Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/49 E. 2020/219 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1212 Esas
KARAR NO : 2020/159

DAVA : Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2013
KARAR TARİHİ : 18/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalının Türkiye’ye turistik amaçlı gezmeye geldiğinde, davalının yakın arkadaşının …’te bulunan halıcı dükkanlarında tanıştığını, daha sonra sürekli görüşmeye başladıklarını ve bu beraberliğin arkadaşlığın ötesine taşındığını, davacının Türkiye’yi sık sık ziyaret ettiğini, tüm ziyaretlerinde davalı ile görüştüklerini, davacının görüşmeler sırasında davalıya Türkiye’de iş kurmak istediğini belirttiğini, bunun üzerine davalının davacıya boğaz turu düzenlemek amacıyla seyahat acenteliği kurma fikrini paylaştığını ve davacıyı şirket kurmaya ikna ettiğini ve davacının ortaklarından birinin kendisi olması şartıyla bu işe girmeyi kabul ettiğini, işlemlere başlanılması amacıyla davalının yönlendirmesi üzerine, yanında çalışan… ve yine davalının akrabası …a’nın ortağı …Şti. hesabına toplam 131.500 Euro ödeme yaptığını, davalının yapılan ödemeleri borç olarak aldığını ve ödeyeceğini belirttiğini, davacıya bugüne kadar herhangi bir ödeme yapmadığını, davacının ortağı olacağı vaad edilen herhangi bir seyahat acenteliği kurulmadığını, açıklanan nedenlerden dolayı, davacının davalı tarafa seyahat acentesi kurulması amacıyla verilen fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 Euro’nun davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama devam ederken alacak miktarının yüksek olması, davalının finansal durumunun iyi olmaması ve başka alacaklılarının da bulunması bu nedenle mal kaçırma saiki ile hareket edebileceği dikkate alınarak, davacının daha fazla hak kaybına uğramasını önlemek amacıyla davalının malvarlığına ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, dava konusu ilişkinin bir bütün olarak değerlendirildiğinde taraflar arasındaki ihtilafın ticari bir işletmeye ortaklık ile alakalı olduğunu ve bu nedenle yetkili Mahkeme’nin Asliye Hukuk Mahkemesi değil, ticari ihtilafları çözmekle yetkilendirilmiş Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacı tarafın gönderdiğini iddia ettiği paraların sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde iadesini istiyorsa eğer,bu paraları gönderdiği kişilerden talep edebileceğini, davacının her ne kadar ortaklık vaat edildiği ancak bu acenteliğin hiç kurulmadığı iddiasında bulunmuş ise de bu iddianın gerek dışı olduğunu, davalının, davacının iddia ettiği gibi bir zenginleşmenin kesinlikle olmadığını, dosyaya sunulmuş olan … imzalı olduğu iddia edilen borç beyanlarını da kabul etmediklerini, ayrıca davalının uğradığı tek zararın bu şirket işinden değil, davacı ile yaptığı harici ticaretlerden de büyük kaybının olduğunu, açıklanan nedenlerle, öncelikle davacı tarafın yabancı uyruklu kişi olduğundan davalının uğraması muhtemel zararları için MÖHUK madde 48 gereğince teminat yatırılması gerektiğini, davanın öncelikle husumet yokluğundan reddine, Mahkemenin aksi kanaatte olacak olur ise eğer haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas … karar sayılı görevsizlik kararının davalı tarafça temyizi üzerine dosyada, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2014/6672 esas 2014/9688 karar sayılı 26/05/2014 tarihli ilamı ile; “Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere gerektirici sebeplere ve teminatın görevli mahkemece değerlendirilebilecek bulunmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir” gerekçesiyle mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş, Yargıtay onama ilamı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiş, taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, yazışma örnekleri, banka hareketlerini gösterir kayıtlar celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişiler Bankacı … ve Hukukçu Doç Dr … tarafından tanzim olunan 21/12/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ile davalı taraf arasında oluşmuş mevcut belge ve delillerin, ödünç ilişkisinin varlığını ve alacağın mevcudiyetini davacının bu davada tanımladığı manada kanıtlamak için yeterli delil teşkil etmeyeceğini, bilirkişi heyeti dışında yapılacak bir grafolojik inceleme sonucunda borç beyanı üzerinde yer alan imzanın davalı eli ve ürünü olduğu ispat edildiği takdirde, davacının davalı taraftan 100.000Euro asıl alacağı bulunduğunu belirtmişlerdir.
Dosya imza ve yazı incelemesi yapılarak rapor tanzimi için Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesine gönderilmiş olup, tanzim olunan 19/12/2018 tarihli ve 4923 sayılı raporunda; fotokopi belgeler, bilgisayar ortamında hazırlanmış belgeler, faks çıktısı ve karbon suret belgelerde bazı tanı unsurları kayba uğrayabileceği gibi bu tür belgelerin sair usullerle elde edilebilme olasılığının da bulunduğunu; ayrıca belgeye imza, yazı ya da artefakt gibi harici unsurlar eklenebileceğinden fotokopi belgeler üzerinde inceleme yapılması sakıncalı olup genel olarak belge asılları üzerinde inceleme yapılmasının gerekli olduğunu, mahkeme müzekkeresinde belge aslının bulunmadığının bildirildiğini ve fotokopi belge üzerinde inceleme yapılması istenmekle; söz konusu belgenin orijinal belgeden elde edilmiş olduğunun kabulü halinde, istem doğrultusunda yapılan değerlendirmede; inceleme konusu fotokopi belgede …’ya atfen atılı basit tersimli imza ile …’nın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu ve seyir bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın kuvvetle muhtemel …’nın eli ürünü olduğu hususunun tespit edildiğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu ve adli tıp raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Dava, davacı tarafından davalının yönlendirmesi ile davalının yanında çalışan … ile akrabası olan …’nın ortağı bulunduğu … Şti. hesabına para gönderdiği davalının bu paraları borç verildiğine dair mail gönderdiğini iddia etmekte ve gönderilen bu paraların davalıdan tahsilini talep etmektedir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve adli tıp raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafından seyahat acentesi kurulması amacıyla davalıya 100.000-EU gönderildiği iddia edilerek gönderildiği iddia edilen bu paranın davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olsa da bunun davalı tarafından kabul edilmediği, dosyada buna ilişkin bir yazılı belge bulunmadığı, taraflar arasında mail yazışmaları yazıl delil başlangıcı niteliğinde olduğundan davacıya tanıklarını bildirmek üzere süre verilmesine rağmen tanık bildirilmediği, bu itibarla davacının iddiasının sübut bulmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40TL karar harcının peşin olarak alınan 4.516,35TLden mahsubu ile fazla alınan 4.461,95TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince; 26.962,20TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 145,60TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

İşbu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Yasası kapsamında imzalanmıştır