Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/936 E. 2018/697 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2015/936
KARAR NO : 2018/697
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2014
KARAR TARİHİ : 22/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle;…adresinde bulunan … Sitesi’nin yönetim kurulu başkanı ve aynı zamanda kat maliki olduğunu, olağan genel kurul ile site yönetim işlerinin takibi amacıyla, dışarıdan site müdürü istihdam edilmesine karar verildiğini ve davalı …’nın site müdürü olarak atandığını, sitenin aidatlarının toplanması ve siteye ait masraflarının ödenmesi işlemleri için davalı bankanın … Şubesi’nde … numaralı hesap açıldığını, davalı bankanın hesaplarında tutulan yöneticiliklerine ait paranın başka hesaplara transferinin banka ile yapılan anlaşma uyarınca genel olarak internet üzerinden yapıldığını, ancak bazı hallerde bankaya yönetim kurulu üyelerinin imzalarını havi yazılı talimat gönderilerek site müdürü davalı …’ya ödeme yapılması işlemlerinin gerçekleştirildiğini, …’ya ödeme yapılabilmesinin tamamen yönetim kurulu üyelerinin ıslak imzalarını taşıyan ödeme talimatı ile mümkün olduğunu, davalı … nın ise yönetim kurulu başkanı olarak kendisinin ve diğer üye …’in ıslak imzasını taklit ederek bankaya 13/06/2014 ödeme talimatı yazdığını ve bankadan 3.700,00TL ödeme aldığını ve işten ayrıldığını, davalı banka ile görüşüldüğünde şifahi olarak imzaların taklit edildiği bilgisini verildiğini, isteklerine rağmen zararlarının giderilmediğini, davalı …’nın ve davalı bankanın fiilinin haksız fiil niteliğinde olup kat maliklerinin mağduriyetine sebep olduğunu, davalı …’nın sebepsiz zenginleştiğini, bu nedenlerle 3.700 TL zararın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili 09/12/2014 tarihli dilekçesinde özetle; davacı ile davalı banka arasındaki somut uyuşmazlığın davacnıın mevduat hesabından gerçekleştirilen bankacılık işlemi olan para yatırma işlemini konu edindiğini, bankacılık işlemi olan davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmesini, ayrıca cevap verme süresinin uzatılmasını talep etmiştir.
İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/07/2015 tarihli görevsizlik kararı üzerine Mahkememize tevzi edilen dosya yukarıda yazılı esas sayısını almıştır.
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu işlemin gerçekleştirildiği 13/06/2014 tarihinde, diğer davalının, davacı site yönetimine ait yazılı talimat ile davalı bankanın Kağıthane Şubesine başvurduğunu, davacı site yönetimine ait yazılı ve ıslak imzalı talimatta 3.700 TL.nin diğer davalı …’ya ödenmesinin talep edildiğini, talimat gereğince 3.700 TL.nin …’ya ödendiğini, davalı bankanın daha önce de defalarca site müdürünün elden getirmiş olduğu yazılı talimat ile işlem gerçekleştirdiğini, dava konusu işleme ait yazılı talimat üzerinde yer alan davacı site yönetimine ait imzalar ile söte yönetiminin daha önceki talimatlar üzerinde yer alan imzaları ve davalı banka sisteminde yer alan imzaların benzer olduğunun görüldüğünü, imza kontrollerinin yapıldığını, dolayısı ile somut uyuşmazlıkta davalı bankanın herhangi bir kusur ve sorumluluğunun olmadığını, kendisine verilen talimat gereğince işlem yaptığını, site müdürüne yazılı talimatlar vererek hesaplarında işlem gerçekleştirme alışkanlığı olan davacının, bu yolla gerçekleştirilen işlemler bakımından davalı bankaya güven verdiğini, davacının hesaplarından yazılı talimat ile çok sayıda işlem gerçekleştirilmiş olup diğer davalıdan önce … adlı şahıs ve sonrasında diğer davalı tarafından düzenli olarak davacı hesaplarından talimat ile para çekme işlemleri gerçekleştirildiğini, hesap hareketlerinden de görülebileceği gibi davacının dava konusu işlem sonrasında internet bankacılığını kullanmaya başladığını, Yargıtay …HD.22/09/2014 tarihli, … esas, … karar sayılı ilamı üzerinden somut olay irdelendiğinde, diğer davalının, davacının hesaplarından çok sayıda para çekme işlemi gerçekleştirdiğini, aynı nitelikli işlemler yönünden davalı bankaya güven verildiğini, o halde somut olayda davalı bankaya kusur izafe edilemeyeceğini, davacı site yönetiminin bankacılık ve diğer işlemlerini yürüten personelini seçerken gerekli özeni göstermek zorunda olduğunu, bu özeni göstermeyen davacının, kendi personeli tarafından meydana getirildiğini ileri sürdüğü zarardan sorumlu olacağını, benzer uyuşmazlıklarda yüksek mahkeme tarafından verilen kararlarında bu doğrultuda olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 08/09/2016 tarihli raporda; dava konusu 13/06/2014 tarihli 3.700 TL tutarlı ödeme talimatı aslında atılı imzaların davacının iddia ettiği gibi site yöneticilerinin elinin ürünü olup olmadığı hususunun uzman bilirkişi tarafından tespitinin gerektiği, söz konusu talimattaki imzalara ilişkin davacı tarafın iddia ettiği gibi talimattaki yazılı kişilerin elinin ürünü olmadığının anlaşılması durumunda; hesaptan personel, güvenlik, bakım onarım ve faturalar olmak üzere ödemelerin çoğunlukla internetten havale ve EFT yolu ile kısmen ise nakit olarak yapıldığı, davalı bankaca da 1.000 TL ve üzeri nakit ödeme talimatlarında çoğunlukla yapıldığı gibi alışılmış ve bankacılık teamülleri gereği de yapılması gereken talimatı veren kişi/kişilerin telefon ile aranarak teyit alma uygulamasının yapıldığı hususları dikkate alınarak 13/06/2014 tarihli talimatla yapılan ödeme esnasında talimatta imzası olan kişilerin aranarak teyit alma uygulaması yapılmadığından davalı bankanın kusurlu olduğu, diğer davalı eski site yöneticisi …’ya talimat tutarı olan 3.700 TL.nin ödendiği tarih olan 13/06/2014 tarihinden itibaren … ile birlikte ödenen tutarın tamamından müştereken ve müteselsil sorumlu, davacının ise ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tazmini talebinin mümkün olduğu belirtilmiştir.
Davaya konu ödeme talimatında imzası bulunan site yöneticisi …’ün imza örnekleri alınmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun amaç başlıklı yasanın birinci maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra, kapsam başlıklı ikinci maddesinde “bu kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmünü içermekte olup, üçüncü maddenin k bendinde tüketiciyi; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi ifade ettiği, aynı yasanın 73.maddesi uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğunun belirtildiği, yine 83.maddenin 2.fıkrası uyarınca taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulamasına engellemeyeceğine ilişkin düzenlemenin bulunduğu, taraflar arasında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde, davacı site yönetiminin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3.maddesinin k bendinde belirtilen tüketici konumunda olduğu, bu itibarla 6502 sayılı yasanın 3, 73 ve 83/2 maddesi uyarınca davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesinde olduğu anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK.nun 114. Maddesi gereğince dava şartları tek tek sayılmıştır. Buna göre 114/1-c maddesinde mahkemenin görevi dava şartlarından sayılmıştır. Aynı yasanın 331. Maddesi gereğince görevsizlik kararı verilmesi durumunda vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede değerlendirileceği ifade edilmiştir. Görev kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında değerlendirilip ön inceleme ise dosya üzerinden yapılabilir.
Tüm dosya kapsamı yukarıda izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; her ne kadar dava dosyası asliye hukuk mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmek suretiyle mahkememize gönderilmiş ise de davanın 6502 sayılı yasanın yürürlük tarihinden sonra açıldığı ve davanın tüketici mahkemelerinin görev alanında kaldığı (bu yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06/02/2017 tarih 2017/41 esas 2017/597 karar sayılı kararı) anlaşılmakla davanın görev yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, talep halinde dosyanın görevli mahkeme olan İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK 20. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içersinde taraflardan biri tarafından görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, taraflarca süresi içersinde gönderme talebinde bulunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılabileceğinin ihtirana,
3-Yargılama, harç ve masrafların görevli mahkemece dikkate alınmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacının yüzüne karşı, davalının yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸