Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/286 E. 2019/147 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/286
KARAR NO : 2019/147
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 13/04/2006
İLK KARAR TARİHİ : 11/12/2012
İKİNCİ KARAR TARİHİ : 21/02/2019
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 26/08/2010
İLK KARAR TARİHİ : 11/12/2012
İKİNCİ KARAR TARİHİ : 21/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 27/07/1999 tarihinde 26.350-USD tutarlı parasını %20 net faiz ile…bank A.Ş. …şubesine yatırdığını, sonradan bankanın müvekkiline boş olarak imzalattırılan fotokopileri havale talimatı olarak doldurmak suretiyle paranın … Bank …Ltd.’ne açılan hesaba havale edildiğini öğrendiğini, bankaya yatırılan paranın tahsili için İstanbul… ATM’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden … aleyhine birleşen … ATM’nin …Esas sayılı dosyasında da… Bank …Ltd. aleyhine alacak davası açtıklarını, yargılama neticesinde …aleyhine açılan davanın zamansız açıldığı gerekçesiyle reddine, … aleyhine açılan davanın ise kabulü yönünde karar verildiğini, bu kararın kesinleşmesiyle… Bankası hakkında icra takibine geçildiğini ancak takibin semersiz kaldığını, bu durumda …bank A.Ş.’nin devredildiği dolayısıyla …’nin sorumluluğunun doğduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 6.000,00-TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet ve yetki itirazlarını yanı sıra esasa ilişkin cevaplarında, davacının talebi ve talimatı doğrultusunda yatırılan paranın … bankasına havale edildiğini, bu nedenle havale işlemini gerçekleştiren …bank AŞ ve dolayısıyla …’nin yatırılan paradan dolayı herhangi sorumluluğu ve ödeme yükümlülüğü bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili birleşen dosyada İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili 27/07/1999 tarihinde 26.350-USD parasını yıllık %20 net faizle 35 gün olarak …bank A.Ş. Denizli şubesine yatırdığını, daha sonra 14/12/1999 tarihinde vade uzatmak suretiyle 28.428-USD olan mevduatının vadesi 18/01/2000 tarihine kadar uzatıldığını, banka yönetimine 21/12/1999 tarihinde BDDK tarafından el konularak yönetiminin …’ye devri üzerine mevduatının sigorta kapsamında olmadığından ödenemeyeceğinin bildirildiğini, müvekkili tarafından davalı bankaya 27/07/1999 tarihinde yatırılan 26.350-USD mevduat alacağını vade sonu olan 14/12/1999 tarihine kadar işlemiş faizi üzerine eklenerek oluşan 28.428-USD’nin 12/12/1999 tarihinde %20 net faizin davalı bankaya 35 gün vadeli olarak yatırılmış olmakla vade sonuna kadar akdi faiz vade sonundan itibaren ise 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi gereğince döviz cinsinden mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; İstanbul 1. İcra Müdürlüğü’nün 2005/10682 Esas sayılı dosyası, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/534 Esas sayılı dosyası, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2001/642 esas sayılı dosyası, İstanbul 33. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/170 Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
(2)Mahkememizin (İstanbul Kapatılan 33. Asliye Ticaret Mahkemesi) 2014/1963 Esas sayılı dosyasından 2014/13508 sayılı numarasıyla verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2014/1963 Esas, 2014/13508 karar sayılı, 10/09/2014 tarihli ilamı ile; “Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı ilk davayı açarken dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK’nın 83. maddesine göre tercih hakkını kullanarak, borcun Türk Lirası üzerinden ödenmesini talep etmiş olması nedeniyle, bakiye kısım için açılan birleşen davada da mahkemece Türk Lirası’na hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı tarafından İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan davada dayanılan vakıaların farklı olması nedeniyle işbu dava yönünden kesin hüküm teşkil etmemesine ve davalının sorumluluğunun BK’nın 41, 55 ve TTK’nın 336. maddelerinden kaynaklanması ile davacıların zararının parasını off shore bankasından tahsil etme olanağının kalmadığının anlaşıldığı andan itibaren doğması nedeniyle, zamanaşımı süresinin bu tarihten başlayacak olmasına göre feri müdahil vekilinin ve borcu üstlenen …vekilinin sair temyiz itirazları ile davacı vekili ve fer’i müdahil vekillinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Davacı birleşen davada temdit sonucu oluştuğu iddia ettiği alacağının 14/12/1999 tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep etmiş olmasına rağmen mahkemece, talep aşılmak suretiyle 28/08/2010 tarihine kadar işlemiş faiz hesabı yapılmak suretiyle işlemiş faizin de hüküm altına alınması doğru olmadığı gibi, asıl alacağa işlemiş faiz eklenmek suretiyle oluşan alacağa bir kez daha faiz uygulanmasına karar verilmesi de 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 104/son (6098 Sayılı TBK’nın 121/son) maddesinde belirtilen ve kısaca “faize faiz işletilmesi yasağı” şeklinde ifade edilebilecek emredici nitelikteki düzenlemeye aykırı olduğundan doğru olmamış, kararın bu nedenlerle davalı banka ve borcu üstlenen …yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyulmuş ve yargılamaya bu minvalde devam edilmiştir.
(3)Bozma kararı sonrası; Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, bankacı bilirkişi Ramazan ÇAĞIR’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 06/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; birinci dava tarihi olan 13/04/2006 tarihinde Merkez Bankasının belirlediği döviz alış kuru 1,3360-TL olduğundan 26,350-USD’nin TL cinsinden karşılığının
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “

35.203,60-TL olduğunu, davacının ilk davada talep ettiği 6.000,00-TL’nin döviz karşılığının aynı kurla 4.491,01-USD olarak hesaplandığını ve kalan asıl alacağın ise 21.858,99-USD olduğunu, davacının açık ve anlaşılır bir şekilde herhangi bir tarih aralığı için faiz hesabı yapmayı gerektirir bir talebi bulunmadığından faiz hesabı yapılmadığını, davacı vekilince açılan ikinci dava dilekçesinde ise müvekkilinin 14/12/1999 tarihine kadar işlemiş faizinin ana paraya eklenerek tahsilini talep ettiği görüldüğü ancak Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere faize faiz işletilemeyeceğinden 27/07/1999 – 14/12/1999 tarih aralığı için faiz hesabı yapılacağını, 26/08/2010 tarihi itibariyle Merkez Bankasının belirlediği USD döviz alış kurunun 1,5200-TL olduğunu, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 41, 55 ve TTK’nın 336’ncı maddeleri kapsamında haksız fiil olarak değerlendirildiğinden 26,350-USD’nin 27/07/1999 tarihinden 14/12/1999 tarihine kadar olan 140 günlük süre için 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre faiz hesaplanması gerektiğini, ikinci davada talep edilebilecek asıl alacak tutarının 21.858,99-USD olarak hesaplandığından davacının kalan alacağını talep ettiğinin anlaşıldığını, hesaplanan faiz = 21.858,99 x 140 gün x 13 / 36500 = 1.089,95-USD bu tutardan %15 oranında BSMV (8,17-USD) kesinti yapıldıktan sonra kalan net faiz tutarının 918,29-USD bu miktarın faizle TL karşılığının ise 1.395,80-TL olduğunu, 26/08/2010 tarihli ikinci davada davacının asıl alacağının TL karşılığının (21.858,99 x 1,5200) 33.225,66-TL olduğunu, ikinci dava tarihi itibariyle asıl alacak + kısmi birikmiş (işlemiş) faiz alacağı toplamının (21.858,99 + 918,29) = 22.777,28-USD ve TL karşılığının (33.225,66 + 1.395,80) = 34.621,46-TL olduğunu, davacının dava dilekçesinde dava değeri olarak belirttiği tutarın ise 37.494,00-TL olmakla 2.872,54-TL fazla talepte bulunulduğunu, 27/07/1999 – 21/12/1999 tarihleri arasındaki 147 gün için faiz hesaplandığında 1.170,20-USD Türk Lirası karşılığının ise 620,91-TL olduğunu, faiz hesaplanması gereken dönemler için 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının bir yıl vadeli ABD doları (USD) mevduata ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz hesaplanmasının mümkün olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(4)Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi dosya yeniden bilirkişiye tevdii edilerek 24/10/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle; kök raporda hesaplanan faiz tutarları üzerinden sadece gelir vergisi kesintisi yapılması gerekirken sehven faiz üzerinden BSMV kesintisi de hesaplanıp davacı aleyhine olarak alacak tutarından düşüldüğü anlaşıldığından yeniden hesaplama yapılarak davacının 13/04/2006 tarihli ilk davadan döviz cinsinden kalan asıl alacağının 21.858,99-USD, 26/08/2010 tarihli ikinci davada davacının asıl alacağının 33.225,66-TL ve asıl alacak + kısmi işlemiş faiz alacağı toplamının 34.633,88-TL ancak davacının dava dilekçesinde dava değeri olarak belirttiği tutarın 37.494,00-TL yani 2.860,12-TL fazladan talepte bulunduğunu, birinci ve ikinci davadaki hesaplamalar dikkate alınmadan 21/12/1999 …bank A.Ş.’ye el konulma tarihi itibariyle davacının asıl alacağının 26.350-USD faiz alacağı 1.172,64-USD olmak üzere 27.522,64-USD’nin Türk Lirası karşılığının 14.603,75-TL olduğunu, huzurdaki davanın asıl alacak tutarı olan 21.858,99-USD üzerinden 14/12/1999 tarihinden itibaren alacağın tamamen tahsiline kadar olan süre için 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının 1 yıl vadeli ABD doları (USD) cinsi mevduata ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz hesaplanmasının mümkün olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava bankacılık uygulamalarından kaynaklı alacak davasıdır.
Mahkememizce tesis olunan önceki karar asıl davaya ilişkin temyiz sebepleri reddolunmak suretiyle asıl dava yönünden kesinleşmiş birleşen … Esas sayılı dosya yönünden ise faiz hesabına ilişkin talep aşımına sebebiyet verilerek hüküm tesis edildiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararına uyulmakla birleşen dava dosyasına yönelik ilamda belirtilen gerekçe dahilinde bilirkişi raporu alınması yoluna gidilmiştir.
Hazırlanan rapor (ve ek rapor) hükme esas alınabilir niteliktedir. Alternatifli yapılan incelemede 26/08/2010 birleşen dosya dava tarihi esas alınarak yapılan hesaplamanın esas alınması gerektiği takdir edilmiştir. Ayrıntılı şekilde işaret edildiği üzere müteveffa dahili davacılar murisinin tahsili talep olunan 26.350 USD tutarındaki hesabından asıl dava nezdinde 6.000 TL’lik kısmı fazlaya dair hakların saklı tutularak tahsili istenilmekle ikinci dava yönünden Merkez Bankası’nın dava tarihi itibariyle belirlediği 1.520 TL karşılığı esas alınarak 4.491,01 USD’lik kısmı düşülmek suretiyle bakiye asıl alacak bedelinin 21.858,99 USD olarak kabulü gereklidir. Bu miktara paranın havale edildiği ve faiz başlangıç tarihi olarak esas alınması gereken 27/07/1999 tarihi ile vade sonu olan 14/12/1999 tarihleri arasındaki dönem itibariyle davacı vekilinin temyiz dilekçesi dahilinde talep etmiş olduğu nihai yöndeki faiz türüne ilişkin istemi de dikkate alınarak 3095 Sayılı Yasanın 4/a fıkrası uygulanmak suretiyle netice faiz alacağının 926,46 USD olduğu kabul edilmiş, bilirkişi ek raporundaki hesaplamanın ve netice miktarın hükme esas alınabilir olduğu kanaatiyle bozma ilamı dahilinde faize faiz işletilemeyeceği ana kuralı dahilinde asıl alacak bedeli olan 21.858,99 USD’ye 14/12/1999 vade sonu itibariyle 3095 Sayılı Yasanın 4/a fıkrası dahilinde faiz işletilmesi gerektiği takdir olunarak; birleşen davanın kısmen kabulü kısmen reddine yönelik neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(Not: Her ne kadar önceki mahkeme kararında … Bank ve devralan sıfatıyla …davalı sırasında gösterilmiş ise de birleşen İstanbul … ATM’nin … E. Sayılı davasının doğrudan … Bank aleyhine ikame edildiği, keza bozma öncesi …vekilince asıl dosyaya ibraz edilen tarihsiz dilekçede borcun üstlenilmesinden vazgeçildiğine dair dilekçe sunulduğu, gelinen aşamada bu tartışmanın mahkememizin konusu olmadığı gibi yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumluluk hususunda karışıklığa mahal verilmemesi adına sözleşmeye göre üçüncü kişi konumundaki davacıya göre, davalı … Bank’ın külli halef olması sebebi ile borçtan sorumlu olması gerektiği dikkate alınarak taraf değişikliğine dair herhangi bir işlem yapılmamış ve birleşen dosya yönünden dilekçelerini dosyaya feri müdahil sıfatıyla sunan …’nin karar başlığında feri müdahil olarak gösterilmesi gerekmiştir.)
(IV) HÜKÜM SONUCU :
(1)Mahkememizin (Kapatılan)… ATM’nin … E. …K. Sayılı dosyası kapsamında asıl dava yönünden verilen temyiz ve karar düzeltme aşamaları dahilinde onananak kesinleşen asıl davaya yönelik karar yönünden yeniden HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
(2)Birleşen İstanbul 13. ATM’nin 2010/534 E. Sayılı davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile;
26/08/2010 dava tarihi itibariyle 21.858,99-USD asıl alacak, 926,46-USD 27/07/1999 ila 14/12/1999 tarih aralığı yönünden işlemiş faiz olmak üzere 22.785,45-USD’nin, asıl alacak miktarı olan 21.858,99-USD’ye 14/12/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının 1 yıl vadeli ABD doları (USD) cinsi mevduata ödediği en yüksek faiz uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak dahili davacılara verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
(3)(Birleşen İstanbul 13. ATM’nin 2010/534 E. Sayılı dosyası yönünden) harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 2.284,57 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 556,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.727,77 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
(4)(Birleşen İstanbul 13. ATM’nin 2010/534 E. Sayılı dosyası yönünden) Davacı tarafından yapılan; 556,80 TL peşin harç, 17,15 TL başvuru harcı, 2,75 TL vekalet harcı, 9,00 TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 585,70 TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 522,43 TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
(5)(Birleşen İstanbul 13. ATM’nin 2010/534 E. Sayılı dosyası yönünden) Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 4.013,31 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(6)(Birleşen İstanbul 13. ATM’nin 2010/534 E. Sayılı dosyası yönünden) Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
(7)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(8)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
Hakim
¸

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince bu belge elektronik imza ile imzalanmıştır. “