Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1009 Esas
KARAR NO : 2018/496
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2016
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında elektrik enerjisi temini amacıyla abonelik sözleşmesi imzalandığını, davacı şirketten tahsil edilen elektrik bedelleri içerisinde kayıp kaçak bedelinin bulunduğunu, elektrik enerjisinin üretiminden, tüketiciye ulaşıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak, enerji nakil hatlarında çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedelinin de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtıldığını, EPDK’ya tüketicilere verilen elektrik enerjisinin fiyatlandırılmasına esas unsurları tespit etme görevi verildiğini, ancak kurumun sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi bulunmadığını, kaçak kullanılan enerjinin kurallara uyan borcunu ödeyen abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmadığını belirterek, davacı şirketten kesilen faturalar açısından kayıp-kaçak bedeli olarak tahsil edilen miktarın, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 322.877,00TLnin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte daalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davanın taraflarının tacir olduğunu, basiretli bir tacir gibi davranması gereken davacının, sözleşmede ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği kalemlerin tekrar kendisine ödenmesini talep edebilmesinin mümkün olmadığını, sözleşmeyi düzenlemeye tabi tarifeler ve bedelleri başlıklı 12.mad uyarınca davacının ödemesi gereken tarife bedellerine kayıp kaçak bedelinin ve sayaç okuma bedelinin uygulanmasının taraflar arasında kabul edildiğini, sözleşmenin faturaya itiraz başlığını taşıyan 15.maddesinde faturaya itiraz üsülünün düzenlendiğini, davacının, daalı tarafından kesilen faturaların hiçbirisine itiraz etmediğini, davacının tüketici olmadığını ve Tüketcinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunmadığını, kayıp kaçak bedeli, gerek adını gerekse tüketicilere hangi oranda yansıtılacağı hususunu belirleme ve karar verme yetkisinin tamamen EPDK’ya ait olduğunu, kayıp kaçak bedelinin tamamen yasadan kaynaklanmakta olup, yasal mükellefiyetler gereği uygulandığını, bunu uygulamamanın idari müeyyidesi bulunduğunu, dava konusu kayıp kaçak bedelinin, kurul tarafından düzenlenen, yasal mevzuat uyarınca davacıdan tahsili zorunlu olan bir bedel olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı 25/11/2015 tarihli yetkisizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş, taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, faturalar, ödeme makbuzları, EPDK tarifeleri, Yargıtay kararları, EPDK kararı, elektrik dağıtım bölgelerinde uygulanacak fiyat eşitleme mekanizması hakkında tebliğ, dağıtım sistem gelirinin düzenlenmesi hakkındaki tebliğ, 08/12/2011 tarihli duyuru, taraflar arasındaki elektrik satış sözleşmesi celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi Elektrik Elektronik Mühendisi … tarafından tanzim olunan 04/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda; dosya kapsamında yer alan elektrik enerjisi satış sözleşmesinden, davacı ile davalı arasında imzalanmış 29/0/2013 tarihli elektirk satışına ilişkin abonelik sözleşmesi bulunduğunu, davalının dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü halinde davacının fatura asıl alacaklarına dava tarihinden 3095 sayılı Kanun ile değişik 2.maddesi gereğince TC Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranı üzerinden temerrüt faizi uygulanması gerektiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun konuya ilişkin 21/05/2014 günlü ve … esas …karar sayılı emsal ilamındaki kayıp kaçak bedelinin tüketiciye iadesine yönelik kararı bulunduğunu, ayrıca Yagrıtay …Hukuk Dairesinin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kayıp kaçak bedellerinin tüketcilerden tahsili uygulamasını hukuka aykırı bulduğu kararından sonra Enerji Piyasası Kanunada yapılan değişiklikler sonucu kayıp-kaçak maliyetini tarifeler üzerinden tüketicilere yansıtmasının mevcut mevzuata uygunolduğunu, ancak adil olup olmadığı hususunun tartışılması gerektiğini, 6719 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanunda yapılan değişiklik ile kayıp kaçak elektrik bedeline açıkça yasal dayanak sağlandığını, Elektrik Piyasası Kanuna eklenen Geçici 20.madde nedeniyle kanunda yapılan değişikliğin derdest davalara da uygulanacağını, mevcut düzenlemeler kapsamında, 6719 sayılı Kanun ile 17.maddeye 10.bendin eklendiğini, açılan davalarda mahkemenin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlandığını, dava konusu yapılan hizmet bedellerinin EPDKnun düzenleyici işlemlerine uygun olduğunu, faturalara yansıtılan bedellerin EPDKca belirlenen sınırları geçmediği ve TEDAŞ birim fiyatları ile uyuştuğunu, faturalarda davacı tarafça dava konusu edilen bu kalemler için fazladan tahakkuk bulunmadığını belirtmiştir.
Bilirkişi raporu usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyanlar dosyaya sunulmuştur.
11/04/2018 tarihli oturumda 6100 sayılı HMK’nun 186. Maddesi uyarınca sözlü yargılamaya geçilmiş, sözlü yargılamaya ilişkin diyecekleri ve son diyecekleri hazır bulunan davacı vekilinden sorulmuş; davacı vekili, önceki beyanlarını aynen tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davalı tarafından davacıya satışı yapılan elektrik bedellerine ilişkin düzenlenen faturalarda hukuka aykırı olarak kayıp kaçak bedellerinin tahsili amacı ile açılmış bulunan alacak davası olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, taraflar arasında imzalanan elektrik enerjisi satış sözleşmesi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça taraflar arasında akdedilen elektrik enerjisi satış sözleşmesi uyarınca davalı şirketten sağlanan elektrik bedellerine ve faturalarına davalı tarafından yansıtılan kayıp kaçak bedelinin yersiz olarak yansıtıldığı belirtilerek söz konusu fazla tahsil edilen kayıp kaçak bedellerinin iadesini talep etmiş ise de, 6719 sayılı yasanın 21 ve 26. Maddeleri ile değişik 6446 sayılı yasanın 17 ve geçici 20. Maddelerinde yapılan düzenlemeye göre, 17. Maddeye 10. Fıkra olarak eklenen fıkra uyarınca, “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisinin bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olacağının” belirtildiği ve geçici 20. Maddede ise “kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümlerinin uygulanacağının” belirtildiği görülmüştür. Bir kısım yerel mahkemeler tarafından 6719 sayılı yasa ile düzenlenen 6446 sayılı yasanın 17 ve geçici 20. Maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa’mızın 152. Maddesi uyarınca söz konusu yasaların iptali için başvuru yaptığı bilinmektedir. Yine Anayasa Mahkemesi sayfalarında yapılan incelemede bu başvuruların yapıldığı tarihten itibaren Anayasa’mızın 152. Maddesinde belirtilen 5 aylık bekleme süresinin dolduğu görülmüştür. Her ne kadar mahkememizce Anayasa Mahkemesine yapılan doğrudan doğruya bir başvuru bulunmamakta ise mahkememizce bilinen şekli ile bir kısım yerel mahkemeler tarafından Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru sonucunda henüz bir karar verilmemiş olması, Anayasa’mızın 152/2. Maddesi uyarınca yerel mahkemelerin Anayasa Mahkemesi tarafından 5 aylık süre içerisinde karar vermemesi halinde mevcut dosyayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre karara bağlayacağının düzenlendiği, Anayasa Mahkemesi kararlarının geçmişe yürürlüklü olmadığı, davacı tarafça faturalarda belirtilen kayıp kaçak bedellerinin EPDK kurul ve kararlarına aykırı düzenlendiği yönünde bir iddianın da bulunmayışı gözönüne alındığında mevcut kanun kapsamında yapılan yasal değişiklik sebebiyle davacı tarafça açılan davada mahkeme yetkisinin ancak faturaların EPDK kararlarına aykırı olup olmadığının incelenmesi noktasında olabileceği, bu itibarla yapılan yasal düzenleme sebebiyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, yine yasal düzenlemeden önceki uygulamada Yargıtay içtihatları da dikkate alındığında abonelerin kaçak elektrik bedellerinin rücuen tahsili için açılan davalarda kabul kararları verildiği, bu bağlamda davacının başlangıçta dava açmakta haklı olduğu, ancak yasal düzenleme sebebiyle bu hakkını alamadığı anlaşıldığından, davacı vekiline vekalet ücreti takdirine, ayrıca davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90TL karar harcının peşin alınan 5.513,94TLden mahsubu ile fazla alınan 5.478,04TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 2.180,00TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90TL peşin harç, 700,00TL bilirkişi ücreti ve 28,00TL posta masrafı olmak üzere toplam 763,90TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …