Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/960 E. 2023/361 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/960 Esas
KARAR NO:2023/361

DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/09/2015
KARAR TARİHİ:23/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, Davalının davacı şirkette 01/04/2009 tarihinde Satış Müdürü olarak işe başladığını, 12/04/2014 tarihinde iş sözleşmesinin davacı şirketçe İş Kanununun 25. Maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini, davacı ile davalı arasındaki iş sözleşmesi uyarınca davalının iş akdinin feshinden sonra en az 1 yıl süre ile rekabet yasağı bulunmakta iken davacının henüz asgari olarak öngörülen bir yıllık süre dahi dolmadan davalının kendisi ile aynı iş kolunda bir şirket kurduğunu öğrenmiş olduklarını, işbu sebeple rekabet yasağını ihlal eden davalının davacının maddi ve manevi zararını gidermesini talep zorunluluğu hasıl olunduğunu, işçi ile işvereni arasındaki rekabet yükümlülüğünün ihlaline ilişkin davaların mutlak ticari dava niteliğinde olup görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, huzurda ikame edilen işbu davada görevli ve yetkili Mahkemenin Mahkememiz olduğunu, davanın mutlak ticari dava niteliğinde olduğunu, davada davacı tarafın davalının akdin sona ermesinden sonra geçekleşen eylemi nedeniyle cezai şart istediğini ve bu eylemin durdurulmasını talep ettiğini, uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle davanın iş mahkemesinde görülmesini gerektirir bir durumun mevcut olduğunu, ayrıca ticari sırrın ne olduğunun değerlendirilmesinin uzman mahkemelerce yapılması gerektiğinin de yadsanamaz bir gerçeklik olduğunu, rekabet yasağı kavramının piyasa şartlarıyla sıkı sıkıya bağlı bulunan ticari bir konu olduğunu, mutlak ticari davaların herhangi bir unsurun, bağlama noktasının veya sebebin davanın ticari niteliğini değiştirmediğini, mahkemenin kanaatinin rol oynamadığı davaların somut olayda olduğu gibi düzenlenen bir hizmet sözleşmesi içinde yer almasının davanın mutlak ticari dava olduğunun niteliğini değiştirmeyeceğini,z nitekim işçi ile işvereni arasındaki rekabet yasağına ilişkin davaların mutlak ticari dava niteliğ-inde olduğu ve ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiğinin açıkça belirtildiğini, davalı iş sözleşmesinde kabul ettiği rekabet yasağını ihlal ettiğini, davalının davacı ile arasındaki iş sözleşmesi ile iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra en az 1 yıl süreyle davacı ile aynı konularda ticari faaliyette bulunmayacak, rekabet yasağını ihlal etmeyeceğini, oysaki davalının ticaret sicili kayıtlarından da görüleceği üzere 13/05/2014 tarihinde … adresinde mukim … Ltd. Şti.’ni kurduğunu, işbu davalının sahibi olduğu proaktif şirketin tamamen davacı şirket ile aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, yazılım programlarının yapım ve satışını gerçekleştirmekte, CAD/CAM programların satışı ve teknik destek hizmetleri, sektörel danışmanlık yaptığını, davalıya ait şirketin sitesinin görselinin görüldüğü üzere davalının henüz rekabet yasağına ilişkin sorumluluğunun ortadan kalkmamışken davacı şirket ile birebir aynı sektörde faaliyet gösteren bir şirket kurduğunu, internet sitesinde dahi davacı firma sitesinden esinlendiğini, hal böyle iken davalının davacı şirkette vakıf olduğu ticari sır ve müşteri bilgilerini kullandığının da şüphesiz olduğunu, iş ilişkisi devam ederken işçinin öğrendiği üretim ve iş sırları, müşteri bilgileri gibi bilgileri ne iş ilişkisi devam ederken ne de iş ilişkisi sona erdikten sonra işverenin zararına olacak şekilde kullanılamayacağını, davalının yaptığı iş ve işlemlerin eski işvereni olan davacı şirketi ağır bir zarara uğratacağı ve işverenin iktisadi yaşamını tehlikeye sokacak bir düzende bir faaliyet olduğunu, işbu sebeple davalı şirketin muhasebesel kayıtlarının celbini, açıklanan nedenler ile davacı ile çalıştığı dönem boyunca davacının ticari sır ve müşteri çevresine vakıf olan davalının iş sözleşmesindeki rekabet yasağı sona ermeksizin davacı ile tamamen aynı sektörde ona rakip olacak şekilde bir şirket kurmasının ve davacı aleyhine çalışmalarda bulunarak maddi menfaat kaybı yaratması sebebiyle davacının zararının giderilmesi talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili vermiş olduğu 19/10/2020 tarihli dilekçesinde davalarını ıslah ederek, Davalı ile davacı şirketin ticari defterlerinde mevcut olan ortak müşterinin “…. Şti.” olduğunu, davalı tarafından ilgili şirkete 26/01/2015 tarihinde 5 adet …programları satmak suretiyle 17.573,21 TL fatura düzenlendiğinin tespit edildiğini, bu nedenle, davacının talep ettiği maddi tazminat bedelinin, yani davanın müddeabihini ıslah ederek, 17.573,21 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davalının iş akdinin “işveren tarafından feshi” sonrasında 1 yıl süre ile rekabet yasağı ile yükümlü olduğu ve bunun ihlal edildiği iddiası ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olarak işbu davayı ikame ettiğini, açılan davanın davalının yurt dışında olduğu zaman aralığından muhtara bırakılmak sureti ile tebliğ edildiğini, davalının muhtardan aranılmak sureti ile davadan haberdar olma tarihinin 06/04/2016 tarihi olduğunu, usulüne uygun olarak çağrı kağıdı bırakılmadığını, bu sebeple davalının davaya cevabının süresinde kabul edilmesi gerektiğini, davacının işverenlikçe tamamı ile haksız ve dayanaksız olarak yapılan iş akdi feshine karşı açtığı ve halen derdest olan davanın akabinde, açılan iş bu davanın belirtilen somut durumlar ve deliller karşısında hukuki mesnetten yoksun olduğunun gerçeği karşısında belirtilen nedenlerle reddi gerektiğini, davacı tarafın zarara uğradığı iddiası ile ikame ettiği iş bu davada, uğradığını iddia ettiği zararı net olarak bilebilecek durumda olduğunu, bu sebeple şimdilik kaydıyla açtığı belirsiz alacak davasının usul hükümlerine aykırı olduğunu, davacı tarafın maddi zarara uğradığı iddiası ile dava dilekçesi içeriğinde hiçbir biçimde delillendiremediği ve somutlaştıramadığı ve hatta konu kısmında dahi miktar belirtmeksizin ileri sürdüğü maddi zarar iddiasına ilişkin olarak, şimdilik kaydıyla 10.000 TL maddi tazminat isteminde bulunduğunu, zarara uğradığı iddiası ile dava ikame eden tarafın, tacir olduğunu, basiretli bir tacir olmanın yükümlülüğü ile uğradığını iddia ettiği zararı bilebilecek durumda olduğunu, belirsiz alacak davası açamayacağını, çünkü belirsiz alacak davasının 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile öngörülmüş ve “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir” şeklinde hüküm altına alındığını, şu hale göre davanın açıldığı tarihte alacak miktarının belirlenmesinin imkansız ise belirsiz alacak davası açılabildiği, davalının iş akdinin davacı işverenlikçe haksız ve dayanaksız olarak feshi ile, işsiz kalan ve geçimini sağlamak zorunda olan davalının kendi işini kurmak konusunda zorunlu olarak faaliyette bulunduğunu ve şirketin kurulumu sektörün darlığı sebebiyle ilk aşamada davacı tarafça öğrenildiğini, iş akdi feshi sürecinde, tazminat yükümlülüğünden kaçmak uğruna, davalı aleyhine oluşturulan tamamı ile soyut / hayali ve hatta iftira niteliğindeki isnatlardan, dilediği gibi sonuç alamayan davacı tarafça, bu kez iş bu davayı süre sınırını ve zamanaşımı gerçeğini görmezden gelerek ikame ettiğini, davalının davacı işverenlikte 01/04/2009 tarihinde çalışmaya başladığını, işe başlangıç sırasında herhangi bir sözleşme imzalanmadığını ve davaya konu edilen 03/01/2014 tarihli sözleşmenin imzalandığı tarihe kadar herhangi bir sözleşme olmaksızın çalışmasına devam ettiğini, davalıya iş akdinin devamı sırasında, teknik hukuki ve ekonomik olarak davacı işverene bağımlı olduğu süre içinde, bu sözleşmeyi imzalamak zorunda olduğu ve hatta departmanındaki kişilere de imzalatmak yükümlülüğünde olduğu baskısı ile imzalatılan sözleşme maddelerinin hukuki geçerlilik taşımaktan uzak olduğunu, açıklanan nedenler ile rekabet yasağına ilişkin hukuki düzenlemelerde manevi tazminatın öngörülmediği ve bu talebin, tamamı ile yasal dayanaktan yoksun olduğunun izahtan vareste olduğu düşündüklerini, davacı tarafın manevi zararın varlığına ilişkin olarak herhangi bir beyanda dahi bulunmadığını, bu sebeplerle somut olarak değerlendirilmesi mümkün olamayan, hukuki dayanaktan yoksun olarak fahiş miktarda talep edilen manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, satışı yapılan program bilgileri, yevmiye defterleri, irsaliye faturalar celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişiler Muhasebe-Finans Uzmanı …, Şirketler Hukuku Uzmanı …, Yar. Doç. Dr. Bilgisayar Mühendisi … ve Ekonomist … tarafından tanzim olunan 03/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı şirketin 2015-2016 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığını, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğunu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalının sahibi olduğu … Yazılım Ltd. Şti’nin 2015 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığını, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğunu, kapanış tasdikinin süresinde yaptırılmadığı, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olamayacağı, davacı ve davalının ticari defterleri ve müşteri portföyü incelenmek suretiyle sadece bir ortak şirkete satış yapıldığının tespit edildiğini, davalı ve davacı şirketin ticari defterlerinde mevcut olan ortak müşteri “… Tic. Ltd. Şti.” olduğunu, davalı tarafından ilgili şirkete 26/01/2015 tarihinde 5 adet … olmak üzere 17.573,21 TL’lik fatura düzenlendiğini, davacının iddia ve talepleri doğrultusunda davalının satış yaptığı ürünlerin davacı tarafından satışına konu ürünlerin davacı tarafından satışına konu ürünlerin aynısı veya rekabet yasağına konu olabilecek ürünler olduğu konusunda tespit yapılamadığı, rekabet yasağına aykırı fiili teşkil edip etmediği hususunda somut bir veri bulunmadığı, ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğu, davacı şirketin iddia ettiği maddi zarar ve manevi zarar talebinin takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup rapora karşı beyanlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişiler Yazılım Uzmanı …, Mali Müşavir … ve Aktüeryal Hesaplama Uzmanı … tarafından tanzim olunan 09/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda; 15/08/2018 tarihli rapora teknik yönden katıldıklarını, dava konusu yazılımların birbirleri ile aynı olmadığı, ancak birbirlerinin alternatifi konumunda olduğunu, davacının satışını yaptığı yazılımlar ile davalının satışını yaptığı yazılımların müşteri kitlesinin aynı olduğunu, davacı şirketin 2015 – 2016 yılına ait ibraz ettiğini, ticari defterlerin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yapıldığını, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğunu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğunu, davalının sahibi olduğu … Yazılım Ltd. Şti’nin 2015 yılına ibraz ettiğini, ticari defterlerin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğunu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğunu, kapanış tasdikinin süresinde yapılmadığı, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibinin lehine delil olarak vasfına haiz olmayacağı, davacı ve davalının ticari defterleri ve müşteri portföyü incelenmek suretiyle sadece bir ortak şirkete satış yapıldığının tespit edildiğini, davalı ve davacı şirketin ticari defterlerinde mevcut olan ortak müşterinin “… Şti.” olduğunu, davalı tarafından ilgili şirkete 26/01/2015 tarihinde 5 adet … olmak üzere 17.573,31 TL’lik fatura düzenlendiği, buna göre Sayın Mahkemece davacının davasının kabul edilmesi halinde davalıdan talep edebileceği maddi zararının 17.573,21 TL (davacının talebinin 10.000,00 TL) olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup rapora karşı beyanlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi Bilgisayar Programcısı O… tarafından tanzim olunan 30/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Dosyada mevcut bilirkişi raporları, mevcut bilgi, belge incelemeleri sonrasında dosyanın tümüyle ele alınmış olduğunu, davaya konu olayın bilişim yönüyle aşağıda ayrıntılı özetlenmesinde ve hukuki kanaat belirtilmesinin Sayın Mahkemenin takdirine bırakıldığını, CAD (Bilgisayar Destekli Çizim) ve CAM (Bilgisayar Destekli İmalat), esas olarak ürün tasarımı ve imalat amaçları için kullanılan bilgisayar teknolojileri olduğunu, bunlardan birincisi, bazı tasarım yazılımları aracılığıyla ürünün tasarımında kullanılırken, ikincisi, içindeki makineleri kontrol etmek için yazılımlarını içerdiğini, doğalgaz, su, kanalizasyon, inşaatçılar, doğalgaz vb. Mekanik işlerde plan çizmek vb. İşlemlerde öncelik ve tercih konusunun … programı olabileceği, teknik resim çizim ve tasarım gerektiren, ayakkabı, çanta tasarımcılarından, spor ekipmanı tasarımcılarına, makine ve kalıp üreticilerinden, otomotiv tasarım ve üretim dünyasında bilgisayar destekli üretimin yapıldığı, sektörlerde 3 boyutlu nesne tasarımlarının … programı ile yapıldığını, davacı firmanın … programının, davalı firmanın satışını yaptığını, … programının yaptığı işlemlerin ve tasarımların kullanıcılar tarafından maliyet, hız pratiklik, kullanılamayan özellikler vb. Özellikler nedeniyle tercihin müşterilere ait olduğunu, ancak … ‘ün yaptığı birçok işlemin özellikle 3d modelleme kısmının … programı tarafından yapılamayacağı, dolayısıyla genel çerçevede … ile … programlarının birbirlerinin muadili olmadıkları, müşterilerininde aynı olmadığı, davacı firmanın satışını yaptığı … ve davalı firmanın satışını yaptığı … programların özellik açılarından da birbirini karşılamadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup rapora karşı beyanlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Dava, rekabet yasağının ihlalinden kaynaklı maddi manevi tazminat davasına ilişkindir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının savunması, icra takip dosyası, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davalının davacı şirkette 01/04/2009 tarihinde Satış Müdürü olarak işe başladığı, 12/04/2014 tarihinde iş sözleşmesinin davacı şirketçe İş Kanununun 25. Maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiği, davacının davalının iş akdinin “işveren tarafından feshi” sonrasında 1 yıl süre ile rekabet yasağı ile yükümlü olduğu ve bunun ihlal edildiği iddiası ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olarak işbu davayı ikame ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın rekabet yasağının ihlalinden kaynaklı maddi manevi tazminat davasına ilişkin olduğu, haksız rekabetin ve zararın öğrenilme tarihine ilişkin dosyada delil bulunmadığından davanın süresinde açılmış olduğunu gerektiği, yine davalının dayatma ile sözleşmenin imzalatıldığı iddialarının ispata muhtaç olduğu, sözleşmenin şartlarının davalının ekonomik geleceğini tehlikeye düşürecek mahiyette olmadığı anlaşılmıştır
Aldırılan bilirkişi raporlarında tarafların ticari defter ve belgelerinde yapılan incelemelerde tarafların ticari defter ve belge kayıtlarının birbirini teyit ettiği, davacı ve davalının ticari defterleri ve müşteri portföyü incelenmek suretiyle sadece bir ortak şirkete satış yapıldığının tespit edildiği, davalı ve davacı şirketin ticari defterlerinde mevcut olan ortak müşteri “… … San. Ve Tic. Ltd. Şti.” olduğu, davalı tarafından ilgili şirkete 26/01/2015 tarihinde 5 adet … olmak üzere 17.573,21 TL’lik fatura düzenlendiği, teknik yönden aldırılan bilirkişi raporunda; dava konusu yazılımların birbirleri ile aynı olmadığı, ancak birbirlerinin bazı yönlerden alternatifi konumunda olduğu, son olarak Bilgisayar Programcısı bilirkişisinden satışı yapılmış olan program ile davacının satışınını yapmış olduğu programın birinin alternatifi olup olmadığı yönünden aldırılan aldırılan bilirkişi raporunda; CAD (Bilgisayar Destekli Çizim) ve CAM (Bilgisayar Destekli İmalat), esas olarak ürün tasarımı ve imalat amaçları için kullanılan bilgisayar teknolojileri olduğu, bunlardan birincisi, bazı tasarım yazılımları aracılığıyla ürünün tasarımında kullanılırken, ikincisi, içindeki makineleri kontrol etmek için yazılımlarını içerdiği, doğalgaz, su, kanalizasyon, inşaatçılar, doğalgaz vb. Mekanik işlerde plan çizmek vb. İşlemlerde öncelik ve tercih konusunun … programı olabileceği, teknik resim çizim ve tasarım gerektiren, ayakkabı, çanta tasarımcılarından, spor ekipmanı tasarımcılarına, makine ve kalıp üreticilerinden, otomotiv tasarım ve üretim dünyasında bilgisayar destekli üretimin yapıldığı, sektörlerde 3 boyutlu nesne tasarımlarının … programı ile yapıldığı, davacı firmanın … programının, davalı firmanın satışını yaptığı, … programının yaptığı işlemlerin ve tasarımların kullanıcılar tarafından maliyet, hız pratiklik, kullanılamayan özellikler vb. Özellikler nedeniyle tercihin müşterilere ait olduğu, ancak … ‘ün yaptığı birçok işlemin özellikle 3d modelleme kısmının … programı tarafından yapılamayacağı, dolayısıyla genel çerçevede … ile … programlarının birbirlerinin muadili olmadıkları, müşterilerininde aynı olmadığı, davacı firmanın satışını yaptığı … ve davalı firmanın satışını yaptığı … programların özellik açılarından da birbirini karşılamadığı, buna göre haksız rekabetten kaynaklı bir davacı zararının bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-DAVANIN REDDİNE;
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 470,89-TL (Dava Açılırken 341,55 TL + 129,34 TL Islah İle Yatırılan) ‘nin mahsubu ile fazla alınan 290,99 TL ‘nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan 81,40 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır