Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/127 E. 2022/674 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/127 Esas
KARAR NO :2022/674

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/11/2014
KARAR TARİHİ:08/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının davalı şirket bünyesinde 21 yıldır çalışmakta olduğunu, SGK kayıtlarının zaman zaman grup şirket bünyesindeki farklı firmalar adına yapıldığını, en son olarak aynı adreste faaliyet gösteren ve … AŞ firmasının grup şirketlerinden olan … AŞ adına SGK kaydı yapıldığını, ancak gerçekte her iki davalı şirketlerin çalışanı olduğunu, davacının davalı şirketlerden … AŞ’de … … radyonun kurulduğu 01/11/1992 tarihinden bu yana önce reklam müdür, 01/09/1996 yılından iş akdinin feshedildiği 17/11/2014 tarihine kadar da yayından sorumlu genel müdür ve yönetim kurulu üyesi olarak çalıştığını, diğer davalı şirket … … AŞ’de Baba … bünyesinde şirketin kurulduğu tarihinden iş akdinin feshedildiği 17/11/2014 tarihine kadar yayından sorumlu genel müdürü ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, davalı şirketlerin grup şirketi olduğunu ve aynı adreste aynı stüdyolardan yayın yapan firmalar olduğunu, davacının 10/10/2014 tarihinde izne ayrıldığını, 14/11/2014 keşide tarihli ihtarı ile iş akdini feshettiğini, davacının aylık 22.000TL net maaş aldığını, davalı şirketlerin yıllık cirolarından %2 oranında prim aldığını, Ekim ayı tam maaşı ile Kasım ayı yarım maaş ve geriye dönük %2 primlerini alamadığını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 01/11/1992-14/11/2014 tarihleri arasındaki kıdem tazminatı alacağına mahsuben 30.000TL, maaş alacağına mahsuben 20.000TL, prim alacağına mahsuben 10.000TL, 5953 sayılı Kanunun 14.mad gereğince gününde ödenmeyen ücret alacağı için günlük %5 gecikme bedeline mahsuben 5.000TL, ikramiye alacağına mahsuben 5.000TL, yıllık izin ücreti alacağına mahsuben 30.000TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevsizlik ve zaman aşımı itirazında bulunmuş, davanın haksız olduğunu, husumet nedeniyle de reddi gerektiğini, davacı ile davalı arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, davacının iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının işveren konumunda olduğundan davacı yana izin günlerini de kendisinin belirlediğini, bu nedenle davacı yanın torba talepler niteliğindeki izin taleplerinin de reddi gerektiğini, davacının davalı şirketten herhangi bir nam ve ad altında alacağı bulunmadığını, davacının sebepsiz zenginleşmesine yönelik haksız maaş ve prim alacağı taleplerinin de reddi gerektiğini, ayrıca davalının davacıdan muaccel hale gelmiş alacağı olduğunu, davalı şirketin muaccel hale gelen bu alacağına ilişkin olarak tüm dava, talep, takas ve mahsup haklarının saklı olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
….İş Mahkemesinin … sayılı 14/04/2015 tarihli görevsizlik kararı verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 2015/23721 esas 2015/28111 karar sayılı 12/10/2015 tarihli ilamı ile görevsizlik kararının onanmasına karar verilmiş ve dosya görevsizlik kararı üzerine mahkememize gönderilmekle mahkememizin 2014/820 esas sırasına kaydedilmiştir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, tarafların delil listelerindeki deliller celp olunmuştur.
Tarafların tanıklarının dinlenmesine karar verilmiş olup, davacı tanığı … ” ben 2013 yılında … … de çalışmaya başladım. … bey o dönemde beni işe alan kişiydi, bütün genel yayın yönetmenliği görevini üstleniyordu, şirketin sahibinin … olduğunu biliyorum, davacının herhangi bir ortaklık durumunun olup olmadığını bilmiyorum. Bildiriğim kadarı ile şirketin sahibi …’ tır. Dava dilekçesinde bahsi geçen alacaklara ilişkin tam bilgi sahibi değilim prim alacağının maaş alacağının ödenip ödenmediğini bilmiyorum, ben çıkarken bir kısım işçi haklarımı aldım, ancak davacının ne sebeple işten ayrıldığını bakiye alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin bilgi sahibi değilim. Davacının izin kullandığını biliyorum ancak ne kadar yıllık izinden kaynaklı alacağı olduğuna ilişkin bilgi sahibi değilim. Davacının … ın talimatları doğrultusunda çalıştığını biliyorum. Şu anda … isimli reklam işinde çalışıyorum … ta davacıya aittir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … “ben 1992 senesinden itibaren … … de davacı ile birlikte çalışmaya başladım. … bey o dönemde yayın yönetmeniydi daha sonra genel yayın yönetmenliğine kadar yükseldi, şirketin sahibinin … olduğunu biliyorum, davacının herhangi bir ortaklık durumunun olup olmadığını bilmiyorum. Bildiğim kadarı ile şirketin sahibi …’ tır. Dava dilekçesinde bahsi geçen alacaklara ilişkin tam bilgi sahibi değilim prim alacağının maaş alacağının ödenip ödenmediğini bilmiyorum, ben çıkarken işçi haklarımın tamamını aldım, kendisi bildiğin kadarı ile yıllık izin kullanıyordu bu konuda sıkıntı yaşadığına şahit olmadım davacının ne sebeple işten ayrıldığını bakiye alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin bilgi sahibi değilim. Davacının izin kullandığını biliyorum ancak ne kadar yıllık izinden kaynaklı alacağı olduğuna ilişkin bilgi sahibi değilim. Davacının … ın talimatları doğrultusunda çalıştığını biliyorum. Şu anda emekliyim. Sonradan bana bir kısım davalar açıldı devam eden bir davamızda vardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … ” ben 2008 yılından 2015 yılına kadar … … de çalışmaya başladım. … bey o dönemde beni işe alan kişiydi, bütün genel yayın yönetmenliği görevini üstleniyordu, şirketin sahibinin … olduğunu biliyorum, davacının herhangi bir ortaklık durumunun olup olmadığını bilmiyorum. Ben işten ayrılırken işçi alacaklarımın tamamı ödendi, izin ve diğer haklarımızı da kullanıyorduk, davacının buna ilişkin bakiye alacağının olup olmadığı noktasında bilgi sahibi değilim, davacının izin kullandığını biliyorum ancak ne kadar yıllık izinden kaynaklı alacağı olduğuna ilişkin bilgi sahibi değilim. Davacının …’ ın talimatları doğrultusunda çalıştığını biliyorum. Şu anda Karadeniz …’ de çalışıyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … “ben … Prodüksiyon da muhasebe bölümünde müdür olarak çalışıyorum 2013 senesinde işe girdim, beni işe … aldı, … bizim bölümün müdürüydü, aynı zamanda genel müdür yardımcısıydı genel müdür olarak … vardı, bunun yanında … ında şirket sahibi olarak yönetimde söz hakkı olduğunu biliyorum, …, … ve … şirketin sahibiydi, ben … ile yaklaşık 1 sene çalıştım, kendisinin işçi pozisyonu yoktu, tamamen yönetimde yer alıyordu, harcama yetkisi vardı, işçi alacaklarına ilişkin olarak şirketimizden ayrılan herkese gerekli ödemeleri yapıyoruz, kendisi yönetici vasfında olduğu için şirkete geliş gidiş saatleri esnekti normal mesai şeklinde çalışmıyordu, kendisinin çalışmalarından kaynaklı bakiye alacağının olup olmadığı konusunda bilgi sahibi değildir, Himmet Yıldız … ın şöförüdür kendisinin şirket ortağı olduğu konusunda bilgi sahibi değilim, ben şöför olarak biliyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … “ben … … da çalışıyorum davacı ile yaklaşık 5-6 ay kadar çalıştık o dönemde bütün talimatları kendisinden aldım kendisi en üst pozisyondaki kişiydi kendisinin … Hattatla birlikte şirket sahibi olduğu biliyorum, bana ismini okumuş olduğunuz diğer kişelerin şirket ortakları olup olmadıklarını bilmiyorum, … Hattatın şöförüdür, diğerleri de şirkette çalışanlardır, davacının çalışma saatleri esnekti zaman zaman görmediğimiz de oluyordu, kendisinin yıllık izin kullanıp kullanmadığı konusunda bilgim yoktur, herhangi bir bakiye alacağının olup olmadığı konusunda bilgim yoktur. Ben çalıştığım dönemde davacı genel müdür pozisyonundaydı, genel yayın yönetmeni … … de de diğer radyo birimlerinde de … dir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … “Tanıktan soruldu; 2005 yılından beri … … de çalışıyorum, işe alınmam aşamasında … ve … bey ile görüştüm kendilerini şirketin sahibi ve hissedarı olarak biliyorum, davacı genel itibariyle şirketi yöneten kişiydi, şirketin diğer ortaklarının kim olduğu konusunda bilgi sahibi değilim, bizim bildiğimiz … ve … beyin şirket sahibi olduğuydu kendisinin herhangi bir işçi vasfı yoktu, emir ve talimatlar doğrultusunda şirket yönetiliyordu, ben …’ nın mesaisine ilişkin tam net bir şey söyleyemem kendisi genel müdür pozisyonunda olduğu için esnek saatlerde çalışırdı, tam olarak bir şey söyleyemem, benim bildiğim kadarı ile şirketin 2 ortağı vardır, kağıt üzerindeki durumla alakalı bilgi sahibi değilim, işle alakalı herhangi bir sıkıntımız olduğunda şirket sahibi ve yöneticisi olarak bu iki kişi ile görüşürüz. Kendisinin dönem dönem genel yayın yönetmenliği yaptığı dönemler olabilir ama genel itibariyle üst düzey yönetici genel müdür pozisyonundaydı. … nin genel yayın yönetmeni olduğu dönemde … ın talimatlarının bize … iletirdi. ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi SGK Müfettişi … tarafından tanzim olunan 05/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında TBK gereğince vekalet ilişkisi bulunduğunu, dolayısıyla davacının TBK hizmet sözleşmesine, 5953 sayılı Basın İş Kanununa veya 4857 sayılı İŞ Kanununa tabi olmadığını, söz konusu TBK hizmet sözleşmesinin, Basın İş Kanunu veya İş Kanunundan temelini alan (kıdem tazminatı, prim, maaş, gecikme bedeli, ikramiye, yıllık izin ücreti vd) haklardan yararlanmasının mümkün olmadığını, taleple bağlılık ilkesi gereği davacının işçi statüsü iddiasının ve bu nedenle 5953 sayılı Basın İş Kanunu gereğince talep ettiği dava konusu alacakların kabulüne imkan bulunulmadığını, TBK açsından ise vekalet sözleşmesinde ücretin zorunlu bir unsur olmadığını, ancak vekalet sözleşmesinin ücretsiz olabileceği gibi sözleşme veya teamül varsa vekilin ücrete hak kazanacağını, bunun için sözleşmede ücret ödeneceğinin kararlaştırılması yada gelenek/teamül gereği vekile ücret ödenmesi gerektiğini, ….Asliye C eza Mahkemesinin … Esas (Yeni ….Asliye Ceza Mahkemesinin … esas) sayılı dosyası altında davacı aleyhine hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma iddiasıyla ceza yargılamasının devam ettiğini, bu nedenle davalı tarafın davalı şirketlerin davacıdan muaccel hale gelmiş alacağının olduğunu iddia ettiğini, en son dosyanın karar verilmek üzere incelemeye alınmasına ve duruşmanın ertelenmesine karar verildiğini, ceza mahkemesi tarafından verilecek kararın işbu davanın sonucunu etkileyebileceğini, hukuki sonuç ve takdirin mahkemeye ait olmak üzere, davacının haklı görülmesi halinde hesaplanan tutarların maaş alacağının 29.333,33TL olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup rapora karşı beyanlar dosyaya ibraz edilmiştir.
….Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; müştekilerin …, …, şüphelilerin …, …, … olup, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan ceza davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda24/05/2018 tarihli karar ile sanıkların hapis ve para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinafı üzerine bozularak … esas sırasına kaydedildiği, … esas …, karar sayılı 08/10/2021 tarihli karar ile sanıklar hakkında hapis ve para cezasına hükmolunduğu, kararın kesinleştiği görülmüştür.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının savunması, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının her iki şirketin çalışanı olduğu ve iş akdinin 01/09/1996 tarihinde feshedildiği belirtilerek, kıdem tazminatı, Maaş alacağı , prim alacağı, alacağın günlük % 5 gecikme bedeli, ikramiye alacağı ile yıllık izin ücreti alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
RTÜK’den gelen 05/10/2017 tarihli yazı cevabının incelenmesinde; … … AŞ bünyesinde 2014 yılı ve öncesinde genel müdür olarak … ve …’ın görevli olduğu, … … AŞ bünyesinde ise 2014 yılı ve öncesinde genel müdür olarak …, … ve …’nin görevli olduğunun bildirildiği, yazı ekindeki belgeler incelendiğinde davacı …’nın davalı şirketlerde ortak, yönetim kurulu üyesi ve genel müdür olduğu, genel yayın yönetmenlerinin ise başka kişiler olduğu anlaşılmıştır.
Davacının 1992 yılından itibaren fasılasız olarak davalı şirketlerde görev yaptığı, hizmet süresinin 01/11/1992 – 14/11/2014 olduğu, tanık beyanları ile dosya kapsamındaki diğer belgeler de dikkate alındığında, davacının davalı şirketlerin ortağı/hissedarı, yönetim kurulu üyesi olduğu, genel müdür olarak davalı şirketleri yönettiği, alınan her türlü kararda söz sahibi olduğu, imza sirkülerinden anlaşıldığı üzere attığı imzalar ile davalı şirketleri temsil ve ilzam ettiği, bu itibarla davacı ile davalılar arasında TBK gereğince vekalet ilişkisi bulunduğu ve TBK’nın vekalete ilişkin düzenlemelerinin uygulanması gerektiği, TBK açısından vekalet sözleşmesinde ücretin zorunlu bir unsur olmasa da sözleşme veya teamül varsa vekilin ücrete hak kazanacağı, bunun için sözleşmede ücret ödeneceğinin kararlaştırılması yada gelenek/teamül gereği vekile ücret ödenmesi gerektiği ancak TBK 506/2 hükmü gereğince vekilin üstlendiği iş ve hizmetleri, vekalet verinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadaka ve özenle yürütmekle yükümlü olduğu, davacı aleyhine hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma iddiasıyla ceza yargılaması yapıldığı ve yargılama sonucunda ….Asliye Ceza Mahkemesinin 019/229 esas …, karar sayılı 08/10/2021 tarihli karar ile davacı hakkında hapis ve para cezasına hükmolunduğu ve kararın kesinleştiği, bu bağlamda davacının vekalet görevini TBK’nın 506. Maddesi hükümlerine uygun olarak yerine getirmemesi nedeniyle ücrete hak kazamayacağı, taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunmaması nedeniyle davacının diğer taleplerinin de kabul edilemeyeceği kanaatine varılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1- Davanın Reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 16.000TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 1.707,75TLden mahsubu ile fazla alınan 1.627,05TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan 20,25TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/11/2022

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI