız hacizler sonucunda oluşan maddi ve manevi zarardan davalının sorumlu olduğunu, bu nedenlerle haciz tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınmasına, şimdilik 18.370,85 TL maddi tazminatın haciz tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı tarafından İstanbul ….Ticaret Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasına verilen %15 teminatın davalıya iade edilmemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı adına İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasından usulüne uygun olarak ihtiyati haciz kararı alınmış olup, itiraz üzerine bu kararın kaldırılmasının davalının bu kararı almada kusurlu olduğu anlamına gelmediğini, alınan ihtiyati haciz kararından sonra yasal süresinde davacı şirketin borçlu olduğu İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyasından esas takibe geçildiğini ve bu takibe davacı tarafından itiraz edildiğini, İstanbul …İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında incelenen icra takibinin ihtiyati hacze itirazın kabul edilmesi ile aynı gerekçelerle iptal edildiğini, mahkemenin davalı hakkında herhangi bir kusur araştırması yapmadığı gibi gerekçeli kararda davalının kötü niyetli olduğunu belirten herhangi bir ibare bulunmadığını, vadesi gelmemiş bir alacağın icra takibine konu olmasında Asliye Ticaret Mahkemesi kararını da örnek alarak takibin iptaline karar veren İstanbul …İcra Hukuk Mahkemesinin sadece kambiyo senedinin vadesinin gelip gelmediği konusunda araştırma yaparak usuli bir karar verdiğini, davalı aleyhine sonuçlanan davalara ait kararlarda davalının kusurlu yada kötü niyetli olduğunu gösteren hiçbir husus bulunmadığını, davacının takibe konu çeklerde borçlu olup olmadığı konusunda bir mahkeme kararı bulunmaması nedeniyle, davalının başlattığı ve iptal edilen ihtiyati haciz ve icra takibinin haksız olduğu konusunda herhangi bir kanaat olmadığını, ihtiyati haciz kararının haksız olup olmadığının esas hakkında verilen hükme göre belirleneceğini, bu bakımdan davacı esas hakkında bir dava açmadan ve bu dava sonuçlanmadan ve bu davada verilen hüküm kesinleşmeden ihtiyati haczin haksız olup olmadığının kesin olarak anlaşılamayacağını, zararın tazmin edilebilmesi için ihtiyati haciz kararı alanın kusurlu olduğunun ispatının gerektiğini, ihtiyati hacizden kaynaklanan tazminat davasının kusursuz sorumluluk olduğuna ilişkin bir hükmün kanunda yer almadığını, dolayısı ile buradaki sorumluluğun
kusura dayanan sorumluluk olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, davacnın haciz yolluğu, araç ücreti, nakliye ve mobilya montaj bedellerinin davalıya isnat edilmesinin mümkün olmadığını, bununla beraber davacının haczedilen malların nakliyesi için fahiş rakamlar talep etmesinin de hukuken mümkün olmadığını, davacının öncelikle bu zararlar ile davalının işlemleri arasında illiyet bağının mevcudiyetini ispatlaması gerektiğini, hacizler neticesinde işçilerin çalışamamalarına karşın kendilerine ücret ödenmesi ve bunları davalının tazmin etmesinin talep edilmesinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi hukuken de kabulünün mümkün olmadığını, davacının bir takım malların haczi sebebiyle 56 işçisini çalıştırmadıkları ve buna rağmen para ödedikleri düşüncesinin hukuki olarak hiçbir dayanağının olmadığını, davacının iddia ettiği maddi zararların hepsinin belirlenebilir durumda olması ve belgelendirilmesi gerektiği gözönüne alındığında, davasını kısmi dava ya da belirsiz alacak davası şeklinde açmasının mümkün olmadığını, davacı manevi tazminat talep etmiş ise de ne şekilde manevi zarara uğradığı konusunda bir açıklama yapılmadığını, illiyet bağının mevcut olmadığı gözönüne alındığında talebin reddi gerektiğini, bir an için manevi tazminat şartlarının oluştuğu kabul edilse dahi yüksek mahkeme içtihatlarında da kabul edildiği üzere manevi tazminatın bir taraf zenginleştirici, diğer tarafı ise fakirleştirici miktarda fahiş olarak belirlenemeyeceğini ve manevi zararın tazmininden öte bir kazanç kaynağı olarak kabul edilemeyeceğini, davacının İstanbul …Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasındaki teminatın iadesine karar verecek olan merci ihtiyati haciz kararını veren mahkeme olmakla beraber davacının bu talebinin ihtiyati tedbir niteliğinde olduğunu, mahkemenin bu doğrultuda bir tedbir kararı vermesinin mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, mahkemenin aksi kanatte olması halinde davacının taleplerinin, davacıdan olan alacaktan takas ve mahsup edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 06/09/2016 tarihli cevaba cevap dilekçesi ile; dava dilekçesinde talep ettikleri 18.370,85 TL maddi tazminat taleplerini 44.830 TL artırarak 63.200,85 TL.nin haciz tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah harcını yatırmıştır .
Dosya mevcut bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi amacıyla inşaat mühendisi ve aktüer bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, düzenlenen 25/05/2017 tarihli raporda; haciz edilen malların geri alınması için icra dosyasına yapılan ödemeler ile hacizli malların nakliyesi için yapılan harcama tutarlarının 15.870,85 TL olduğu, hacizli malların yeddi emin ücretlerinin 16.830 TL olduğu, 14/12/2013-26/12/2013 tarihleri arası çalışmayan dönem işçi ücretlerinin 21.707,51 TL olduğu belirtilmiştir.
Dosya taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda ek rapor tanzim edilmesi için raporu sunan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 12/12/2017 tarihli ek raporda; davacı tarafın itirazları kapsamında; gerçektende çalışan bir işçinin işverene maliyetinin sadece işçinin eline ödenen net tutar olmadığı, bununla birlikte işverenin bu işçi için SGK, çeşitli vergiler, vb.ek maliyetlerinin olduğu gözönüne alındığında, söz konusu işçilerin çalışılamayan günler olan 12 günlük süreçte brüt ücret üzerinden masrafının hesaplanması gerekeceği ve bu durumda işçilerin bu 12 günlük süreçte brüt ücret üzerinden toplam masrafının 30.363,96 TL olarak hesaplanabileceği, davalı taraf itirazları kapsamında; dava dosyasına sunulan belgeler ile de desteklendiği üzere dava dosyası içerisinde bulunan 25/12/2013 tarihli teslim tutanağı belgesinden şantiyedeki muhtelif malzemelerin 14/12/2013 ve 15/12/2013 tarihlerinde hazcedildiği ve şantiyeden götürülmüş olduğu, dava dosyasına sunulan … Nakliyat’a ait faturadan bu malların 26/12/2013 tarihinde şantiyeye geri naklediklerinin anlaşıldığı, işçilerin malzemelerinin bu süreçte şantiyede olmaması nedeniyle bu 12 günlük süreçte boş yattıkları ve bu nedenle davacının çalışmayan işçilere boşuna para ödemiş olduğu, kök raporun dava dosyasına sunulan ilgili evrakların incelenmesi ve dava konusu ile ilgili olduğu anlaşılan masrafların toplanması yolu ile davacı şirketin nihai ve gerçek maddi zararının hesaplanması şeklinde düzenlendiğini, davalının hesaplanan bu zarar toplamından sorumlu olup olmadığının nihai takdirinin mahkemeye ait olduğunu, kök raporda hesaplaması yapılan nakliye bedellerinin tamamen dava dosyasına sunulmuş belge ve evraklara dayanmakta olup, söz konusu nakliye bedellerinin konu olan malların nakli için fahiş olmadığı, sonuç olarak haciz edilen malların geri alınması için icra dosyasına yapılan ödemeler ile hacizli malların nakliyesi için yapılan harcama tutarlarının 15.870,85 TL olduğu, hacizli maların yedi emin ücretlerinin 16.830 TL olduğu, 14/12/2013-26/12/2013 tarihleri arasında çalışamayan dönem işçi ücretlerinin brüt olarak 30.363,96 TL olduğu, bilirkişi heyetlerinin uzmanlık alanı dışında kalan hususlar ile ilgili takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili 26/01/2018 tarihli dilekçesi ile; alınan bilirkişi raporu ve ek rapor doğrultusunda hacizli malların nakliye bedeli olarak … Nakliyat firmasının 26/12/2013 tarihli 12.980 TL faturası gereği, nakliye bedelinin 12.980 TL.sinin 26/12/2013 tarihinden itibaren, bakiyesi 2.890,85 TL.sinin dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline, hacizli malların yediemin ücreti olarak 2.000 TL olan taleplerini rapor doğrultusunda 16.830 TL olarak ıslah ettiklerini, buna göre … Bankası A.Ş.nin 27/12/2013 tarihli yeddi emin ücreti içerikli dekontu gereği 15.030 TL.sinin 27/12/2013 tarihinden itibaren, … Bankası A.Ş.nin 20/01/2014 tarihli yeddi emin ücreti içerikli dekontu gereği 1.800 TL.sinin 20/01/2014 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline, çalışamayan işçi ücretleri olarak 500 TL olan taleplerini 30.500 TL olarak ıslah ettiklerini, buna göre davalının eylemi haksız fiil olması nedeniyle 30.500 TL.nin çalışılamayan dönem sonu olan 26/12/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline, yine haksız fiil tarihi olan 15/12/2013 tarihinden itibaren 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah harcını yatırmıştır.
İş bu dava haksız haciz sebebiyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazminine ilişkindir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası sureti dosya içerisine alınmış incelendiğinde İstanbul … ATM’nin … tarih … D.İŞ esas … D.İŞ karar sayılı ihtiyati haciz haciz kararına istinaden davacı … İNŞ.. Ve dava dışı ….. İle … hakkında takip başlatıldığı, davacı hakkında 14/12/2013 ve 15/12/2013 tarihlerinde haciz işleminin uygulandığı 204 bağ muhtelif ebatlarda demirin inşaat demirin haczedildiği ve muhafaza altına alındığı davacının müracaatı sonrası verilen karar üzerine muhafaza altına alınan malların 25/12/2013 tarihinde muhafaza altına alındığı yerden alınarak davacıya teslimine karar verildiği anlaşılmıştır.
İstanbul … ATM’nin … tarih … D.İŞ esas … D.İŞ karar sayılı ihtiyati haciz haciz kararının davacı tarafından yapılan itiraz üzerine 18/12/2013 tarihinde kaldırıldığı ve verilen kararın yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
İstanbul …. İcra Mahkemesinin … tarih … esas … karar sayılı dava dosyası dosya içerisine alınmış incelendiğinde; davanın şikayet davası olduğu taraflarının mevcut dosya tarafları ile aynı olduğu, İstanbul … ATM’nin … tarih … D.İŞ esas … D.İŞ karar sayılı ihtiyati haciz haciz kararı ile takibe konu edilen … keşide tarihli 150.000,00 TL ve … keşide tarihli 150.000,00 TL’lik çeklere dayalı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasındaki takibin çeklerin vadesinden önce takibe konu edildiğinden bahisle takibin iptaline ve tüm hacizlerin fekkine karar verildiği iş bu kararın Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih … esas … karar sayılı kararı ile kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davalının davacı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyasında vadesi henüz gelmemiş olan … vadeli 150.000 TL bedelli ve 10/05/2014 vadeli 150.000 TL bedelli iki adet çek üzerinden kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla takip başlattığı, davacının takibe karşı iptali için İstanbul …İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/1010 esas sayılı dosyasında açmış olduğu davanın kabulü ile takibin iptaline ve konulan tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, verilen kararın Yargıtay 12.Hukuk Dairesi tarafından onandığını, yine davalı tarafından yapılan başvuru ile takip konusu çeklere ilişkin İstanbul ….Ticaret Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasından 02/12/2013 tarihinde ihtiyati haciz kararı alınarak bu kararın yine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında işleme konulduğu, karara karşı İstanbul …Ticaret Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasında davacının itirazı üzerine 18/12/2013 tarihinde itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiğini ve bu kararın da Yargıtay incelemesinden geçerek onandığı, şu hale göre yapılan takibin haksızlığının yargıtay incelemesinden geçen mahkeme kararları ile sabit hale geldiği, davacının iş bu davayı açarak haksız haciz sebebiyle maddi ve manevi zararının giderilmesini talep ettiği, dosyaya sunulan masraf belgeleri ve işçilere ait kayıtlar üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda dosyaya sunulan son rapora göre davacının … tarihinde 15.030,00 TL yediemin ücreti ödemesi yaptığı, yine 20/01/2014 tarihinde 1.800,00 TL yediemin ücreti ödemesi yaptığı, hacizli mal nakliyesine yönelik 26/12/2013 tarihinde 12.980,00 TL ödeme yaptığı, 2.890,85 TL haciz masrafının bulunduğu ayrıca muhafaza işlemi sebebiyle çalışılamayan dönemde 30.363,96 TL işçi ücret ödemesinden kaynaklı zararının bulunduğu, her ne kadar işçi ücretleri yönünden işçilerin başka inşaatlarda görevlendirilebileceği yada başka çalışmalarda görevlendirilebileceği değerlendirilebilir ise de haciz ve muhafaza işleminin süresinin kısa olması bu süre içerinde tekrar başka işlerde değerlendirilme durumunun kabulünün mümkün olmadığı, muhafaza altına alınan demirin inşaatın başlangıç aşamasında olduğu dikkate alındığında demir olmaksızın inşaata devam olunamayacağı dikkate alınarak rapor doğrultusunda ve haciz masrafı yönünden faiz başlangıç tarihi taleple bağlı kalınarak -dava tarihi baz alınarak değerlendirilmek suretiyle- davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş yine manevi tazminat talebi yönünden haksız hacze dayalı muhafaza işleminin inşaat sahasında başka firmaların da bulunduğu ortamda gerçekleştirildiği göz önünde bulundurulduğunda davacının kişilik haklarının zarar gördüğü manevi tazminat şartlarının oluştuğu talep edilen manevi tazminat miktarının makul olduğu dikkate alınarak bu yöndeki talebin tam kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 15.030,00 TL yediemin ücretinin 27/12/2013 tarihinden, 1.800,00 TL yediemin ücretinin 20/01/2014 tarihinden, hacizli mal nakliyesine yönelik 12.980,00 TL’ nin 26/12/2013 tarihinden, 2.890,85 TL bakiye haciz masraf alacağının dava tarihinden, işçi alacağına yönelik olarak 30.363,96 TL nin 26/12/2013 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat davasının KABULÜ ile 10.000,00 TL nin 15/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 4.506,32 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 1.882,53 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 1.879,05 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Maddi tazminat yönünden;
-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT sine göre tespit olunan 7.287,04 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
-Davalı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT 13/2 maddesine göre tespit olunan 136,04 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Manevi tazminat yönünden;
-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT sine göre tespit olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …