Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/944 E. 2021/586 K. 12.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/616
KARAR NO:2021/589

DAVA:Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :28/04/2015
KARAR TARİHİ:12/07/2021

…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas, … karar sayılı, 27/04/2017 tarihli Yetkisizlik kararı Mahkememiz yukarıdaki esasına kaydı yapılarak görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ancak söz konusu icra takibi için yapılan tebligatın davacının ticari ikametgah adresine T.K.’nun 35. Maddesine göre yapıldığından davacının söz konusu takipten dava tarihi itibari ile haberdar olduğunu ve itiraz etme olanağının bulunmadığından takibin kesinleştiğini, toplamda 57.315,89 TL icra takibi yapıldığını, davacının davalı tarafından organize edilen … sisteminin üyesi olduğunu, davacının davalıya bahsedildiği gibi bir borcunun olmadığını, davacının alacak borç bakiyesini sıfırladığını ve herhangi bir borç ve alacağın olmadığını, davacı tarafından davalı aleyhine … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … K. Sayılı dosyası ile açılan davada davacının hesabına haksız olarak borç kaydedilen 200.000,00 USD’lik bir işlem hakkında kayıtların düzeltilmesine karar verildiğini, söz konusu kararda davacının ödemiş olduğu 10.000 USD’lik komisyon kaydının da düzeltilmesine karar verildiğini, söz konusu ilam hükmünden de anlaşılacağı üzere davacının davalıya karşı bir borcunun olmadığını, aksine anılan karar gereği davalının davacıya karşı borcu bulunduğunun kesinleşmiş mahkeme kararı ile tespit edildiğini, kabul anlamına gelmemekle davalının 10.854,00 TL asıl alacak 46.461,89 TL civarında gecikme ücreti ve işlemiş faiz talep etmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı gibi temerrüde de düşülmüş olmadığı belirterek davacının davalıya …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile %20 kötü niyet tazminatı ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin … sektöründe faaliyet gösterdiğini, … sisteminin en basit ifadesinin mal karşılığı mal olduğunu, bu sistemde üyeler arasında nakit para ilişkisinin olmadığını, davacının bu … bakiyesini nakit para vererek oluşturmadığını, mal ve hizmet satmak suretiyle oluşturduğunu, davacının imzaladığı Türk … üyelik sözleşmesi ile Türk …’a üye olduğunu, birçok barterlı mal ve alım satım işlemi gerçekleştirdiğini ve davalıya komisyon ve üyelik bedeli olarak borçlandığını, bu tutarların büyük bir kısmını ödediğini, ancak bakiye tutarın ödenmemiş kaldığını, ayrıca taraflar arasında imzalanan sözleşmede tacir olan tarafların arasında doğacak ihtilafın … Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi hususunda yetki sözleşmesi yapıldığını, davacının gerçekleştirdiği … işlemleri neticeside komisyon borcunu gösterir USD ve TL olmak üzere iki ayrı para cinsinden tutulan hesabı olduğunu, davacının sadece USD ‘ye ait olanı mahkemeye ibraz ettiğini, ancak yine davacı şirket temsilcisinin imza ederek kabul ettiği TL cinsinden nakit cari hesap ekstresinde 20/12/2007 tarihi itibari ile davacının davalıya 11.771,00 TL ödenmemiş komisyon borcu olduğunu, daha sonra davacı tarafından 916,00 TL ödeme yapıldığını ve borç bakiyesinin 10.855,00 TL kaldığı belirterek davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit ve istirdat davasıdır.
… ATM’nin …/… Esas, …/… Karar sayılı dosyası celp edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiştir.
….Asliye Ticaret Mahkemesinde alınan 29/08/2016 tarihli mali müşavir bilirkişi raporu ile; davacının incelenen 2005, 2006, 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 yılları ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, 2012, 2013, 2014, 2015 yılları yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin de süresinde yapıldığı, 2004, 2006, 2007, 2008 yevmiye defterlerinin noter tasdik şerhlerinin bulunmadığı, bunun dışında incelenen ticari defterlerin muhasebe usul ve esaslarına uygun şekilde tutulduğu ve ticari defterlerin kendi içerisinde birbirini teyit eder nitelikte olduğu, davacı ticari defterlerinde davalı ile ticari ilişkilerinin olduğunu gösterir herhangi bir yevmiye kaydı tespit edilemediği belirtilmiştir.
Dosya Mali Müşavir ve hukukçu bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 06/09/2018 havale tarihli raporda; davalı …Ş.’nin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde davalı şirketin davacı şirketten 83.405,01 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, ancak bu alacağın 18/02/2004 tarihli … sözleşmesi uyarınca üyelik aidatına ilişkin mi yoksa işlem komisyonu mu olduğu ve hangi dönemden veya hangi işlemden kaynaklandığına ilişkin muavin dökümlerinden tespit yapılmasının mümkün olmadığı ve bu alacağın tespitine ilişkin haricen bir bilgi ve belgenin dosya kapsamında tespit edilemediği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, davacı vekili 04/10/2018 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını dosyaya sunmuştur.
Dosya yeniden taraf itirazları irdelenmek ve üyelik sözleşmesi hususunda inceleme yapılmak suretiyle daha önce rapor sunan mali müşavir bilirkişi ile yeni eklenen hukukçu bilirkişiye tevdi edilmiş, düzenlenen 17/01/2020 tarihli ek raporda; taraflar arasında bir … sözleşmesinin bulunduğu ve bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümü için sırasıyla emredici hükümlerin, emredici hükümlere aykırı olmamak kaydıyla taraflar arasında yapılan sözleşme hükümlerinin, emredici nitelikte olmayan ticari hükümlerin, ticari örf ve adet kurallarının ve genel hükümlerin uygulanması gerektiği, taraflar arasında sözleşmeye bağlı olarak cari hesap sözleşmelerinin bulunduğu, ancak dosya kapsamından tarafların cari hesap işleyişiyle ilgili TTK ve TBK’daki özel hükümleri dikkate aldıklarının söylenemeyeceğini, hesap devresinin süresi … sözleşmesinde bir ay olarak belirtilmiş olmasına rağmen dosyada örneği mevcut 08/02/2014 tarihli Nakit Hesap Ekstresinin başlangıç ve bitiş tarihinin 01.07.2009 / 31.12.2011 olarak belirtildiği, bu durumda söz konusu hesap ekstresiyle TTK m. 94/1 ‘e uygun bir hesap kapatma ve bakiye borç tespiti yapıldığının söylenemeyeceği, kaldı ki davacının söz konusu hesap ekstresindeki borca ilişkin 31/12/2011 tarihli faturaya itiraz etmiş olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve dosyadaki bilgilerden icra takibine dayanak teşkil eden alacağın komisyon alacağı ya da üyelik ücreti mahiyetinde bir bedel olabileceği, söz konusu alacaklar cari hesaba kaydedilmeksizin istenebilmekle birlikte komisyon alacağı ve aidat talep ediliyorsa bu alacakların … sistemindeki bilgi bankasındaki cari hesap kayıtları da gösterilerek ortaya konması gerektiği, hali hazırda takibe konu asıl alacağın dayanağının ne olduğunun davalı tarafça açıklanmadığı ve dosyadaki delillerden de anlaşılamadığı, devam etmekte olan bir icra takibine karşı menfi tespit davası açılabileceği, işbu dava bağlamında borçlunun borcunun bulunmadığını iddia etmesi halinde, davalının davaya ve takibe konu asıl borcun varlığını ortaya koymakla mükellef olduğu, ancak davalının bu hususları ispat edemediği, bu bağlamda davanın kabul edilebilir mahiyette olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuş, davalı vekiline uyuşmazlık konusu faturaların kaynağına ilişkin olarak üyelik bedeli ve komisyon alacağına ilişkin olup olmadığı hususunda açıklama yapmak üzere süre verilmiş, davalı vekili 09/03/2020 tarihinde UYAP sistemi üzerinden gönderdiği dilekçe ile, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davalının … Sistem İşleticisi sıfatıyla doğan hak ve alacakları olduğunu, bunların sözleşmede kararlaştırıldığı üzere üyelik sözleşmesi uyarınca her yıl için ödenmesi kabul edilen 200 USD nakit + 500 USD + KDV nakit ödeme, davacı tarafından gerçekleştirilen … işlemleri nedeniyle ödenmesi kabul edilen %5+KDV komisyon ödemesi, borçlarını vadesinde ödememesi hali için kararlaştırılan aylık %5+KDV tutarında gecikme cezası olduğunu, dava konusu fatura ve içeriklerinin bahse konu sözleşme hükümleri uyarınca doğmuş davalı alacakları için düzenlenmiş olup 15/05/2006 tarihli 17.945 TL tutarlı faturanın işlem komisyon faturası, 31/12/2006 tarihli 10.854 TL miktarlı faturanın 48.690 TL tutarlı faturaya dair bakiye borç tutarı ile bu borca üyelik sözlemesi uyarınca işletilen 30/04/2011 tarih 640,39 TL tutarlı, 24/11/2011 tarih 3.851,29 TL tutarlı, 31/12/2011 tarih 4.791,98 TL tutarlı gecikme faturaları, 08/05/2015 tarih 7.906 TL tutarlı nakit-alış komisyon faturası, 03/02/2016 tarih 19.145,50 TL tutarlı nakit üyelik faturası, 03/02/2016 tarih 19.145,50 TL … üyelik faturası ve 03/02/2016 tarih 19.054,64 TL tutarlı gecike faturası olduğunu beyan etmiştir.
Dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, düzenlenen 28/07/2020 tarihli 2. Ek raporda; taraflar arasında sözleşmeye bağlı olarak cari hesap sözleşmelerinin bulunduğu, devam etmekte olan bir icra takibine karşı menfi tespit davası açılabileceği, iş bu dava bağlamında borçlunun borcunun bulunmadığını iddia etmesi halinde davalının davaya ve takibe konu asıl borcun varlığını ortaya koymakla mükellef olduğu, davalı tarafın borcun kaynağını açıkladığı, davacının işbu açıklamaya itiraz etmediği, buna karşın açıklamaya konu faturaların dosyada yer almadığı, açıklamaya konu bakiyenin taraflarınca tespit edilen 20.101,66 TL’lik borç bakiyesi ile uyuşmadığı iddianın ispatı noktasında nihai taktirin Mahkememizde olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi 2.ek raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur. Davalı vekiline 09/03/2020 tarihli beyan dilekçesinde bildirdiği faturalara ilişkin olarak takip talebinde bildirdiği asıl alacak, gecikme zammı, işlemiş faiz yönünden ayrı ayrı üyelik aidatı/komisyon ücreti olup olmadığı ve asıl alacaklara işletilen gecikme zammı ve işlemiş faiz yönünden ayrıntılı beyanda bulunması için süre verilmiş, davalı vekili tarafından 16/11/2020 tarihli dilekçe ile beyanda bulunulmuştur.
Dosya yeniden takipte yer alan alacak kalemleri, asıl alacak, gecikme zammı ve işlemiş faizleri yönünden taraflar arasında akdedilen … sözleşmesi kapsamında yerindeliğinin irdelenerek takip tarihi ve dava tarihi itibariyle alacak/borç tespitinin yapılması için bilirkişilere tevdi edilmiş, düzenlenen 05/01/2021 tarihli 3. Ek raporda; davalı vekilinin 16/11/2020 tarihli beyan dilekçesinde takip talebine konu asıl alacak, gecikme zammı, işlemiş faiz yönünden üyelik aidatı/ komisyon ücreti olup olmadığı hususunda tablo beyan ettiği, haricen tablo ekinde fatura fotokopilerinin görülmediği bu hususta tespit yapılamadığı, ek rapordaki görüşlerinde beyan ettikleri üzere; “Taraflar arasında akdedilen sözleşme ve dosyadaki bilgilerden icra takibine dayanak teşkil eden alacağın komisyon alacağı yada üyelik ücreti mahiyetinde bir bedel olabileceği, söz konusu alacaklar cari hesaba kaydedilmeksizin istenebilmekle birlikte komisyon alacağı ve aidat talep ediliyorsa bu alacakların … sistemindeki bilgi bankasındaki cari hesap kayıtları da gösterilerek ortaya konması gerektiği, hali hazırda takibe konu asıl alacağın dayanağının ne olduğunun davalı tarafça açıklanmadığı ve dosyadaki delillerden de anlaşılamadığı,” olduğu, iddianın ispatı noktasında nihai taktirin Mahkememizde olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizin 05/04/2021 tarihli celse 1 nolu ara kararı uyarınca dosya mevcut bilirkişi raporu ve ek raporlarının çelişkili olduğu, kök raporda yapılan taraf iddia – savunma ve itirazlarını karşılamadığı gibi denetime açık olmadığı değerlendirilerek yeni oluşturulan İşletme Uzmanı, Mali Müşavir ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı bilirkişi heyetine tevdine karar verilerek bilirkişi ücretinin davalı tarafça iki haftalık kesin süre içerisinde yatırılması ve süresi içerisinde ikmal edilmemesi halinde HMK 324.madde uyarınca bilirkişi incelemesi talebinden vazgeçilmiş sayılacağının davalı tarafa ihtar edildiği ancak davalı tarafça bilirkişi ücretinin süresi içerisinde yatırılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 21/06/2021 tarihli celse ara kararı ile HMK 324.maddesi uyarınca davalı tarafın ihtaratlı kesin süreye rağmen avans eksikliğini süresi içerisinde yatırmadığı anlaşılmakla ve davacı tarafça da muvafakat edilmediği bildirilmekle bilirkişi incelemesi talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, bilirkişi kök ve ek raporları ile tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Davacı, davalı tarafından başlatılan ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptalini ve dosyaya yatan 5.723,59 TL’nin istirdatını talep etmiş, davalı taraf ise, davacı ile yaptıkları 18/02/2004 tarihli … Sözleşmesi uyarınca davacının gerçekleştirmiş olduğu işlemlerden kaynaklı komisyon ve üyelik borcunun bulunduğunu iddia etmiştir. Herkes iddiasını ispatla yükümlüdür, 6100 sayılı HMK’nun 189. vd maddeleriyle belirtildiği gibi tarafların kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahip olduğunu, 190. maddeyle kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafın ispat yüküyle yüklü olduğu, ispatın hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu açıkça belirtilmiş olup genelde menfi tespit davalarında ispat yükü davalıdadır. İstisnai durumlarda ise davacıdadır. Mahkememizce davalı tarafa iki haftalık kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini yatırması ve süresi içerisinde ikmal edilmemesi halinde HMK 324.madde uyarınca bilirkişi incelemesi talebinden vazgeçilmiş sayılacağı hususu ihtar edilmiş, ancak davalı tarafça bilirkişi ücretinin süresi içerisinde yatırılmadığı anlaşılmıştır. Davalı yanca iddiasını doğrulayacak mahiyette ve mahkememizce kanaat hasıl olacak nitelikte başkaca yeterli delil ve belgede ibraz edilememiş olması nedeniyle davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davacının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 57.315,89 TL’lik tutar yönünden borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafça icra dosyasına 24/04/2015 tarihinde yatırılan 5.723,59 TL’lik tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına,
2-Alacaklının takipte haksız ve kötüniyetli olduğu tespit edilmediğinden kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 3.915,24 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 978,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.936,42 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca 8.251,07 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 1.010,62 TL harç, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 457,15 TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 3.267,77 TL yargılama masrafınının davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır