Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/68 E. 2018/468 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2014/1359
KARAR NO : 2018/802
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2013
KARAR TARİHİ : 21/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 28/05/2012 tarihli sözleşme imzalandığını, işbu sözleşme ile davacı şirketin davalı şirkete web sitesi yapacağını ve karşılığında davalı şirketin 10.000 TL + KDV tutarını davacı şirkete ödeyeceğini, davacı şirket tarafından yerine getirilen edimin karşılığı olarak 12/07/2012 tarihli 10.000 TL + KDV bedelli fatura düzenlendiğini, ancak davalı şirketin borcunu gerektiği gibi ifa etmekten imtina ettiğini, davalı şirket tarafından davacı şirkete sözleşmede belirtilen iş karşılığı %40 peşinat ödendiğini ve davacı tarafından sözleşmede belirtilen tüm edimler yerine getirilmesine rağmen davalı şirket tarafından kalan bakiye borç miktarının davacı şirkete ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca, faize ve ferilerine itiraz ederek sözleşmeden kaynaklanan borcunun olmadığını iddia ettiğini, ancak davalının bu itirazını kendilerine tebliğ ettirmediğini, davacı şirketin yaptığı işen her aşamasında davalı şirketten onay aldığını, davalı şirketin onayı alınmadan web sitesinin yayına alınmasının söz konusu olmadığını, böyle bir borcunun olmadığını iddia eden davalı şirketin hala davacı şirket tarafından tasarlanan web sitesini kullanıyor olmasının iddialarını doğruladığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptali ile takibin devamına, alacak miktarının %20.sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 17/12/2013 tarihli görevsizlik kararı ile dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı, 23/09/2014 tarihli ilamı ile davada 5846 sayılı FSEK hükümlerinin uygulanmasını gerektirir bir çekişme olmadığı, dava konusunun hizmet bedeline yönelik olduğu, bu nedenle genel mahkemenin görevi girdiği belirtilerek hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiş, mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından davalı şirkete sunulan wordpress tema tasarımının üzerinde yoğun bir emek harcanmadan hazırlanmış, amatör vari ve ilkel bir tasarıma sahip olup davalı şirketin ihtiyaçlarına karşılık veremediğini, benzer birçok sitede uygulaması bulunan uçak bileti satışı yapılan bir web sitesinde bulunması zaruri olan ana sayfadaki uçak bileti arama motorunda kalkış noktalarının program tarafından kendiliğinden tamamlandığı “auto-complete” fonksiyonunun çalışmadığını, davalı şirketin turizm sektöründe faaliyet göstermekte olup yurtdışı bağlantıları yoğun bir firma olduğunu, bu sebeple web sitesinin en azından İngilizce dil desteği ile tamamlanmış olması gerektiğini, faaliyet alanı gözönüne alındığında davalı şirkete ait web sitesinin İngilizce dil desteği yapılmamasının büyük eksiklik olduğunu, davacı şirketin akdedilen sözleşmenin gereği gibi borcunu ifa etmekten aslen kendisinin kaçındığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya mali müşavir ve elektrik mühendisi bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 11/10/2015 tarihli raporda; davacı yan tarafından sunulmuş olan 2012 dönemi ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, sunulan ticari defterler ve dayanağı belgelerin birbirini teyit ettiği, davacı yan lehine delil vasfı bulunduğu, davalı tarafın 2012 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, sunulan ticari defter ve dayanağı belgelerin birbirini teyit ettiği, ancak yevmiye defterinin kapanış tasdiki yapılmadığından davalı yan lehine delil vasfı bulunmadığı, davacı yan ticari defterlerine göre davacı yanın 31/12/2012 itibarı ile davalı yandan 7.080 TL alacaklı olduğu, davalı yan ticari defterlerine göre davalının 01/08/2012 tarihi itibarı ile borçlu olmadığı, taraf kayıtları kıyaslandığında, takip tarihi itibarı ile arada oluşan 7.080 TL (4.720 TL-11.800 TL) tutarındaki farkın davalı tarafından davacı adına tanzim edilen iade faturasının davacı kayıtlarında yer almamasından kaynaklanmakta olduğu, dava konusu alacağın dayanağı faturanın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, tarafların ticari defter kayıtlarının fatura yönünden mutabık olduğu, iade faturası yönünden ise mutabık olmadığı, davalı tarafından düzenlenen iade faturasının davacı kayıtlarında yer almadığı, bu durumda takip konusu faturanın davacı yan kabulünde olmadığı, davalı yan tarafından düzenlenmiş bulunan iade faturasına ilişkin olarak, iade faturasının düzenlenmesinin gereklerine ilişin şartların oluşup oluşmadığınnı davalı yan tarafından ispat edilmesi gerektiği, mahkemenin davacı yan alacak tutarı olan bakiye 7.080 TL tutar için karar ittihat etmesi durumunda taraflar arasında her ne kadar yazılı bir protokol yapılmış ise de, bu protokolde gecikme durumunda uygulanacak bir faiz tutarına rastlanmadığı, ayrıca konu alacak bakiyesi ile ilgili olarak davalı yanın temerrüde düşürüldüğüne yönelik bir ihtarname de keşide edilmemiş olup, bu durumda davacı yanın dava konusu 7.080 TL alacak tutarı için takip tarihinden infaz tarihine kadar 3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin kanunun 2.maddesi uyarınca avans faiz oranı üzerinden faiz talep edilebileceği sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, taraf vekilleri tarafından rapora beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
Dosya rapor sunan bilirkişi heyetine bilişim sistemi uzmanı bilirkişi eklenmek suretiyle tevdii edilerek sözleşme gereği edimin ne kadarlık kısmının yerine getirildiği, hali hazırda yerine getirilen kısmın istenen menfaati sağlayıp sağlamayacağı, sözleşme kapsamında eksik işlerin neler olduğu hususunda değerlendirme yapılarak ek rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 19/12/2017 tarihli raporda; yapılan inceleme ve araştırmalar akabinde davacının edimlerini yerine getirdiği, davalının bu sayfayı web ortamında kullandığı, bu nedenle davacı tarafın 11/10/2015 tarihli kök raporda belirtildiği üzere 7.080 TL tutarındaki alacak miktarının yerinde olduğu, davacının takip konusu alacak miktarı ile ilgili BK.117 md.uyarınca temerrüt ihtarı bulunmaması nedeni ile davacının ancak 21/09/2012 takip tarihinden infaz tarihine kadar 3095 sayılı yasa gereğince TCMB belirlenen değişen oranlardaki avans faiz oranlarından basit usulde faiz talep edebileceği belirtilmiştir.
Dava eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın faturaya dayalı olarak tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın İİK.’nın 67. Maddesine dayalı iptali istemine ilişkindir.
Anılan maddede “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 mad.)
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibin de haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. “hükümlerine amirdir.
İstanbul 25.İcra Müdürlüğünün 2012/23894 takip sayılı dosyasının taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu icra takibi olduğu, borçlunun itirazını 7 günlük yasal süre içinde yaptığı, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı vekilince edimlerin sözleşmeye uygun olarak yerine getirilmediği ileri sürülmüş ise de davalı vekilinden bu iddialarını somutlaştırması istenmiş; davalı vekili 24/04/2018 tarihli celsedeki beyanlarında özetle auto complate ve dil desteğine ilişkin hususların sözleşmenin 2. Sayfasında belirtilen tanıtımı yapılacak unsurlar yönünden eksik olduğu belirtilmiş olmasına rağmen sözleşmede açıkça bahse konu hususların sözleşme kapsamında bulunduğuna dair herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, sözleşmenin 4. Maddesinde tüm çalışmalarının davalının onayına tabi tutulduğu, alınan bilirkişi raporuna göre davacının sözleşme kapsamında belirtilen edimlerini yerine getirdiği, davalının hali hazırda davacı tarafından tasarlanan web sayfasını kullandığı, davalı tarafça sözleşmeye aykırılık ya da ayıba ilişkin davacıya herhangi bir ihtarın yapılmadığı, davaya konu işe ilişkin faturanın davalı kayıtların da da yer aldığı sonradan iade faturası düzenlendiği anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında 28/05/2012 tarihinde akdedilen sözleşme ile davacı şirketin davalı şirkete web sitesi yapması karşılığında davalının %40’ı peşinat olarak, geri kalan kısmı ise iş tesliminde nakit olmak üzere 10.000 TL + KDV ödemesi konusunda anlaştıkları, davalı tarafça kararlaştırılan bedelin %40’ının peşinat olarak ödendiği, bakiye tutarın tahsili için davacı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, davalının süresinde itirazı üzerine takibin durduğu, davacının süresinde iş bu davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği, alınan bilirkişi raporları ile davacının sözleşme konusu edimlerini gereği gibi yerine getirdiği tarafların incelenen defter ve kayıtlarına göre davalıdan 7.080 TL alacağının bulunduğu, takip öncesi davalının usulünce temerrüte düşürülmemiş olduğu anlaşılmakla talebin asıl alacak miktarı üzerinden kısmen kabulü ile takibin asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faiziyle birlikte devamına karar vermek gerekmiş alacağın likit olduğu davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu inkar tazminatının yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açkılandığı üzere;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin 7.080,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlayla ilişkin talebin REDDİNE,
2-İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (7.080,00 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 399,93 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 2.409,20 TL’nin kabul oranına göre hesaplanan 2.334,27 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Davalının yapmış olduğu posta müzekkere masrafı toplam 54,40 TL.nin red oranına göre hesaplanan 1,69 TL.nin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, fazlaya ilişin kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’sine göre tespit olunan 2.180,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalılar yargılamada kendini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar üzerinden AAÜT 13/2 maddesine göre tespit olunan 227,24 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸