Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/808 E. 2019/467 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/808 Esas
KARAR NO : 2019/467
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/07/2015
KARAR TARİHİ: 29/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı adi ortaklık ile davacı şirketin ortağı olduğu … ve … arasında 17/05/2012 tarihinde, davalı tarafından yapımı üstlenilen Mecidiyeköy likör fabrikası projesi kapsamında yapılacak olan tüm toprak işleri, iksa yapıları ve sahanın temel altı drenajının yapılıp temel altı grebeton dökümüne hazır olacak şekilde kaba işler yüklenicisine teslimi işi ile ilgili olarak sözleşme imzalandığını, davacı şirketin ortağı olduğu adi ortaklık tarafından yürütülen sözleşme konusu işler kapsamında davalıdan kaynaklanan sebeplerle adi ortaklık bünyesinde bulunan … ve…Şti ile 18/02/2013 tarihinde akdedilen fesih ve ibra protokolü başlıklı sözleşme ile üstlenilen işler kapsamında yer verilen tüm toprak işlerinin sözleşme kapsamından çıkarılmasına ve …Şti ile vâr olan sözleşme ilişkisinin sonlandırılmasına karar verildiğini, ayrıca sözleşme gereği üstlenilen işlerin …nca yürütülmesine karar verildiğini, davalı ile …Şti ve davacı şirket arasında akdedilen 01/03/2013 tarihli protokol ile …nin adi ortaklık bünyesinden çıkarıldığını ve sözleşme hükümlerinin sorumluluğunun ileriye yönelik olarak … açısından sona ereceğinin kararlaştırıldığını, davalının tasarrufu neticesinde adi ortaklık bünyesinden ayrılan ve tüm hak ve alacaklarını tahsil eden …Şirketinin işten el çekmesi sonrasında sözleşme konusu işlerin davacı şirket tarafından yürütüldüğünü, ancak davacı şirketin statüsünün netleştirilmediği belirtilerek oluşan yeni durum çerçevesinde tarafların statülerinin belirlenmesi ve sözleşmesel ilişkinin devamı için gerekli işlemlerin yapılmasının davalıdan talep edildiğini, davacı şirket ile davalı arasında akdedilen 01/03/2013 tarihli protokol ile sözleşme konusu işin süresinin 13/02/2014 tarihine uzatıldığını, yine 13/02/2014 tarihinde akdedilen protokol ile işin süresinin 6 ay daha uzatıldığını ve en son 12/08/2014 tarihli protokol ile işin süresinin 30/09/2014 tarihine kadar uzatıldığını, davacı şirketin 25/09/2014 tarihinde taraflar arasında imzalanan geçici kabul tutanağı ile işi davalıya teslim ettiğini, davacı şirketin ortağı olduğu adi ortaklık ile davalı arasında akdedilen ana sözleşmede işin süresinin 300 gün olarak kararlaştırıldığını, ancak işin bu süresi içinde bitirilmesinin davalıdan kaynaklanan sebeplerden dolayı mümkün olmadığını, davacı şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, işin geçici kabulüne ilişkin tutanağın taraflarca düzenlendiğini, davacı tarafından sözleşmenin 23.maddesi gereğince kesin kabul işlemlerinin yapılmasının talep edildiğini, ancak davalı tarafından kesin kabule yönelik işlemlerin gerçekleştirilmediğini, davacı şirketin hak ediş ödemelerinin yapılmadığını, davacı tarafından düzenlenen faturalara davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ve faturaların ödenmediğini, yine sözleşme gereği iade edilmesi gereken kesin teminat mektubunun da davacıya iade edilmediğini, anılan nedenlerle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 400.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … AŞ-… vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesindeki iddialarının gerçek dışı olduğunu, gecikmenin davalıdan kaynaklanmadığını, söz konusu gecikmenin aslında davacı şirketin kendi faaliyetlerini sözleşme uyarınca gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle oluştuğunu, davacı şirketin aralarında bulunduğu adi ortaklık tarafından davacı projesindeki sözleşme konusu işlerin yürütüldüğünü, sözleşme uyarınca gerçekleştirilen toprak işlerinin gecikmeli şekilde sürdürüldüğünü, toprak işlerinde meydana gelen gecikme ve … ve …nı oluşturan şirketler arasında yaşanan sorunlar ve koordinasyon eksiklikleri nedeniyle … Şirketinin adi ortaklık ilişkisinden ayrılma talebini davalı şirkete ilettiğini, bu şirketin adi ortaklıktan ayrılmasında davalı şirketin herhangi bir kusuru olmadığını, yine sözleşme konusu işin teslimi sırasında yaşanan gecikmelere davalının sebebiyet vermediğini, adi ortaklığı oluşturan şirketler arasında çıkanlar sorunlar nedeniyle sözleşme kapsamındaki işlerin yürütülememesi ve işlerin gecikmesi olduğunu, bu gecikmeden davalı şirketin sorumlu olmadığını, yine davacı ile davalı arasında kesin hak edişe ilişkin bu zamana kadar herhangi bir mutabakat yapılmadığını, bu nedenle davacı lehine kesinleşmiş bir hak ediş alacağı bulunmadığını, ayrıca taraflar arasında geçici kabul tutanağının 18/11/2014 tarihinde tanzim edildiğinden sözleşme konusu işlerin 2 yıllık garanti süresi dolmadan kesin kabul işleminin gerçekleştirilmeyeceğini, kesin kabul işleminin 18/11/2016 tarihinden önce gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle teminat mektubunun iadesi talebinin sözleşme hükümlerine aykırı olduğunu, anılan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca, davacının sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğinden bahisle davalı tarafından ödenmeyen hak ediş bedellerinin davacıdan tahsili ile kesin teminat mektubunun iade edilmemesi sebebi ile uğranılan zararın tazminine ilişkindir.
Mahkememizce, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümleri dikkate alınarak davacı tarafından davalıya sözleşme konusu hake dişlerin ödenip ödenmediği, söz konusu hak ediş bedellerindeki meydana gelen gecikmelerin davacının kusuruyla mı yoksa davalının kusuruyla mı oluştuğu, gecikmeden dolayı davacının bir zararının ve alacağının doğup doğmadığı, ayrıca 29 nolu hak edişin davacı tarafça hak edilip edilmediği ve davalı tarafından davacıya ödenip ödenmediği hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak …, Doç.Dr….ve Mali Müşavir… tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; gerek inşaat işlerinin yapılacağı yerin davacıya geç teslimi, gerekse işe birlikte başlanılan firmaların zamanla sözleşmelerini feshetmesi nedeniyle işin teslim süresinin uzatıldığı, her iki durumda da davacı yükleniciye yüklenebilecek bir süre uzaması halinin bulunmadığı, sürenin uzaması bakımından davacının kusuru olmadığı, sözleşmenin 9/2.maddesinin 5.fıkrası dahilinde işin uzatıldığı, diğer taraftan yüklenicinin 400.000,00 TL zararı nasıl tespit ettiğini belgelendirmesi gerektiği, buna göre söz konusu zarar kalemlerinin sözleşme süresi bitiminden geçici kabul tarihine kadar geçen süre içinde değerlendirilerek iş kaybı zararının hesaplanması gerektiği, geçici kabulün 25/09/2014 tarihinde yapılmasına rağmen davalı iş sahibinin kesin teminatın yarısını yükleniciye iade etmeyerek sözleşmeye aykırı hareket ettiği, teminatın kalan yarısının da kesin kabul yapılıp SGK ile ilişkiler kesildikten sonra serbest bırakılacağı, fakat mevzuata göre geçici kabulden sonra 12 ay içinde kesin kabul başvurusu yapılması için öngörülen geçici kabulden itibaren işleyecek 2 yıllık garanti süresinin 25/09/2016 tarihinde dolduğu dikkate alındığında hala kesin kabul yapmayan davalı iş sahibinin kötü niyetli olarak davacı yükleniciyi oyalamakta olduğu yönünde kanaatin mahkememizde olduğu, nitekim geç de olsa davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiği ve işin davalıya teslim edildiği anlaşıldığından kalan eksiklik veya kusurların iki yılı aşkın bir sürede yükleniciye tamamlattırma görevinin de iş sahibi üzerinde olduğu, bu yükümlülüğüne uygun hareket etmeyen iş sahibinin sözleşmeye aykırı davranarak kesin kabulden kaçındığı, kesin kabulün bir an önce yapılması ve 29 nolu hak ediş ile teminatın iadesinin yerine getirilmesinin gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Aldırılan bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraflarca rapora beyan ve itirazlar sunulmuş olup, bu kez tarafların rapora beyan ve itirazları doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan ek raporda; taraflarca verilen itiraz dilekçelerinin bilirkişi heyetince hazırlanan 20/03/2017 tarihli raporda değişiklik yapılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Gerek kök rapor, gerekse ek raporda bilirkişi heyeti tarafından inceleme ve hesaplama yapılmamış olması ve aldırılan raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşıldığından, taraf vekillerinin de itirazları dikkate alınarak taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesi de dikkate alınarak davacı tarafın 29 nolu hakediş sebebiyle davalıdan bir alacak talebinin bulunup bulunmadığının tespiti ile bilirkişi heyeti tarafından davacının 29 nolu hakediş bedeli sözleşme uyarınca talep edilmeyeceği kanaatine ulaşılsa dahi bu husustaki takdir yetkisinin mahkememize ait olduğu hususu gözönüne alınarak 29 nolu hakediş yönünden mutlak suretle hesaplama yapılması, ayrıca davacı tarafça meydana gelen gecikme sebebiyle davalıdan kar kaybı yada masraf şeklinde zarar oluşup oluşmadığı, talep edilip edilmeyeceği noktasındaki nihai karar mahkememize bırakılmak sureti ile davacının zararının oluşup oluşmadığı, zarar oluşmuş ise bu zararın ne miktarda olduğu, yine davacının teminat mektubunun iade edilmemesi sebebiyle zararının oluşup oluşmadığı ve söz konusu zararın neler olduğu hususunda inceleme yapılarak her 3 zarar kalemi yönünden ayrı ayrı hesaplama yapılması bakımından yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Mali Müşavir …, İnş.Müh.Prof.Dr…. tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; taraflarca incelemeye ibraz edilen 2012, 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, işin sözleşmede belirlenen süreden daha uzun sürmesinin karşılıklı protokoller ile kabul edilmiş olduğu, gecikmede tarafların karşılıklı sorumluluklarının bulunduğu, 29 nolu hak edişte davacının 28 nolu hak edişten sonra ne miktar imalat yaptığının belirlenemediği, ancak daha önce yapılan 50.000,00 TL’nin iadesini talep edebileceği, buna göre 29 nolu hak ediş miktarının 19.679,78 TL olarak hesap, takdir ve tahmin edildiği, işin uzaması sırasında yapılan hak edişlerin kullanılan ekip-ekipman göz önüne alındığında davacının makine ekipman talebinin çalışmayan günler için işçilik talebinin yerinde olmadığı, geçici kabulün yapılması halinde kesin teminat mektubunun %50’sinin iadesinin “işverenin uygun görmesi” koşuluna bağlanmış olduğu, bu konuda takdirin mahkemede olduğu, davacının kesintiler nedeni ile olan talebini kontrole elverişli ve açık bir şekilde açıklamamış olduğu, işin geçici kabulünün yapılmış olması ve 28 nolu hak edişteki imalat miktarının sözleşmede belirlenen revize keşif miktarını aşmış olması nedeni ile takdirin mahkemeye ait olmak üzere herhangi bir kâr kaybının talep edilemeyeceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu görülmekle, taraf itirazları da değerlendirilerek ve mahkememizin 29/11/2017 tarihli celsesinde verilen ara kararlar doğrultusunda yeniden inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak İnşaat Mühendis…, Dr.Öğrt.Üyesi… ve Mali Müşavir…tayin edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; İstanbul …Sulh Hukuk Mahkemesi’ni…D.iş sayılı dosyasındaki delil tespiti raporunun hukuken geçerli olup olmadığının mahkemenin takdirinde olduğu, davacı ve davalı tarafça incelemeye ibraz edilen 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılları yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, tarafların yasal defter kayıtlarının örtüşmediği, davacının yasal defterlerinde davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 129.172,37 TL alacaklı görünüyorken, davalının yasal defter kayıtlarında ise davalının davacıdan 101.945,33 TL alacaklı olarak göründüğü yönde bakiyesinin bulunduğu, tarafların yasal defter kayıtlarının örtüşmeme farkının (129.172,37 I + 101.945,33=) 231.117,70 TL olarak tespit edildiği, her ne kadar taraf yasal defter kayıtları arasında örtüşmeme farkı tutan 231.117,70 TL olarak hesaplanmış ise de tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde taraflar arasındaki ihtilafın davacı tarafça davalıya kesilen 28.01.2015 tarih ve 09353 nolu “29 nolu hak ediş” muhteviyatlı 105.163,11 TL tutarındaki faturadan kaynaklandığının anlaşıldığı, diğer bir ifadeyle taraflar arasında 29 nolu hakkedişten kaynaklanan fatura dışında herhangi bir borç/alacak durumunun mevcut olduğuna dair tarafların herhangi bir iddiasının bulunmadığı, 300 gün olan işin süresinin 560 gün daha uzaması sonucu davacı yüklenicinin makine kiraları, personel giderleri, şantiye mobilizasyon giderlerinin olacağı, bu ilave giderlerin; şantiye giderlerinin 129.241,71 TL olduğu, paletli delgi makinesinin maliyetinin 434.245,66 TL olduğu, lastik tekerlekli yükleyicinin maliyetinin 177.032,00 TL olduğu, makinelerin ve şantiye giderlerinin toplam maliyetinin 764.098,44 TL olduğu, ayrıca uzayan sürede katlanılan personel gideri maliyetin de 664.031,67 TL olduğu, taraflar arasında imzalan sözleşmede madde 9,2.de “ .. Süre uzatımı yükleniciye hiçbir hak zarar-zivan fiyat farkı ilave maliyet ve sair tazminat talebi doğurmaz, yüklenici hiçbir talepte bulunamaz ” ibaresi nedeni ile davacı yüklenicinin süre uzatımına bağlı olarak herhangi bir hak talebinde bulunamayacağı, ancak taraflar arasında imzalan sözleşmede madde 9.2. de “ .. Süre uzatımı yükleniciye hiçbir hak zarar-zivan fiyat farkı ilave maliyet ve sair tazminat talebi doğurmaz, yüklenici hiçbir talepte bulunamaz ” ibaresi ile taraflar arasında imzalanan protokollerde de ; “yüklenicinin protokol tarihine kadar doğmus haklarının saklı olduğu “ ibaresinin bulunduğu, bunun hakedişler olarak yorumlanması gerektiği, ancak farklı yorumlanır ise süre uzatım sonucu yüklenicinin uğrayacağı kayıpların verilip verilmeyeceğinin mahkemenin takdirine bırakıldığı, sözleşmeye göre geçici kabul yapılması halinde kesin teminat mektubunun %50’sinin iade edilebileceği, bu işte geçici kabulün yapıldığı, davacının verdiği 330.000,00 TL tutarındaki kesin teminat mektubunun %50’si olan 165.000,00 TL’lik kısmının davacıya iadesi koşullarının oluştuğu, iadesinin gerektiği, ancak bu konuda sözleşmede “Geçici kabulün yapılması halinde kesin teminat mektubunun %50’sinin iadesi “işverenin uygun görmesi” koşuluna/keyfiyetine bağlandığı, bu konuda da yine takdirin mahkemede olduğu, kesin kabulün yapılmadığı, ancak ödenmesi gereken 29 nolu hakediş bedeli olarak daha önce kesilen ceza bedeli olan net 50.000,00 TL olarak ödenmesi gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalının beyanları, ibraz edilen deliller, mahkememizce aldırılan kök ve ek raporlar ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı işveren ile davacı yüklenici arasında “…İnşaat İşleri”nin yapımı konusunda 17/05/2012 tarihinde sözleşme imzalandığı, sözleşme bedelinin 16.625.000,00 TL olarak belirlendiği, ancak daha sonra toprak işlerinin çıkartılarak revize keşif bedelinin 9.190.964,92 TL olarak devam ettiğini, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığın işin süresinde bitirilmemesi ve sürenin uzamasına bağlı olarak yaşanan maddi kayıtlar, makine ve personel giderleri, şantiye giderleri, 29 nolu hak edişin ödenmemesi ve kesin teminat mektubunun iade edilmemesi noktasında toplandığı, taraflar arasındaki sözleşmeye göre işin süresinin 300 gün olduğu ve işin bitirilmesi gereken tarihin 14/02/2013 olduğu, ancak dava konusu işin sözleşme süresinde bitirilemediği, protokoller imzalanarak sürenin uzatıldığı ve davacı yüklenici tarafından işin 25/09/2014 tarihinde tamamlanarak taraflar arasında geçici kabul tutanağının imzalandığı, sözleşme konusu işin süresinin yaklaşık 560 gün uzatıldığı ve sözleşmesi süresi ile işin toplam süresinin 860 gün olduğu, yapılan süre uzatımlarının yüklenicinin talebi ve işverenin de onayı ile yapıldığı, bu konuda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafından 09/08/2013 tarihinden geçici kabulün yapıldığı 25/09/2014 tarihine kadar paletli delgi makinesi ve lastik tekerlekli yükleyicinin hiç çalışmadığının kabulü ile talepte bulunmuş ise de bilirkişi heyeti tarafından yapılan incelemeye göre bu tarihler arasında hak edişlerin incelenmesinde paletli delgi makinesi ile çalışma yapıldığının görüldüğü, bu nedenle davacının bu talebinin yerinde olmadığı, yine davacının süre uzatımdan dolayı ekstra maliyet talebinde bulunmuş ise de taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9.2.maddesinde “süre uzatımı yükleniciye hiçbir hak, zarar-ziyan fiyat farkı ilave, maliyet ve sair tazminat talebi doğurmaz, yüklenici hiçbir talepte bulunamaz.” hükmü mevcut olup, sözleşme hükmü uyarınca davacının süre uzatımdan dolayı ekstra maliyet talebinde bulunamayacağı, yine davacının çalışılmayan aylara ilişkin toplam işçilik maliyeti ve hak ediş şantiye gideri kesintileri taleplerinin de sözleşmenin 9.2.maddesi uyarınca yerinde olmadığı, davacının süre uzatımdan dolayı ekstra maliyet talebinde bulunamayacağı, yine davacı tarafından talep edilen 29 nolu hak edişe ilişkin olarak; hak edişin davacı tarafından hazırlandığı ancak davalı işveren tarafından imzalanmadığı, toplam hak ediş bedelinin 9.888.685,14 TL olduğu, önceki hak edişin çıkarılması, KDV ve kesintilerden sonra yükleniciye ödenecek miktarın 70.918,30 TL olduğu, 29 nolu hak edişte imalat miktarının 28 nolu hak edişe göre 45.602,82 TL fazla olduğu, 31/07/2013 tarihli 15 nolu hak edişte 82.412,00 TL kesinti gösterildiği, davacının hak edişteki bu kesintinin hesap sayfasına “ihtirazi kaydıyla” imzaladığı, aynı kesintinin 28 nolu hak edişe kadar uygulandığı, 32.412,00 TL’lik kısım işçilik ve kalitedeki uygunsuzluk için kesildiği ve 29 nolu hak edişe de konulduğundan davacı tarafından kabul edildiği, 50.000,00 TL’lik kısmın gecikme cezası adı altında kesildiği, ancak sözleşme konusu işin uzamasında hem davacının hemde işverenin birlikte sorumlu oludğu, karşılıklı anlaşma ile uzatımların yapıldığı, iş uzamasında hem davacının,hemde davalının kusurlarının ve sorumluluklarının olduğu, bu nedenle davacı tarafın gecikmeden kaynaklı tazminat talep edemiyeceği gibi davalı tarafından gecikmeden kaynaklı kesinti yapmasının haksız olduğu ve kesilen kesintinin tamamının davacıya iadesinin gerektiği, bu kapsamda iadesi gereken gecikme cezası bedeli olan 50.000,00 TL’nin tamamının iadesinin gerektiği, bu doğrultuda 3.kez alınan son rapora itibar edildiği, bu nedenle 29 nolu hak edişten sadece (82.412,00 TL-32.412,00 =) 50.000,00 TL’lik kesintinin iade edilmesi gerektiği, yine davacının teminat mektubunun iadesi talebine ilişkin olarak; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 24.1.maddesi ile “kesin teminat mektubu yüklenicinin işi sözleşme ve eklerinde belirtilen kalitede, şartlarda ve tarihte, kesin hak ediş tanzimi ve işveren onayı, geçici kabul ve eksikliklerin, kesin kabul ve eksikliklerin sürelerinde tamamlanmış ve ayrıca kaba inşaatın yapılacak binayı çevreleyen yol kotlarını geçmesi geri dolguların yapılarak iksa sistemlerinin tamamen kapatılmasını müteakiben yükleniciye iade edilir. İşveren tarafından uygun görülmesi halinde kesin teminat mektubunun %50’lik kısmı geçici kabul yapılması ile birlikte yükleniciye iade edilebilcektir.” hükmü mevcut olup, buna göre geçici kabulün yapıldığında teminat mektubunun %50’sinin iadesi koşullarının oluştuğu ve teminat mektubunun iade edilmesinin gerektiği, teminat mektuplarının (bizzat kendisinin) iadesine ilişkin açılmış bir davanın bulunmadığı, sadece süre uzatılan dönemde ödenen komisyonlar için (dava dilekçesinin açıklanması aşamasında) bundan kaynaklı 21.450,00 TL’lik komisyon bedeli sebebiyle zarar oluştuğundan bahisle komisyon bedelinin talep edildiği, sözleşme hükümlerine göre teminat mektubunun ancak geçici kabul ve kesin kabulden sonra iade edilebileceği, süre uzatımların tarafların isteği ve rızasıyla gerçekleştiği, bu nedenle davacının dava dışı bankaya ödediği komisyon bedellerini talep edemeyeceği, bu nedenle davacının bu talebinin de reddi gerektiği anlaşılmakla, davacının davasının kısmen kabulü ile 29 nolu hak edişten kesilen 50.000,00 TL’nin dava tarihi olan 30/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsilde mükerrer olmamak şartı ile müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL – KISMEN REDDİ ile, 50.000,00 TL’nin dava tarihi olan 30/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsilde mükerrer olmamak şartı ile müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Kalan kısımlar yönünden davanın REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 3.415,50 TL nispi karar ve ilam harcının, peşin alınan 6.831,00 TL’den mahsubu ile bakiye 3.415,50 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 3.415,50 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 5.850,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği kabul ve ret oranına göre hesap ve takdir olunan 26.950,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 7.147,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 893,37 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 10,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 8,75 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”