Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/938 E. 2021/15 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2015/938 Esas
KARAR NO:2021/15

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cis. Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:14/09/2015
KARAR TARİHİ:14/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/09/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, kazaya karışan … plakalı aracın maliki ve işleteni … … Ltd. Şti. Sürücüsü … ve sigorta sağlayıcısının … olduğunu, söz konusu trafik kazasıyla ilgili …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla yargılamanın devam ettiğini, meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin bir kusurunun bulunmayıp tüm kusurun davalı sürücüde olduğunu, fazlaya ilişkin hak ve talepler saklı kalmak kaydıyla maddi tazminat yönünden şimdilik 1.000,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren (sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren) işleyecek yasal faiziyle ve manevi tazminat yönünden ise 40.000,00-TL manevi tazminatın (sigorta şirketi hariç) davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … şirketinin poliçe limitleri doğrultusunda maddi ve manevi tazminattan müteselsilen sorumlu olduğunu, müvekkili şirket adına kayıtlı … plakalı aracın kaza tarihinde …’ya kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza tespit tutanağındaki kusur durumunu kabul etmediklerini, … Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasının bekletici mesele yapılmasını, SGK tarafından davacıya bir ödeme yapılmış ise yapılan ödemenin davacının taleplerinden düşülmesi gerektiğini, belirtilen sebepler nedeniyle davanın reddini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davalı sigorta şirketinin müteselsilen sorumlu olmasını, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası gereği dava konusu sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle öncelikle kazaya sebep olan olayda kusur durumunun ve araç sürücüsünün kusurunun tespitinin gerektiğini, kaza sonrası davacı tarafından yapılmış olan (tedavi ve bakıcı giderleri, geçici – kalıcı iş göremezlik / sakatlık tazminatı gibi) masraflardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, arz edilen ve re’sen ortaya çıkacak nedenlerle aleyhe açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı … tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; … Asliye Ceza Mahkemesi’nin dosyası ve kusur raporu dosyaya celp edilmiş, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 02/11/2018 tarihli müzekkere cevabı ekinde radyoloji kliniği yazısı ve rapor, … Hastanesinden alınan görüntüleme raporu, davacı vekilinin dilekçesi ekinde … Hastanesince alınan radyoloji kliniği teknik raporu, … ve Araş. Hastanesinin 02/08/2017 tarihli müzekkere cevabı, … … Merkezinin 11/08/2017 tarihli müzekkere cevabı, … A.Ş.’nin 20/06/2017 tarihli müzekkere cevabı ekinde davacıya ait maaş bordroları, … … Merkezinin 07/10/2016 tarihli müzekkere cevabı ekinde iş kazası hakkında düzenlenen tahkikat raporu, … Güvenlik Merkezinin 1/04/2016 tarihli müzekkere cevabı ekinde davacıya ödenen geçici iş göremezlik ödemesine ilişkin dökümanlar, …’nın 25/02/2016 tarihli müzekkere cevabı ekinde trafik sigortası poliçesi, … 24/02/2016 tarihli müzekkere cevabı ekinde davacıya ait tescil bilgileri ve uzun vade hizmet dökümü cetveli, … İl Emniyet Müdürlüğünün 29/09/2015 tarihli müzekkere cevabı ekinde … plakalı araca ait takyidatlı trafik kaydı Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Davacının maluliyet oranın tespiti amacıyla … Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş olup, 06/03/2019 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; 01/12/1965 doğumlu …’in 13/09/2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı arızası, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ileride ihraz edeceği meslek ve mevki bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII (28Aa ………. 10) A %14 Gr1 XII (37a ………. 3) A %7 Balthazard formülüne göre: %20.02 1. E cetveline göre % 22.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme geçici iş göremezlik süresinin 4 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
(4)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, aktüerya ve sigorta bilirkişi …’ya tevdii edilen dosyada tanzim olunan 10/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı sigorta şirketine ZMMS olan … plakalı araç sürücüsünün olayda %100 kusur oranı esas alınarak hesaplama yapıldığını, ayrıca yaşam tablosu olarak Yargıtay İçtihatlarına göre PMF 1931 tablosunun esas alındığını, davacının SGK Hizmet Döküm Cetvelinin incelenmesi sonucunda davacının kaza tarihine ait ücretinin asgari ücretin 2,507 katı düzeyinde olduğunun tespit edilerek hesaplamanın da işbu kat oranı üzerinden esas alınarak yapıldığını, davacının olay tarihinden itibaren 49 aylık geçici iş göremezlik süresi boyunca %100 oranında malul sayıldığını ve devam eden dönemde ise %22,2 oranında sürekli malul kaldığının kabulü ile hesaplama yapıldığını, …’nin 11/08/2017 tarihli yazı cevabı ile davacıya 13/09/2014 tarihinde geçirdiği iş kazası ile ilgili 6.307,49-TL geçici iş göremezlik ödeneği yapıldığı tespit edildiğinden GİG ödemesinin yarısının davalının / sigortalının kusuru oranına denk gelen kısmının hesaplanan tazminattan tenzil edildiğini, davacının meslekte kazanma gücü / efor kaybına ait maddi zararının 193.847,14-TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1.maddesi uyarınca; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Hakim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Davacının uğradığı haksız fiil neticesinde maruz kalabileceği bedensel zarar aynı yasanın 54.maddesinde sayılmıştır. Bunlar; 1. Tedavi giderleri, 2. Kazanç kaybı, 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, 4.Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır.
Somut davada meydana gelen kazanın 13/09/2014 tarihinde gerçekleştiği, ATK’ dan maluliyet raporunun düzenlendiği, usulüne uygun düzenlenen rapora göre davacının % 22.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme geçici iş göremezlik süresinin 4 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, trafik kaza tespit tutanağı, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nce alınan rapor, mahkememizce alınan raporlardan meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsünün kontrolsüz ve tedbirsizce emniyet şeridine girdiği kazada tamamen kusurlu olduğu, davacı şahsın ise yaya konumunda olduğu ve temizlik işçisi olarak görev yaparken davalı sürücünün emniyet şeridine girerek yaralanmasına sebep olduğu ve davacının tamamen kusursuz olduğu anlaşılmaktadır.
Maddi tazminat yönünden; Davaya konu olayda davacı TBK’nın haksız fiil hükümlerine, davalı sürücü, araç maliki şirketten ve kazaya karışan aracın sigorta şirketinden maddi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. KTK 85/son maddesinde, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” düzenlemesine yer verilmiştir. Davalı sigorta şirketinin zarardan sorumlu tutulabilmesi için kazaya karışan sigortaladığı aracın sürücüsünün kazada kusuru olmalıdır. O halde sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. Bu bilgiler doğrultusunda; kazanın kazaya karışan aracın ZMSS poliçe dönemi içerisinde gerçekleştiği, sigorta şirketince sigortalı araç bakımından teminat sunulduğu, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, kazaya sebep olan aracın sürücüsünün kusurlu olduğu ve sorumluluğunun bulunduğu, aracın davalılardan …. Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı olduğu ve davacının zararlarından sorumlu olduğu anlaşılmakla hükme esas alınan maluliyete ilişkin alınan rapor ve aktüerya bilirkişisinden usulüne uygun hesaplama yapılarak alınan rapor dikkate alındığında; davacının SGK’dan iş kazası nedeniyle 6.307,49 TL ödeme aldığı dikkate alınarak SGK harici 3. Kişilerin GİG ödemesinin yarısından kusuru oranında sorumlu olacağı ve tenzil edilecek bedel bulunarak yapılan hesaplamada davacının 193.847,14 TL zararın ödenmesinin gerektiği kanaatine varılmakla, davacının ıslah dilekçesinde talep etmiş olduğu 193.847,14 TL maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Maddi zarar bakımından davalı … yönünden (poliçe limiti dahilinde kalmak üzere) dava dilekçesindeki talep gibi dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden haksız fiilin gerçekleştiği 13/09/2014 olan kaza tarihinden tarihinden itibaren işleyecek yine talep gibi yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Manevi tazminat yönünden;6098 Sayılı TBK 56. Maddesinde manevi tazminat düzenlenmiştir: ”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Bu madde kapsamında manevi tazminat olarak verilecek paranın miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Manevi tazminat olarak ödettirilecek miktar cezalandırma amacına kaçmamalıdır. Çünkü zararın karşılanması amacı kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük değil, zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hâkim bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut davada davacı TBK’nın haksız fiil hükümlerine, davalılardan (davalı sigorta şirketi hariç) manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. KTK 85/son maddesinde, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda davacının manevi tazminat talebini yönelttiği davalı araç sürücüsü ve araç malikinin sorumluluğu mevcuttur. Davacı manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirme kapsamında ise; haksız fiile konu eylemin ağırlığı ve davalı sürücünün asli derecede kusurlu oluşu, celbolunan sosyal ve mali durum araştırma raporları, davacı tarafın görevini ifa ederken karşı tarafın kusurundan kaynaklı meydana gelen kaza, davacının maluliyet oranının %22 olması, davacının kusursuz oluşu, davanın açılış tarihinin 14/09/2015 tarihi ve mahkememizce karar verilene kadar geçen süre ile paranın alım gücü, davacı tarafın kaza sonrası yaşadıkları süreç, hak ve nesafet kuralları, manevi tazminatın, talep edeni zenginleştirme karşı tarafı da cezalandırma aracı olarak kullanılamayacağı ve davacının talep ettiği manevi tazminat miktarının makul olduğu gibi hususlar dikkate alınarak davacı tarafın 40.000,00 TL manevi tazminat talebinin kabulüne, haksız fiilin gerçekleştiği 13/09/2014 olan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …. Şti. ve …’ten müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, ayrıca AAÜT 10/4. Fıkrası uyarınca maddi ve manevi tazminat talebi açısından ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilerek karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Maddi tazminat talebi yönünden;
Davanın KABULÜ ile; 193.847,14-TL maddi tazminatın davalı … yönünden (poliçe limiti dahilinde kalmak üzere) dava tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 13/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
(2)Manevi tazminat talebi yönünden;
Davanın KABULÜ ile; 40.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …. Şti. ve …’ten müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 15.974,09 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 140,04 TL + 3.294,00 TL (ıslah harcı) olmak üzere toplam 3.434,04 TL harçtan mahsubu ile bakiye 12.540,05 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
(4)Maddi Tazminat yönünden; davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, AAÜT 10. maddesi uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 22.019,30 TL vekalet ücretinin davalılar … A.Ş, … ve …. Şti. ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(5)Manevi tazminat yönünden; davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, AAÜT 10. uyarınca hesaplanan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …. Şti. ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(6) Davacı tarafından yapılan; 27,70 TL başvuru harcı,140,04 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 3.294,00 TL ıslah harcı, 1.250,00 TL bilirkişi ücreti, 495,25 TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.917,09 TL yargılama masrafınının davalılar … A.Ş, … ve …. Şti. ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(7)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekili ve davacı asilin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/01/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.