Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/675 E. 2019/1050 K. 23.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/675
KARAR NO : 2019/1050

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2015
KARAR TARİHİ : 23/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının …Şti.’nin keşidecisi olduğu 15.150 TL tutarındaki çekin cirantacısı olduğunu, davacının kendisine verilen çeki ödeme günü geldiğinde bankaya sunduğunu, ancak karşılıksız olduğu gerekçesiyle herhangi bir ödeme alamadığını, durumu davalıya bildirdinde nakit sıkıntısı çektiğini ve kendisine süre vermesini istediğini, davacının uzun süre bekledikten sonra davalı hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçtiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, dvalının davacıya borcunun yanlızca bu takipten ibaret olmadığını, yine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …,…, … esas sayılı dosyalarıyla da davalı hakkında takibe geçildiğini, neticesinde borçlunun bu dosyaların borcunu ödediğini, işbu davada aradaki temel ilişkiye dayandıklarını, temel ilişkinin davacının davalıya verdiği borç paraya ilişkin olduğunu, temel ilişkiye dayalı olarak başlatılan icra takibinde ve açılan itirazın iptali davasında zamanaşımının temel ilişkinin tabi olduğu süreye göre hesaplandığı ve bu sürenin 10 yıl olduğunu, icra dosyasında belirtmiş oldukları alacaklardan karşılıksız çek tazminat, komisyon ücreti ve bu miktarlara bağlı olarak işletilen faize ilişkin alacaklarını dava konusu yapmadıklarını, bu nedenlerle öncelikle davalının …Şti.’ndeki hisseleri üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, itirazın iptali ile takibin 15.150 TL üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına, davalının %20’den az olmamak koşuluyla icra ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe ve davaya konu edilen 30/01/2006 tarihli çekin yasal süre içerisinde ilgili bankaya ibraz edilmediğini, süresinde ibraz edilmeyen çekin bu nedenle çek vasfını ve dolayısı ile kambiyo senedi olma vasfını yitirdiğini, takibin kambiyo vasfını kaybeden çeke dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibi olması nedeniyle davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığını, yine taraflar tacir olmadığı gibi ortada ticari bir işte bulunmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, hamilin süresinde bankaya ibraz edilmeyen ve zamanaşımına uğramış çeke dayalı müracaat hakkı düşmüş olup alacağına kavuşabilmesi için doğrudan keşideciye yönelik sebepsiz zenginleşme davası açması gerektiğini, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, çek yasal sürede bankaya ibraz edilmediğinden çekten cayma hükümleri cari olduğu gibi ayrıca çekte ciranta olan davalıya yasa gereği öngörülen 6 aylık sürede müracaat edilmemesi nedeniyle olayda davalı için yasanın aradığı zamanaşımı süresinin dolduğunu, TTK.’da hamilin, çekten doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı
böyle bir dava açılamayacağının açıkça yazılı olduğunu, dava itirazın iptali davası olup 1 yıllık yasal sürede açılmamış olduğundan davanın süre yönünden de reddini talep ettiklerini, davalının ciranta olarak hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, davacının kambiyo vasfını yitirmiş çekle ilgili olarak çek tazminatı, komisyon ve keşide tarihinden itibaren ticari faiz talebinde bulunmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının ilamsız icra takibi başlaştmış ise de taleplerinin içeriğinin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluna konu edilebilecek nitelikte talepler olduğunu, bu nedenlerle davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali davasıdır.
Davaya konu İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelendiğinde; alacaklının …, borçluların …, …Şti.ve …A.Ş.olduğu, 15.150 TL çek, 1.515 TL karşılıksız çek tazminatı, 45,45 TL komisyon, 24.102,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.812,54 TL üzerinden takip başlatıldığı, itirazın süresi içinde yapıldığı, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dinlenen davacı tanığı … alınan beyanında; davacının kendisinin dayısı olduğunu, davalının ise ticari iş ilişkisi nedeniyle yanlarına gelip gittiğini ve çeşitli senetler olduğunu, fakat bunların miktarlarını bilmediğini, dayısının zaman zaman davalıya para verip alamadığını da söylediğini, dava konusu çekin içeriğine ilişkin bilgisi olmadığını, o tarihlerde 16-17 yaşlarında olup okul tatil olduğu zamanlarda kapalıçarşıda dayısının yanında çalışmaya gittiğini beyan etmiştir.
Dinlenen davalı tanığı … alınan beyanında; yaklaşık 12 yıl boyunca davalının yanında kendisinin işlerini takip etmek üzere çalıştığını, akrabalığının olmadığını, davacının kapalıçarşıda küçük bir dükkanı olduğunu, kendisinden bir kereye mahsus borç para aldıklarını, 2007-2008 yılları olması gerektiğini, kendisine 15.150 TL bedelli çek verdiklerini, daha sonra çeki ödeyemeceklerini söylemeye gittiklerini, dükkanda kendisinin, davalı ve davacının bulunduğunu, çeki ödeyemeyeceklerini söyleyince davacının çekmecesinden bir senet çıkardığını, senette tarih bölümü boş bırakılarak borçlu olarak davalının yazıldığını, ayrıca davacının borcun üzerine 600 TL daha faiz ekleyeceğini belirttiğini, kendilerinin de kabul etmediklerini, senet bedelini taksit taksit elden ödeyerek bitirdiklerini, daha sonra çek ve senedi iade almak üzere davacıya gittiğinde kendisini oyaladığını ve iade etmediğini, sadece bir defa borç aldıklarını, bir defa çek verdiklerini, çeki ödeyemedikleri için senet aldıklarını, bu bedelleri de ödediklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce HMK.144 madesi uyarınca davacı ve davalı asilin dinlenilmesine karar verilmiş;
Davacı … alınan beyanında; kuyumcu olduğunu, davalının da kendisinden alışveriş yaptığını, bu vesile ile kendisini tanıdığını, davalının takip konusu yapılan çeki kendisine getirdiğini ve kendisinden kırdırmasını istediğini, bunu beceremediğini ancak çeki uhdesine alarak davalıya elden bir takım ödemeler yaptığını, çekin vadeli olup vadesi geldiğinde bankaya gittiğinde karşılığı olmadığını öğrendiğini ve davalı hakkında takip başlattığını, ödemelerin hepsini elden gerçekleştirdiğini, ayrıca davalıdan 2015 yılı başlarında 63.000 TL ya da 64.000 TL’sini iade aldığını, davalıya sadece takip konusu çekten dolayı değil daha öncede elden nakit para verdiğini, ancak aldığı paranın davalıya verdiklerinin yaklaşık yarısını ifade ettiğini, kuyumcu olduğu için parasını altın hesabı üzerinden hesapladığını, aralarındaki güven ilişkisine istinaden davalıya elden peyderpey ödemeler yaptığını, takip konusu çeke istinaden bir ödeme almadığını, ayrıca davalı ile aralarında senet düzenledikleri hususunun doğru olduğunu, ancak dava konusu çekinde tahsilini gerçekleştirseydi karşı tarafla büyük oranda sorununu halletmiş olacağını, senedin takip konusu çeki kapsamadığını, zaten görüşme esnasında da davalı bir takım mesnetsiz iddialarda bulunduğundan görüşmenin de sağlıklı gerçekleşmediğini, davalıdan yaptığı tahsilatların hepsini icra kanalıyla gerçekleştirdiğini, takip konusu edilen çekin o dönemde YTL’den TL’ye geçildiği için bankaya ibraz etmek istediği halde banka şubesinin çek bedelinin paraflanarak tekrar düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle kendisine iade ettiğini, bu yüzden çeki banka aracılığı ile tahsil edemediğini beyan etmiştir.
Davalı … alınan beyanında; davacı ile aynı bölgede işyerlerinin bulunmasından dolayı tanışıklıkları bulunduğunu, zaman zaman davacı ile alışverişlerinin olduğunu, bu alışverişlerden dolayı davacıya herhangi bir borcu olmadığını, takibe konu edilen çekten dolayı ise
kendisinin arkadaşının para ihtiyacı olması ve çeki kırdırmak istemesi üzerine davacı ile irtibata geçtiklerini, davacının arkadaşını tanımadığı için çekin arkasında kendisinin de cirosunun bulunmasını istediğini ve çeki bu şekilde ciro ettiğini, takibe konu edilen çek davacıya haricen ödenmiş olmakla birlikte davacının çeki kendilerine iade etmediğini, “bana güvenmiyormusunuz, çekiniz benim kasamda, herhangi bir sorun olmaz” dediğini, zaten bu yüzden dolayı çekin yasal süresi içinde ibraz edilmediğini ve çekin arkasının yazılmadığını, davacıya herhangi bir borcu bulunmamasından dolayı davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, ayrıca İstanbul …icra Müdürlüğünün… takip sayılı dosyası ile davacıya ödeme yaptığını, herhangi bir borcu bulunmadığını beyan etmiştir.
İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu, 15.750 TL senet, 7.041,33 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.791,33 TL üzerinden takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Öncelikle davalı tarafça iş bölümü, husumet ve zamanaşımı ilk itirazlarında bulunulmuştur. Mahkememizce davaya konu çekin kambiyo senedi olarak TTK.’da düzenlenmesi nedeniyle davalının iş bölümü itirazının TTK.4 ve 5 maddeleri gereğince reddine, husumet itirazının davalının ciranta olması nedeniyle reddine, zamanaşımı itirazının davanın temel ilişki olan ödünç sözleşmesine dayanması ve ödünç sözleşmesinin 10 yıllık zamanaşımı süresine bağlı olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dava, ödünç sözleşmesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında temelde borç-alacak ilişkisinin bulunduğu sabittir. HMK.144 maddesi uyarınca davalı asilin mahkememiz huzurunda alınan beyanında, davaya konu çeki arkadaşının paraya ihtiyacı olması ve davacıya kırdırmak istemesi üzerine ciro ederek verdiğini, çek bedelini davacıya haricen ödediğini beyan etmekle birlikte bu yöndeki ispat yükümlülüğü üzerinde olan davalı tarafça ödeme yapıldığına ilişkin dosyaya herhangi bir somut delil ve belge sunulmamıştır. Bu nedenlerle davanın kabulü ile itirazın kısmen iptaline (taleple bağlı kalınarak), takibin 15.150 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 oranında ve değişen oranlarda işleyecek avans faizi yürütülerek devamına, alacak likit olduğundan asıl alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜNE,
-Davalı borçlunun İstanbul… İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında takibe yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline,
-Takibin 15.150,00 TL asıl alacak yönünden (asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %11,75 oranında ve değişen oranlarda işleyecek avans faizi yürütülerek) devamına,
-Koşulları oluştuğundan asıl alacağın %20’si olan 3.030,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 1.034,89 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 258,73 TLnin mahsubu ile bakiye 776,16 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 290,53 TL harç, 135,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 425,53 TLnin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır