Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/935 E. 2018/1208 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/935
KARAR NO : 2018/1208
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 11/09/2015
KARAR TARİHİ: 08/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının HMK 320-(1) maddesince feragat dilekçesi sunulmasıyla evrak üzerinden yapılan incelemesi sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1)Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 01/01/2011 tarihinden bu yana dolaylı olarak ve 01/07/2014 tarihinden bu yana akdedilen Bayilik Sözleşmesi kapsamında doğrudan doğruya sürdürülmekte olan sözleşme ilişkisi mevcut olduğunu, anılan sözleşme çerçevesinde davacının 01/07/2014 tarihinden itibaren ve kesintisiz olarak davalının Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak, Elazığ, Tunceli, Bingöl, Malatya, Muş, Bitlis, Batman, Siirt, Van, Hakkâri, Ağrı ve Adıyaman bölgesindeki yetkili bayii olarak çalıştığını, davacının, davalı şirkette gerçekleşen idari görev değişikliklerinin ardından ve özellikle son 1 yıllık süreçte ciddi iletişim sorunları yaşamaya başladığını, bu sorunların tamamen davalı şirketin bölge ve piyasa koşulları ile uyumsuz satış/hizmet politikaları nedeniyle oluşan bu olumsuzlukların doğumunda hiçbir kusuru ve sorumluluğu bulunmamasına ve üstelik asıl ve doğrudan zarar nezdinde oluşmasına rağmen davacıya mal edilmeye çalışıldığını, davacının, davalı şirket ile sözleşme akdetmek iradesine esas olan amaç ve fayda, davalı şirketin haksız, sözleşmeye, işin nitelik vc gereğine aykırı tutum, davranış, eylem ve işlemleri nedeniyle ortadan kalktığını, sözleşme ilişkisini sürdürmenin davacı için giderek katlanılmaz hale geldiğini, davalı şirket tarafından eylemli olarak sona erdirilmiş akdî ilişkinin hukuken de sonlandırılmasının kaçınılmaz olmakla davacı ile davalı arasındaki akdi ilişki, davalının akde ve hukuka aykırı davranışlarından kaynaklanan haklı nedenlerle, tüm yasal müracaat hakları saklı tutulmak suretiyle tek taraflı olarak feshedildiğini, fesih ihbarı kendisine tebliğ olunan davalının, bu kez 01/06/2015 tarihli beyanını inkar etmek suretiyle 18/05/2015 tarihli ihbarı ile zaten feshedildiğini, münfesih bir akdin bir kez daha feshedilemeyeceğini, davacı ile davalı şirket arasında gerek sözleşmenin varlığı ve gerekse kapsamı hükümleri konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, taraflar arasındaki akdi ilişkinin davacı tarafından usulünce feshedilinceye dek ve 23/07/2015 tarihine dek sürmüş olduğu hususunda hukuki tereddüt bulunmadığını, tamamen davalı şirketin aktarılan surette gerçekleşen akde ve hukuka aykırı eylem ve işlemleri nedeniyle oluşan ve davacı ticari defler ve kayıtlarından açıkça izlenebilen gelir kaybı kaynaklı maddi zararın T.B.K. md. 112 vd. hükümleri gereğince davalı şirket tarafından karşılanması gerektiğini, davalının aynı zamanda sözleşme ile kararlaştırılan cezai şartı ödemekle de mükellef olduğunu belirterek uğramış olduğu maddî zararın tespitine, tespit olunacak maddi tazminat alacaklarına karşılık olmak üzere, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 euro cezai şart alacağının, akdin feshi tarihi olan 23/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsil ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(2)Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı ile davalı … arasında 01/07/2014 tarihli “Bayilik Sözleşmesi” imzalanarak davalı şirket …’nın pazarladığı ürün grupları ile güncel fiyat listesinde yer alan tüm ürünlerin davacı …’ye (Bayi) satış koşulları ve bayinin … marka ürünlere yönelik servis hizmeti sunumuna dair şartlar düzenlendiğini, davacının her ne kadar dava dilekçesinde çalışma sürecinin hiçbir döneminde tarafların sorun yaşamadığını, davacı hakkında hiçbir şikayet olmadığını iddia ediyor ise de; bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının paralel ithalat yaptığının tespit edildiğini, davacının sözleşme şartlarına aykırı davranmasına rağmen davalı yetkililerinin kendisi ile görüşmeler yaptığını, davacının mağdur olacağını beyan etmesi üzerine o dönemde sözleşmenin feshi yoluna gidilmediğini, davacının sanki sözleşmeyi kendileri fesih etmişler gibi tazminat ve cezai şart talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının, bayilerin teknik destek aldığı portal şifrelerinin de iptal edildiğini ve şirketin çalışamaz hale getirilmeye çalışıldığını beyan etmekte ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından haklı nedenle feshinden sonra portal şifrelerini davacının kullanmaya devam etmesi hem sözleşmeye hem kanuna hem de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, portal kullanımının sözleşmeli bayilere sağlanan ek bir hizmet olduğundan doğal olarak fesih sonrası iptal edildiğini, davacının hali hazırda satış yaptığı tüm ürünlere hizmet verme yeterliliği olduğu için de geriye dönük bir sorun yaşamasının mümkün olmadığını, ancak yeni ürünlerde davacının sorun yaşanabileceğini, ancak bayiliği iptal edildiği için yeni ürün almasının söz konusu olmadığını, bu nedenle davacının bu iddialarının da davaya gerekçe bulma çabası olduğunu, davacının kendi şirketi üzerinde gerçekleşmesi gereken tedariklerin alt bayi taleplerinin karşılanması suretiyle doğrudan alt bayiler üzerinden gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, davacının dava dilekçesi ile maddi zarar ve cezai şart alacağı talep ettiğini belirterek, bu taleplerinin yerinde olmadığını, öncelikle taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından … Noterliğinin 18/05/2015 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile haklı nedenle fesih edildiğini, davacının feshedilmiş bir sözleşmeye dayanarak cezai şart talep etmesinin mümkün olmadığını, cezai şart talep etmenin şartlarının da doğmadığını, davacının herhangi bir maddi zararının bulunmadığını, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddi gerektiğini bildirmiş;
Karşı dava dilekçesinde ise; sözleşme haklı nedenlerle feshedildiğinden davalının uğradığı maddi, manevi zararların tazmini için işbu davanın açılması zarureti doğduğunu, davacı yetkilisinin bayi toplantısındaki sunum esnasında tüm toplantının huzurunu bozacak şekilde ve diğer bayileri provoke etmek niyetiyle agresif bir üslupla söz almadan konuştuğunu, bilahare toplantı arasında dışarı çıkıldığında da davalı şirket müdürü …’ın diğer müşteriler ve bayi çalışanları önünde darp edildiğini, davacının Türkiye Bayi Müdürünü tüm bayilerin önünde darp etmesi nedeniyle davalı şirket yetkililerinin zor durumda kaldığını, şirketin imajının zedelendiğini ve şirketin manevi olarak zarar gördüğünü, bu nedenle şirketin uğradığı manevi zarar nedeniyle davacıdan 10.000,00-TL manevi tazminatın, sözleşmenin feshi tarihi tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ettiklerini, davacının haksız, hukuka ve sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle sözleşme süresinden önce haklı nedenle davalı şirket tarafından fesih edilmek zorunda kalındığını, bu nedenle davalının maddi olarak zarara uğradığını, davacı şirket yetkilisinin sözleşme hükümlerine açıkça aykırı davrandığını, sözleşmenin davalı şirket tarafından haklı nedenle fesih edildiğini, davalının bu konuda doğan maddi zararlarım karşılamakla yükümlü olduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.500,00 euronun sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ettiklerini, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00- euro cezai şart alacağının sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ettiklerini belirterek, davacının davasının tüm talepler yönünden reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep ve etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapılmıştır.
(2)Uyuşmazlığın tespiti bakımından mali müşavir Fatma Özkan’a tevdi edilen dosyaya tanzim olunan 15/10/2018 tarihli raporda; davalı tarafın 18/05/2015 tarihli ihtarnamesi ile davacı şirket sözleşmenin feshini bildirmiş olduğu, 01/06/2015 tarihli ihtarnamesi ile de 18/05/2016 tarihli ihtarname ile yapılan fesih bildiriminin geçerli olduğunu, 31/03/2016 tarihine kadar davacı taraf yedek parçalar ve tonerin satışı yapacağını bildirdiği, 31/03/2016 tarihine kadar yedek parçalar ve toner satışı ile sınırlı ticari ilişkinin bayilik ilişkisinin devam etmesi olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğinin değerlendirmesi uzmanlık alanımızın dışında olduğunu, taraflar arasındaki yedek parçalar ve toner satışı ile sınırlı ticari ilişkinin bayilik ilişkisi olduğu kabul edilmediği takdirde, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 18/05/2015 tarihli ihtarname ile feshedilmiş olduğu, bu ihtimalde davalı tarafın davacı taraftan, 5.000 euro cezai şart alacaklı olduğu, davalı taraf 1.500 euro maddi tazminat istemiş ise de maddi tazminat talebine ilişkin zarar kalemlerinin neler olduğu konusunda açıklama ve hesaplama yapmaya yeterli bilgi olmadığı için maddi tazminat hesabı yapılamadığı, davalı tarafın manevi tazminat talebinin mahkemenin takdirinde olduğu, mahkemece taraflar arasındaki yedek parçalar ve toner satışı ile sınırlı ticari ilişkinin bayilik ilişkisi olduğu kabul edildiği takdirde, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin bayilik sözleşmesinin davacı tarafın 20/07/2015 tarihli ihtarnamesi ile feshedildiği, bu ihtimalde davacı tarafın davalı taraftan, 5.000 euro cezai şart alacaklı olduğu, bayilik sözleşmesinin fesih edilmiş olmasından dolayı TTK 122.maddesi uyarınca 251.539,10 TL maddi tazminat alacağı olduğu, Diyarbakır 7.Asliye Hukuk Mahkemesinden alınan bilirkişi raporu ile davacı tarafın, davalı taraf ile bayilik sözleşmesini sonlandırdıktan sonra, Rıcoh firmasından yaptığı alışlara göre yapılan mukayese neticesinde davacı tarafın 2015 yılı için davalı taraftan 1.258.428 TL tutarında daha düşük mal almış olduğu bu nedenle 251.685,08 TL maddi zararının oluğunun hesaplandığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
(3)Davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapmak üzere Diyarbakır … Asliye Hukuk Mahkemesinden talimat yolu ile alınan 29/12/2017 tarihli raporda özetle; davacı şirketin 2014 yılında davalıdan 815.648,05 TL mal alımı yaptığı ve ilişkilerinin düzenli gittiği, 2015 yılında aralarındaki ilişkinin bozulmaya başlamasından sonra mal alım miktarı 6 aylık süre içinde büyük bir düşüşle 103.572,00 TL’ye gerilediği, davalı şirketin 09/05/2015 tarihinde davacı şirket yetkilisi ile davalı şirket yetkili personeli arasında meydana gelen olayı neden göstererek … Noterliği vasıtası ile davacıya gönderdiği 18/05/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmesinin sözleşmeyi feshetme ile ilgili maddelerine uygun olmadığı, bu nedenle davalının tek taraflı sözleşme feshinin haksız olduğu, davacının bundan zarar gördüğü, bu nedenle davacının davalıdan sözleşmenin 12.2 maddesi uyarınca cezai şart ayrıca fesih nedeni ile maddi tazminat talebinde bulunabileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
(4) Taraflarca bildirilen tanıkların beyanları alınmıştır.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Asıl dava; itirazın iptali, karşı dava; haklı nedenle fesih iddiasıyla cezai şart ile maddi – manevi zararın tazminine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama devam ederken; davacı karşı davalı vekili tarafından ibraz edilen 05/11/2018 tarihli beyan dilekçesinde özetle; davalı …aleyhine ikame etmiş oldukları akde aykırılık nedeniyle maddi tazminat ve cezai şart alacağı konulu davalarından feragat ettiklerini, davalı karşı davacının müvekkili aleyhindeki davasından feragat etmesi halinde feragati kabul ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda taraf talepleri yönünde karar verilmesini talep etmiş, beyanını imzası ile tevsik etmiştir.
Davalı karşı davacı vekili de 05/11/2018 tarihli dilekçesi ile, davacı karşı davalının feragatini kabul ettiklerini, müvekkili davalı karşı davacı firmanın talebi ve talimatı doğrultusunda davalarından feragat ettiklerini, karşı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını bildirmiş, beyanını imzası ile tevsik etmiştir.
Davadan feragat 6100 Sayılı HMK’nın 307. ve 311. maddesi hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK 309. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Feragat bildirimi de HMK’nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tesbit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle HMK 320-(1) maddesince evrak üzerinden davanın feragat sebebiyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(IV) HÜKÜM SONUCU :
(1)Vaki feragat nedeniyle asıl ve karşı davanın ayrı ayrı REDDİNE,
(2) Asıl dava yönünden harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 583,17 TL harçtan mahsubu ile bakiye 547,27 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı karşı davalıya iadesine,
(3)Karşı dava yönünden harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 518,54 TL harçtan mahsubu ile bakiye 482.64 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı karşı davacıya iadesine,
(4)Talep gibi taraflarca yapılan yargılama masraflarının kendi üzerilerinde bırakılmasına,
(5) Talep gibi taraf vekilleri yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 5235 sayılı kanunun 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır