Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/344 E. 2018/166 K. 12.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/344 Esas
KARAR NO : 2018/166
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/03/2016
KARAR TARİHİ : 12/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, 07/10/2015 günü … İli …İlçesi … Köyü mevkiinde meydana gelen tek taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza neticesinde davacının ağır bir şekilde yaralandığını, davacının söz konusu araçta kaza anında yolcu olarak bulunmakta olup, kusuru bulunmadığını, kazaya neden olan … plakalı aracın geçerli …nolu poliçe ile zorunlu mali sorumluluk trafik sigortasının davalı tarafından yaptırılmış olmasından dolayı, davacının tamamen kusursuz olduğu dikkate alınarak zorunlu mali sorumluluk sigortasından maddi tazminat ve tedavi iderlerinin istendiğini, davalı sigorta şirketinin kaza tarihinde yürürlükte olan limite ilişkin maddi tazminatın 290.000TL olduğunu, ancak bu sorumluluğun içine işleyecek olan temerrüt faizi, vekalet ücreti , yargılama giderleri ve olası icra giderlerinin dahil olmadığını, bu sebeple bu hususlarda oluşan giderler belirtilen limiti geçse dahi davalı şirketin sorumluluğunun devam ettiğini beyanla, haklı davanın kabulü ile, tahkikat sonucunda davacının zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 1.000TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davalı sigorta şirketinin poliçeden kaynaklanan maddi tazminat talebinden doğan sorumluluğunun, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bu tür poliçeler ile üçüncü kişiler için haksız zenginleşmenin bir yolu olmayıp, bu şahısların maruz kaldıkları gerçek zararın teminat altına alındığını, sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusuru kabul etmediklerini, kusur durumunun tespitinin gerektiğini, sürücülerin kusur durumunun, davacının sakat kalıp kalmadığı ve sakatlık oranının tespiti gerektiğii, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, davalı tarafça tazmin edilecek olan gerçek zararın davacının vücut bütünlüğü kaybı oranı değil, meslekte kazanma gücünün daimi kaybı oranındaki gerçek maddi zarar olduğunu, davalının temerrüde düşmediği gibi, dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, başvuru sahibi tarafından davalı tarafa başvuruda bulunmuş olmasına rağmen, davalı şirket tarafından tazminat hesabı yapmaya yarayacak evrakların eksiksiz olarak davalı tarafa iletilmediğini, bu nedenle davalının temerrüdünden bahsedilemeyeceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, trafik kazası tespit tutanağı, … poliçesi, ehliyet, kimlik ve ruhsat fotokopileri,… Hastanesi tedavi evrakları ve epikriz raporu, … Cumhuriyet Başsavcılığının … sor nolu dosyasına ait … tarihli karar, hizmet cetveli dökümleri, ödeme ile ilgili belge,davacının sosyal ve ekonomik durum araştırması, … Üniversitesi Hastanesinden gönderilen radyoloji cdsi celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş olup, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3.İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen 18/12/2017/27811 karar sayılı adli tıp raporunda; davacının 07/10/2015 tarihnide geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığını, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceğini belirtmişlerdir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim olunan 28/12/2017 tarihli raporda ise; sürücü …’nun %40 oranında kusurlu olduğunu, yola çıkn başıboş köpeğin %60 oranıda etken olduğunu belirtmişlerdir.Adli tıp raporları taraflara usulune uygun tebliğ edilmiştir.
Davalı vekili tarafından 17/11/2017 tarihli dilekçesi ekinde sulh protokolünü sunarak, tarafların sulh olduğunu, sulh çerçevesinde davacı vekiline ve davacıya toplam 32.019TL ibraname mukabilinde ödendiğini, vekalet ücretinin ve dava masraflarının sulh dahilinde ödendiğinden bu hususlada karar verilmesine yer olmadığına, harç ve masrafların davacı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili ise 23/01/2018 tarihli dilekçesi ile, davadan feragat ettiklerini, herhangi bir yargılama masrafı ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan etmiştir.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmıştır. Feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinin de incelenmesinde feragata yetkili olduğu görülmekle; davacı tarafından açılan iş bu davanın vaki feragati nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekillerinin beyanları nazara alınarak vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, yapılan masrafların taraflar üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasınından feragati nedeniyle HMK 307 ve 311. maddeleri uyarınca feragat uyarınca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90TL karar harcının peşin alınan 29,20TLnin mahsubu ile bakiye 6,70TLnin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Taraf vekillerinin beyanları nazara alınarak vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, yapılan yargılama giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
Hakim