Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1268 E. 2021/90 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1268 Esas
KARAR NO:2021/90

DAVA:Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/12/2016
KARAR TARİHİ:04/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 09/05/2012 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi ile Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) dağıtım şirketi olan müvekkilinin bayiliğini yaptığını ancak sözleşmenin …. Noterliğinin 07/11/2013 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle feshedildiğini, davalının ısrarlı talepleri sonucu 5 yıllık ikinci bir sözleşmenin 28/11/2013 tarihinde akdedildiğini ancak davalının LPG alımları incelendiğinde 2014 yılının ilk 3 ayında eskiye oranla düzenli LPG alımı yaptığını daha sonrasında ise alımlarında ciddi bir düşüş olduğunu ve 2015 yılı itibariyle de hiç LPG alımı yapmaması nedeniyle bayilik sözleşmesinin 3/f maddesi doğrultusunda 13/02/2015 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, davacının zilyetliğinde mülkiyeti müvekkiline ait 250 adet 2kg. – 339 adet 12 kg. 15 adet 24 kg. olmak üzere toplam 604 adet LPG tüpün mevcut olduğunu ve sözleşmenin feshinden itibaren 15 günlük süre içerisinde müvekkiline iade etmesi gerekirken teslim etmediğini, bayilik sözleşmesinin 25. Maddesine göre teslim edilmeyen tüpler için tüp başına imalat bedeli kadar cezai şart talep etme hakkının doğduğunu, iade edilmeyen tüpler için tazminat talebi bilirkişi tarafından hesaplandığında arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00-TL – kâr mahrumiyeti olarak ileride arttırılmak üzere şimdilik 5.000,00-TL ve cezai şart olarak 18.372,67-TL olmak üzere şimdilik 24.372,67-TL nin fesih ihtarnamesinin tebliğinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiz oranı üzerinden faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama masrafı ve ücret-i vekaletin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; taraflar arasında imzalanan bayilik anlaşması ve genel şartname, …. Noterliğinin 13/02/2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi, davacı tarafından muhtelif tarihlerde davalıya kesilen faturalar (fotokopi), davacı vekilinin sunmuş olduğu 09/01/2020 tarihli ıslah dilekçesi Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, kimya yüksek mühendisi bilirkişi … ve mali müşavir …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 25/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında imzalanmış bir bayilik sözleşmesi ve (LPG) Tüplü Bayiliği Anlaşması ve Genel Şartnamesi 3/e maddesinde davalı bayinin asgari alım taahhüdünde bulunduğunu, davacı yanca bayilik sözleşmesinin 13/02/2015 keşide tarihli ihtarnamesiyle feshedildiğinin anlaşıldığını, davacının bayilik sözleşmesini fesihte haklı olup olmadığı hususunun incelendiğini ve 2014 Aralık ayından itibaren hiç alım yapmadığının tespit edildiğini, davalı tarafından iade edilmeyen boş tüplerin toplam bedelinin 25.132,45-TL ve cezai şart talebinin ise 296 adet tüp x 62-TL = 18.352,00-TL olarak hesaplanabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilerek 25/01/2018 tarihinde tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle; davaya konu sözleşmenin süresi içerisinde bitmesi gerektiği Mahkemece kabul edildiğinde davacı şirketin 10.795,61-TL kâr elde edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(4)Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilerek 11/03/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle; … firmasının dava konusu bölgede tek bayisinin olduğunu, … ile bayilik sözleşmesinin 05/09/2011 tarihinde beş yıl için tesis edildiğini ve 22/07/2017 tarihinde tekrar beş yıl uzatıldığını, …’ın yeni bir bayilik ilişkisi kurmadığını ve bu anlamda yeni bir sözleşme yapmadığının anlaşıldığını, yeni bayilik sözleşmesi için makul bir süre vermenin oldukça zor olduğunu ve bölgedeki doğalgaz alt yapısının LPG bayiliğini geri planda bıraktığını, bu nedenle yeni bir LPG bayilik sözleşmesinin tesis edilmesinin mümkün olmayabileceğini, mevcut bayilerin bölgenin LPG talebini karşılıyor olmasının bu sonucu açıkladığını, taraflar arasındaki ikinci sözleşme süresinin 28/11/2013 – 28/11/2018 tarihleri aralığında olduğunu ancak sözleşmenin 13/02/2015 tarihinde feshedildiğini, bu durumda sözleşmenin bitmesi gereken süreden 45 ay 15 gün önce bittiği anlaşılmakla 45,5 ay x 0,255 ton (dağıtım şirketleri payı) x 1.556,46=) 18.058,82-TL kârdan mahrum kalınan tutar olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(5)Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi dosyaya sektör bilirkişi … ilave edilerek yeniden bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, 09/12/2019 tarihinde tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle; taraflar arasında akdedilen 11/12/2013 tarihli bayilik sözleşmesinin davacı tarafından alım yapılamayan 43 günlük süreden sonra haklı nedenle feshedildiğini, 13/02/2015 tarihinde feshedilen bayilik sözleşmesi gereği bu fesihten önceki son bir yılda en yüksek alım yapıldığı ay tespit edilerek 13/02/2014 tarihinden sonraki alımları incelenmesi gerektiğinden 2014 Şubat ayında yaptığı alımların cezai şart maddesindeki son bir yıl ibaresi kapsamı dışında kalacağından en yüksek alım yapılan ayın Mart 2014 olduğu, ve bu ayda 3.118 kg alım yapıldığı ve davacı tarafın talep ettiği yöntemle 16.110,00 TL cezai şart alacağı, sözleşmenin 21/b maddesine göre yapılan hesaplama ile 193.316,00 TL cezai şart alacağı olduğunu, iade edilmeyen tüp bedelleri için bayilik sözleşmesi ilgili maddeleri gereği hesaplanan cezai şartın 25.132,45-TL olduğunu, davacı tarafından belirtilen tüplerin davalıya teslim edildiğini, davalı taraf tüplerin iade ettiğine ilişkin evrak sunmadığı, kâr mahrumiyeti talebi bakımından sözleşmesi feshedilen davalının bayiliğine en yakın satış noktası tespit edildiğinde iptal edilen bayiliğe 5 km mesafede olduğu, davacının bu bölgede yeni bir bayilik sözleşmesi yapmadığını belirtmiş olup, teknik olarak incelemede tüplü LPG piyasasının daraldığı, yeni bir bayilik anlaşması yapılmasa da firmanın 5 km mesafede yer alan mevcut bayiisi ile bölgedeki müşterilerin ihtiyaçlarının karşılanabileceği, kalan sürenin esaslı olarak 19.748,11-TL olarak hesaplandığını fakat sektördeki daralma ve satış kayıp oranları dikkate alınarak bu oranda %30 indirim yapılması gerektiği düşünüldüğünden tutarın 13.823,67-TL olarak revize edilmesi gerektiğini, iki farklı hesaplama yöntemi yapılarak takdirin mahkemeye bırakıldığı, bu bilgiler doğrultusunda cezai şart bedeli 16.110,00-TL iade edilmeyen tüp bedelleri 25.132,00-TL ve kâr mahrumiyeti 13.824,00-TL olmak üzere toplam 55.066,00-TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle talep edilen cezai şart alacağı, iade edilmeyen tüplerin değerinin ödenmesi ve kar mahrumiyetine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davacı …Ş ile davalı arasında 09/05/2012 tarihli 5 yıl süreli Tüplü LPG bayilik sözleşmesi imzalanmış, 07/11/2013 tarihinde sözleşme feshedilmiş, 11/12/2013 tarihinde ikinci bir bayilik sözleşmesi imzalanmış bu sözleşme de …. Noterliği’nin 13/02/2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiği anlaşılmıştır. Davacı taraf sözleşmeyi 2014 yılının Mart ayından sonra kademeli LPG alımlarında azalma olduğunu, 2015 yılı Ocak ve Şubat ayında şirketten hiç LPG alımının yapılmadığı, bayilik sözleşmesi uyarınca 30 günden uzun süre ile LPG alınmaması şirkete tek taraflı fesih hakkı verdiğinden bahisle haklı nedenle feshettiğini bildirilmiştir.
Davacı taraf 11/12/2013 tarihli sözleşmeyi feshettiği anlaşıldığından işbu sözleşmenin 19. Maddesinde, …’ın yazılı hallerde sözleşmeyi derhal feshetme hakkı bulunan haller sayılmış olup bayinin satışında olağanüstü düşüşler meydana gelmesi, bayinin 30 gün süre ile … A.Ş’den LPG almaması durumu bu haller içerisindedir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında davalı bayiinin 2015 Ocak ayında hiç alım yapmadığı da tespit edilmiş olduğundan sözleşme maddesi gereği davacının bayilik sözleşmesini haklı nedenle feshettiği kanaatine ulaşılmıştır. Davacının feshinin haklı olması nedeniyle talep ettiği alacak kalemleri bakımından mahkememizce alınan birden fazla bilirkişi raporu bulunduğu, ilk alınan raporlarda incelemelerin eksik ve hatalı yapıldığı, hesaplamaların yanlış yapıldığı, istenilen hususların tam anlamıyla karşılar nitelikte rapor oluşturulmadığı, bu sebeple bilirkişi heyetine 1 sektör bilirkişisi daha eklenerek rapor hazırlanması istenmiş ve 09/12/2019 tarihli bilirkişi heyetince düzenlenen rapor diğer raporlardaki hatalar giderilmek suretiyle denetime açık şekilde düzenlenmiş ve usulüne uygun hesaplamalar ve teknik incelemeler yapıldığından mahkememizce hükme elverişli olduğu anlaşılmış, alınan diğer raporlara itibar edilmeyerek son alınan 09/12/2019 tarihli rapora mahkememizce itibar edilmiştir.
Son alınan rapor uyarınca davacı tarafın ticari defterleri incelenmiş, davacı tarafın davalıdan cari hesaptan kaynaklı bir borcunun olmadığı, cezai şart talebi bakımından diğer bilirkişi raporlarındaki hesaplama hatasının neyden kaynaklandığı da belirtilerek, sözleşmenin 21/b maddesi uyarınca hesaplama yapılmış ve sözleşmenin fesih tarihinden önceki son bir yıldaki en yüksek alım ayının 2014 Mart ayı olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi tarafından bu aydaki satış miktarı dikkate alınarak hesaplama yapılmış ve davacı tarafın talep ettiği yöntemle hesaplama yapılarak 16.110,00 TL cezai şart talep hakkı bulunmuş, ancak sözleşmedeki 21/b maddesine uygun şekilde hesaplama ile bu miktarın 193.316,00 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK 26. Maddesi uyarınca hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, daha azına karar verebileceği düzenlemesi de dikkate alındığında; davacı tarafça 09/01/2020 tarihli ıslah dilekçesinde, dava dilekçesindeki 18.372,67 TL yerine 16.110,00 TL olarak cezai şart bedeli talep ettiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı tarafın sözleşmeyi haklı nedenle fesih ettiği ve sözleşmenin 21/b maddesi uyarınca cezai şart alacağı talep edebileceği ve hesaplama neticesinde bu bedelin 16.110,00 TL olduğu dikkate alınarak mahkememizce davacının cezai şart talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacının iade edilmeyen tüpler bakımından tazminat talep etmiş olduğu anlaşılmakla; taraflar arasında akdedilen 11/03/2013 tarihli bayilik sözleşmesinin 20/e maddesinde, sözleşmenin sona ermesine bağlı diğer tazminat ve cezai şart yükümlülüklerinden ayrı olarak iadesini geciktirdiği her tüp başına sözleşmenin feshi tarihindeki tüp imalat bedeli kadar cezai şart ödeyeceğini taahhüt edeceği yönündeki sözleşme maddesi mevcuttur. Dosyadaki depozito makbuzları da incelenerek bilirkişi tarafından yapılan tespitlerden tüplerin davalıya teslim edildiği ve tüp modelleri ile adetleri de belirlenerek yapılan hesaplama sonucu 25.132,45 TL bedelinde iade edilmeyen tüp nedeniyle tazminatı talep edilebileceği tespit edilmiştir. Davalı tarafından kendisinde bu tüplerin olmadığına ilişkin beyanlarda bulunmuş ise de depozitolu olarak verilen tüplerin davacıya iade edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi belge sunmadığından davalının tüpleri iade etmediği, tüplerin depozitolu olarak satıldığı ve depozito makbuzları da incelendiğinde davacının sözleşmenin 20/e maddesi kapsamında iade edilmeyen tüplerden dolayı 25.232,45-TL cezai şart alacağı bulunduğu anlaşılarak talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı, işbu davasında kar mahrumiyeti de talep etmiştir. Kar kaybı zarar kalemi hukuken müsbet zarar kapsamında kalmaktadır. Taraflar arasındaki 11/12/2013 tarihli bayilik sözleşmesinin 21/a maddesi uyarınca: “…, bayiden sözleşmenin süresinden önce feshi sebebiyle maruz kalacağı zarar, ziyan ve sözleşme süresinin sonuna kadar hesap edilmek üzere, mahrum kalacağı kar karşılığı tazminat talep edebileceğini bayi peşinen kabul ve taahhüt eder ” düzenlemesi olduğundan sözleşmede, açıkça kar mahrumiyeti isteneceğine dair bir düzenlemenin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından davalı bayii ile sözleşmenin feshinden sonra başkaca bir bayii ile sözleşme yapılmadığı bildirilmiştir. Mahkememizce alınan son bilirkişi raporunda davacının kar mahrumiyeti talebine ilişkin inceleme yapılmış ve sözleşmesi feshedilen davalının bayiliğine en yakın satış noktası tespit edildiğinde iptal edilen bayiliğe 5 km mesafede olduğu, davacının bu bölgede yeni bir bayilik sözleşmesi yapmadığını belirtmiş olup, teknik olarak incelemede tüplü LPG piyasasının daraldığı, yeni bir bayilik anlaşması yapılmasa da firmanın 5 km mesafede yer alan mevcut bayiisi ile bölgedeki müşterilerin ihtiyaçlarının karşılanabileceği, sözleşme başlangıç tarihi, bitiş tarihi, çalışılan süre vs. hususlar dikkate alınarak günlük kar kaybı bulunmuş ve kalan sürede kar kaybının 19.748,11-TL olarak hesaplandığını fakat sektördeki daralma ve satış kayıp oranları dikkate alınarak teknik inceleme ile hesaplamada %30 indirim oranı yapılması gerektiği kanaati bildirerek tutarın 13.823,67-TL olarak revize edilebileceği, 2 türlü hesaplama yapılarak nihai takdir mahkememize bırakılarak rapor hazırlanmıştır. Teknik yönden alınan rapor incelendiğinde tüplü LPG piyasasındaki daralma ve sözleşmesi feshedilen bayinin bulunduğu bölgenin 5 km mesafede başka bayinin bulunması, davacının … olması nedeniyle müşteri çevresinin olması, davacı vekilinin de ıslah dilekçesinde kar mahrumiyet talebini 19.748,11-TL üzerinden ıslah etmediği, 13.823,67-TL üzerinden ıslah ettiği anlaşılmakla, bayilik sözleşmesinin 21/a maddesi gereği davacının kar mahrumiyeti talebinde bulunabileceği, yapılan hesaplama sonucu 13.823,67-TL kar mahrumiyeti alacağı olduğu ve bunu davalıdan talep edebileceği anlaşıldığından kar mahrumiyeti alacağının kabülüne karar verilmiştir.
Belirtilen bu sebeplerle; davacının ıslah dilekçesi de dikkate alınarak 16.110,00-TL cezai şart alacağı, 13.823,67-TL kâr mahrumiyeti alacağı, 25.232,45-TL iade edilmeyen tüp bedelleri alacağı olmak üzere toplam 55.066,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Ancak davacı taraf dava dilekçesinde alacaklarının fesih ihtarnamesinin tebliğinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte talep etmiş olsa da; …. Noterliği’nin 13/02/2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalıya tebliğine ilişkin dosyada tebliğ şerhinin bulunmadığı gibi ilgili ihtarname incelendiğinde; sözleşmenin davacı tarafından haklı sebeple feshedildiği ancak alacak kalemlerinin bedellerine ilişkin bir talep bulunmadığı, miktar yazmadığı dikkate alındığında fesih ihtarnamesinin tebliğinden itibaren değil, dava tarihinden itibaren davalının tacir olduğu gözetilerek ticari faize hükmedilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın KABULÜ ile; 16.110,00-TL cezai şart alacağı, 13.823,67-TL kâr mahrumiyeti alacağı, 25.232,45-TL iade edilmeyen tüp bedelleri alacağı olmak üzere toplam 55.066,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 3.761,55-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 416,23-TL peşin harç + 836,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.252,23-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.509,32-TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,
(3)Davacı tarafından yapılan; 416,23-TL peşin harç, 836,00-TL ıslah harcı, 29,20-TL başvuru harcı, 2.100,00-TL bilirkişi ücreti, 227,40-TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 3.608,83-TL yargılama masrafının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
(4)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 7.958,58-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(5) Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/02/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.