Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1054 E. 2018/516 K. 17.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2016/1054
KARAR NO : 2018/516
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/10/2016
KARAR TARİHİ : 17/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 18/08/2016 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile seyir halindeyken bisiklet ile seyir halinde olan müteveffa …’e çarpması ve üzerinden geçmesi sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda …’in vefat ettiğini, kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere …’ın olayda asli kusurlu olduğunu, davacıların desteği …’in … doğumlu olup kaza ve ölüm tarihinde 9 yaşında olduğunu, ailenin bu acı kazanın sonucunda maddi ve manevi telafisi olamayacak kayıp içerisinde olduklarını, kazaya karışan … plakalı aracın davalı … tarafından sigortalandığını, davacıların mahrum kaldığı destekten kaynaklanan tazminat için sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatını isteme hakkının ölenden geçen bir hak olmayıp doğrudan doğruya müteveffanın yardımına ve desteğine muhtaç olan hayatta kalanların kişiliklerinden doğan bağımsız bir hak olduğunu, tazminata konu zararın ölenin değil destekten yoksun kalan 3.kişilerin zararı olduğunu, davacıların yakınının vefatından sonra müteveffanın kardeşi …’in ağabeyini kaybetmenin acısıyla ağır depresyona girdğini, 2011 doğumlu olan …’in birlikte büyüdüğü ağabeyini kaybetmenin acısıyla karşı karşıya kaldığını, yaşça henüz çok küçük olan davacının bu yaşına rağmen bu denli büyük bir acıyla baş etmek zorunda bırakıldığını, diğer davacılarında evlatlarını kaybetmenin acısıyla derin bir üzüntü içerisine düştüklerini, bu nedenlerle davacıların zararlarının gideriminin kolay olmayan ve ileride telafisi mümkün olmayan zararların meydana gelmemesi adına davalı … adına kayıtlı araç ve uyap üzerinden sorgulanarak davalılar adına kayıtlı bulunacak araç ve gayrimenkuller üzerine 3.kişilere devrini önlemek maksadıyla ihtiyati tedbir konulmasına, ıslah hakları ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacıların yoksun kaldığı desteğin tespitine, davacı … adına 2.500 TL, davacı … adına 2.500 TL olmak üzere toplam 5.000 TL destekten yoksun kalma tazminatına, tespit edilen ve yoksun kalınan tazminata haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren ticari faiz uygulanarak davalı … şirketinden tahsiline, her bir davacı için ayrı ayrı 50.000 TL olmak üzere toplam 150.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı … ve …’ten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle;… plakalı aracın 06/12/2015 -06/12/2016 bitiş tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS poliçesi ile diğer davalı … adına ölüm halinde kaza tarihi itibarı ile şahıs başına 310.000 TL.sine kadar azami sorumluluk hadleri ile davalı şirkete sigorta ettirildiğini, davaya konu edilen trafik kazası sonrasında yapılan başvuru üzerine davalı … nezdinde hasar dosyaları açıldığını ve buna göre anne …’in 10.340,65 TL, baba …’in 7.933,70 TL destekten yoksun kalma maddi tazminat alacağı olduğunun tespit edildiğini ve 07/10/2016 tarihinde toplam tazminat tutarları olan 18.274,35 TL.nin Av….’in hesabına ödendiğini, usul ve yasaya uygun olarak yapılan bu hesaplama ve ödeme sonrasında davalı … şirketinin davacıya karşı başka bir sorumluluğu kalmadığını, bir an için sorumlu oldukları düşünülse dahi iş bu sorumluluğun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu, bu nedenle öncelikle kusur oranının tespiti sonrasında aktüer bilirkişi tarafından tazminat hesaplaması yapılması gerektiğini, maddi tazminat hesabında Yargıtay içtihatlarına uygun olarak davalı … şirketinin ödeme yaptığı gün itibarı ile hesaplama yapılarak ödemesi yapılan miktarın belirlenen tazminat miktarından mahsup edilmesi gerektiğini, kaza tarihinden itibaren ticari faiz talebinin yerinde olmadığını, davacının başvurusu değerlendirilerek hesaplanan maddi tazminatın davacıya ödendiğini, dolayısı ile davalı şirketin sorumluluğunu yerine getirdiğini ve temerrüdünün söz konusu olmadığını, yine Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre dava haksız fiil esasına dayandığından ve davacı ile davalı şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığından bu gibi hallerde 3.kişilerin uğrayacakları maddi zararlar için ticari yahut avans faizine değil yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, davalı … aleyhine hüküm kurulması halinde davalı şirketin ancak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın, müvekkillerine karşı BK.49 ve 50.maddesindeki haksız fiil sebebiyle işlendiği iddiası ile ikame edildiğini, oysa ceza davası içerisine alınan olay yeri kamera kayıtları incelendiğinde söz konusu ölümlü kazanın meydana gelmesinde tüm kusurun vefat eden küçük çocuğa ait olduğu, davacılar tarafından davalılardan istenilen maddi tazminatın talep edilebilmesi için davalılara bir kusur atfedilmesi gerektiğini, zarar görenin, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğunu, olay yerine ilişkin 3 ayrı kamera kaydı incelendiğinde 8 yaşındaki küçük çocuğun kendi boyundan büyük bir bisikleti kullandığı, ayaklarının kullandığı bisiklete yetişmediği, ani bir hızla kontrolsüz bir şekilde aniden ara sokaktan davalının aracı kullandığı ana caddeye çıkması ve davalının kullandığı aracın yan arka kasa kısmına çarpması neticesinde vefat ettiğinin görüleceğini, tüm kusurun vefat eden küçük çocuğa ait olduğunu, istenilen manevi tazminat miktarının da fahiş olup, olayın gerçekleşme şekli ve kusur oranı da dikkate alındığında miktarın kabulünün mümkün olmadığını, Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi manevi tazminatın bir ceza olmayıp zarar görenin zenginleşmemesi, zarar verininde fakirleşmemesi gerektiğini, trafik sigortasında sigortalıya dava açılması halinde trafik sigortası maddeleri dahilinde davacı masrafları ve avukat giderlerinin sigorta şirketi aracılığı ile ödeneceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Büyükçekmece …Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının bir örneği UYAP üzerinden dosya içeresine alınmıştır.
Dosya kusur oranının tespiti için ATK.Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş, düzenlenen 26/09/2017 tarih ve… sayılı raporu ile, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki kamyoneti ile kavşakta seyir halinde olduğu esnada bisikletlinin kontrolsüz ve tedbirsiz bir şekilde kavşakta kayarak kamyonetin altına girdiği ve kamyonetin mevzu bahis bisikletliye çarparak aracının arka tekerlek kısmıyla üstünden geçtiği kazada atfı kabil bir kusuru bulunmadığı, maktul sürücü … sevk ve idaresindeki bisiklet ile kavşak mahallini ve düz seyir halinde olan araçları dikkate alıp yavaşlayarak kavşağa gelip gerekli ve yeterli kontrollerinin akabinde tedbirli bir şekilde anayola katılması gerekirken bu hususlara riayet etmeyip kontrolsüz ve ani bir şekilde kavşağa girip kavşakta seyrine devam eden aracın altına kayarak girdiği, ilk geçiş hakkını düz seyir halinde olan araca vermediği, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde araç kullanarak kazanın oluşumuna zemin hazırladığı, kazada yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin sonuç üzerinde asli derecede %100 oranında etken olduğu belirtilmiştir.
İş bu dava trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalmaya dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
6098 sayılı TBK’nın Madde 49 vd maddeleri “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür. Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Bedensel zararlar özellikle şunlardır:1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar. Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz. Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükümlerine amirdir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacıların murisi müteveffa …’in kontrolsüz ve tedbirsiz bir şekilde aniden kavşağa girip kavşakta seyrine devam eden davalı davalı … sevk ve idaresindeki kamyonun altına kayarak girdiği ve meydana gelen kazada vefat ettiği, alınan ATK kusur raporunda müteveffanın davranış faktörlerinin sonuç üzerinde %100 oranında etken olduğunun tespit edilmesi nedeniyle, davalı sürücü …nin kazanın meydana gelmesinde kusurunun kusuru bulunmadığı, dolayısıyla davalıların meydana gelen zarardan sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmakla adli tıp kurum raporu ve dosya kapsamı dikkate alınarak davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin alınan harçtan alınması gerekli harcın mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 493,51 TL’nin talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Maddi Tazminat yönünden davalılar yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan miktar üzerinden AAÜT’sine göre tespit olunun 2.180 TL’nin davacılardan alınarak davalılara ödenmesine,
5-Manevi Tazminat yönünden davalılar … ve … yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan miktar üzerinden AAÜT 10/4 maddesine göre tespit olunun 2.180 TL’nin davacılardan alınarak bu davalılara ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸