Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/188 E. 2019/752 K. 08.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/188 Esas
KARAR NO: 2019/752

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/02/2016
KARAR TARİHİ: 08/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının davalı şirketin borsada işlem gören hisse senetlerini aracı kurum … AŞ aracılığıyla satın aldığını, …Kurulunun 24/07/2014 günlü toplantısında … Yönetmeliğinin 27.maddesinin (c) ve (h) bentleri kapsamında davalı şirketin paylarının 31/05/2013 tarihinden itibaren borsada işlem görmekten geçici olarak men edildiğini, 2014 yılında ise şirketin paylarının sürekli borsada işlem görmekten men edilmesine karar verildiğini, bu nedenle davalı şirkete ait hisse senetlerinin borsada işlem görmemekte olduğunu, davacının, hissedarı bulunduğu şirkete gönderdiği ihtarnamede borsada kotasyon yönetmeliğine göre gerekli şartların yerine getirilmesini, getirilmediği takdirde dava açacağını bildirdiğini, Sermaye Piyasası Kurulunun cevabi yazısında da şirketin paylarının borsada sürekli işlem görmekten men edildiğinin belirtildiğini, davalı şirketin paylarının borsada işlem görmekten sürekli men edilmiş olmasına rağmen, şirket yönetmelikte belirtilen hususları yerine getirmediğinden hisse senetlerinin borsada işlem görmediğini, davacının hisse senetlerini bu nedenle satamadığından maddi zarara uğradığını beyanla, davacının hisse senetlerinin ederinin en son işlem gördüğü ve dava tarihindeki değerinin bilirkişi marifetiyle belirlenerek hangisinin değeri yüksek ise alacak miktarının buna göre tespitini, en yüksek değer üzerinden belirlenen alacak miktarının faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, öncelikle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, borsada hisse senedi alım satımından kaynaklanan zarar iddiası ile davalı şirket tüzel kişiliğine husumet yöneltilmesinin mümkün bulunmadığını, davalının halka açık bir gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketi olduğunu, şirketin 10/07/2001 tarihinden itibaren … tarafından yönetildiğini, ayrıca davacı tarafın zarara uğradığı ve zarar tutarının kanıtlanmış olmadığını, davacının zararının kanıtlansa dahi bu zarar ile davalı eylemi arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını, dava dilekçesinde sözü edilen işlemlerin devletin yetkili kurumlarınca alınmış karara dayandığını, davacının davasını …Kurulu tarafından alınmış karara dayandırdığını, dolayısıyla davacı zararına neden olacak şekilde davalı şirket tarafından alınmış bir karar veya yapılmış bir işlem bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının bir zararı olduğu kanıtlansa dahi davacı zararından aracı kurumun sorumlu olduğunu, davanın hak düşürücü sürede açılmadığından davanın zaman aşımı yönünden de reddi gerektiğini, faiz talebinin de hukuka aykırı olduğunu, davalının temerrüde düşmediğini beyanla, haksız davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, …AŞ’den gelen davacıya ait 2008-2013 yılları ekstre dökümleri, ihtarname, Sermaye Piyasası Kurulu yazısı, ticaret sicil kayıtları celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişilere tevdi edilmiş olup, bilirkişiler Emekli Banka Müdürü…, Ekonomist … ve SPK Finans ve Aktüer Uzmanı…tarafından tanzim olunan 25/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda; … hisse senedinin, şirketin mali yapısının oldukça belirsiz nitelikte olması sebebiyle gözaltı piyasasında işlem gördüğünü, 31/05/2013 tarihinde borsa kotasyonundan sürekli olarak çıkarıldığını, borsada yatırımda bulunan yatırımcıların risk algısına göre kendi tercihleri ile yüksek riskli enstrümanlara yatırım yaptıklarını, davacının da gözaltı pazarından hisse senedini alırken SPK bülteninde ve basında şirket ile ilgili açıklanan tüm olumsuz bilgilere rağmen satın almış olduğunu belirtmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Bilirkişi raporuna karşı sunulan itirazlar değerlendirilmek suretiyle dosya bilirkişi heyetine yeniden tevdi edilmiş olup, tanzim olunan 22/04/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacının elindeki hisse senetlerinin 29/05/2013 tarihi itibariyle değerinin 155.936,76TL olduğunu, hisse senedine ödenen paranın ve getirisinin önceden garanti edilmediği bir yatırım türü olduğunu, dolayısıyla davacının, davalı şirketin kar elde edilmesi halinde kar payı almış olacağını, zarar etmişse herhangi bir talepte bulunamayacağını, bu sebeplerle davacının faiz talep etme hakkının olmadığını, göz altı pazarında işlem gören hisse senetleri için riskin ileri düzeyde olduğundan ve davacının, davalı hisse senetlerini satın alırken bu hisse senetlerinin göz altı pazarında işlem gördüğünü bilmek durumunda olduğunu, kök rapordaki görüşlerinde bir değişiklik olmadığını belirtmişlerdir. Bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Dava, davalı şirketin hisse senetlerini satın alan davacı tarafından uğranılan zararın davalıdan tahsiline yönelik açılan belirsiz alacak davasıdır.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalı tarafın beyanları, dosyada toplanan deliller ve tanzim olunan bilirkişi kök ve ek raporu birlikte değerlendirildiğinde; hisse senetlerinin bu senetleri çıkaran şirkete ortaklığı ifade eden ve sahibine şirket genel kuruluna katılma, oy kullanma, finansal tabloları inceleme v.b. hakları verdiği, bu çerçevede hisse senedi sahiplerinin net dönem karından pay alabileceği gibi şirketin tasfiyesi halinde tasfiye sonunda kalan bakiyeden hissesi oranında pay sahibi olabileceği, ancak hisse senedinin kar garantisi ya da zarar etmeme garantisi vermediği gibi hisse senedi sahibinin hisselerini aldığı şirketin zarar etmesi yahut çeşitli nedenlerle hisse senetlerinin borsada işlem görmemesi halinde şirketin zarar etmesi halinde bu zarara da katlanmak zorunda olduğu, davalı şirketin kasıtlı olarak ya da ağır kusur ile davacının zararına işlem yaptığının da ispat edilemediği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40TL karar harcının peşin olarak alınan 170,78TLden mahsubu ile fazla alınan 126,38TLnin davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince; 2.725,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

İşbu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Yasası kapsamında imzalanmıştır