Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/252 E. 2018/616 K. 09.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/252 Esas
KARAR NO : 2018/616
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2016
KARAR TARİHİ : 09/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı …’ın, işbu davanın konusu olan 15/01/2015 tanzim tarihli ve 30/10/2015 vadeli olduğunu iddia ettiği 12.750.000,00TL miktarlı bir senet için ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile açılan davada ihtiyati haciz kararı verildiğini, daha sonra İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine kambiyo senetlerine ilişkin icra takibi başlatıldığını, yapılan haksız icra takibine binaen davacının taşınmazlarına ve bütün mal varlığına haciz koyulduğunu, davacının manevi çöküntüye dücar bırakıldığını, davacırın çok ciddi ve büyük bir usulsüz ve sahtecilik olayı ile karşı karşıya olduğunu, bonodaki imzanın davacıya ait olmadığını, ayrıca bonodaki yazıların da davacının eli ürünü olmadığını, bonoya göre davacının işbu bonoyu …’a verdiğinin gözüktüğünü, ancak davacının … ile asla böyle bir bono alışverişi olmadığını, ayrıca 15/01/2015 tanzim tarihinde davacının bono lehdarı ile hiçbir görüşmesinin de olmadığını, bu tarihin de uydurulmuş bir tarih olduğunu, davacının davalılar ile hiçbir ticari veya ticari olmayan ilişkisi bulunmadığını beyanla, icra dosyasında hacizli bulunan malların değeri icra dosyası miktarından fazla olduğundan gerekli kıymet takdirinin yapılarak bu hacizli taşınmazların ve araçların teminat olarak kabul edilmesini ve bunun karşılığında söz konusu icra takibinin tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bu mahkemece kabul görülmez ise mahkemenin takdir edeceği teminat mukabilinde takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini ayrıca müvekkilinin İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu olan bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile davalıların %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi ve ekleri davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalılar vekilleri cevap dilekçesi ile, davalılar aleyhine açılan davayı kabul etmediklerini, taraflar arasındaki hukuki ilişki ve ticari alışverişin 2010 yılından beri devam ettiğini, davalılardan …’ın tekstil işi ile iştigal ettiğini ve yurt dışına tekstil ürünleri sattığını, yine bu davalıya ait İstanbul’un çeşitli noktalarında değeri yüksek miktarlarda olan gayrimenkullerin bulunduğunu, ayrıca çeşitli marka ve modellerdeki toplam 9 adet aracının bulunduğunu, … ile davacının sahibi olduğu … Şti arasında yapılan, inşaat yapılıp satılarak gelirinin paylaşımı ve kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin imzalandığını, davalının gayet varlıklı bir insan olduğunu, davacı ile ortak arsa alma ve alınan bu arsalar üzerinde konut yapılarak satılması şeklinde ticaret yapılması hususunda anlaşıldığını, tüm bu süreç boyunca davalı ile davacının iletişimde olduğunu ve tüm ödemeleri …’ya yaptığını, elden ödenen paraların yanında inşaat yapılıp satılması ve gelirinin paylaşılması esnasında …’nın satılan dairelerin parasını davalıya ödemediğini, yeni işler yapacağını ve daha çok para kazanacaklarını belirterek davalıya ödeme yapmadığını, daha sonra toplam alacak olan 12.750.000,00 TL karşılığı dava konusu senedin imzalanarak davalıya verildiğini, kendisinin önceden düzenlemiş olduğu senedi davalının yanında imzalayarak davalıya verdiğini belirterek açılan davanın reddine ve %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Bakırköy… Asliye Ceza Mahkemesinin… ESas … Karar sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden getirtilmiş anılan dosyada müştekinin …, sanıkların … ve … olduğu, davanın konusunun Resmi Belgede Sahtecilik olduğu, mahkemesince yapılan yargılama sonucunda dosyada görevsizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin… D.iş Esas … D.iş karar sayılı dosyası getirtilmiş, anılan dosyada ihtiyati haciz isteyenin … olduğu, karşı tarafların ise … ve … olduğu, ihtiyati hacze konu belgenin 15/01/2015 tanzim, 30/10/2015 ödeme tarihli, 12.750.000,00 TL bedelli bonoya istinaden olduğu, mahkemesince ihtiyati haciz talebinin kabul edildiği, daha sonra borçlu … tarafından ihtiyati hacze itiraz edildiği ve mahkemesince yapılan yargılama sonucunda İİK’nun 265. Maddesinde sayılan sebepler kapsamına girmediği anlaşıldığından ihtiyati hacze itirazın reddine dair karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı hakkında davalılar tarafından başlatılan İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu olan 12.750.000,00 TL tutarlı bono sebebiyle borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Davacı asil mahkememizin 14/06/2018 tarihli oturumunda hazır olduğu anlaşılmakla huzura alınmış, davacı asilin imzası ile tasdik ettiği beyanı ile, senet aslının dosya içerisinde bulunmaması sebebiyle dosya içerisinde bulunan İstanbul C.B.S tarafından mahkememize gönderilen senet fotokopisi davacı asile gösterilmek sureti ile sorulmuş, davacı gösterilen ve dosya içerisinde fotokopisi bulunan 15/01/2015 tanzim tarihli, borçlusu Davut Yazcı, lehtarı … ve hamili … olan, 30/10/2015 tarihli 12.750.000,00 TL meblağlı senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, …’ı tanıdığını, kendisi ile şirketi arasında 2012 yılına kadar bir ticari alışveriş olduğunu ancak bu ticari alışverişte alınan para ve ödenen paraların tamamının resmi banka yolu ile ödendiğini ve borç alacak ilişkisi kapandığını, onun dışında kendisinin davalı … ile herhangi bir ticari alışverişinin olmadığını, yine bildiği kadarıyla …’ın da … ile amca çocukları olduğunu, ayrıca aralarında kayın birader – enişte ilişkisi bulunduğunu, kendisinin hiçbir şekilde senet altına imza atmadığını, ancak kendi imzasının bir şekilde ele geçirilip üzerine sahte olarak senet kaşesi basmak sureti ile sonradan oluşturulduğunu tahmin ettiğini, haricen yaptığı araştırmaya göre de kendisine gelen bir kargo aracılığıyla bu şekilde imzasının alındığını öğrendiğini, emin olmamakla birlikte kargo şirketinden kendisine gelen belgenin altına söz konusu imza atılan yere bir beyaz kağıt konulmuş ve çerçeve açılarak imzalatılmış olabileceğini, gerekirse buna yönelik delillerinin ve tanıklarını da mahkemeye bildirebileceğini imzası ile beyan etmiştir. Yine aynı oturumda davacının oturarak ve ayakta, sağ ve sol elleri ile imza örnekleri alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, getirtilen bilgi ve belgeler, taraflarca sunulan delil ve belgeler ile birlikte davacı asilin dava konusu senedin tanzim tarihi itibariyle mukayese imza örneklerinin bulunduğu resmi belgeleri ilgili kurumlardan celp edilmiş, dosyamız senet aslı üzerinde ATK Fizik İhtisas Dairesi tarafından daha önce düzenlenen raporda yer almamış üyeler arasından seçilecek 7 kişilik uzman ekip aracılığıyla inceleme yapılarak senet altındaki imzaların davacı … eli ürünü olup olmadığı, söz konusu imzalar … ile ürünü ise, bu senedin …’dan ele geçirilen açığa atılmış imza üzerine senet bilgilerinin girilmesi ve sonradan oluşturulması sureti ile senedin düzenlenip düzenlenmediği, yine mürekkep yaşı vs gibi yöntemlerle söz konusu imzanın senet metninden önce yada sonra atılıp atılmadığının, harf ve desen baskısının homojen olup olmadığı, dolayısıyla bu senedin sahte olarak oluşturulup oluşturulmadığı hususlarında inceleme yapılması hususunda ATK Fizik İhtisas Dairesine gönderilmiş, alınan ATK raporu ile, inceleme konusu senette …’ya atfen atılı borçlu imzası ile …’nın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın …’nın eli ürünü olduğu, inceleme konusu senetteki borçlu imzasının bir kalem, senet üzerindeki diğer yazıların farklı fiziki evsafta 2. bir kalem ile yazılmış olduğu, inceleme konusu senedin kağıt kalitesi, ebat, baskı ve kenar kesim özellikleri bakımından matbu, mutad senetlerden olmadığı, inceleme konusu senette alt ve sağ kenar kesimindeki saçaklanmaların üst kenar kesimindeki yıpranma ve saçaklanmalardan fazla olduğu (üst kenar kesiminin daha yeni bir kesim olduğu), inceleme konusu senette” Vade – Ödeme Tarihi – Türk Lirası – No” ibareleri altında yer alan çizgilerin kalınlıklarının farklı olduğu ve düz bir hat üzerinde yer almadıkları, inceleme konusu senetteki harf ve desen baskısının homojen olmadığı, orta bölümlerde mürekkep yığılması bulunduğu ve kenar hatlarda mürekkep taşmaları mevcut olduğu, inceleme konusu senette mutad olmayan kat izleri bulunduğu, inceleme konusu senette borçlu imzası çevresinde yapıştırıcı bakiyeleri mevcut olduğu, inceleme konusu senedin sağ kenar ortasında belirgin olmak üzere belge yüzeyinin genelinde mürekkep ve karbon benzeri bakiyeler bulunduğu, tüm bulgular birlikte değerlendirildiğinde inceleme konusu senedin imzadan faydalanılarak oluşturulmuş olduğu, İnceleme konusu senette kullanılan kalem mürekkeplerinde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından, söz konusu senetteki imzanın senet metninden önce yada sonra atıldığı hususunda zaman birimleri açısından bir tespite gidilemediği” hususları tespit edilmiştir.
Mahkememizin 09/05/2018 tarihli oturumda 6100 sayılı HMK’nun 186. Maddesi uyarınca sözlü yargılamaya geçilmesine karar verilmiş, sözlü yargılamaya ilişkin diyecekleri ve son diyecekleri davacı vekilinden sorulmuş, davacı vekili, önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş, davalı … vekili ise önceki beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, davalı … vekili de sözlü yargılamaya ilişkin beyanlarını tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiş olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalıların beyanları, Savcılık ve Ceza dosyasındaki anlatımlar, aldırılan Adli Tıp raporları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında her ne kadar davacı tarafça davaya konu 15/01/2015 tanzim tarihli 30/10/2015 vade tarihli 12.750.000,00 TL meblağlı senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle, kendisi hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan takip sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi için dava açmış ise de gerek Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinde 21/06/2016 tarihli 4074 sayılı ATK raporunda gerekse bu rapora yapılan itiraz sonucu ATK Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan aldırılan 24/01/2018 tarih 424/375 sayılı ATK raporları dikkate alındığında davaya konu senet altındaki imzanın davacı … eli ürünü olduğunun tespit edildiği, gerek davacı tarafın beyanları, gerekse davalılar vekillerinin beyanları dikkate alındığında davacı … ile davalı … arasında öncesine dayalı bir ticari ilişki olduğu, davaya konu senedin de bu ticari ilişki kapsamında davalı …’a verildiği hususunda mahkememizde tam bir vicdani kanaat oluştuğu, kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğu, senet altındaki imzanın davacı eli ürünü olduğu kesinleştikten sonra ATK raporunda belirtilen diğer hususlar olan imzanın farklı bir kalemle atılmış olması diğer yazıların farklı bir kalemle atılmış olması, inceleme konusu senedin ebat, baskı, kağıt kalitesi, kenar kesim özellikleri bakımından matbu mutat senetlerden olmadığı yönündeki incelemeler, inceleme konusu senedin alt ve sağ kenar kesimindeki saçaklanmaların, üst kenar kesimindeki yıpranma ve saçaklanmalardan fazla olduğu, çizgilerin kalıklıklarının farklı olduğu, harf ve desen baskısının homojen olmadığı, inceleme konusu senette mutat olmayan kat izleri bulunduğu, inceleme konusu senette yapıştırıcı bakiyeleri mevcut olduğu, (mahkememizce yapılan fiziki inceleme ve gözlem sonucunda bu şekilde yapıştırıcı bakiyesine isabet edilememiştir) inceleme konusu senedin sağ kenar ortasında belirgin olmak üzere mürekkep ve karbon benzeri bakiyelerin bulunduğu şeklindeki diğer tespit ve iddiaların sonuca etkin olmadığı, senet üzerindeki yazıların başka bir kalemle atılan imzanın başka bir kalemle atılmış olmasının senedin sahte olduğu anlamını taşımayacağı, senedin ebat, baskı ve kenar kesim özelliklerinin farklı olmasının yada mutat senet olmamasının da düzenlenen bu senedi, senet olma vasfından çıkarmayacağı, kaldı ki söz konusu bir kambiyo senedinin geçerli olabilmesi için mutat senetlerden veya matbu senetlerden olmasının da gerekmediği, a4 kağıda da taraflarca kambiyo senedi vasfı niteliği şeklinde düzenlenecek bir evrakla dahil senet oluşturabileceği, inceleme konusu senetteki yıpranma ve saçaklanmaların, üst kenar kesimindeki yıpranma ve saçaklanmalardan fazla olmasının da senedin sahte olduğuna kesin bir kanaat yada delil teşkil etmediği, saçaklanmaların cüzdan içerisine konulma, farklı yerden katlama gibi sebeplerle oluşabileceği, yine senet üzerindeki çizgilerin kalınlıklarının farklı olmasının da senedi geçersiz yada sahte hale getirmeyeceği, yine ATK raporunda mutat olmayan kat izlerinden bahsedilen kavramın ne olduğu hususunun da anlaşılamadığı, senedi yada herhangi bir kağıdı ne şekilde katlanırsa o şekilde katlanan yerlerden kat izi oluşmasının doğal olduğu, tüm bu hususlar dikkate alındığında senet altındaki imzanın davacı asile ait olduğunun tespit edildiği, ayrıca davacı tarafça ilk davanın başlangıcında senet altındaki imza inkar edilmiş ise de yapılan inceleme sonucu senedin altındaki imzanın davacı eli ürünü çıkması sonrası ve davacı asilin mahkemede alınan beyanında söz konusu imzanın kendisine kargo teslimi yapılırken attırılmış olabileceğine yönelik beyanı ve daha sonra vekiller aracılığıyla verilen beyanlarda ise davacının ele geçirilen imzasının üzerine senet oluşturulduğu iddiaları ve bu iddiaların yargısal süreç içerisinde sürekli değişkenlik göstermesi de dikkate alındığında davacının bu iddialarının borçtan kurtulmaya matuf olduğu kanaati mahkememizce hasıl olmuş, yine davaya konu senet altındaki imzanın bilimsel ve teknik olarak davacı eli ürünü olduğunun tespit edilmesi sebebiyle davacının diğer iddialarının da yazılı delille ispatlanamadığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90TL karar harcının peşin alınan 217.738,13 TL den mahsubu ile fazla alınan 217.702,23 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 190.200,00 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …