Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/627 E. 2021/520 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/627 Esas
KARAR NO :2021/520

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cis. Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:09/06/2015
KARAR TARİHİ:24/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/04/2015 tarihinde davalılardan … tarafından kullanılan … plakalı ticari taksinin yaya olarak karşıdan karşıya geçen müvekkiline çarptığını ve edinilen bilgiye göre müvekkiline çarptıktan sonra yol kenarında park halinde bulunan iki araca daha çarptığını, sürücünün kaza sonrası durmayarak olay yerinden ayrıldığını, kaza nedeniyle müvekkilinin sırt kemiğinde ve kaburgalarında kırıklar oluştuğunu, davalı sürücünün olay mahalinden kaçması nedeniyle kaza tespit tutanağı tanzim edilemediğini ve olayın gerçekleşmesinden yaklaşık 4 saat sonra polis merkezine müracaat etmesi nedeniyle alkol raporu alınamadığını, … Asliye Ceza Mahkemesinin …/… E. Sayılı dosyasında kişi hakkında taksirle yaralamaya neden olma suçundan kamu davası açıldığını, her ne kadar Adli Tıp Kurumundan aldırılan 27/04/2015 tarihli raporda müvekkilinde meydana gelen yaralanmanın basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu yönünde görüş bildirilmişse de bu raporun kabul edilemeyeceğini, meydana gelen kazada müvekkilinin yaralanmasına sebep olan …’ın asli kusurlu olduğunu, kaza tarihinin üzerinden 3 aydan fazla bir süre geçmesine rağmen müvekkilinin iyileşemediğini ve tedavi için harcamalar yaptığını, ayrıca kaza tarihinde 1.300,00-TL ücretle çalışan müvekkilinin kaza sonrası raporlu olması ve çalışamaması nedeniyle işten çıkarıldığını ve aylık kazanç kaybına uğradığını, müvekkilinin bakiye yaşam süresine – davalının kusur durumuna – kazanç kaybının netleştirilmesine, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zararlar, tedavi giderleri, kazanç kaybı, bedensel kayıplar ve bakım giderlerine karşılık HMK. 107 maddesi gereği şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan olay tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, … plakalı aracın sigortalayanı sigorta şirketinden poliçe kapsamı ve limiti ile sorumlu olmak üzere maddi tazminat taleplerinin olduğunu, kazaya karışan aracın ruhsat sahibi ve işleteni …’ün dava konusu taleplerden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, ayrıca müvekkilinin trafik kazası sonrası müvekkilinin yaşadığı ruhsal ve yaşamsal olumsuzluklar nedeniyle müvekkili lehine manevi tazminata hükmedilmesini, 10.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama gideri ve avukatlık ücretiyle birlikte birlikte birlikte davalılardan … ile araç maliki ve işleteni …’den müştereken ve müteselsilen tahsilini, talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın müvekkili şirkete 22/01/2015 – 2016 tarihleri arasında Zorunlu Mali Sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda azami 290.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, teminat limitinin bildirilmiş olmasının davayı kabul anlamına gelemeyeceğini, dosyanın öncelikle kazadaki kusur durumunun tespiti için Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesini, davacının maluliyet oranının belirlenmesi için ATK. 3. İhtisas Dairesine sevk edilmesini, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin taleplerin değerlendirilmesi amacıyla aktüer bir bilirkişi görevlendirilmesini, talep edilen tedavi masraflarının Sosyal Güvenlik Kurumuna yönlendirilmesi gerektiğini, ayrıca davacının avans faizi isteminin yasaya aykırı olduğunu, izah edilen nedenlerle davanın müvekkili yönünden reddini, davanın kabulü halinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, dava açılmasına müvekkili şirketin sebebiyet vermemesi nedeniyle yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın hakimiyetinde bulunan … plakalı aracın normal bir hızla seyir halinde iken dikkatsiz bir şekilde yaya olarak karşıya geçen davacıya çarptığını, üzücü kazanın meydana gelmesinde müvekkiline atfedilebilecek herhangi bir kusur olmayıp kaza yerinde trafik lambaları da olduğunu ve yeşil ışık yanar iken davacının yola atladığını, müvekkilinin kaza sonrası aracından inerek davacının sağlık durumunu kontrol ettiğini ve 112 acil servisi ile trafik polislerini arayarak durum hakkında bilgi verdiğini, hastaneye kaldırılan davacı ile birlikte kendisinin de hastaneye gittiğini ve kaçma durumunun söz konusu olmadığını, olayın gerçekleştiği yerdeki mobese kayıtlarının incelenmesi halinde bu durumun görülebileceğini, kaldırıldığı hastanede davacının yaraları için basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği yönünde rapor tanzim edildiğini zira sırt kemiği ve kaburgalarında iddia edildiği gibi kırıkların meydana gelmesi halinde bu durumun tespit edilememesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili aleyhinde ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için davacının davasını yaklaşık olarak ispatlaması gerektiğini, arz ve izah edilen nedenlerle haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın her iki müvekkili açısından reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; … … Araştırma Hastanesinin 23/07/2015 tarihli müzekkere cevabı ekinde tıbbi belgeler ve cd’ler, … … … … Kemik Hastalıkları Eğt. Araş. Hastanesinin 22/02/2016 tarihli müzekkere cevabı ekinde tedavi dökümleri ve cd, … Üni. Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimliğinin müzekkere cevaplarında raporlar – cd ve … incelemeleri, davalı vekilinin sunmuş olduğu 03/10/2018 tarihli ihtiyati tedbir şerhinin kaldırılması / kaydırılması talepli dilekçesi, adli tıp raporlarına karşı sunulan beyan ve itiraz dilekçeleri, davacı vekilinin 14/06/2019 ve 25/06/2019 tarihli HMK 123. Maddesi uyarınca maddi tazminat talebinin geri alınması yönünde talep dilekçesi, davalı …’nın ve davalı şahıslar vekilinin tazminat talebinin geri alınmasına muvafakatlerinin olmadığına ilişkin beyan dilekçesi, davalı şahıslar vekili Av. …’ın 30/08/2017 tarihli vekillikten istifa dilekçesi, davacı vekilinin 12/03/2021 tarihli dilekçesi ekinde 12/03/2021 tarihli ödeme dekontu Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Davacının kusur oranın tespiti amacıyla … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş olup, 26/02/2019 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; sürücü …’ın %10 oranında kusurlu – yaya …’in %90 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Davacının maluliyet oranın tespiti amacıyla … Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş olup, 05/07/2017 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; 1974 doğumlu …’in 07/04/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda meydana geldiği bildirilen torakal vertebra spinöz proçes kırıkları arızası, 11/10/2008 tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde maluliyetine neden olacak derecede araz bırakmadığı cihetle maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1.maddesi uyarınca; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Hakim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Davacının uğradığı haksız fiil neticesinde maruz kalabileceği bedensel zarar aynı yasanın 54.maddesinde sayılmıştır. Bunlar; 1. Tedavi giderleri, 2. Kazanç kaybı, 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, 4.Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır.
Davacı trafik kazasından kaynaklı maddi zararlarının karşılanması için davalı …’a, …’e ve … A.Ş’ye tazminat davası açmıştır. Davacının maluliyet oranının belirlenmesi için dosya ATK’ya gönderilmiş 07/04/2015 tarihinde gerçekleşen kazada uygulanması gereken Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılmış ve maluliyetine neden olacak derecede araz bırakmadığı cihetle maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapora göre de sürücü …’ın sevk ve idaresindeki araçla seyri sırasında kontrollü ve tedbir alabilecek vaziyette seyretmediğinden %10 kusurlu, davacı yaya ise olay mahallinde trafik ışıklarını yeterince kontrol etmeden geçiş yaptığı, kendi can güvenliğini tehlikeye düşürdüğü, ilk geçiş hakkını yeşil ışıkta geçiş yapan sürücünün idaresindeki araca vermediğinden %90 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davacının yaşanılan kazada sürekli maluliyetinin olmadığı ve %90 kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Geçici iş göremezlik bakımından hesaplama için aktüerya bilirkişi için takdir edilen ücret davacı tarafından yatırılmamış ve davacı vekili mahkememize sunduğu 14/06/2019 tarihli beyan dilekçesi ve 25/06/2019 tarihli HMK 123. Maddesi uyarınca maddi tazminat talebinin geri alındığı ancak manevi tazminat istemi bakımından davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan tazminat talebinin devam ettiğine dair beyanlarda bulunmuştur. 6100 Sayılı HMK 123. Maddesine göre: “Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/10 md.) Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.” düzenlemesi mevcuttur. Bu durumda davacının geri alma talebinin davalıların açık rızasıyla mümkün olduğu ancak somut olayda davalı sigorta vekili ve diğer davalıların vekilleri tarafından sunulan beyan dilekçeleri ile maddi tazminat yönünden geri alınmasına muvafakat etmediklerini ve yargılamaya devam edilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır. Bu sebeplerle maddi tazminat bakımından davanın geri alınması mümkün olmamış, davacının zararı ve zarar görenin kusurunu ispatla mükellef olduğu, yaşanan kazada sürekli maluliyetinin bulunmadığı, geçici maluliyet bakımından hesaplama yapılması için bilirkişi ücretinin mahkememizce usulüne uygun süreler verilmesine rağmen yatırılmadığı ve davacı vekili tarafından yatırılamayacağı bildirildiği, haksız fiilin gerçekleşmesinde davacının %90 kusurlu olduğu dikkate alındığında davacının davalılara açmış olduğu maddi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Davacının davalılardan … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili talepli manevi tazminat talebi yönünden; 6098 Sayılı TBK 56. Maddesinde manevi tazminat düzenlenmiştir: ”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Bu madde kapsamında manevi tazminat olarak verilecek paranın miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Manevi tazminat olarak ödettirilecek miktar cezalandırma amacına kaçmamalıdır. Çünkü zararın karşılanması amacı kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük değil, zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hâkim bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut davada davacı TBK’nın haksız fiil hükümlerine, davalılardan (davalı sigorta şirketi hariç) manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. KTK 85/son maddesinde, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda davacının manevi tazminat talebini yönelttiği davalı araç sürücüsü ve araç malikinin sorumluluğu mevcuttur. Davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirme kapsamında ise; haksız fiile konu eylemin ağırlığı ve davalı sürücünün %10 kusurlu oluşu, celbolunan sosyal ve mali durum araştırma raporları, davacının sürekli maluliyetinin olmaması, hak ve nesafet kuralları, manevi tazminatın, talep edeni zenginleştirme karşı tarafı da cezalandırma aracı olarak kullanılamayacağı gibi hususlar dikkate alınarak manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı için takdir edilen 2.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan haksız fiilin gerçekleştiği (07/04/2015) tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Ayrıca kazaya karışan … plakalı ticari araç olması nedeniyle kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle birlikte manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi gerekmiş, AAÜT 10. Maddesi dikkate alınarak vekalet ücreti takdir edilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis eddilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davacının maddi tazminat talebinin REDDİNE,
(2)Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 2.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılar … ve …’den tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde iş bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
(3)Maddi tazminat talebi yönünden;
(a)Davalılar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 1.000,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
(4)Manevi tazminat talebi yönünden;
(a)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 2.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(b)Davalılar … ve … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT 10/2 maddesi uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’e verilmesine,
(5)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 136,62-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 37,58-TL’nin harçtan mahsubu ile bakiye 99,04-TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(6)Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 37,58-TL peşin harcın davalılar … ve …’den alınarak davacıya ödenmesine,
(7)Davacı tarafından yapılan; 27,20-TL başvuru harcı, 829,00-TL ATK ücreti, 443,00-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.299,20-TL yargılama masrafından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 236,22-TL yargılama masrafının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
(8)Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
(9)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekiline e-duruşma sistemi ile yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/06/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.