Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1225 E. 2018/733 K. 31.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/61
KARAR NO : 2018/709

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 18/01/2017
KARAR TARİHİ : 24/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1)Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı …’ın, .. faaliyet gösteren davalılardan … … makine firması ile cam yıkama makinesi alım satımı konusunda anlaşma yapıldığını, yapılan anlaşma gereğince müvekkilinin … Makineye 20/04/2009 vadeli, 1.000 TL, 20/05/2009 vadeli 1.000 TL, 20/06/2009 vadeli 1.500 TL, 20/07/2009 vadeli 1.875 TL, 20/08/2009 vadeli 1.875 TL, 20/09/2009 1.875 TL, 20/10/2009 vadeli 1.875 TL olmak üzere 7 adet senet imzalayıp, teslim ettiğini, makinelerin arızasından dolayı … 1. Noterliğinin … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden Tazminat davası açıldığını, bu nedenle 20/09/2009 tarihli ve 20/10/2009 tarihli son iki senedin ödenmediğini beyanla … 12. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takibe konu edilen senetlere ilişkin olarak müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesi istemiyle huzurdaki davayı ikame etmiştir.
(2)Davalı vekili … cevap dilekçesinde özetle; … 12. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasından bilgi sahibi olmadığını, diğer davalının boşandığı eşi olduğunu, dava dilekçesi ile eklerinin tebliğ edildiğinde yeniden cevap dilekçesi sunacağını bildirmiştir.
(3)Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ikametgah adresinin … olduğundan bahisle yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının iddialarının asılsız ve mahkemeyi yanıltmaya matuf olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkememizin 2014/454 esas, 2015/532 karar sayılı, 17/09/2015 tarihli kararı ile davalı … yönünden davanın kabulüne, diğer davalı yönünden reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin 13/11/2015 tarihli dilekçesi ile Mahkeme kararını temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay 19. Hukuk Dairesine gönderilmiş olup, Yargıtay’ın 2016/2218 esas, 2016/13921 karar sayılı, 25/10/2016 tarihli ilamında; “Dava icra takibine konu bonolar nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine ilişkindir.Takibe konu bonolarda keşideci davacı …, lehdar ise davalı …’dir. Davalı … dava konusu bonoları doğrudan davacıdan olan alacağına karşılık aldığını,diğer davalı … tarafından kendisine verilmediğini ileri sürmüştür.Bu durumda açık bono düzenlenmesi mümkün olduğundan, davacı taraf senedin anlaşmaya aykırı duldurulduğu yolundaki iddialarını usulüne uygun deliller ile ispat edilmesi gerekmektedir.Mahkemece ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” denilmek suretiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1) Bozma sonrası taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup, … Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve … (…) Vergi Dairesine müzekkereler yazılarak deliller celp olunmuştur.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle incelemenin özellikle bu minvalde yapılması gereklidir.
Bozma ilamında dile getirilen husus açık bononun düzenlenmesi mümkün olduğundan davacının senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasını usulüne uygun delillerle ispat etmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu bonoda davacı keşideci, davalı (… Ö.) ise lehtar konumundadır. Açık ticari senette keşideci ile senedi elinde bulunduran arasında yapılan anlaşma ile eksik unsurların doldurulması senet teslim edilen kişiye bırakılmıştır. Bu hususta bir ihtilaf bulunmamakla birlikte açık bononun hükümlerini senedin tedavül edilinceye kadar geçerli ve taraf iradelerine uygun nitelik arz edecek olduğunu da ifade etmek gereklidir. Somut olayda bozma ilamı sonrası … Vergi Dairesi’nden celbolunan yazı cevapları kapsamında davalı … Ö.’nün dava konusu senetlerin düzenleme tarihi itibariyle kendi şahıs firmasının bulunmadığı, adı geçen davalının öncesinde eşi olan diğer davalı … A.’nın şahıs firmasının faaliyette olduğu anlaşılmaktadır.
Bunun yanında bozma sonrası mahkeme kasasına alınan noter protesto evrak asılları incelendiğinde ise (dava dilekçesi ekinde sureti de yer almaktadır) 20/09/2009 vade tarihli senedin …bank … Şubesi tarafından … 1. Noterliği aracılığıyla protesto edilmiş olmasının yanında senet metni üzerinde davalı …’in isminin yer almadığı, yine 20/10/2009 vade tarihli senet üzerinde de aynı noterlik aracılığıyla çekilen bir diğer ihtarnamede de adı geçen davalının isminin yer almadığı görülmüştür. Zaten icra takibine konu edilen senetler de iş bu ihtarnamelerde dile getirilen senetlerdir. Görüleceği üzere; senetlerin tedavüle çıkartıldıktan sonra … Makine ibaresinin yanına … isminin yazıldığı ve ekleme üzerinde herhangi bir paraf kaydı bulunmadığı sabit haldedir. Dolayısıyla mevcut durum itibariyle dava konusu edilen senetler yönünden artık taraflar arasında açık bono düzenlenmesi ve davalıya tesliminin söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır. İsim kaydının sonradan bono üzerine eklendiği Adli Tıp Kurumu raporuyla da ortaya konulmuş olduğundan, davacının takip konusu senetler nazarında davalı … Ö.’ye şahsi bir borcunun bulunmadığı kanıtlanmış addedilmelidir. Bunun yanında isim ibaresinin açıkça sonradan ve böyle bir anlaşmaya varılmadan senet üzerine eklenmekle davalının işlemin bizatihi karşı tarafı olduğu da dikkate alınarak mezkur senetler yönünden davacı aleyhine başlattığı icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğu yönünde de vicdani kanaate erişilmekle, HMK 31. maddesi uyarınca davacı vekilinin menfi tespit talebinin icra dosya borcunun takip çıkış miktarı toplamına münhasır olduğu beyanı dikkate alınarak ve bu yöndeki harç eksiği ikmal edilerek davalı … Ö. yönünden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın kabulü ve davacının adı geçen davalıya borçlu olmadığının tespitine dair neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU :
(1)Davalı … yönünden verilen önceki karar kesinleşmiş olmakla bu davalı yönünden yeniden hüküm tesisine yer olmadığına,
(2)Davanın davalı … yönünden KABULÜ ile;
Davacının … 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası kapsamında davalı …’e asıl alacak ve takip öncesi işlemiş faiz talebine ilişkin olarak borçlu olmadığının tespitine,
(3)İİK’nun 72/5 maddesi uyarınca icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğu takdir edilmekle takip çıkış miktarı üzerinden (4.187,26-TL) üzerinden %20 oranına tekabul eden 837,45-TL kötü niyet tazminatının adı geçen davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
(4)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 256,16 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 64,05 TL harçtan mahsubu ile bakiye 192,11 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(5)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde maktu vekalet ücretinden aşağı vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinden 2.180 TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(6)Davacı tarafından tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde bozma öncesi yapılan 970,10 TL yargılama gideri ile bozma sonrasında yapılan; müzekkere, posta, tebligat masrafının oluşan 45,50 TL olmak üzere toplam 1.015,60 TL yargılama giderinin davalı …’den tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(7)Davalı tarafından bozma sonrası yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
(8)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı kanunun 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”