Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1037 E. 2019/314 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/762
KARAR NO : 2019/325
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 20/07/2016
KARAR TARİHİ: 25/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/02/2016 tarihinde sürücü davalı …sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken karşıdan karşıya geçmekte olan yaya davacıya çarptığını, davacının ağır derecede yaralandığını, olay hakkındaki tahkikatın Bakırköy C.Başsavcılığınca devam ettiğini, davaya konu kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle aracın sürücüsü, sahibi davalı… ve aracın zorulu mali mesuliyet sigortacısı olarak davalı … A.Ş.nin Karayolları Trafik Kanunu hükümleri gereğince sorumlu olduklarını, davalı sigorta şirketine 29/06/2016 tarihinde yazılı olarak başvuru yapıldığını, dilekçe 01/07/2016 tarihinde teslim edilmesine rağmen davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir dönüş yapılmadığını, bu nedenlerle şimdilik davacının geçici iş göremezlik zararı nedeniyle 300 TL, davacıda oluşan kalıcı hasar ve sürekli iş göremezlik nedeniyle 400 TL, bakıcı masrafı için 150 TL, hastaneye gidiş gelişlerinde oluşan yol masrafları için 150 TL olmak üzere toplamda 1.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan …ve…’den müşteren ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın davalı şirkete 05/11/2015-2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitlerinin kişi başı 310.000 TL olduğunu, trafik sigortacısı şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusur oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, sürücünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluk da olmadığını, dosyada öncelikle kusur tespiti yapılması, davacının trafik kazası nedeniyle meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının, varsa oranının belirlenmesi, hazırlanacak bilirkişi raporunda maluliyet tespit edilmesi halinde, maluliyetin geçici nitelikte olup olmadığı, kaza ile netice arasındaki illiyet bağı bulunup bulunmadığı ve maluliyetin sürekli olup olmadığı konularının belirlenmesi, ayırca maluliyetin
tazminat gerektirip gerektirmediği konusunun da açıklığa kavuşturulması, maluliyet sebebiyle ortaya çıkan zararların uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesap edilmesi gerektiğini, hesaplamada genel şartların dikkate alınması ve TRH 2010 tablosuna göre teknik faiz oranının %1,8 olmak üzere hesaplama yapılmasını talep ettiklerini, hesap raporunda malul kalan kişinin geliri olarak esas alınacak gelirin vergilendirilmiş olması gerekip vergilendirilmiş bir gelir söz konusu değilse yerleşik Yargıtay kararları ve genel şartlar gereği asgari ücretin esas alınması gerektiğini, geçici dönem bakıcı giderine yönelik talebin haksız ve mesnetsiz olduğunu, öncelikle bakıcı gideri hesabı yapılırken %100 oranında kalıcı maluliyetin bulunması gerektiğini, kalıcı maluliyetin dahi bulunmadığı ve geçici maluliyete istinaden yöneltilen taleplerde ise bakıcı giderinin hiçbir surette söz konusu olamayağının, geçici maluliyet kaynaklı zararın geçici iş göremezlik olarak değerlendirildiği ve bu kalemden başka bir tazminat kaleminin hesaplanmadığının Yargıtay içtihatlarıyla da sabit olduğunu, uzman bilirşilerden davacının bakıcıya ihtiyacı olup olmadığı bilgisi alınmamasına ve davacı tarafından bakıcı ödemelerine ilişkin hiçbir makbuz ve evrak ibraz edilmemesine rağmen soyut ve farazi diğerlendirmeler esas alınarak sigorta şirketi sorumluluğunda bulunmayan bakıcıya muhtaçlık anlamına gelecek şekilde hesap yapılmasının mümkün olmadığını, 01/06/2015 yürürlük ve 04/05/2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları kapsamında geçici iş göremezlik tazminatının poliçe teminatı kapsamında olmadığının açıkça belirtildiğini, davacı tarafça avans faizi talep edildiğini, kazaya karışan sigortalı aracın ticari araç olmaması sebebi ile hükmedilecek faizin yasal olması gerektiğini, söz konusu kazaya ilişkin olarak şirketlerine yapılmı bir başvuru bulunmadığını, aleyhlerine hüküm kurulmasına kanaat getirilmesi halinde, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak dikkate alınması gerektiğini beyan etmiştir.
Davalılar …ve… vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde davalıların bir kusuru bulunmamakta olup kazanın davacının kusurundan meydana geldiğini, davalının 11/02/2016 tarihinde aracı ile normal hızda seyrederken davacının aniden yola fırladığını, davalı çarpmamak için çaba sarfetmiş ise de buna muvaffak olamadığını, davacıyı alıp hastaneye götüren davalının neden aniden yola fırladığını sorduğunda davacının kuran kursuna gittiğini geç kaldığı için kursa yetişmek için acele ettiğini söylediğini, davacının biraz ileride yaya geçidi olmasına rağmen yaya geçidini kullanmadığını ve yolu kontrol etmeden karşıdan karşıya geçmeye çalıştığını, davalının aracının incelenmesi halinde görüleceği üzere çarpma yerinin aracın ön tarafı değil yan tarafı olduğunu, davacı emekli olup emekli aylığı aldığını, dolayısı ile herhangi bir maddi kaybı bulunmadığını, talep ettiği işgöremezlik zararlarının bu nednele reddini talep ettiklerini, yol ve bakıcı masrafları için davacı tarafın herhangi bir delil sunmamış olup sadece soyut bir takım iddialara dayanarak bu taleplerde bulunduğunu, bu nedenle davacının bu taleplerinin de reddini talep ettiklerini, kaza davacının kusurundan meydana geldiğinden dolayı davacının manevi tazminata ilişkin taleplerinin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası neticesinde malul kalındığı iddiasıyla açılan maddi – manevi tazminat davasıdır.
Davacının kaza nedeniyle tedavi gördüğü hastanelerden tedavisine ilişkin bilgi ve belgeler, davalı sigorta şirketinden poliçenin onaylı örneği getirtilmiştir.
Unkapanı SGK.tarafından davacının 01/08/2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı aldığı, 12/01/2017 tarihi itibarı ile herhangi bir kazadan dolayı maaş, gelir bağlanmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Davaya konu kaza nedeniyle açılan Bakırköy …Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası getirtilerek incelendiğinde; dosya kapsamında alınan 20/02/2017 tarihli bilirkişi raporunda, yaya …’ün 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 68/b ve yönetmeliğinin 138/b maddelerini ihlal ettiği, olayda tali kusurlu bulunduğu, sürücü …’in aynı kanunun 52/b maddesini ihlal ettiği için, meydana gelen kazada, asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Dosya İstanbul ATK.3.İhtisas Kuruluna gönderilerek davacının kazadan dolayı maruz kaldığı sürekli ve geçici iş görememezliğinin, davacının bakıcıya ihtiyacının olup olmadığı, ihtiyacı var ise süresi ve niteliğinin tespiti ile rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 18/10/2017 tarih ve 2017/73154/18200 sayılı raporda; davacının %6.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Dosya kusur oranının tespiti için İstanbul ATK.Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş,
düzenlenen 16/03/2018 tarih ve 2017/57711 sayılı raporda; sürücü …’in seyir halinde iken park halindeki araçlar arasından yakın mesafeden yola giren yayaya çarpmasıyla meydana gelen olayın oluşunda, oluşa etken kural ihlali görülmediğinden atfı kabil kusuru olmadığı, yaya …’ün ilk geçiş hakkının araçlarda olduğu yerde, park halinde araçlar arasından karşıya geçmek istediği, iki yönlü yoldaki araç trafiğini etkin şekilde kontrol etmeyip yaklaşan vasıtanın seyir yoluna yakın mesafeden girerek meydana gelen olaya sebebiyet verdiği, olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışları ile %100 oranında asli kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Dosya İTÜ Ulaştırma Kürsüsü öğretim üyelerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilerek dosyada mübrez kusur raporları arasındaki çelişkinin dosyanın tekrar incelemeye gönderilmesine mahal verilmeyecek şekilde mevcut delillerle irtibatlandırılarak rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 03/01/2019 tarihli raporda; davacı yayanın motorlu taşıtların ilk geçiş hakkını tanımadan, kendi canını tehlikeye sokarak, park halindeki taşıtların arasından çıkıp, çok yakın mesafeden fren emniyet mesafesi dahilinde kamyonete doğru koştuğu, davalı sürücünün kazayı önlemek için gerekli zaman ve mesafeye sahip olamadığı, dava konusu somut olayda davacının hatalı davranışının birinci derecede, tam ve takdiren %100 oranında etkili olduğu, davalı sigorta şirketine trafik sigortalı kamyonetin sürücüsü davalı …’in etkili herhangi bir hatalı sevk ve idaresi bulunmadığı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama davacı tarafın iddiaları, davalıların beyanları, toplanan deliller, alınan ATK.raporları ve bilirkişi raporu ile birlikte tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, her ne kadar davacı tarafından davalılar aleyhine, davalıların sürücüsü, işleteni ve sigortacısı olan aracın davacıya çarpması sonucu yaralandığından bahisle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulmuş ise de İstanbul ATK.Trafik İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen kusur raporu ve yine Mahkememizce İTÜ Ulaştırma Kürsüsü öğretim üyelerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim edilen rapor ile meydana gelen kazada davalıların her hangi bir kusurunun bulunmadığı, davacı yayanın park halinde bulunan taşıtlar arasından çıkarak davalı kamyonetine doğru hamle yaptığı, bu şekilde kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü gibi motorlu taşıtların da ilk geçiş hakkını ihlal ettiği, meydana gelen kazada %100 kusurlu olduğu tespit edilmekle davacının maddi tazminat talebinin reddine ve davaya konu edilen kazada kusurun tamamının davacı tarafta olduğu, davalının kusuru olmadığı, kusurun tamamının davacı tarafta olmasından dolayı, davacı tarafın manevi tazminat talebinin de yerinde olmadığı anaşıldığından manevi tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 54,65 TL harçtan alınması gereken 44,40 TL harcın mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 10,25 TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip istek halinde sahibi davacıya iadesine,
3-Maddi Tazminat yönünden davalılar yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan miktar üzerinden AAÜT’sine göre tespit olunun 1.000 TL’nin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
4-Manevi Tazminat yönünden davalılar …ve… yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan miktar üzerinden AAÜT.sine göre tespit olunun 2.725 TL’nin davacıdan alınarak bu davalılara ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalılar …,… vekilinin yüzüne karşı davalı …’nın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
Hakim