Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/327 E. 2020/45 K. 20.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/327
KARAR NO : 2020/45

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2016
KARAR TARİHİ : 20/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin … olmak üzere birçok markasıyla mobil ödeme ve mobil cüzdanı kullanarak alternatif ödeme yönteki sunan mobil ödeme firması olduğunu, davacı şirketin müşterilerinin ürün ve hizmetleri için aldıkları bedellerin tahsilini elektronik ödeme sistemleri ile yapılmasını sağlayan bir şirket olduğunu, davacı şirket saha satış müdürü davalının 08/05/2015 tarihine kadar davacı şirkette sigortalı olarak çalıştığını, davalının istifasının ardından kısa bir süre sonra davacı şirketinde yönetim kurulu üyeliğinde bulunmuş olan …’in yine yönetim kurulu üyesi pozisyonunda yer aldığı…A.Ş ile organik bağa sahip benzer faaliyet alanına sahip…A.Ş.’ye geçerek davacı şirketin tecrübe, birikim ve müşteri çevresinden haksız olarak yararlandığını ve yeni işverenin de bunlardan haksız ve hukuka aykırı bir şekilde yararlanmasını sağladığını, davalının dava şirketteki pozisyonu gereği kendisinin işletmeye ilişkin ticari sırlar, müşteri bilgileri, rekabet stratejileri hakkında detaylı bilgi sahibi olduğunu, alınan duyumlara göre …’in …’ünde aralarında bulunduğu 5 kişiyi davacı şirketten ayrılmaya ve kendisiyle çalışmaya ikna ettiğini, ticari sicil kayıtları incelendiğinde davalının çalıştığı … ile dava dışı diğer şirket …’in yöneticilerinin neredeyse aynı olduğu ve her iki şirket arasında yönetsel açıdan organik bağ olduğunun görüldüğünü, davacı şirket ve grup şirketlerinin davalı ve çalıştığı şirketin haksız rekabeti sonucunda yaklaşık 8.000.000 TL’nin üzerinde zarara uğradıklarını, davalının davacı şirketle aralarında imzalanan iş sözleşmesinin gizlilik taahhüdü ve rakebet yasağı hükümlerini ihlal ettiğini, sözleşmenin 6.maddesi hükmüne göre işverenin bu ihlalin gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren işgörenin aldığı ücretin 12 aylık tutarı meblağı işverene ödeyeceği ve işveren zarara uğradıysa bunu da ayrıca karşılayacağını, bu nedenle davalının 7.000×12 hesabıyla toplam 84.000 TL ve işverinin davalı şahsın gizlilik hükmüne uymaması sebebiyle ortaya çıkan zararını ödemekle yükümlü olduğunu, anılan sözleşmede rekabet yasağına aykırılığında yaptırımının öngörüldüğünü, madde 7’ye aykırılık durumunda davalının 100.000 USD tutarında cezai şart ödemeyi peşinen kabul ettiğini, bu durumda davalının gizlilik maddesine aykırılık nedeniyle ödeyeceği cezai şart ve işverinin zararının tazmini yanında Rekabet Yasağına aykırılıktan da cezai şart ödemek durumunda olduğunu, bu nedenlerle davalıya yöneltilecek tüm sair talep, dava ve şikayet hakları saklı kalmak kaydıyla iş sözleşmesinin 6.maddesinin ihlali nedeniyle 84.000 TL cezai şartın, sözleşmenin 7.maddesinin ihlali nedeniyle mahkeme tarafından da yapılabilecek takdiri indirimi gözeterek 50.000 USD tutarındaki cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;mobil ödeme hizmetleri ile iştigal etmeyen davacının huzurdaki davanın ikamesinde hukuki yararı dahi bulunmadığını, davacının 01/05/2015 tarihi itibarı ile mobil ödeme hizmetlerine son verdiğini ve mobil ödeme piyasasından çekildiğini, nitekim davacının mobil ödemeye ilişkin faaliyetlerini devam ettirdiği tek markası olan …’yu 01/05/2015 tarihinde dava dışı …A.Ş.’ye devrettiğini, kaldı ki davacının www…..com adlı web sitesinin giriş sayfasında mobil ödeme hizmetlerine son verdiği hususunu bilgilendirme notu ile kamuoyuna duyurduğunu, davalının çalıştığı şirketin mobil ödeme hizmetleri ile iştigal etmediğini, dava dışı …’in yazılım, teknik altyapı ve danışmanlık ve saha danışmanlık hizmetleri ile iştigal eden bir tüzel kişilik olduğunu, davalının mobil ödeme hizmetlerine ilişkin teknik bilgi ve tecrübeye sahip olmadığını, davalı saha satışlarında görev almakla mobil ödeme hizmetlerindeki rekabet açısından rekabet yasağını ihlal edebilecek bir çalışma pozisyonunda dahi olmadığını, kaldı ki davacı şirketten ayrılmasının sebebinin emeklilik için yaş dışında diğer şartlarını tamamlamış olmasından dolayı olduğunu, davacının iddiaların aksine davalının davacı şirkette 15/06/2015 tarihine kadar çalışmasını sürdürdüğünü, davalının işten ayrıldığı tarihte davacı şirketin zaten mobil ödeme hizmetlerine son vermiş bulunduğunu, davacı ile davalının işvereni olan …’in müşterilerinin aynı olmadığını, bu nedenlerle öncelikle hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine, aksi halde haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davalının davacı şirkette işçi olarak çalışmakta iken istifası sonrasında rakip bir firmada çalışmaya başlayarak iş sözleşmesindeki gizlilik taahhüdü ve rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiası ile iş sözleşmesinde öngörülen cezai şartlarının tahsili istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmıştır.
Dosya mali müşavir, ekonomist ve bilgisayar yüksek mühendisi bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 19/04/2019 havale tarihli raporda; davalının sebebiyet verdiği zarara ilişkin somut delil sunulamadığı, davacı şirket bünyesinde saha satış müdürü pozisyonunda çalışan davalının gerek 24/09/2012 tarihinde imzaladığı belirsiz süreli iş akdi, gerek şirketin mali verileri, gerekse şirketin mali verilerindeki değişim ve şirket yetkilileri ile gerçekleştirilen karşılıklı görüşmeler çerçevesinde şirketin ilgili dönemdeki ciro kaybının tek müsebbihi olarak değerlendirilemeceği, belirtilen dönem içerisindeki pek çok içsel ve dışsal etmenin şirketin cirosunun düşüşüne/artışına neden olabileceği belirtilmiştir.
Davacı vekili 20/01/2020 tarihli duruşmada davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davadan feragat 6100 Sayılı HMK’nın 307. ve 311. maddesi hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Feragat bildirimi de HMK 309. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tesbit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine dair aşağıdaki karar tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 2.454,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.399,80 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde sahibi davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen ve dosyaya yansıyan 20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır