Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/954 E. 2019/838 K. 04.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2015/954
KARAR NO: 2019/838

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/09/2015
KARAR TARİHİ: 04/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında yıllardır süregelen ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişkiye bağlı olarak davacının davalıya ürün verdiğini, ancak davalının bunun karşılığı olan edimini yerine getirmeyerek davacıya olan borcunu ödemediğini, taraflar arasındaki ticari ilişkide tarafların birbirlerine kur farkı faturaları kestiklerini, yani fatura tarihi ile fiili ödeme tarihi arasındaki kur farklarını birbirlerine fatura ettiklerini ve bu uygulamanın taraflar arasında teamül haline geldiğini, 20/06/2009 tarihinden itibaren bu uygulamanın süre geldiğini, fatura tarihi ile fiili ödeme tarihi arasında kur farkı oluşup, döviz değer kaybetmişse davalının bu miktarı davacıya fatura ettiğini, yine aynı şekilde döviz değer kazanmışsa kur farkını davacının davalıya fatura ettiğini, taraflar arasında bu işlemlere bağlı olarak biri 30/09/2011 tarihi itibarı ile 443.130,51 TL biri de 315.576,24 TL üzerinden mutabık olarak mutabakat mektubu düzenlendiğini, bu uygulamaya bağlı olarak davalıya 26/02/2014 tarih … numaralı ve…numaralı faturalar gönderildiğini, ancak davalının işbu faturaları …Noterliğinin 24/03/2014 tarih…yevmiye sayılı ihtarnamesi ile iade ettiğini, bunun üzerine davalıya …Noterliğinin 08/04/2014 tarihli ihtarnamesi keşide edilerek kur farkı bedellerine ilişkin faturaların yeniden gönderildiğini, ancak davalının işbu faturalara da …Noterliğinin 18/04/2014 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile itiraz ettiğini, bunun üzerine iyi niyetli olarak ihtilafı çözme niyetinde olan davacının davalıya …Noterliğinin 06/05/2014 tarih …yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ettiğini, ancak davalının bu iyi niyetli girişimlerin hepsine taraflar arasındaki ticari teamüllere ve ticari kurallara karşı hareket ederek …Noterliğinin 15/07/2014 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesini gönderdiğini, bunun üzerine davacının …Noterliğinin 14/07/2014 tarih … yevmiye sayılı ve 01/08/2014 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamelerini keşide ettiğini, davalının gönderilen ihtarnamelere verdiği cevaplarda ve kur farkı faturalarının iadesi gerekçelerinden biri olarak ödemelerini yeniden eskiye doğru yapmış olmasını gösterdiğini, ticari hayatta ve kanuni gereklilik olarak borca karşılık ödenen paranın, önce eski borcun karşılığı olduğunu, ancak karşı tarafın 12 aylık Türk parası borcu dururken gönderilen ödemenin döviz borcunu geçecek ve üstüne alacak yaratacak şekilde (Temmuz 2014’den Aralık 2015’e kadar döviz alacağı pozisyonu yaratılmasının) ticari hayatta rastlanılmamış bir durum olduğunu, bu şekilde sonsuz Türk borcuna karşılık ödemelerin sadece dövize sayılmasının istenilmesinin basiretli bir tacire yakışmadığını ve iyi niyetli olduğu iddiasının kabul göremeyeceğini, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacının davalıdan aralarındaki ticari ilişki ve teamüllere bağlı olarak kur farkı faturalarından ve cari hesaptan alacaklı olduğu 70.488,14 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile 35.481,42 USD, 1.013.33 Euro’nun fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davaya yetki yönünden itiraz ettiklerini, davalı şirketin adresi Kahramanmaraş olduğundan yetkili mahkemenin Kahramanmaraş mahkemeleri olduğunu, kur farkı fatura hesaplamalarının hangi kriterler esas alınarak yapıldığının davalı şirketçe bilinmediğini, davalının yapmış olduğu hesaplar ve ortaya çıkan borç miktarı ile davacı tarafça yapılan hesapların birbirini tutmadığını, 5228 Sayılı Vergi Usul Kanununa aykırılık teşkil eden kur farkı faturalarının kabulünün mümkün olmadığını, usulüne uygun hesap girişi yapılmadığı ve hesaplar hatalı olduğu için kur farkı faturalarının hesabı yanlış olup gerçeği yansıtmadığını, hesaplamaların daha sağlıklı ve düzgün yapılabilmesi, hesaplar arası mutabakatın sağlanabilmesi için davacıdan gerekli belgelerin istendiğini ancak önemli olan bir kısım belgenin gönderilmediğini, davacının talep etmiş olduğu kur farkı faturalarının gerçeği yansıtmadığını, davalı tarafından yapılan ödemelerin TL borcuna sayılarak yabancı para borcunun bekletilmesi sonrasında kur farkı talep edilmesinin davacının kötü niyetliliğini ortaya koyduğunu, ticari teamüller gereği davacı taraftan beklenenin öncelikle dolar borcunun kapatılması olduğunu, sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan kur farkı talep edilmesinin kabul edilemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; ticari ilişki nedeniyle kur farkının faturalandırılmasından doğan alacağın tahsiline ilişkindir.
İlgili vergi dairelerinden tarafların 2009-2010 yıllarına ait aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan faturalarına ilişkin BA-BS formları getirtilmiştir.
Dava konusu ihtilaflı döneme ilişkin davalının yasal ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi için Kahramanmaraş Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmış, Kahramanmaraş …Asliye Hukuk Mahkemesinin …talimat sayısı ile mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 28/06/2016 havale tarihli raporda; tarafların 2009/6.aydan itibaren dövizli olarak çalışmaya başlandığı, Euro faturalarında taraflar arası herhangi bir mutabakatsızlık olmadığı, her iki tarafta da Euro C/H borcunun 1.013,33 olduğu, döviz düştüğünde … A.Ş.tarafından düzenlenen kur farkı faturalar toplamının 23.579,77 TL, döviz yükseldiğinde … A.Ş.tarafından düzenlenen kur farkı faturalar toplamının 240.530,92 TL olduğu, ancak 2014 yılına ait … A.Ş.’nin düzenlemiş olduğu 55.082,13 TL ve 39.806,16 TL kur farkı faturalarını …A.Ş.’nin kabul etmediği ve davalı ile davacı arasında hesap mutabakatsızlığına neden olduğu, satış faturaları ve ödemelerin incelenmesi neticesinde cari hesap hareketlerinin yoğun olduğu, ödemelerin fatura bazında değil kısmen veya seyrek toplu ödemeler olduğu ve bu sebeple vadesi gelen ve geçmiş faturalardan birden fazla TL-Dövizli fatura mevcut olduğu ve ödenen tutar hepsini karşılayamayacak durumda olduğu, vadesi geçen fatura sayısının fazla olduğu ve faturaların genelde vadesinin 3 ay olduğu ve bu süre aşılarak ortalama ödeme süresinin yaklaşık 6 ay olduğu, karşılıklı kayıtlara alınan satış faturaları üzerinden hesaplama yapıldığı, söz konusu döviz faturalarına yeniden değerleme yapılarak, kur farklarının 2012 dönemi için 41.165,67 TL, 2013 dönemi için 53.723,24 TL olduğu, faturaların genelinin vadesi 3 ay olduğu ve yaklaşık 6 ay gibi bir süre sonra ödenmesi sonucunda, bu geçen 6 aylık süredeki gecikmiş ödeme ile dövizdeki yüksek dalgalanmalara bağlı olarak yüksek kur farkları oluşmuş olduğu, hesaplanan kur farkları sebebiyle hesap mutabakatsızlığı oluştuğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, taraf vekillerinin beyan ve itiraz dilekçeleri kapsamında tarafların itirazları değerlendirilerek ve davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yeniden inceleme yapılarak önceki bilirkişiden ek rapor alınması için Kahramanmaraş Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmış, Kahramanmaraş …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … talimat sayısı ile düzenlenen ek raporda; dava dilekçesinde kur farkı, cari hesap, USD ve Euro hesaplarında borç tutarları iddia edilse de, cari hesap bakiyesi tüm borçları kapsadığından ayrı ayrı borç bakiyesi olamayacağından dolayı ve talep tarihinden sonra taraflar arasında ticari alışveriş devam ettiğinden borç veya alacağın zaman içerisinde değiştiği, işbu sebeple alacak talepleri tam anlaşılamamakla birlikte, hesap mutabakatsızlığını tespit edebilmek için genel cari hesap incelemesi yapıldığı ve … A.Ş.’nin düzenlemiş olduğu 39.806,16+55.082,31=94.888,47 TL kur farkı faturasının … A.Ş.’nin kayıtlarında olmadığı ve dosya kapsamında bu kur farkı faturalarını noter ihtarı ile kabul etmediği, hesap mutabakatsızlığı nedeninin 94.888,47 TL kur farkı faturasının … A.Ş.’nin kayıtlarında olmaması ve hesap kapatmalarında önceliğin TL hesabına verilmesi sonucu oluştuğu, … A.Ş.’nin ise Euro hesabında bulunan 2.317,79 TL’yi vade tarihine göre kapatmamasından dolayı olduğu, ödeme önceliğinde TL veya döviz fatura tutarının kapatılması ile ilgili dava dosyasında herhangi bir sözleşmeye rastlanmadığından ödemeler, fatura vade tarihine göre kapatması yapıldığı, ancak vadesi gelen ve geçmiş faturalardan birden fazla TL ve dövizli fatura mevcut olup ödenen tutarın hepsini karşılayamayacak durumda olduğu, satış hasılatında oranlama yapılarak kapatma yapıldığı, 2012 yılında fatura toplamlarından, ödemeler fazla gibi gözükse de 2011 yılından gelen borç devri bulunmakta olup, gelen paralar satış hasılatı oranına göre %24 TL hesabına %76 döviz hesabına aktarılarak kapatmalar yapıldığı, 2013 yılında dövizli faturaların kapatmalarının TL faturalarından fazla olduğu gözükse de, 2013 yılının tamamı yani dönem bazında bakıldığında vadeli satışların yaklaşık %30’unun TL faturaları, %70’inin dövizli olduğu ve buna göre kapatmalar yapıldığı, buna göre 01/01/2012’den 19/07/2013 tarihine kadar kur farkı faturaları hesaplanarak 41.165,67+53.723,24=94.888,91 TL olduğu, mahkemenin davacının dava talebinin kur farkı faturası alacağının olduğuna karar vermesi durumunda, kur farkının alacağının 94.888,91 TL olduğu, davacının dava talebinin cari hesap (TL, USD, EURO hesapları ve oluşan kur farkları) alacağının olduğuna karar vermesi durumunda cari hesap alacağının 111.246,29 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili 02/03/2017 havale tarihli dilekçesiyle, dava dilekçesinde talep ettikleri 70.448,14 TL, 35.481,42 USD, 1.013,33 Euro alacağın, 35.481,42 USD’nin tamamının kur farkı alacağı, 70.448,14 TL’nin tamamının mal teslimi karşılığı ödenmemiş cari hesap alacağı, 1.013,33 Euro’nun tamamının mal teslimi karşılığı ödenmemiş cari hesap alacağı şeklinde olduğunu beyan etmiştir.
Dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilerek davacı defterleri üzerinde inceleme yapılarak davacının dava tarihi itibarı ile davalıdan kur farkı ve cari hesaptan kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı hususunda rapor düzenlenmesi, hesaplama yapılırken taraflar arasında 30/09/2011 tarihinde yapılan borç konusundaki mutabakatında göz önüne alınması, bu tarihten dava tarihine kadar kur farkı teamül haline geldiği varsayılarak bu şekilde kur farkı ve cari hesap alacağının hesaplanması, hesaplama yapılırken davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde talimat vasıtası ile yapılan bilirkişi incelemesinde rapora ek olarak düzenlenen ve eklenen davalı defter ve kayıtlarının da dikkate alınması, raporlar arasında farklılık oluşmakta ise bu farklılığın hangi faturadan kaynaklandığı hususunun tek tek raporda gösterilmesi istenmiş;
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 21/12/2017 tarihli raporda; davacı tarafça incelemeye ibraz edilen 2011,2012,2013,2014 yılına ait yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, 2015 yılı yasal defterlerinin e-defter tabi olduğu ve e-defter beratlarının yasal süresinde verildiği, davacı tarafın yasal defter ve kayıtları incelendiğinde dava tarihi itibarı ile davalıdan 70.488,14 TL, 35.481,42 USD, 1.013,33 Euro alacaklı olduğu yönde bakiyesinin bulunduğu, taraflar arasındaki cari hesap kayıtları incelendiğinde, davacı tarafça davalıya kesilen mal alışverişine dayanan faturalar yönünden ve davalı tarafça davacıya yapılan ödemeler yönünden taraflar arasında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, davacı tarafça davalıya kesilen 2012 döneminde 41.165,67 TL ve 2013 döneminde 53.723,24 TL kur farkı faturalarının davalı yasal defter kayıtlarında yer almadığı, taraflar arasında akdedilmiş herhangi bir yazılı sözleşmeye rastlanılmadığı, her ne kadar davacı tarafça davalıya kesilen kur farkı faturaları davalı kayıtlarına işlenmemiş ise de, kur farkı faturalarının “dövizli alacağın ödeme/hesaplama tarihindeki kurla çarpılması neticesinde ortaya çıkar rakamla, defter kayıtlarında görünen bakiye arasındaki farka” göre kesilen faturalar olup döviz bazında ayrıca alacak oluturan bir fatura olmadığı, dövizli alacak tutarının hesabında szö konusu kur farkı faturalarının vergisel açıdan KDV ve Kurumlar Vergisi yönünden anlam ifade etmekte olup borç alacağa etki eden faturalar olmadığı, tarafların yasal defter ve kayıtları ile taraflar arasında imzalanan 30/09/2011 tarihli mutabakat mektubu birlikte değerlendirildiğinde tarafların 30/09/2011 tarihi itibarı ile 72.649,30 TL, 240.966,34 USD bakiyede mutabık kaldığı ve bu hususta taraflar arasında herhangi bir ihtilafın olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın 01/10/2011 tarihinden itibaren davalı tarafça davacıya yapılan ödemelerin TL hesabından mı yoksa döviz hesabından mı düşülmesi gerektiği hususunda olduğu, talimatla alınan bilirkişi raporu incelendiğinde bilirkişinin davacı …’nın dava tarihinden çok sonra bir tarih olan 01/12/2016 tarihli bakiye toplamlarını esas alarak bir tespit ve kanaate vardığı, davalı tarafça davacıya yapılan ödemelerin öncelikle TL/USD cari hesaplarına sayılıp sayılmayacağı yönde bir tespitinin bulunmadığı, davalı tarafça davacıya yapılan ödemelerin öncelikle hangi borçtan tenzil edileceği yönünde taraflar arasında yazılı olarak herhangi bir düzenlemenin yapılmadığı, davalı tarafça yapılan ödemelerin öncelikle vadesi gelen (TL veya döviz faturası) fatura borcundan tenzil edilmesinin gerektiği, bu nedenle davalı tarafça yapılan ödemelerin ortalama vadeler esas alınmak suretiyle öncelikle vadesi gelen faturalardan düşülerek hesaplama yapılması ve çıkan sonuca göre kur farkının değerlendirilmesinin en doğru yaklaşım olacağı, davacı taraça kesilen faturaların ödeme tarihlerindeki kurlar esas alınmak suretiyle tarafların birbirleriyle olan borç/alacak durumlarının dava tarihi itibarı ile TL cari hesabı yönünden davacının davalıdan alacaklı olduğu tutarın 118.443,54 TL olduğu, USD ve Euro alacağının bulunmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, taraf vekilleri tarafından sunulan beyan ve itiraz dilekçeleri kapsamında itirazlar değerlendirilmek üzere dosya yeniden bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 30/01/2019 tarihli ek raporda; tarafların beyan ve itirazları değerlendirilmiş, davalı vekilinin bilirkişi raporunda 10/12/2012 tarihindeki toplam 50.585,26 TL ödemelerden USD’ye düşen pay kısmında 50.000 TL’lik ödemenin döviz kurunun 1.7915 olması gerekirken 1.8916 TL olarak alındığını, bilirkişinin bu paranın 14.000 TL’sini TL hesabına, 36.000 TL’sini de yanlış kurdan hesaplayarak 19.031,18 USD olarak hesaplardan düştüğünü, halbuki doğru kur olan 1.7915 TL’den yapılan hesaplamada 34.094,36 TL’ye tekabül ettiğini, dolayısı ile döviz değeri değişmeden TL hesabından 50.000 TL -34.094,36 TL=15.905,64 TL borçtan düşülmesinin gerektiğini, bundan dolayı bilirkişinin yaptığı eksik hesaplamaya istinaden TL borcundan 1.905,14 TL daha düşülmesinin gerektiğini beyan ettiği, yapılan değerlendirmede USD payının %72 olarak tespit edilmesine rağmen hesaplamada sehven %71 olarak dikkate alınmış olup uygulanan döviz kurunda hata yapılmadığı, ancak USD payına uygulanan yüzdelik oranda hata yapılması nedeniyle sonraki tarihlerde yapılan ödemeleri de etkilediğinden 10/12/2012 tarihli toplam 50.000 TL tutarındaki ödeme tarihinden itibaren iş bu raporda yapılan hesaplama tabloları çerçevesinde davacı alacağının TL cari hesabı yönünden 115.990,09 TL olduğu, davacının davalıdan dava tarihi itibarı ile USD ve EUR alacağı bulunmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, taraf vekilleri tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuş, davacı vekili dilekçesinde mahkemenin itirazlarını dikkate almadan TL olarak alacaklı olduklarını esas alarak hüküm tesis edecek ise taleplerinden vazgeçtikleri anlamına gelmemek kaydıyla, döviz taleplerinin dava tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrilmesi ile taleplerinin toplam 180.742,14 TL olarak kabulünü esas alarak davanın ticari faizi ile kabulüne karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili 04/11/2019 tarihli celsede, davacının döviz cinsinden taleplerinin TL olarak kabulüne ilişkin talebini kabul etmediklerini, karar verilecek ise taleple bağlı kalınarak TL değeri üzerinden karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları, toplanan deliller ve tüm dosyası kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Her ne kadar taraflar arasında yazılı bir akdi ilişki bulunmasa da salt alacağın varlığına yönelik bir mutabakatsızlık bulunduğundan, ticari alış veriş ilişkisi doğrulandığından, davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Alınan kök ve ek raporlar doğrultusunda; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, tarafların ticari defter ve kayıtları ile taraflar arasında imzalanan 30/09/2011 tarihli mutabakat mektubu dikkate alındığında, tarafların 30/09/2011 tarihi itibarı ile 72.649,30 TL, 240.966,34 USD bakiyede mutabık kaldıkları, taraflar arasındaki ihtilafın 01/10/2011 tarihinden itibaren davalı tarafından yapılan ödemelerin TL hesabından mı yoksa döviz hesabından mı düşülmesi hususunda olduğu, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile ödemelerin taraflarca farklı borç/alacak tutarlarından tenzil edilmesi nedeniyle davaya konu ihtilafın oluştuğu, ödemelerin öncelikle hangi borçtan tenzil edileceği yönünde taraflar arasında yazılı bir düzenlemenin yapılmadığı, davalı tarafından yapılan ödemelerin öncelikle vadesi gelen fatura borcundan tenzil edilmesi gerektiği, taraflar arasında fatura vadelerinin ne olduğu konusunda da yazılı bir belge bulunmadığı, davalı vekilinin 06/07/2017 tarihli celsede alınan beyanında taraflar arasında oluşan teamüle göre ticari satım bedellerinin yaklaşık 6 ay sürede ödendiği ve bu şekilde teammül oluştuğu, kur farkı hesaplamalarının buna göre yapılması gerektiğini beyan ettiği, ancak davalı taraf cari hesap ekstreleri ile davacı taraf ticari defterleri incelendiğinde, davalıya kesilen faturalara birebir olarak 3 ay sonra ödemeler yapıldığından taraflar arasındaki ticari ilişkide ortalama vadenin 3 ay olduğu ve bu şekilde teamül oluştuğu, davalı tarafça vadeli çeklerle yapılan ödemelerde çekin ödeme tarihindeki kurunun esas alınması greektiği, ciro edilen çeklerin ise kural olarak ciro tarihindeki kurun esas alınması gerektiği, ciro edilen ancak karşılıksız çıkan çeklerin ise hangi tarihte ödenmiş ise o tarihteki kura göre hesap yapılması gerektiği, bütün bu tespitler neticesinde hükme esas alınan bilirkişi raporu ile davacının davalıdan dava tarihi itibarı ile USD ve EURO alacağı bulunmadığı(emsal için bknz Yargıtay 19. HD’nin 2015/11192 E., 2016/2067 K. Sayılı kararı), 115.990,09 TL alacağının bulunduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile 115.990,09 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 7.923,28 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 3.086,12 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.837,16 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 12.029,21 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 7.469,44 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.117,92 TL harç, 1.300,00 TL bilirkişi ücreti ve 163 TL posta masrafı olmak üzere toplam 4.580,92 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 2.940,26 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır