Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/674 E. 2018/405 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARARIDIR
ESAS NO : 2015/674
KARAR NO : 2018/405
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2015
KARAR TARİHİ : 27/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının borçlu gösterildiği 21/08/2007 tarih 13.340 YTL bedelli …A.Ş.lehine sahte imza ile düzenlenmiş senet nedeniyle …İcra Müdürlüğünde 26/06/2008 tarihinde davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, daha sonra icra takibinin iki kez yenilendiğini ve en son … esas numarasını aldığını, her ne kadar davacıya 03/08/2012 tarihinde tebligat yapılmış görünsede bu tebligatın usulüne uygun yapılmadığını, davacının takipten ancak işyerine maaş haczi yazısının gelmesiyle haberdar olduğunu, icra takibine dayanak olarak gösterilen senetteki imzanın davacıya ait olmadığını, senedin lehtar veya davalı tarafından davacı adına sahte imza atılarak düzenlendiğini, davacının senette lehdar görünen şirketle veya alacaklı görünen davalı ile hiçbir borç alacak ilişkisi olmadığını, bu nedenlerle icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasını, davacının maaşı üzerine konulan haczin tedbiren kaldırılmasını, dosyaya ödenecek paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmesini, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının icra tehditi nedeniyle ödeme yapmak durumunda kalması veya maaşından icra dosyasına ödeme yapılması durumunda ödenecek bu paranın faiziyle birlikte davalıdan istirdatına, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata ve %10’dan az olmamak üzere para cezasına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 26/06/2015 tarihli kararı ile %15 teminat karşılığında …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilgili olarak icra veznesine giren paranın alacaklısına ödenmesinin tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın işbu menfi tespit davasına konu ettiği 21/03/2007 düzenleme, 21/08/2007 vade tarihli ve 13.340 TL bedelli senedin usulüne uygun olarak senedin ilk lehdarı…A.Ş.tarafından ciro edilerek davalıya devredildiğini, kambiyon vasfında bulunan senedin davalıya ciro edilmesinde herhangi bir yasa ve usule aykırılık olmadığı gibi davalının kendisinden önceki imzaların doğruluğunu kontrol etme imkan ve mükellefiyetinin de olmadığını, davalının ciro yolu ile devraldığı senedi tamamen iyi niyetle icra takibine konu etmiş olup davanın davalı bakımından reddi gerektiğini, davacının alacak tutarının %20.sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının imza örnekleri alınmış, davacı tarafça bildirilen kurumlardan ıslak imza örneklerinin bulunduğu belgeler getirtilmiştir.
…İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelendiğinde, alacaklının …, borçlunun … ve … A.Ş. Olduğu, 13.340 YTL asıl alacak olmak üzere toplam 16.609,93 YTL üzerinden takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
…İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasından davaya konu senet aslı istenmiş, …İcra Müdürlüğü tarafından senet aslının takip açılışı esnasında görüldü yapılarak alacaklı vekiline iade edildiği bildirilmiştir.
Davalı vekiline davaya konu senet aslını ibraz etmesi için iki haftalık kesin süre ihtaratını içerir muhtıra gönderilmiş, davalı vekili tarafından 15/06/2017 tarihli celsede senet aslını sunmak için süre talep edilmiş, davalı vekiline senet aslını dosyaya sunabilmesi için 1 aylık kesin süre verilmiş, senedi sunmadığı taktirde davacının senetteki imza inkarına yönelik iddiasını kabul etmiş sayılacağı hususu ihtar edilmiş, davalı vekili tarafından dosyaya senet aslının sunulmadığı görülmüştür.
Davalı vekili 27/03/2018 tarihli celsede senet aslını dosyaya sunamadıklarını, ancak senet aslının takip tarihi itibarı ile icra müdürlüğü tarafından görülmek suretiyle o dönem adli işleri takip eden meslektaşlara teslim edildiğini, ancak sonrasında senet aslına ulaşamadıklarını beyan etmiştir.
Dava imza inkarına dayalı menfi tespite ilişkindir.
İİK.’nın Madde 72 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/43 md.)” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir…” hükmüne amirdir.
6100 sayılı HMK Madde 208 vd maddeleri ” Taraflardan biri, kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilen bir belgedeki yazı veya imzayı inkâr etmek isterse, sahtelik iddiasında bulunmalıdır; aksi hâlde belge, aleyhine delil olarak kullanılır. Bir belgenin sahteliği iddia edildiğinde, belgenin mahkemeye verildiği tarih yazılıp mühürlenerek, saklanması için mahkemece gerekli tedbirler alınır. Bir belgenin sahteliğini iddia eden kimse, bunu aynı mahkemede ön sorun şeklinde ileri sürebileceği gibi, bu konuda ayrı bir dava da açabilir. Resmî bir senetteki yazı veya imzayı inkâr eden tarafın bu iddiası, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabilir. Asıl davaya bakan hâkim, gerekirse bu konuda imza veya yazıyı inkâr eden tarafa, dava açması için iki haftalık kesin bir süre verir. Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz. Resmî senetlerdeki yazı veya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz. Senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması için yeni tedbirler talep edebilir. Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir: a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir. b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir. Belgenin sadece örneğinin mahkemeye verildiği durumlarda, mahkeme kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine belgenin aslının verilmesini de isteyebilir. Belgenin aslını elinde bulunduran taraf, üçüncü kişi veya resmî makamlar, istenmesi hâlinde bunu mahkemeye vermek zorundadır. Mahkeme, belge aslının verilmesi durumunda, belgenin saklanması için gerekli tedbirleri alır veya istendiğinde tekrar verilmek üzere belgeyi ibraz edene geri verebilir. Taraflardan biri elindeki belgenin aslını mahkemeye verirse, bu belgenin geri verilmesini talep edebilir. Bu takdirde hâkim, belgenin aslının verilip verilmeyeceğine karar verir. Geri verilmesine karar verildiğinde, aslına uygun olduğu mahkeme mührü ve yazı işleri müdürünün imzasıyla onanmış örneği dosyaya konur. Bir kişi veya kurumun elinde bulunup mahkemeye teslim edilmesi gereken belgenin aslı istendiğinde, kişi veya kurumun bulunduğu ya da belgenin teslim edileceği yerdeki asliye mahkemesi tarafından örneği onaylanarak aslı mahkemeye gönderilir yahut teslim edilir. Mahkemece onaylanmış belge örneği, aslı gibi hüküm ifade eder. ..
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar davalı tarafça …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davacı aleyhine takip yapmış ise de davacı tarafından iş bu dava açılarak senetteki imza inkarında bulunulduğu, davacının iddiası doğrultusunda gerekli inceleme yapılmak üzere deliller toplanmış senet aslı icra müdürlüğünden talep edilmiş ise de icra müdürlüğünce senet aslının davalıda olduğunun bildirildiği, davalı vekiline ihtaratlı muhtıra gönderilerek senet aslını belirtilen kesin süre içerisinde sunması ihtar edilmiş olmasına rağmen davalının incelemeye esas olmak üzere senet aslını sunmadığı, davalı vekilinin 15/06/2017 tarihli celsede senet aslını sunmak için süre talep ettiği, mahkememizce davalı vekiline 1 aylık kesin süre verildiği, bu sürede senedi sunmadığı taktirde davacının senetteki imza inkarına yönelik iddiasını kabul etmiş sayılacağı hususunun ihtar edildiği, ancak davalı vekili tarafından senet aslının dosyaya sunulmadığı, davalı vekilinin 27/03/2018 tarihli celsede senet aslına ulaşamadıklarını beyan ettiği, senet aslının sunulmasının imza incelemesi yönünden zorunlu olduğu anlaşılmakla ihtarat gereği senet aslını sunmayan davalının imza inkarı kabul etmiş sayılarak dosya kapsamına ve delil durumuna göre davacıların sübut bulan davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davacının … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine, İcra Veznesine 26/06/2015 tarihli tedbir kararı sonrası davacı tarafından ödenen paranın davacıya iadesine,
2-Kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 850,96 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu harç posta müzekkere masrafı toplam 364,46 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davacı yargılamada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
¸